Pakistan Maarif Nâzýr Vekili Üstadý Pakistan'a davet etti orada kendi emrine her türlü imkân...
Son Þahitler'den Salih Özcan anlatýyor:
Türkiye'ye Pakistan Maarif Nâzýr Vekili Seyyid Ali Ekber Þah gelmiþti. Cihan Palas Otelinde kalýyordu. Tevfik Ýleri, misafirin Üstadý ziyaret etmek istediðini, bizim alâkadar olmamýzý, ancak kimsenin duymamasýný söyledi.
1952 yýlýnda idi. Mehmed Gemalmaz'la birlikte misafiri de alýp Emirdað'a gittik ve bir otele indik. Üstadýn acele bizi beklediðini bildirdiler. 'Hemen gelsinler' demiþ. Beraberce gittik. Üstad, Ali Ekber Þah için bir sandalye istedi. Hamza Emek hemen bir sandalye tedarik edip geldi. Üstad, 'Seyyid Salih tercümanlýk yapsýn' diyerek benim tercümanlýk yapmamý emretti. Konuþmasýnda, Risale-i Nur hareketini ve hizmetlerini, Ýslâm dünyasýnýn durmunu anlattý. Ben tercüme ediyordum. Ancak mevzu gittikçe derinleþiyordu. Öyle bir noktaya geldi ki, ben tercüme etmekte güçlük çekmeye baþladým, hattâ iþin içinden çýkamaz oldum. Bu sýrada Üstad iki dizinin üzerine doðruldu ve çok fasih bir Arapça ile konuþmaya baþladý. Ben öylesine fasih ve belið bir Arapça konuþma dinlemedim.
Seyyid Ali Ekber Þah, 'Beni talebeliðe kabul eder misiniz?' dedi. Üstad ona, 'Seni yirmi senelik kardaþlýða kabul ediyorum' cevabýný verdi. Üstadý Pakistan'a davet etti. Orada kendi emrine her türlü imkân, radyo istasyonu ve matbaa tahsisi edebileceklerini söyledi.
Üstad buna karþýlýk þöyle cevap verdi:
Kardaþým, Ali Ekber Þah! Bu hizmetleri göðüs göðüse yapmak icap ediyor. Siperin arkasýnda hizmet olmaz. Esas hastalýk burada baþladý. Ben Mekke'de de olsam buraya gelirdim. Asýl hizmet buradadýr, cephe buradadýr.'
(Son Þahitler, Necmeddin Þahiner)