Esler arasinda istisare By: sumeyye Date: 20 Aðustos 2010, 13:14:48
Esler Arasinda Istisare
Akýl akýldan üstündür, derler Ýnsan beþerdir Beþer, þaþar; hatadan beri olmaz, ama aldýðý kararlarda istiþarenin imzasý olursa, hiç olmazsa hatadan azamî derecede korunmuþ olur Çünkü istiþare her alanda uygulanýrlýðý ve geçerliliði bulunan bir ilâhî emirdir Gerek konunun uzmanlarýna, gerekse ilgili çevrelere akýl danýþmak, Allah’ýn sosyal hayatýmýzda görmek istediði fazilet ve güzel ahlâktandýr
Esler Arasinda Istisare
Cenab-ý Hak, yeryüzüne bir halîfe olarak “insan cinsini” yaratmayý murad ettiðin de durumu meleklerle istiþâre ediyor Bu konuyu Kur’ân þöyle ifâde buyurur:
“Hani, Rabbin meleklere, ‘Yer yüzünde emirlerimi yerine getirip varlýklar üzerinde tasarrufta bulunacak bir halîfe yaratacaðým!’ buyurduðunda, melekler þöyle demiþlerdi:
‘Yer yüzünde fesat çýkarýp kan dökecek birisini mi yaratacaksýn? Halbuki biz, Seni hamd ile tesbih eder, Seni her türlü noksandan yüce tutarýz!’ Allah ise; ‘Ben sizin bilmediðinizi bilirim!’ buyurmuþtu”(Bakara Sûresi: 30)
Bu ayeti tefsir eden Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, Kur’ân’ýn bu ayetle danýþma ve müþavere üslubunu insanlara benimsetmek istediðini, yoksa Cenab-ý Hakkýn müþavereden ve danýþmaktan münezzeh olduðunu beyan eder(Ýþârâtü’l-Ý’câz, s 251)
Görüldüðü gibi, Allah, hiç ihtiyacý yokken, meleklerle istiþare ediyor Melekler de ,Allah’ýn muradýna uygun olmasa da, görüþlerini açýklýkla ve medenîce bildiriyorlar Allah ise kendi yüksek muradýna uygun olmayan görüþlerinden dolayý melekleri kýnamýyor, suçlamýyor, itham etmiyor, azarlamýyor, rahmetinden kovmuyor Sadece, gayet net biçimde, gayet açýk bir üslupla, gayet þefkatli bir ifade tarzý ile meleklerin itirazlarýna da gücenmeyerek, insan yaratma ile ilgili muradýndaki yüksek hikmeti bildiriyor Melekler hemen teslim oluyorlar ve þöyle diyorlar:
“Seni her türlü noksandan tenzih ederiz! Senin bize öðrettiðinden baþka bizim bilgimiz yoktur! Sen her þeyi hakkýyla bilir, her iþi hikmetle yaparsýn!”(Bakara Sûresi: 32)
Kur’ân ayrýca, “Onlarýn aralarýndaki iþleri istiþare iledir”(Þûrâ Sûresi: 38) Ayeti ve
“Ýþlerinde onlarla istiþare et!”(Âl-i Ýmrân Sûresi: 159) Ayeti ile istiþareyi ve danýþmayý her hususta ,kadýn erkek ayýrt etmeksizin, insana bir Ýlâhî ferman ve emir olarak duyuruyor
Demek, hayatýn her alanýnda olduðu gibi, dar manada elbette aile hayatýnda ve ev yönetiminde de iþlerin istiþare ile yapýlmasý, anne ve babanýn birbirleri ile her konuda istiþare etmeleri, birbirlerinin aykýrý görüþlerine tahammül göstermeleri, saygý duymalarý, farklý düþüncelerini medenîce ortaya koymalarý ve yekdiðerini baský ile deðil, baðýrýp çaðýrmakla deðil, sindirmekle deðil; sabýr ile hikmet ile bilgi ile güzellikle, tatlý dil ile ve yumuþak huyla ikna etmeleri Kur’ân’ýn emir ve tavsiyeleri arasýnda yer almaktadýr
Ýster devlet iþinde olsun, ister her hangi bir iþ yönetiminde olsun, ister ev iþlerinde ve aile yönetiminde olsun, durum deðiþmiyor; istiþare ve danýþma, hayatýn her alanýnda vazgeçemeyeceðimiz bir Ýslâmî davranýþ kültürü ve farz bir emirdir
Þüphesiz, evli erkek ve kadýnýn, baba ve annenin, karý ve kocanýn her konuda birbirlerine danýþmalarý hem aralarýndaki sevgiyi ve güveni her defasýnda yeniden tesis edecektir, hem birbirlerine karþý saygýyý her zaman ayakta ve diri tutacaktýr, hem çocuklarýna örnek teþkil edecektir, hem çevreye uyum mesajlarý verecektir, hem toplum barýþýna örnek bir aile olarak katký saðlayacaktýr, hem de gerek anneyi, gerekse babayý olasý yanlýþlardan, muhtemel hatalardan ve günahlardan koruyacaktýr Her iki taraf için de istiþare, isabetli ve sýhhati karar almalarýnda önemli bir mihenk oluþturacaktýr
Hatadan uzak olan Allahü Zülcelâl hazretleri istiþâre ederse, hatâ ile mâlûl insan oðlunun istiþâreden kaçmasý ve “ben bilirim!” havasýna girmesi akýl ile, insaf ile, vicdan ile, iz’an ile, hikmet ile, irfân ile, maslahat ile izah edilebilir mi?
Keza, halk arasýnda dolaþmakta olan, “Kadýnla istiþare edilmez!”, “Kadýnýn dediði yapýlmaz!”, “Kadýna danýþýn, fakat söylediklerinin aksini yapýn!” türü sözler ve söylemler bir sosyal din olan Ýslâm dînine ait sözler deðildir Ýslâmiyet bu tür söylemleri kabul etmez Bunlar anlamsýz ve boþ sözlerden ibarettir
Bizim eþsiz örneðimiz Peygamber Efendimiz (asm) mübarek ve pak hanýmlarýna danýþýrdý Ýþte bir örnek:
Hicretin 6 senesinde, Peygamber Efendimiz (asm) Kâbe’yi tavaf etmek umuduyla sahabelerle birlikte Medine’den Mekke’ye hareket etmiþlerdi Fakat müþrikler Kâbe’yi tavaflarýna izin vermeyince Hudeybiye’de, görünüþte aðýr þartlarý da kabul etmiþ olarak, müþriklerle barýþ anlaþmasý yaptýlar Sahabeler aðýr bir anlaþma yapýlarak Kâbe’yi tavaftan o yýl vazgeçilmesini Ýslâm’ýn izzeti ile baðdaþtýramamýþlar, bunu bir yenilgi saymýþlar ve buna razý olmamýþlardý Peygamber Efendimiz (asm) sahabelere:
“Kalkýnýz, kurbanlýklarýnýzý kesip baþlarýnýzý týraþ ediniz!” buyurdu
Fakat emir sahabeleri harekete geçirmedi Peygamber Efendimiz (asm) emri üç defa tekrarladý Sahabeler, yine cevap vermediler
Sahabelerden kimsenin kalkmadýðýný gören Allah Resulü (asm) dönüp muhtereme ve pak hanýmý, validemiz, Hazret-i Ümmü Seleme’nin (ra) yanýna vardý Onunla istiþare etti
“Ey Ümmü Seleme!” dedi “Nedir bu halkýn tutumu? Onlara kurbanlýklarýnýzý kesiniz! Baþýnýzý týraþ ediniz diye tekrar tekrar söylüyorum! Fakat hiçbiri emrime icabet etmiyor!” buyurdu
Muhtereme hanýmý Ümmü Seleme (ra) þöyle dedi:
“Yâ Resûlallah! Bu iþi yapmak istiyor musunuz? O halde þimdi hemen dýþarý çýkýnýz! Siz, kurbanlýk develerinizi kesinceye ve berbere týraþ oluncaya kadar sahabelerden hiç kimse ile konuþmayýnýz! Siz, kurbanýnýzý keser ve týraþ olursanýz onlar da öyle yapar!”(Buhârî, 3/182)
Muhtereme hanýmý ile görüþ alýþ veriþinde bulunduktan sonra Peygamber Efendimiz (asm) dýþarý çýktý Hiç kimseyle konuþmadan ihramýný giydi, kurbanlýk develerini kesti ve berberi çaðýrýp týraþ oldu Bunu gören sahabeler de kurbanlýk develerini kestiler ve baþlarýný týraþ ettiler(Peygamberimizin Hayatý, 2/138) ALINTI