Aile By: sumeyye Date: 07 Aðustos 2010, 15:12:44
AÝLE
Kâinat nizam ve hikmet beldesi Onda ne gayesiz tek bir element, ne de hikmetsiz, vazifesiz birtek terkib mevcut
Birbirine yardým ederek bir beden teþkil eden organlardan, güneþ sistemine ve yýldýz kümelerine kadar bütün kâinat bize þu hakikatý ders veriyor Âlemde gereksiz, hikmetsiz hiçbir ittifak mevcut deðil
Bu yardýmlaþma silsilesinin en kýymetli halkasý: Aile Elbette onun da çok kýymetli bir gayesi olmalý Nedir bu gaye? Bu sorunun cevabý, “taraflarýn þehvet tatminleri” olamaz Zira, böyle bir cevap ile akla hemen þöyle bir soru gelir: Aile hayatý bu gayeyi dar bir kalýba sýkýþtýrmýþ olmuyor mu? Bu noktada hayvanlar âlemi insanlardan çok daha ileri deðil mi?
Sorumuza bir baþka cevap arýyor ve þöyle diyoruz: Kadýn ve erkeðin ayrý ayrý kabiliyetleri, baþka baþka hususiyetleri, aile çatýsý altýnda müþtereken deðerlendiriliyor ve taraflar her hususta birbirini tamamlýyorlar Bu cevapta bir hakikat payý olmakla birlikte, mesele sadece dünya hayatýnýn rahat ve huzuru açýsýndan deðerlendirildiðinde, bu cevap da ruhu tatmin etmiyor Karþýmýzda, dününden kedersiz, yarýnýndan endiþesiz ve her türlü ihtiyacýný rahatlýkla gören, elbise, yakacak, mobilya derdinden uzak, gününü gün eden ve dünyanýn tadýný çýkaran bunca hayvan varken böyle bir cevapla nasýl tatmin olabiliriz Bir atoma beldeler sarsacak bir kudret ve hikmet yerleþtiren bu kâinat sahibinin, insandaki bu iki cinsi bir araya getirmesini sadece dünyevî bir gayeyle izah etmek kabil deðil
Bu düþünce bizi hakikatýn kapýsýna getiriyor Ýçeri giriyor ve görüyoruz ki, bu dünya hikmet dünyasý ve sebepler âlemi Ne gökten elma yaðýyor, ne yerden insan bitiyor Meyve için aðaca, çocuk için izdivaca ihtiyaç var Bu bir Ýlâhî kanun Taraflar bu kanuna riayet ettikleri takdirde, nasiplerinde de varsa, kendilerine çocuk ikram ediliyor Dünyaya imtihan için gönderilen ve yol iz tanýmayan bu minnacýk misafirin emrine Cenâb-ý Hak, onun ebeveynini veriyor; onlarý buna hizmet ettiriyor Bu hizmetçiler için bu küçük misafir, bir yönüyle lütuf, bir baþka yönüyle azap vesilesi Zaten, bebeklerle hayvan yavrularýnýn ve dolayýsýyla da evlenmeyle çiftleþmenin en büyük farký da bu noktada karþýmýza çýkýyor
Evet, çocuk, ebeveyni için bir lütuftur Çünkü, onlar Allah’ýn bu narin, nazlý ve Cennet namzedi bahtiyar mahlûkuna yaptýklarý hizmetler için sevap kazanýyorlar Ona yedirip içirdikleri, onlar için bir sadaka oluyor Hayatýnda bir tek muhtacýn dahi yüzünü güldürmemiþ en cimri bir insan bile, çocuklarýna yaptýðý masraflar dolayýsýyla sadaka sevabýna nail oluyor Yine lütuf, çünkü, ona nereden gelip nereye gittiðini, bu dünya hayatýnda vazifesinin ne olduðunu güzelce anlattýklarý takdirde, Ýlâhî emirleri teblið ve insanlarý irþad þerefinden, O ulvî Peygamberlik görevinden, küçük bir dairede de olsa hissedar olmuþ oluyorlar Ayrýca o çocuðun bir ömür boyu iþleyeceði bütün güzel amellerinden de hisse alýyorlar
“Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuðunuzu Cehennem ateþinden koruyun Onun yakýtý insanlar ve taþlardýr” (Tahrim Sûresi, 6)
“Hepiniz çobansýnýz, hepiniz raiyetinizden (idare ettiðiniz kimselerin hukukundan) mes’ulsünüz” Hadis-i Þerif
Çocuk diðer yönüyle bir azap vesilesi Zira, ebeveyni o Ýlâhî emanete, o Cennet yolcusuna Rabbini güzelce tanýtmadýklarý, terbiyesine lâyýkýnca dikkat etmedikleri takdirde, onun iþleyeceði günahlardan mes’ul tutuluyorlar Öte yandan, onun dünyevî saadeti n-----, bazan kendi âhiretlerini tehlikeye atýyor, meþru olmayan kazanç yollarýna teþebbüs ediyorlar
“Doðrusu, mallarýnýz ve evlâtlarýnýz bir fitnedir” (Tegabün Sûresi,15)
“Ane-babanýn çocuklarý üzerindeki hakký nedir?” diye soran bir adama, Resul-ü Ekrem (asm) þöyle buyurdu:
“Onlar senin ya cennetin, ya da cehennemindir”
Kýsacasý, “aile” ve dolayýsýyla “evlenme” denilince akla ilk olarak çocuk ve onun terbiyesi gelmelidir
Ruhu iman ile nurlanmýþ ve Ýslâm ile terakki etmiþ bir genç kýz, evlilikte en önemli faktör olarak çocuk terbiyesini görür Müstakbel yavrusunun ebedî saadetini daha þimdiden düþünür ve evliliðini bu þuurla gerçekleþtirir Bütün bir kâinattan süzülen gýdalarýn, anne bedeninde ayrý ve hususî bir ameliye daha geçirerek, o yavrunun boðazýna berrak bir süt olarak akmasýndaki rahmet tecellisini nazara alýr O zaman, Allah’ýn bu kadar lütufla beslediði o çocuðu, aile için bir yük addetmez Onun terbiyesini evinin mobilyasýndan, kendi süs eþyalarýndan daha önemsiz görmez Onu hizmetçi kýzlara, yahut kreþlere emanet etmez O bebeðin narin bedeni anne sütüne ne kadar muhtaç ise, o pýrýl pýrýl ruhunun da anne þefkatine en az o kadar muhtaç olduðunu bilir O gülü soldurmaz, arkasýndan teessüfle baktýrmaz; onun o günahsýz gözlerini yollarda komaz Gününün en verimli saatlerini þu veya bu iþe deðil, bizzat ona ayýrýr Onunla ilgilenmeyi, mesai yorgunluðunu olanca aðýrlýðýyla hissettiði ve artýk onun da uyumaya hazýrlandýðý en verimsiz saatlere býrakmaz
Bir erkek de bu þuura sahip olduðu takdirde, kadýný çocuklarý için en tesirli bir mürebbi görür ve evliliðinde bu noktayý birinci plânda tutar Ýslâm’a göre çocuðun babasý üzerindeki þu üç büyük hakkýný dikkate alýr:
–Temiz ve ahlâklý bir annenin seçimi
–Güzel bir isim
–Dinî terbiye
Ýslâm, henüz dünyaya gelmenin çok ötelerinde bulunan bir çocuðun, babasý üzerindeki birinci hakkýný, “ona temiz ve ahlâklý bir anne seçmesi” olarak tespit etmekle, çocuk terbiyesini pedagoglarýn ve sosyologlarýn hayallerinin dahi varamayacaðý bir noktadan baþlatmýþ oluyor Bir erkek, müstakbel zevcesini seçerken bu birinci ölçüde hassasiyet gösterdiði takdirde, üçüncü görevi büyük ölçüde rahatlayacaktýr
Ýþte ailenin bu temel görevi taraflar arasýnda yapýlan bir ahitleþme ile tespit edilir: Nikâh Bununla erkek, hanýmýnýn ve müstakbel çocuklarýnýn maiþetini üstlenirken, kadýn da kendisini sadece kocasýna ve yuvasýna hasredeceðini taahhüt etmiþ olur
Bir Hadis-i Þerif’te: “Kadýnýn kocasýna itaatinin ve onun hakkýný korumasýnýn, harp eden mücahidlerin sevabýna denk olduðu” zikredilir
Nikâh bir yönüyle de taraflarý günahlardan sakýndýrmak için büyük bir vesile
“Onlar (kadýnlarýnýz) sizin için bir libas, siz de onlar için bir libas mesabesindesiniz” (Bakara Sûresi, 187)
Kadýn ve erkeðin bu yardýmlaþmayý þuurla yerine getirmeleri gerekiyor Þu âyet-i kerime, her hususta olduðu gibi, bu vadide de büyük bir rehber:
“Ýyilikte ve takvada (günahlardan sakýnmada) yardýmlaþýn, günah iþlemek ve aþýrý gitmekte yardýmlaþmayýn Allah’dan korkun Çünkü Allah’ýn azabý çok þiddetlidir” (Maide Sûresi, 2)
Erkek olsun kadýn olsun, her insanýn dünyaya gönderiliþ hikmeti, Kur’an-ý Kerîm’de “ibadet” olarak tespit ediliyor Ýbadet, yâni Allah’ýn marifetinde mesafeler katetmek, onun emirleri dairesinde bir ömür geçirmek ve sonunda Cennete lâyýk bir kul olarak O’na rücu etmek Ýþte bu gayenin gerçekleþmesinde taraflar birbirine yardýmcý olacaklardýr Tâ ki beraberlikleri ölümle son bulmasýn; ebediyyen devam etsin
Ne mutlu o kocaya ki, kadýnýn diyanetine bakýp taklit eder; refikasýný hayat-ý ebediyyede kaybetmemek için mütedeyyin olur
Bahtiyardýr o kadýn ki, kocasýnýn diyanetine bakýp “ebedî arkadaþýmý kaybetmiyeyim”, diye takvaya girer Lemalar
Bu noktada aile hayatýnýn en büyük hikmetiyle karþý karþýya bulunuyoruz: Peygamberimizin (asm) ihbarýyla, bu dünya âhiretin tarlasý olduðuna göre, aile hayatýndan bu dünyada alýnan rahat ve lezzet, ancak bir çekirdek hükmünde O çekirdek lâyýkýnca beslenir, büyütülürse, âhirette bir saadet aðacý olacak ve en mükemmel neticesini o âlemde verecektir
Cennet bu dünyadan ne kadar ulvî ise, o âlemde mü’min kadýn ve erkeklerin bir arada bulunmaktan alacaklarý zevk ve saadet de bu dünyadakinden o kadar mükemmeldir
Bu vadide verilen bir Ýlâhî müjdeyi mealen kaydedelim:
“Ýman edip salih amel iþleyenleri ise müjdele Kendileri için altýndan ýrmaklar akan cennetler var Kendileri için orada pâk, çok pâk zevceler var Hem onlar orada ebedî kalacaklar” (Bakara Sûresi, 25)
Pâk zevceleri, müfessirlerimiz erkekler için tertemiz kadýnlar, kadýnlar için de tertemiz erkekler olarak izah buyuruyorlar Tertemiz, yâni onlar için ne maddî bir kir ve hayýz, ne de manevî bir ahlâksýzlýk, uygunsuzluk, geçimsizlik söz konusu deðil
Ýþte aile hayatýnýn asýl hikmeti, Âhirette vereceði bir ulvî ve ebedî netice(Alaaddin Baþar)