Ramazan Ayý Tavsiyeleri
Pages: 1
Orucun fazilet ve edepleri By: sumeyye Date: 12 Aðustos 2010, 21:50:08
ORUCUN FAZÝLET VE EDEPLERÝ


Bu bölümde; oruç, orucun fazileti, oruç tutanlarýn vasýflarý, oruç tutanlara müstehap olan þeyler, oruç tutmada izlenecek usuller ve seçkin kullarýn orucu yer almaktadýr658

Allah Teala, þöyle buyurmuþtur:

“Sabrederek ve namaz kýlarak Allah’tan yardým dileyiniz”659 Tefsirde, “sabýrdan maksat oruçtur” denmektedir Rasulullah (sav), Ramazan ayýný “sabýr ayý660 diye isimlendirmiþtir Çünkü sabýr; nefsi arzularýndan alýkoymak ve Allah’ýn emrine karþý hapsetmektir

Bize rivayet edildiðine göre Hz Peygamber (sav) þöyle buyurmuþtur: “Sabýr, imanýn yarýsý ve oruç da sabrýn yarýsýdýr”661

Allah Teala: “Sabrederek Allah’tan yardým isteyiniz”662 buyurmuþtur Denilmiþtir ki: “Ayetin manasý, nefsinizle mücahedede sabrederek Allah’tan yardým dileyiniz” demektir Ayete: “Düþmanla mücadele etmede, sabrederek Allah’tan yardým isteyiniz”manasý da verilmiþtir Alimlerden biri þöyle demiþtir:

“Sabrederek yardým isteyiniz” demek “oruç tutarak, dünyada zühd üzere yaþamada Allah’tan yardým dileyiniz”, demektir Çünkü oruç tutan, zahid ve abid gibidir Oruç, zahid olmanýn anahtarý ve Mevla için ibadet etmenin kapýsýdýr Çünkü o, nefsi isteklerinden, yemek, içmek gibi þehvetlerinden engellemektir Nitekim zahid ve abid de zahidce yaþamada ve ibadetle meþgul olmada nefsinin boþ isteklerine mani olur Bundan dolayý Rasulullah (sav) ibadet ehli ile oruç tutanýn ortak özelliðini þöyle ifade buyurmuþtur:

“Allah Teala, ibadet eden genci meleklerine göstererek þöyle buyurur:

“Ey benim için þehvetini, isteklerini býrakan, gençliðini benim için harcayan genç, sen benim yanýmda bir melek gibisin”663 Oruç tutan hakkýnda da: “Ey meleklerim, þu kuluma bakýnýz, þehvetini, lezzetini, yemesini ve içmesini benim için terk etmiþtir”664 buyurmuþtur

Oruç tutmak; nefsinle mücahede etmede, onun isteklerinin kesilmesinde ve alýþkanlýklarýnýn engellenmesinde yardýmcý olur Oruçta, nefsin zaafa uðratýlmasý ve boþ isteklerinin azaltýlmasý vardýr Rasulullah (sav), Allah Teala’nýn þöyle buyurduðunu söylemiþtir:

“Ademoðlunun her ameli kendisine aittir; ancak oruç hariç Oruç benim içindir ve onun karþýlýðýný ben vereceðim”665 Burada Allah Teala oruç için “benim” ifadesini kullanarak onun faziletini ortaya koymuþ ve onu zatýna ait bir ibadet olarak tanýtmýþtýr Bu durum þu ayetlerde de mevcuttur:

“Mescitler Allah’a aittir Orada Allah’tan baþkasýna ibadet etmeyiniz”666 Yine:

“De ki: Ben Allah’ýn mübarek kýldýðý bu beldenin (Mekke’nin) Rabbine, ibadet etmekle emrolundum”667

Burada mescitler, Allah’a en sevimli evler olduðundan ve Mekke de, beldelerin en þereflisi olduðundan dolayý Cenab-ý Hakk, onlarý kendisine izafe etmiþtir Gerçekte her þey, Cenab-ý Hakk’a aittir Oruç ibadeti de, Allah katýnda amellerin en faziletlisi ve en sevgilisi olduðundan Cenab-ý Hak, onu kendisine izafe etmiþtir Oruçta, Yüce Allah’ýn es-Samed ism-i þerifinin bir tecellisi vardýr O, sýrlý amellerden biridir Çünkü onu, Allah’tan baþka kimse bilmez Bundan dolayý Allah Teala “o benim içindir” buyurarak kendisine izafe etmiþtir

Denilmiþtir ki, ademoðlunun her ameli, dünyada yaptýðý zulüm ve haksýzlýklara karþý ahirette karþý tarafa kýsas olarak verilir Bundan, sadece oruç ayrý tutulur Çünkü onda, hiçbir kýsas uygulanmaz Allah Teala, kýyamet günü: “Bu, benim içindir, bunda hiçbir kimse hiçbir þekilde bir pay iddia edemez” buyurur

Denilir ki her amelin, malum olan bir karþýlýðý vardýr Oruç ise, böyle deðildir Onun sevabýný kimse bilemez Onun sevabý hesaba sýðmayacak kadar fazladýr Çünkü oruç tutmak isteyen, kendisini tamamen Allah’a verir Karþýlýðý da hesaba sýðmayacak bir þekilde ödenir Bu duruma þu ayette iþaret edilmektedir:

“Yaptýklarýna karþýlýk olarak onlar için hazýrlanan sevindirici nimetleri hiç kimse bilemez”668

Bu ayetin tefsirinde, onlarýn yaptýklarý amel, oruçtur denmiþtir

Diðer bir ayette geçen “Sâihûn=seyahat edenler”669 kelimesinin bir tefsirinde onlarýn oruç tutanlar olduðu söylenmiþtir670 Sanki onlar, açlýklarý ve susuzluklarýyla Rablerine doðru seyahat etmektedirler Onlar, yeme-içme gibi dünya ehlinin can attýðý istekleri terketmiþler, buna karþýlýk Mevlâ’larý da, onlar için kimsenin bilemediði nice göz aydýnlýðý nimetler hazýrlamýþtýr Baþka bir ayette Allah Teala þöyle buyurmuþtur:

“Sabredenlere, ecirleri hesap edilemeyecek kadar fazla olarak verilecektir”671 Sabredenler oruç tutanlardýr Nitekim “sabýr” orucun isimlerinden biridir Nasýl ki oruç tutan, orucu kendi nefsinde gizliyorsa, Cenab-ý Hak da, onun karþýlýðý olan büyük mükafatý, baþkalarýndan gizlemiþtir Hadisi þerifte: “Kim, beni kendi nefsinde zikrederse, ben de onu, nefsimde anarým”672 buyurulmuþtur Oruç, Allah’ý gizlice zikretmektir

Kulun, peþ peþe oruç tutmadýðý günlerin dört günden fazla olmasý hoþ görülmez Çünkü bu, kalbe katýlýk verir, hâli deðiþtirir, bazý alýþkanlýklar doðurur ve þehveti güçlendirir Ayrýca dört günden fazla oruç tutmama ne emredilmiþtir, ne de teþvik edilmiþtir Dört gün ise, kurban bayramý ve teþrik tekbirleri günleridir

Bir gün oruç tutup, bir gün tutmamak müstehaptýr

Yine iki gün tutup, iki gün tutmamak da müstehaptýr Böyle yapan kimse, senenin yarýsýný oruçlu geçirmiþ olurÝsterse iki gün oruç tutup, bir gün tutmayarak senenin üçte ikisini oruçlu geçirebilir Arzu ederse bir gün oruç tutar, iki gün tutmaz; bu da, yýlýn üçte birini oruçlu geçirmek demektir Bunlar, oruç tutanlarýn izleyebileceði yollardýr Bu hususta bir çok rivayetler vardýr; fakat biz, onlarýn faziletlerine kýsaca deðindik

Her kameri ayýn baþýnda üç gün, ortasýnda üç gün ve sonundan üç gün oruç tutmasý güzeldir Pazartesi, Perþembe ve Cuma günlerini oruçlu geçirmekte, gerçekten büyük bir hayýr vardýr

Bunun en azý, “Eyyamý bîyd” denilen, her kameri ayýn onüç, ondört ve onbeþinci günlerini ve son günlerini oruç tutmaktýr673

Orucun en faziletlisi, haram aylarda tutulanýdýr Onlarýn da en faziletlisi, yirminci gününde tutanlardýr Bu aylar, Muharrem ve Zilhicce aylarýdýr674 Bundan sonra, Þaban ayýnda tutulan oruç gelir Nitekim Rasulullah (sav), bu ayda çok oruç tutar; hatta onu, Ramazan’a bitiþtirirdi675

Her ayda üç gün oruç tutmalý ve Pazartesi ve Perþembe günlerini oruçlu geçirmeye devam etmelidir676 Bir hadiste þöyle nakledilmiþtir: “Ramazan ayýndan sonra, en faziletli oruç Muharrem ayýnda ve Þaban ayýnýn ilk yarýsýnda tutulan oruçtur”677

Bu oruç, müstehabtýr Þaban ayýnýn ikinci yarýsýný ise, oruçsuz geçiriyorlardý Rivayet edilen bir haberde, “Þaban ayýnýn yarýsýndan sonra, Ramazan girinceye kadar oruç yoktur”678 buyrulmuþtur

Ramazandan bir kaç gün önce oruç tutmayý býrakmalýdýr679 Þaban ayýný, Ramazan’a bitiþtirmek caiz olsa da, Ramazan’ý iki veya üç gün oruç tutarak karþýlamak caiz deðildir Ama bu günler, Pazartesi ve Perþembe gibi oruç tutuðu günlere denk gelirse, o zaman caizdir

Sahabe-i kiramdan bazýlarý Recep ayýný, bütünüyle oruçlu geçirmeyi680, Ramazan’a benzetileceðinden dolayý mekruh görürlerdi Ondan, en az birkaç gün oruç tutmamayý müstehap sayarlardý

Alimlerden bir topluluk, yýlý bütünüyle oruç tutmayý mekruh görürler Bunun mekruh olduðu hakkýnda bir çok hadis nakledilmiþtir Ancak bu hadislere þöyle bir açýklama getirilmiþtir: “Onlar seneyi, bayram ve teþvik günleri de dahil olarak, oruç tutuyorlardý Bunun için mekruh görülmüþtür” Ama bir kimse kalbinin salahýný, nefsinin kýrýlmasýný ve halinin istikamet bulmasýný seneyi oruçlu geçirmekte görürse, bu takdirde seneyi oruçlu geçirebilirHatta takvasýnýn ve salahýnýn bunda olmasý durumunda, oruç tutmasý vacib olur

Bize Saîd’in Katade’den, o da Ebu Temine el-Huceymî’den, onun da Ebu Musa el-Eþ’arî’den rivayet ettiðine göre, Rasulullah (sav) þöyle buyurmuþtur: “Kim, bütün günleri oruçlu olarak geçirirse cehennem ona dar gelir; orada kendisi için bir yer bulamaz”681

Kaynaklar, devamlý oruç tutmanýn faziletli olduðunu ortaya koymaktadýr Sahabeden, Tabiun’dan ve önceki salihlerden bir çok kimse devamlý olarak oruç tutmuþlardýr Ancak kiþi, sünnetten yüz çevirmek ve oruçsuz gün geçirmesini mekruh görmek gibi, Rasulullah’a karþý bir muhalefet anlayýþý içinde bulunduðunda, devamlý oruç tutmasý yerinde deðildir; mekruhtur Çünkü Rasulullah (sav), dinde geniþliði emretmiþ ve Yüce Allah’ýn azimetlerle amel edilmesini sevdiði gibi, ruhsatlarla da amel edilmesini sevdiðini haber vermiþtir Diðer bir rivayette ise, “Yüce Allah günah iþlenmesini sevmez; ama, ruhsatlarla amel edilmesini sever”682 buyrulmuþtur

Bu konuda rivayet edilen hadisler, bir gün oruç tutup, bir gün tutmamanýn daha faziletli olduðunu göstermektedirAyrýca bu þekilde oruç tutan kul, bir yandan sabýr, diðer taraftan da þükür halinde bulunur Bu konuda Rasulullah (sav) þöyle buyurmuþtur:

“Bana dünya hazinelerinin anahtarlarý arz edildi Ama ben kabul etmedim ve dedim ki, bir gün tok olayým, bin gün aç kalayým Tok olduðumda Allah’a hamd eder, aç olduðumda da O’na yalvarýrým”683

Rasulullah (sav) þöyle buyurmuþtur: “Orucun en faziletlisi, kardeþim Davud Aleyhisselam’ýn orucudurO, bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdý”684 Böyle oruç tutmayý Abdullah b Amr’a tavsiye etmiþti O: “daha faziletlisini istiyorum” dediðinde Hz Peygamber (sav); “Bir gün oruç tut, bir gün oruç tutma” buyurdu Ýbnu Amr: “Ben bundan daha faziletlisini istiyorum” dediðinde, Efendimiz (sav): “Bundan daha faziletlisi yoktur”685 buyurdu

Rivayet olunduðuna göre, bir haberde þöyle buyurulmuþtur: “Haram aylarda bir gün oruç tutmak, diðer aylarda otuz gün oruçtan daha faziletlidir Ramazanda bir gün oruç tutmak, haram aylarda otuz gün oruçtan daha faziletlidir”686

Bir hadiste þöyle buyurulmuþtur: “Kim, haram aylarýn birinde, Perþembe, Cuma ve Cumartesi günlerini oruçlu geçirirse, Allah Teala, ona yediyüz yýllýk ibadet yazar”687

Bize rivayet olundu ki, Hz Peygamber (sav), Ramazan hariç, hiç bir ayý baþtan sona oruçlu geçirmezdi Bazý günler tutar, bazý günler tutmazdý Ancak bir defasýnda Þaban ayýný oruç tutarak geçirmiþ ve sonra Ramazan ayýna baþlamýþtý Ama çok defa Ramazan ile Þaban ayýný ayýrmýþtýr

Zikrettiðimiz bu oruçlar selef-i salihinden birer cemaat tarafýndan benimsenen ve tutulan oruçlardýr Bunlardan her biri hakkýnda, faziletlerini bildiren pek çok rivayetler vardýr Ama onlarýn zikredilmesi sözü uzatýr Kalblerin ve diðer organlarýn gece ve gündüz amelleriyle ilgili olarak zikredeceklerimiz de böyledir Keza, imanýn özellikleri ve yakîn sahiplerinin vasýflarýyla ilgili zikredeceklerimiz de çoktur Çünkü bunlarýn bir çoðu hakkýnda, faziletlerini ve sevaplarýný bildiren rivayetler mevcuttur Ancak biz, bunlarý saymayý ve amellerin faziletleriyle ilgili rivayetlere dalmayý, hedefe almadýk Bizim buradaki yolumuz, amel ehlinin kalblerini süslemek ve amele teþvik etmektirÇünkü ameller, kalblerin temizliði ve imanýn hakikatiyle temiz olur ve böylece amel ehli, celal sahibi olan Yüce Allah’a yakýn bulur

YAKîN EHLÝ SEÇKÝN KULLARIN ORUCU

Allah Teala hepimizi muvaffak eylesin, bil ki oruç, halka göre kalýbýn yani midenin oruç tutmasýdýr Yakîn ehlinden olan havassa /ariflere göre ise oruç; kalbin dünyevî arzu ve meþgalelerden, boþ düþüncelerden korunarak tutulan oruçtur Ayrýca kulaðýn, gözün ve dilin haramlarý iþlemekten korunmasý þeklindeki oruç vardýr Elin ve ayaðýn orucu, onlarý, yasak kýlýnan þeyleri tutmaktan ve onlara gitmekten korumaktýr Kim bu þekilde oruç tutarsa, hiç þüphe yok ki o kimse, içinde bulunduðu günün vaktini hayýrla deðerlendirmiþ olur Kul için günün her saatinde ayrý bir vakit vardýr Bu anlattýðýmýz þekilde oruç tutan kimse, gününün bütününü zikirle ihya etmiþ olur Bu kimseler hakkýnda: “onlarýn uykusu ibadet, nefesleri tesbihtir”, denilmiþtir Allah Teala, ayette haram konuþmak ile batýl sözleri dinlemeyi, haram yemekle bir arada zikretmiþtir Eðer dinlenilen ve söylenilen bazý sözler, haram olmasaydý, Yüce Allah onlarý beraberce zikredip yasaklamazdý Bunlar, büyük günahlardandýr Bu konuda Yüce Allah þöyle buyurmuþtur:

“Onlar, yalaný dinlerler, haram malý yerler”688 Yine,

“Keþke onlarý, alimleri günah olan sözü söylemekten ve haram olan þeyleri yemekten engellemiþ olsalardý”689

Allah’ýn koyduðu sýnýrlarý, yani hududu aþmayan, harama taþmayan kimse, yemek, cima gibi þeyleri yapsa da, haramlardan kendisini koruduðundan dolayý Allah katýnda, fazilet bakýmýndan oruçlu gibidir Ama buna karþýlýk kim, yemeden, cinsel iliþkiden yana kendisini korur, sadece mübah fiillerde oruç tutar, ama haramlarý iþlemekten kaçýnmaz ise; bu Allah katýnda oruçsuz gibidir O, kendisini oruçlu sansa da bunun bir kýymeti yoktur Çünkü onun bu durumda zayi ettiði þeyler, elde ettiklerinden daha çoktur

Oruç tutarken sadece yemeyi býrakýp da, Allah’ýn emirlerine aykýrý hareket eden kimsenin durumu; abdest alýrken bütün âzâlarýný üçer defa meshedip ardýndan namaz kýlan kimsenin durumuna benzer Bu kimse, meshi birden fazla yapmýþtýr, ama abdestte farz olan yýkamayý terk etmiþtir Onun için, aslýnda bu abdesti reddedilir, ama o kimse, yaptýðý bu iþin makbul olduðunu sanarak yanýlýr Yemeðini yiyen, ama tüm azalarýný haramdan koruyarak onlara imsak ettiren kimse, her abdest azasýný birer defa yýkayan kimseye benzer Bu, abdest azalarýný üçer defa yýkamamýþtýr Ama farzý yerine getirmiþ ve abdestini tamamlamýþtýr Bu durumda, onun namazý aslî hükümlere uyduðundan, ameli de ilme uygun yapýldýðýndan makbûldür Kim oruç tutar, yemeden, cimadan uzak durur ve bu arada bütün azalarýný günah iþlemekten korursa, bu, abdestini alýrken abdest azalarýný üçer defa yýkayan kimseye benzer O, amelini Cenab-ý Hakk’ýn buyurduðu gibi, tam yapan ve sevabýna da tam olarak elde eden kimsedirOnun abdesti; Rasulullah’ýn (sav): “Bu, benim ve benden önceki Hz Peygamberlerin, Adem ve Ýbrahim Aleyhisselam’ýn aldýðý abdesttir”690 Þeklinde tanýttýðý abdeste uygundur Yine bu abdest: Yüce Allah’ýn: “Atanýz Ýbrahim’in dinine göre”691, ayetine uygundur Çünkü bunun manasý: “Onun yoluna gidiniz ve ona uyunuz” demektir

Bu konuda Hz Peygamber (sav) þöyle buyurmuþtur: “Yiyen ve þükreden kimse, sabreden ve oruç tutan kimse gibi sevap alýr”692

Bir hadiste þöyle anlatýlmýþtýr: “Rasulullah zamanýnda iki kadýn, oruç tutmaya baþladýlar Açlýk ve susuzluk onlarý, günün sonuna doðru güç bir duruma düþürdü Nerdeyse oruçlarýný devam ettiremeyecek bir duruma geldilerBunun üzerine, oruçlarýný açma için izin almak üzere Rasulullah’a haber gönderdiler Rasulullah (sav) onlara bir kap göndererek, ona kusmalarýný emir buyurdu Ravi der ki: “Onlardan biri, verilen kaba kustu ve kab etle, kanla yarýya kadar doldu Diðeri de, ayný þekilde kustu bu sefer kab doldu Orada bulunan insanlar, buna hayret ettilerRasulullah (sav) þöyle buyurdu:

“Bu ikisi, oruç tutmaya baþladýlar Allah’ýn kendilerine helal kýldýðý fiillerden kendilerini korudular, ama Allah’ýn haram kýldýðý þeylerden kendilerini korumadýlar Þöyle ki, onlardan biri, diðerinin yanýna gelip oturdu ve diðer insanlarý gýybet etmeye baþladýlar Ýþte bu, onlarýn gýybet ederek yemiþ olduklarý insan etleridir”693

Ebu’d-Derda þöyle derdi: “Akýllý kimselerin uykularý ve yemeleri ne kadar güzeldir Onlar, ahmaklarýn þuursuzca oruç tutmalarýný ve gece uykusuz kalmalarýný elbette ayýplarlar Gerçek þu ki; yakin ve takva sahibi bir kimsenin yapmýþ olduðu zerre kadar amel, gafil kimsenin daðlar kadar amelinden daha faziletli ve daha tercihe þayandýr”

Konuþulmasý, mahzurlu olan þeyleri dinlemen de mahzurludur Yapman haram olan þeylere, bakman veya zihnini onlarla meþgul etmen de haramdýr Çünkü Yüce Allah, boþ þeyleri söyleyen ile dinleyenin eþit olduðunu þöyle bildirmiþtir: “O halde siz, onlar gibisiniz”694

Oruç tutan, tevbe eden gibidir Çünkü sabýr, tövbenin vasýflarýndandýr Tövbe, daha önce yapýlan kötülükler için bir kefarettir ve kiþi sabrederek kötü alýþkanlýklarýndan uzaklaþýr Sonra, bir daha onlarý yapmamaya ve organlarýný bir daha onlarý yapmada kullanmamaya karar vermiþtir Ayný þekilde oruç da, ateþten koruyan bir kalkandýrOruçlu, sabreder kendini kötülüklerden uzaklaþtýrýrsa orucu, salihlerin derecelerinden bir fazilet sebebi olur Ama oruçlu günaha dalarsa, o zaman tövbesini ve verdiði sözünü bozan kimse gibi olur Bu kimsenin tövbesi nasuh tövbesi deðildir Ayný þekilde, haram iþleyerek oruç tutanýn orucu, salih ve makbul bir oruç olmaz Bunu Rasulullah’ýn (sav) þu hadislerinden anlýyoruz:

“Oruç, yalan konuþmak veya gýybet etmekle yaralanmadýkça, oruç tutan için, cehennemden koruyan bir kalkan olur”695

Rasulullah (sav) oruç tutan kimseye verdiði þu emre baksana: “Sizden biri, oruç tuttuðunda kötü söz söylemesin, cahilce edep dýþý hareketlerde bulunmasýn Bir kimse ona sataþýrsa: “ben oruçluyum” desin”696 Diðer bir rivayette:

“Oruçlu gününü, oruç tutmadýðý gün gibi yapmasýn” Buyrulmuþtur Yani orucun hürmetinden dolayý oruçlu iken kendisini bütün yasaklardan korumalýdýr Baþka bir haberde ise, þöyle buyurulmuþtur

“Oruç, bir emanettir; sizden her biriniz emanetini muhafaza etsin”697

Buradaki “emanetin korunmasý”, bütün vücut azalarýnýn haramdan korunmasý demektir Çünkü, Rasulullah (sav) “Allah, size emanetleri ehline vermenizi emrediyor”698 ayetini okuduðunda, elini kulaðýnýn ve gözünün üzerine koyarak: “Bu kulak emanettir, bu göz emanettir”699 buyurmuþtur Bu, mecazi bir ifadedir

Hadiste geçen: “Ben oruçluyum desin” sözünün manasý, o kimse, bir emanet yüklendiðini düþünsün ve onu layýkýyla korusun demektir Böyle yaparsa emaneti yerine ve ehline ulaþtýrmýþ olur Emanetin gizlenmesi, onun korunmasý demektir Herhangi bir ihtiyaç olmadan orucun açýklanmasý bir hýyanettir Çünkü o emaneti yükleyen Yüce Allah onun açýða vurulmasýný istememektedir Sýrrýn muhafaza edilmesi, onun unutulmasý demektir Sýrrýn zayi edilmesi ise, onu ifþa etmektir Hakiki manada oruç tutan, orucunu unutmalý ve onu kendisine emreden Rabbi ile meþgul olduðundan orucun sona ereceði vakti beklememelidir

 

ALINTI

radyobeyan