Ahkam Hadisleri
Pages: 1
Namaz By: reyyan Date: 21 Aðustos 2010, 09:05:32

 NAMAZ


 

Namaz dinin direði, ailenin düzeni, toplumun dengesi, haya­týn hikmeti, kulluðun gereði ve imânýn açýk belgesidir. Allah ile kullarý arasýnda en iþlek yoldur. Hiçbir peygamber namazdan va­reste tutulmamýþ, semavî hiçbir din bu ibâdete ilgisiz kalmamýþtýr.

Onun için Resûlüllah (a.s.) Efendimiz: "Namaz benim gözümün aydýnlýðý kýlýnmýþtýr!" buyurarak, namazýn her iki hayatýmýza na­sýl bir aydýnlýk getireceðine iþaret etmiþtir. Âhiret'te insandan ilk önce bu ibâdetten sorulacaðý da onun önemini anlatmaya yeterli bir delildir. Ayný zamanda namaz küfürle imân arasýnda bir alâmet-i farika sayýlýr.

Kur'ân-ý Kerîm'in elliden fazla yerinde bundan bahsedilerek Allah'ýn kullarýnýn günlük hayatlarýnda maddeyle mâna, dünya ile âhiret, nefs ile ruh arasýnda denge saðlayacak, köprü kuracak na­mazý görmek istediðine en belirgin þahittir.

Ýlgili hadîsler:

Abdullah b. Ömer (r.a.)'den yapýlan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in þöyle buyurduðunu söylemiþtir:

"Ýslâm beþ (esas) üze­rine kurulmuþtur: Allah'tan baþka ilâh olmadýðýna, Muhammed'in de Allah'ýn Rasûlü bulunduðuna þehadet etmek; namaz kýlmak, zekât vermek Beytullah'a haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.."[1]

Enes b. Mâlik (r.a.)'den yapýlan rivayette demiþtir ki: Ýsrâ gecesinde Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'e elli vakit namaz farz kýlýnmýþtý. Sonra azaltýlarak beþ vakte indirilmiþtir. Sonra da ona þöyle seslenilmiþtir: "Ya Muhammed! Þüphesiz ki söz benim yanýmda deðiþmez. O bakýmdan þu beþ vakit ile sana elli vaktin (sevabý) vardýr."[2]

Hz. Aiþe (r.a.) Vâlidemiz'den yapýlan rivayette, demiþtir ki:

"Namaz ikiþer rek'at olarak farz kýlýndý. Sonra hicret edince dört rek'at olarak farz kýlýndý ve seferi namaz evvelki (sayý) üzerine býrakýldý."[3]                                               

Talha b. Ubeydullah (r.a.)'den yapýlan rivayette, demiþtir ki: "Bir bedevi, saçlarý daðýnýk bir halde Peygamber (a.s.) Efendimiz'e geldi ve aralarýnda þu konuþma geçti:

"Ey Allah'ýn Rasûlü! Allah'ýn benim üzerime namazdan neyi farz kýldýðýný haber ver?"

"Beþ vakit namaz, meðer ki tetavvu' olarak bir þey (fazladan) kýlasýn..."

"Allah'ýn benim üzerime oruçtan ne kadar farz kýldýðýný haber ver?"

"Ramazan ayý... Meðerki tetavvu' olarak bir þey (oruç tutasýn.)"

"Bana Allah'ýn üzerime zekâttan neyi farz kýldýðýný haber ver?"

Böylece Resûlüllah (a.s.) Efendimiz ona Ýslâm þeriatýnýn hep­sini haber verdi. Bunun üzerine Bedevî þöyle dedi:

"Sana ikramda bulunan Allah'a yemin ederim ki, bundan ne fazlasýný yaparým, ne de Allah'ýn üzerime farz kýldýðýndan bir þey eksiltebilirim!.."

Onun bu sözü üzerine Peygamber (a.s.) Efendimiz þöyle bu­yurdu:

"Eðer doðru söylediyse kurtuluþa erdi veya Cennet'e girdi..."[4]

Hadîslerin açýk delâletinden þu hükümler anlaþýlmaktadýr:

1- Ýslâm beþ esas üzerine kurulmuþtur. Onlardan biri de na­mazdýr.

2- Namaz Mi'rac gecesi, önce elli vakit olarak farz kýlýnmýþ, sonra noksanlaþtýrýlarak beþe indirilmiþtir.    Bu artýk ne artar, ne de eksilir. Günde belirli zamanlarda beþ vakit namaz kýlmak farz­dýr ve bu elli vakit namaz deðer ve sevâbýndadýr.

3- Namaz önceleri ikiþer rek'ât olarak farz kýlýnmýþtýr, yani her vakitte iki rek'at farz namaz kýlýnýrdý. Hicretten sonra bu sa­bah ve akþam dýþýndaki vakitlerde dörder rek'ata çýkarýlmýþtýr.

4- Seferde ise, yine önceleri olduðu gibi, öðle, ikindi ve yatsý farzlarý ikiþer rek'ât olarak kalmýþtýr.

5- Kurtuluþun en açýk yolu, Allah'ýn farz kýldýðý ibâdetleri dosdoðru yerine getirmektir. Ancak dileyen fazladan nafile ibâdet yapabilir.

Hadislerin ýþýðýnda müctehid imamlarýn görüþ, tesbit, ictihâd ve istidlalleri:

a) Hanefîlere göre:

Namaz beþ vakittir. Bu, kitap, sünnet ve ümmetin icma'ýyla sabit olmuþtur. Namazýn rek'at sayýsýna gelince, bu, mükellef ki­þinin mukiym ve misafir (eyleþik ve yolcu) olmasýna göre deðiþir. Eyleþik ise, 17 rek'at, yolcu ise 11 rek'attýr.

Hz. Ömer (r.a.)'den yapýlan rivayette, þöyle demiþtir:

"Yolcu­luk halinde olan kimsenin namazý iki rek'attýr; Cuma namazý da iki rek'attýr; bu tamdýr, noksanlaþtýrýlmýþ deðildir. Peygamberini­zin diliyle bu þekil ifadesini bulmuþtur."

Hz. Aiþe (r.a.)'dan yapýlan rivayette ise, þöyle demiþtir:

"Na­maz aslýnda iki rek'at olarak farz kýlýndý, ancak akþam namazý deðil, çünkü o gündüzün tek namazýdýr. Sonra hazar (eyleþik hal) da artýrýldý ve seferde (yolculuk halinde) eski haline terkedildi."[5]

Böylece Hanefiler, naklettiðimiz iki rivayete de itibar etmiþ­ler ve farklý görüþler ortaya koymuþlardýr. Esasta ise ihtilâf söz konusu olmamýþtýr.

b) Þafiilere göre:

Namaz beþ vakittir. Eyleþik halde öðle, ikindi ve yatsý farzý dörder, akþam üç, sabah iki rek'attýr. Yolculuk halinde ise, dört rek'atlý farzlar ikiþer rek'at olarak kýsaltýlýr. Akþam ile sabah na­mazý aynen muhafaza edilir. Böylece Þafiîler, bu konuda Hz. Ömer'­den (r.a.) nakledilen rivayeti sened seçmiþlerdir. Onlara göre, beþ vakit namaz önce ikiþer rek'at olarak deðil, þimdi kýlýndýðý gibi, öðle, ikindi ve yatsý farzlarý dörder rek'at olarak farz kýlýnmýþtýr. Seferde ise, bir ruhsat olarak dört rek'atlý olanlar ikiþer rek'at kýlýnabilir.[6]

c) Hanbelî'lere göre:

Namaz, kitap, sünnet ve icma, ile farziyeti sabit olan önemli bir farzdýr. Maide: 5/98 sûrede bu açýkça belirtimiþtir. Sünnet'te ise, Ab­dullah b. Ömer'in  (r.a.) hadîsiyle istidlal edilir.

Farz kýlýnan namazlar, bir gün ve bir gece (24 saat) içinde beþ­tir. Bunun bu vakitlerde farziyeti hakkýnda müslümanlar arasýn­da en küçük bir ihtilâf olmamýþtýr. Baþka namaz ancak bir harici sebepten dolayý vâcib olur, adak ve benzeri þeyler gibi. Ýmam Ebû Hanîfe ise, vitir namazý da bizatihi vâcibdir, demiþ ve þu hadîsle is­tidlal ve ihticacda bulunmuþtur:

"Þüphesiz ki Allah size bir namaz daha artýrdý, o da vitir'dir."

Diðer bir hadîste ise, "Vitir haktýr" buyurmuþtur ki, bu vücubu ge­rektirmektedir.[7]

Hanbelîler bu konuda daha çok Ýbn Þihab'ýn Enes b. Mâlik'den (r.a.) yaptýðý rivayeti kendilerine sened seçmiþler ve onunla ihticac etmiþlerdir ki, konunun baþýnda 1057 no'lu Enes hadisin biraz uzun þeklini ihtiva etmektedir.[8]

d) Mâlikîlere göre:

Onlarýn görüþ ve ictihadý, Hanbelîlerle birleþir. O bakýmdan açýklamaya gerek görmüyoruz.

Rivayetler ve tahliller:

Þüphesiz ki, beþ vakit namazla ilgili rivayetlerin hepsini bura­ya nakletmemize hacmimiz müsait deðildir. Ancak rivayet ettiði­miz hadîsler üzerinde yapýlan incelemeye yer vermek istiyoruz.

Birinci hadis, yani 1056 no'lu Abdullah b. Ömer (r.a.) hadîsi, Ýslâm'ýn beþ sütun, beþ esas üzerine kurulduðunu ifâde ediyor. Oy­sa ilk nazarda Ýslâmiyet'in bu beþ þeyden ibaret olmadýðý karþýmý­za çýkmaktadýr. Ama mes'eleyi iyice inceleyip hikmet ve gayesiyle ele aldýðýmýzda, Ýslâm'ýn tamamýný içine alýp kapsadýðýný görürüz. Þöyle ki:

Allah'tan baþka ilâh olmadýðýna, Muhammed'in de O'nun kulu ve Resulü bulunduðuna þehadet, çok geniþ ve kapsamlýdýr: Dinin bütün esas ve füruâtýný içine almakta, Allah ve Resûlüna imânýn, onlardan gelen bütün esas ve prensiplere uymayý gerektirir. O hal­de yalnýz iki þehadet kelimesi Ýslâm'ýn tamamýný gölgesi altýnda bu­lunduran bir çadýr veya çatý mahiyetinde tezahür eder. Namaz, zekât, hacc ve oruç ise, fert ve toplumun ahlâkýný tehzîbe, iç disip­lini saðlamaya, sosyal adaletin gerçekleþmesine yardýmcý olmaya ve toplum yapýsýnda huzur ve sükûnun kurulmasýna, düzenli bir hayat sisteminin oluþmasýna yarayan ibâdetlerdir ki, bunlarý imâ­nýn deðiþmez ürünleri olarak vasýflandýrabiliriz.

O bakýmdan Ýslâm, sözü edilen beþ sütun üzerinde kurulu bir çadýra veya binaya benzetilmiþtir. Baþta birinci þart, imânýn esas­larýný ve Ýslâm'ýn dünya ve âhireti birlikte kucaklayýp düzene sok­maya yöneldiði bir din olduðuna; diðerleri ise, Ýslâm'ýn ahlâkî, ic­timai ve ailevî bütün esaslarýný beraberinde taþýdýðýna delâlet eder.

Resûlüllah (a.s.) Efendimiz böylece Ýslâm sistemini bir bütün­lük içinde iþlerken onu beþ maddede özetlemiþtir.

Yukarýda sözünü ettiðimiz hadîsin sahîh olduðunda ittifak vardýr. O bakýmdan fazla bir yorumda bulunmaya gerek görmüyoruz.[9]

1057 nolu Enes hadisi, sahihayn'de ittifakla rivayet edilmiþ ve hayli uzun olan Ýsra hadîsinin sadece bir tarafýný oluþturmaktadýr. Ýlim adamlarýmýz, beþ vakit namazdan baþka farz bir namaz olma­dýðýný bununla istidlal etmiþlerdir. Tabii Cuma farzý öðle farzýnýn yerine kaim olduðundan beþ sayýsýnýn kapsamýna girer. Vitir na­mazý ise, müctehidlerin çoðuna göre sünnet kabul edilmiþtir. Ýle­ride buna yeri gelince deðineceðiz...

Ýlim adamlarýndan bir kýsmý bu hadîse dayanarak, elli vakit namazýn beþ vakitle neshedildiðini ve böylece teblið gerçekleþme­den neshin vaki olduðunu söylemiþlerse de, olayýn cerayan þekli ve taþýdýðý yüce amaçlar dikkate alýnýnca, nâsih ve mensûhla ilgi­li olmadýðý görülür. Amaç beþ vakit namazýn, yirmidört saatlik bir zamaný tamamen içine alýp ilâhî rýzâ doðrultusunda deðerlendirmeyi kendinde taþýdýðýný bildirmektir.

1058 nolu hadîse Ahmed b. Hanbel Ýbn Keysan tarikiyle "An­cak akþam namazý deðil..." fazlalýðýný nakletmiþtir. Hadîsin açýk delâleti, seferde iki rek'atýn farz kýlýnmasýnýn azîmet olup ruhsata delâlet etmediðini göstermektedir. Nitekim Ýmam Ebû Hanîfe'nin de ictihadý bu anlamdadýr. Diðer müctehid imamlardan buna "ruh­sattýr" diyenlerin delili ise, "Yeryüzünde yolculuða çýktýðýnýzda, inkâra sapanlarýn sizi fitneye düþürüp kötülük edeceklerinden endiþe ederseniz, namazý kýsaltmanýzda size bir vebal yoktur..." me­alindeki Nisa sûresi 101. âyettir. Burada "bir vebal yoktur" tabi­rinin ruhsata delâlet ettiði söylenir.

Birinciler ise kendi ictihad ve görüþlerine ayrýca þu hadisi de delîl göstermiþlerdir:

"Ruhsat Allah'ýn size tasadduk ettiði bir sa­dakadýr, O'nun sadakasýný kabul edin!"

Ayný zamanda Hz. Aiþe (r.a.), namaz farz kýlýndýðý yýllarda henüz çocuk idi, konuyu akletmesine imkân yoktur. Ýbn Hacer ise, böyle diyenlere karþý çýkmýþ ve "Hz. Aiþe (r.a.) olaya þahit olmamýþ, ona ulaþmamýþsa da hadis mürsel sayýlýr ve o bir sahabîdir, sözü hüccet kabul edilir" demiþ­tir. Çünkü bu gibi önemli mes'eleleri Resûlüllah'tan (a.s.) iþittiði veya bir sahabeden duyduðu mümkündür.

Ýbn Abbas'dan (r.a.) yapýlan rivayette ise, Hz. Aiþe'nin hadîsine muhalif bir hüküm görülmektedir:   

"Namaz hazar (eyleþik hal) de dört, seferde iki rek'ât farz kýlýnmýþtýr."[10]

Ýlim adamlarý bu iki hadîsi baðdaþtýrmanýn mümkün olacaðý üzerinde durarak þöyle demiþlerdir: Beþ vakit namaz Ýsrâ gecesi ikiþer rek'ât olarak farz kýlýnmýþ, sadece akþam namazý üç rek'ât olarak belirlenmiþti. Hicretten sonra sabah ve akþam namazý dý­þýndaki diðer farzlara ikiþer rek'ât ilâve edilmiþtir. Nitekim Ýbn Huzeyme ile Ýbn Hibbân ve Beyhakî'nin Hz. Aiþe (r.a.)'dan yaptýk­larý rivayette, þöyle demiþtir: Hazar ve sefer namazý ikiþer rek'ât olarak farz kýlýnmýþtý. Resûlüllah (a.s.) Efendimiz Medine'ye hic­ret edip güven ve istikrara kavuþunca hazarý namazlara ikiþer rek'ât ilâve edildi ve sabah namazý -ondaki kýraatin uzunluðu se­bebiyle- iki rek'ât olarak kaldý. Birde akþam namazý, gündüzün vitri sayýldýðýndan üç rek'ât olarak kaldý.

Böylece dört rek'atli farzlar yerleþip istikrar bulunca, seferde hafifletilerek, daha önce belirttiðimiz âyetin inmesiyle iki rek'ât olarak belirlendi.

Ýbn Esîr'in el-Müsned'in þerhinde söylediði þu sözler bu ma­nayý kuvvetlendirmektedir:

"Þüphesiz ki namazýn kýsaltýlmasý, hic­rî dördüncü yýlda olmuþtur." Çünkü korku âyetinin o yýlda indiðini tesbit edenler olmuþ ve Ýbn Esîr'de onlarýn bu tesbitine dayanarak böyle söylemiþtir. Bazýsýna göre, namazýn kýsaltýlmasý, hicrî ikinci yýlýn Rebiulâhýr'inde gerçekleþmiþtir. Dolabî de ayný þeyi belirtmiþtir.[11]

1058 no'lu Talha b. Ubeydullah hadîsini ayný zamanda Ebû Davud, Nesâî ve Ýmam Mâlik de tahrîc etmiþlerdir. Ancak Ebû Dâvud'da soru sorulan bedevinin Necdli olduðu kaydedilmiþtir.

Hadîs sahihtir. Vitir, bayram, kuþluk gibi namazlarýn vâcib olmadýðýný söyleyenler bu hadîsle istidlal etmiþlerdir. Ayrýca Aþurâ orucunun da vâcib olmadýðý yine bu rivayete dayanýlarak söy­lenmiþtir. Ayný zamanda bir malda zekâttan baþka çýkarýlýp veri­lecek baþka bir hak olmadýðý istidlal edilmiþtir. Vergi konusu dev­letin irâdesine býrakýlarak ayrý bir statüye baðlanmýþtýr.

 
Çýkarýlan Hükümler:

 

1- Beþ vakit namaz Ýsrâ gecesinde farz kýlýnmýþtýr. Farziyeti Kitap, Sünnet ve icma' ile sabittir.

2- Namaz ikiþer rek'at olarak farz kýlýnmýþtýr, sadece akþam namazý gündüzün vitri sayýldýðýndan üç rek'at olarak farz kýlýn­mýþ ve Mekke'de hicretten önce hep böyle kýlýnmýþtýr.

3- Öðle, ikindi ve yatsý farzlarý hicretten birkaç yýl sonra dörder rek'âta çýkarýlmýþ ve farz kýlýnmýþtýr.

4- Seferi halde ise, öðle, ikindi ve yatsý farzlarý ikiþer rek'at olarak kýlýnýr. Bu ya bir azimet, ya da ruhsattýr.

Beþ vakit namazýn dýþýnda kalan vitir, bayram ve kuþluk namazý, kimine göre sünnettir; kimine göre, vitir ile bayram namazý vâcibdir.

6- Ramazan orucundan baþka oruçlar farz deðildir, ancak arýzî bir sebeple adama, keffaret ve benzeri nedenlerle vâcib olanlarý vardýr.

7- Muhtaçlara yardým hususunda farz olaný zekâttýr, diðer yardýmlar sadaka kapsamýna girer ve sünnettir. Ancak arýzî bir ebeple vâcib olan keffaretler vardýr.

Ynt: Namaz By: sedanurr Date: 09 Mart 2018, 07:48:25
Essalamunaleyküm Rabbim bizleri namazý dosdoðru tadil erkana uygun bir þekilde kilabilmeyi nasip etsin
Ynt: Namaz By: ceren Date: 09 Mart 2018, 16:11:14
Esselamu aleykum.rabbim bizleri hakkiyla ve vaktinde huþu içinde namazýný kýlan ve namazin feyzine rabbimin rahmetine eriþen kullardan olalim inþallah. .
Ynt: Namaz By: Sevgi. Date: 10 Mart 2018, 02:20:48
Aleyküm Selam.  Mevlam bizlere Namazýný vaktinde ve dosdoðru kýlanlardan eylesin inþaAllah
Ynt: Namaz By: Bilal2009 Date: 11 Haziran 2018, 15:36:15
Aleykümüsselam Rabbim bizleri doðru þekilde Namazýný kýlan kullarýndan eylesin inþallah

radyobeyan