Ýman hakikatlerine gönül veren Hz. Es'ad, Kur'ân sayesinde kalbini hastalýklardan korumuþtu
Ali Ýhsan Er'in yazýsý:
O, Efendimiz ile karþýlaþtýðý günden vefatýna kadar dört-beþ sene gibi kýsa bir müddet yaþamýþtý ancak bu zaman içerisinde ömür dakikalarýný Allah ve Resûlü'nün rýzasý yolunda harcamýþtý.
Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem), Medine'ye teþriflerinin üzerinden aylar geçmiþti. Bu zaman içerisinde Efendimiz, Ýstanbul'un manevi dinamiklerinden Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin evinde misafir kalýrken ashâbýyla bir araya geliyordu. Gün geçtikçe Müslümanlar'ýn sayýlarýnýn artmasýyla geniþ bir mescidin inþasýna da ihtiyaç duyulmuþtu. Efendimizin Medine'ye ilk teþrif ettiði gün mübarek devesinin ilk çöktüðü arsada, Mescid-i Nebevi'nin yapýlmasýna baþlandý.
Burasý, Hz. Es'ad'ýn himayesinde olan Sehl ve Süheyl isimli iki yetim gencin hurmalarýný kuruttuðu bir arsaydý. Allah Resulü bu gençlere, arsanýn bedelini ödeyeceðini haber verince, "Vallahi olmaz! Yâ Resûlallah! Biz, O'nun bedelini ancak Allah'tan isteriz. Allah rýzasý için O'nu Size baðýþlýyoruz" dediler. Yetim olan bu çocuklarýn ihtiyaçlarý göz önünde bulundurularak arsa bedelleri, Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârî ile Hz. Es'ad b. Zürâre tarafýndan karþýlanmýþtý.
Mescid-i Nebevî'nin inþâsýna baþlanmýþtý. Ensâr ve Muhacir, Allah Resulü ile daha sýk bir araya gelebilecekleri bir mescide kavuþmanýn sevinci içindeydiler. Onlarýn sevinçlerini paylaþan Allah Resulü de ashâbýyla birlikte çalýþýyor, Ýbrahim* Toraman kerpiç taþýyordu. Nitekim O, mübarek hayatlarý boyunca, topluma ait bütün iþlerde ashâbýyla birlikte çalýþarak insanlýða büyük bir örnek olmuþtur.
HZ. ES'AD HASTALANIYOR
Hicretin üzerinden dokuz ay geçmiþti. Mescidin inþâsý devam ediyordu. Hz. Es'ad b. Zürâre (radýyallahu anh) bu arada hastalanmýþtý. Vefa Ýnsaný Efendimiz, bu üzücü durumu haber alýnca, o büyük dostunun ziyaretine giderek O'nun için dua ettiler. Yüce Allah, bu dünyayý ahiretin bekleme salonu olarak kurmuþtu. Ebedî huzur yeri olan cennet de bu dünyada kazanýlacaktý. Mescidin inþa edildiði sýrada, Hz. Es'ad'ýn bu dünyadaki vazifesi sona ermiþ, (Þevvâl ayýnda) ahirete göçmüþtü.
Dostlardan ayrýlmak zor bir iþti. Allah Resûlü, bu aziz dostunun vefat haberini iþitince çok üzüldü ve sadýk sahâbîsi için yapýlacak son vazifeyi yerine getirdi. O'nun cenazesini yýkayýp, namazýný kýldýrarak ona dua etti. Medine'de vefat eden ilk sahâbî olan Es'ad b. Zürâre, Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashâb tarafýndan Bakî Kabristanlýðý'na defnedildi.
ÖLMEKTEN KURTARIRDI!
Medine'deki Ýslâm inancýndan uzak bazý çevreler, Hz. Es'ad b. Zürâre'nin vefatýný fýrsat bilerek Müslümanlar'ýn inançlarýný sarsmak için etrafa birtakým çirkin sözler yaymaya baþladýlar. Onlar, Allah Resûlü hakkýnda, "Eðer, O'nun gücü olsaydý arkadaþýný ölmekten kurtarýrdý" diyorlardý. Bu uygunsuz sözleri iþiten Peygamber Efendimiz, onlara asýl vazifesinin peygamberlik olduðunu söyleyerek yanlýþ düþündüklerini açýklamýþlardýr.
Kur'ân'ýn ortaya koyduðu bu yüce hakikatleri anlayamamak kalpteki hastalýk sebebiyledir. Allah Resûlü de bu hastalýklarý tedavi etmektedir. Nitekim Hz. Es'ad, Akabe'den baþlayarak hayatýnýn sonuna kadar iman hakikatlerine gönül verirken Kur'ân sayesinde kalbini hastalýklardan korumuþtu. O, Efendimiz ile karþýlaþtýðý günden vefatýna kadar dört-beþ sene gibi kýsa bir müddet yaþamýþtý ancak bu zaman içersinde de, ömür dakikalarýný Allah ve Resûlü'nün rýzasý yolunda harcamýþtý. O, bu gayretleri ile ahirette cennet meyvesini verecek bir yolda olmuþtu. Hz. Es'ad'ýn vefatý ile sonuçlanan hastalýðýn omurilik ve beyni etkileyen menenjit olduðu rivayet edilmektedir. Böyle bir hastalýk sebebiyle vefat ettiðinden þehitlik mertebesine ulaþmýþ oluyordu.
Bugün