Tekfir nedir ? By: ehlidunya Date: 22 Aðustos 2010, 20:18:46
Tekfir nedir?
“Said’i bilenler bilirler ki, mümkün olduðu kadar tekfirden çekinir. Hatta sarih küfrü bir adamdan görse de yine te’vile çalýþýr.”
Þualar
“Meselâ: Demiþ bu þey küfürdür. Yâni, o sýfat imandan neþ’et etmemiþ, o sýfat kâfiredir. O haysiyet ile o zât küfür etti, denilir. Fakat mevsufu ise mâsume ve imandan neþ’et ettikleri gibi, imanýn tereþþuhatýna da hâize olan baþka evsafa malik olduðundan o zât kâfirdir denilmez….”
Sünuhat
Tekfir, birisinin kâfir olduðunu iddia etmek demektir. Küfür, nimete karþý nankörlük etmek, nimeti gizlemek, küfran etmek mânâsýna geliyor. Þer’î ýstýlahta ise, küfür, “Hiçbir zorlama olmaksýzýn kendi irade ve isteðiyle iman hakikatlarýný inkâr ve tekzip etmek, yahut tasdik etmemek, iman edilmesi gereken mukaddesatý tahkir etmek, onlarla alay etmek, haramý helâl, helâli haram kabul etmek” þeklinde tarif ediliyor.
Tekfir konusunda Risale-i Nur Külliyatýndan “Sünuhat” adlý eserde yer alan þu öz, doyurucu ve harika ifadeleri, bu asrýn insaný kelime kelime ezberlemeli, harf harf yaþamalýdýr. Yoksa hem kendisi büyük günaha girer, hem de bilmeyerek karþýsýndakini Ýslâm’dan uzaklaþtýrýr...
“Meselâ: Demiþ bu þey küfürdür. Yâni, o sýfat imandan neþ’et etmemiþ, o sýfat kâfiredir. O haysiyet ile o zât küfür etti, denilir. Fakat mevsufu ise mâsume ve imandan neþ’et ettikleri gibi, imanýn tereþþuhatýna da hâize olan baþka evsafa malik olduðundan o zât kâfirdir denilmez. Ýllâ ki, o sýfat küfürden neþ’et ettiði yakînen biline... Zira baþka sebepten de neþ’et edebilir. Sýfatýn delâletinde þek var. Ýmanýn vücudunda da yakîn var. Þek ise yakînin hükmünü izale etmez. Tekfire çabuk cür’et edenler düþünsünler!...” (Sünuhat)
Demek ki, bir mü’minde, imandan kaynaklanmayan belki cehaletten, sefahatten yahut daha baþka bir kaynaktan beslenen sýfatlar bulunabilir. Bu sýfatlara “kâfire” tabir ediliyor. Yine o mü’minin, imanýndan kaynaklanan birçok da mâsum sýfatý bulunuyor. Ýþte bu sýfatlar, o zâta kâfir dememize mâni. Onun dilinden küfrü icap eden bir söz çýkmýþsa, yahut o mü’min, imandan kaynaklanmayan ve ancak kâfirlere yakýþacak fiiller iþlemiþse yukarýda verilen ölçüye göre, bunlarýn küfürden doðduðunu, yâni o adamýn küfür niyetiyle, Ýslâm’ý inkâr kasdýyla bunlarý yaptýðýný kesinlikle bilmedikçe onu tekfir edemeyiz; kendisine kâfir diyemeyiz.
“Sýfatýn delâletinde þek var” cümlesi kesin hüküm vermemizi engelliyor. Yâni o yaptýðý iþin, söylediði sözün, taþýdýðý sýfatýn, onun kâfir olduðuna delil olmasý þüpheli. Bunlarý küfür kastýyla yaptýðýný kesin olarak bilemiyoruz. Ama kendisinin mü’min olduðunu biliyoruz. Kendisinden sorsak, “ben mü’minim, Müslümaným” diyecektir. Buna göre imanýn delâletinde yakîn var, kesinlik var, kat’iyet var. Ama küfrün varlýðýnda þek, yâni þüphe var, zan var, tahmin var. Biz yakîni, þek ile iptal edemeyiz ve o adama kâfir diyemeyiz.
Tekfir konusunda Peygamber Efendimizin (asm.) þu hadis-i þerifini hatýrdan çýkarmamak gerekir:
“Kim kardeþine kâfir derse, ikisinden biri mutlaka kâfir olmuþtur. Eðer itham edilen kâfir deðilse, küfür itham edene döner.”
Büyük günah iþleyen birini gördüðümüzde þöyle düþünmemiz gerekir:
“Büyük günah iþlemek kiþiyi kâfir etmez, belki bu günahý küfründen deðil de nefsine hâkim olamadýðýndan, yahut cehaletinden iþlemektedir; günahkârdýr, fâsýkdýr, ama kâfir olduðunu hemen iddia etmemek gerekir.”
radyobeyan