Sidak (Mehir) By: neslinur Date: 03 Aðustos 2010, 13:44:57
Sidak (Mehir)
Evlenen kýza veya kadýna kocasý tarafýndan nikah akdinde takdir edilen meblað veya mala sidak veya mehir denilir. Nikah akdinde unutulsa bile yine akid geçerli kalýr ve mehir emsaline uygun takdir edilip verilir.
Mehir, kadýn için bir güvencedir. Bunu peþin alabileceði gibi, gecikmeli de alabilir. Özellikle mehri peþin ödemeyip onu gecikmeli ödeyecek olan, henüz ödemeden eþini boþayacak olursa, mehrini derhal vermek zorundadýr, ayný zamanda adam eþinin mehrini ödemeden ecel vaki olur da ölürse, bu insanlara karþý olan borç kapsamýna girer ve tekfin, teçhizden sonra önce bu borcunun ödenmesi gerekir.
Kadýn isterse kocasý üzerinde bir alacaðý olan mehrini ona baðýþlayabilir. [118]
Konuyla Ýlgili Hadisler
Amir b. Rebi'a (r.a.) den yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle haber vermiþtir: "Beni Fezare kabilesinden bir kadýn, bir çift ayakkabý (mehir olarak almak) üzere evlendi. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz o kadýna sordu: "Kendi nefsine ve malýna karþýlýk bir çift ayakkabýya razý oldun mu?" O da: "Evet razý oldum" deyince, Efendimiz onun bu kadârcýk bir mehirle
evlenmesine cevaz verdi." [119]
Cabir (r.a.) den yapýlan rivayete göre, Resûlüllah (s:a.v.) Efendimiz þöyle buyurmuþtur: "Eðer bir adam (evleneceði kadýna) mehir ola rak iki avuç dolusu yiyecek verirse, o kadýn ona helal olur." [120]
Enes (r.a.) den yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle demiþtir:
"Resûlüllah (s.a.v,) Efendimiz, Abdurrahman b. Avf in serinde san beyaz lekesi gördü ve sordu: "Bu nedir?" t»durrahman: "Bir kadýnla altundan bir çekirdek aðýrlýðý üzere dendim" diye cevap verdi. Peygamber (s.a.v.): "Allah senin için übarek kýlsýn, düðün sofrasý hazýrla, isterse bir koyun (kesip
ýþirmenle) olsun" buyurdu. (92).
Hz. Aiþe (r.a.-) dan yapýlan rivayete göre, Resûlüllah (s.a.vJ Efendi-\iz þöyle buyurmuþtur: "Nikahýn bereketli olmasý bakýmýndan en kiyük ve üstünü, meuneti (harcama ve mali yükü) en kolay lamdýr." (93).
Ebû Hüreyre (r.a.) den yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle lemistir:
"Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz aramýzda (hayatta) iken bi-;im sidakýmýz (evlenmede kadýnlara verdiðimiz mehir) on >kiyye idi." (94).
Bir rivayette Ebû Hüreyre bunu söyledikten sonra ellerini üstüste toydu ki bu dörtyüz dirhem demektir.
Böylece bir okýyyenin gümüþ olarak 40 dirhem olduðu anlaþýlýyor re bugünkü tartý birimine göre, 119.04 gram eder. Ve bu takdire göre, 10 okiyye 400 dirheme-ve yaklaþýk 1193 grama tekabül eder.
Ebû Seleme (r.a.) den yapýlan rivayete göre, adý geçen diyor ki: "Hz. Aiþe (r.a.) den Resulüllah'ýn (s.a.v.) sidakýnýn ne kadar olduðunu sordum. O bana þu cevabý verdi: "Onun kendi zevcelerine verdiði sidak (mehir) oniki buçuk okiyye idi." [121]
Hz. Aiþe "neþþ" kelimesini "yarým" olarak yorumlamýþ ve böylece 12.5 okiyyenin 500 dirhem olduðunu belirtmiþtir.
Ebu Acfa'dan yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle demiþtir: "Ömer'in þöyle dediðini duydum: "Kadýnlarýn sidakýnda fazla yüksek meblað takdir etmeyin. Çünkü eðer sidak dünyada kerem ve cömertlik veya ahirette bir takva olsaydý, buna sizden en layýk olan Peygamber (s.a.v.) Efendimiz idi. Ama Peygamber (s.a.v.) evlendiði hiçbir eþine ve evlendirdiði kýzlarýndan hiç birine oniki okiyyeden fazlasýný takdir etmemiþtir." [122]
Ebû Hüreyre (r.a.) den yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle haber vermiþtir: "Bir adam Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'e gelerek dedi ki: "Doðrusu ben Ansar'dan bir kadýnla evlendim." Peygambeý (s.a.v.) ona: "Ona baktýn mý? Çünkü Ansarýn gözünde bir þey (kusur veya az görme gibi bir arýza) olabilir" buyurdu. Adam "Ben ona baktým.." diye cevap verince, Peygamber (s.a.v.): "Ne adar mehir üzerine onunla evlendin?" diye sordu. Adam: 'Dört kiyye (gümüþ)" diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber i.a.v.): 'Dört okiyye üzerine öyle mi? Sanki siz gümüþü þu daðýn Irtasmdan veya yanýndan yontup elde ediyorsunuz!.. Yanýmýzda ma bu kadar gümüþ verecek mali imkanýmýz yoktur; ama umu-ir ki seni (bir savaþ) seferine göndeririz de oradan bir þeyler de edersin.."
Ebu Hüreyre devamla diyor ki: "Resulüllah (s.a.v.) Benî Abs kabilesi üzerine bir müfreze gönderdi ve o adam da Onlarýn asýnda bulunuyordu." [123]
Urve'den, o da Ümmü Habibe (r.a.) den rivayet etmiþtir: Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz onunla evlenirken kadýncaðýz Ýabeþ diyarýnda bulunuyordu ki, Habeþ kiralý Necaþî onu Peygamber (s.a.v.) Efendimizle evlendirdi ve mehrini dörtbin Üirhem) olarak belirleyip (verdi). Ayný zamanda kendi imkan-^rýyla onu teçhiz edip; Þerahbîl b. Hasene (r.a.) ile (Medine'ye) [önderdi. Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz ise, Ümmü Habibe'ye mehir olarak) bir þey göndermemiþti. Oysa Resulüllah (s.a.v.) evlendiði her kadýna mehir olarak 400 dirhem takdir edip verirdi."[124]
Müctehidlerin Ýstidlalleri ve Ýhticaclarý
a) Hanefîlere göre: Nikah akdiyle birlikte mehrin anýlmasý, be-irlenmesi vaciptir. Bununla beraber mehir anýlmaksýzm yapýlan nikah ýkdi sahihtir. Ayný zamanda akid yapýlýrken mehir verilemeyeceði be-irtilmiþ olsa bile yine nikah sahih kabul edilir. Çünkü nikah bir evlen-ne akdidir ki bu erkek ve kadýnýn iki þahit huzurunda icab ve ka-mlüyle tamamlanýr. Mal ise bu hususta asli amaç deðildir; o bakýmdan »kid esnasýnda mehrin anýlmasý þart kýlýnmamýþtýr.
Mehrin tabaný on dirhem (yaklaþýk 29,760 gr.) dýr. O bakýmdan ýkid esnasýnda mehir on dirhemden az bir hisbet olarak belirlense bile tadýna yine de.on dirhem vermek gerekir.
Nikah akdinden sonra cinsel temas meydana gelir veya halvet-i sahiha (ikisinin yalnýz olarak baþbaþa kalmasý) gerçekleþir ve akabinde adam .kadýný boþar veya ölürse, mehrin tamamým vermek vacip olur. Cinsel temas meydana gelmeden veya havlet-i sahiha gerçekleþmeden boþanýrsa kadýna belirlenen*mehrin yarýsý verilir. Bu durumda adam Ölürse, mehrin tamamý verilir. Kadýnýn ölmesi halinde de mehrin tamamý onun varislerine intikal eder.
Evlenen adam fakir olur da on dirhem ödeyecek mali imkana sahip deðilse en az beþ dirhem takdir edilir ve bundan aþaðý mehir olmaz.
Mal kapsamýna girmeyen Kur1 an öðretmek, erkeðin eþine bir yýl hizmet etmesi gibi þeyler mehir yerine geçmez. Ýmam Muhammed'e göre geçer.. [125]
b) Þafiîlere göre: Bu mezhebe göre de mehir nikahýn þartlarýndan deðil, akid anýnda anýlmasý sünnettir. Alým-satýmý sahih olan her þeyin mehir olarak belirlenmesi de sahihtir. Ancak kadýnýn mal olarak belirlenen nýehri almadan onu satmasý caiz deðildir.
Belirlenen mehir ancak cinsel temasla veya eþlerden birinin ölmesiyle istikrar bulup gerçekleþir. Kavl-i Cedid'e göre, halvet ile gerçekleþmez. [126]
c) Hanbelîlere göre: Mehir gerekli olmakla beraber nikahýn þartlarýndan deðildir. Ayný zamanda mehir altýn, gümüþ, eþya ve yiyecek maddelerinden olabileceði gibi birtakým menfaatlar da olabilir. Mesela, erkeðin kadýna ait koyunlarý bir yýl veya altý yýl gütmesi veya ona ait tarlayý onun adýna ekip biçmesi gibi hizmetler de mehir yerine geçer. Kur'an öðretmek sidak (mehir) olmaz. Bu þartla hikah akdi yapýlsa bile, kadýna mehr-i misil vermek gerekir.
Cinsel temastan sonra veya sahih halvet gerçekleþtikten sonra boþanan kadýna tam mehir verilir, aksi halde mehrin yarýsýna hak kazanýr. [127]
d) Malkîlere göre: Mehrin en azý, yani tabam üç dirhemdir, ayný zamanda istifade edilebilir bir madde olmasý gerekir. Mesela, içki, domuz eti ve benzeri mal-i mütekavvim olmayan bir madde mehir olamaz. Þayet bu gibi maddelerden biri mehir olarak belirlenirse, nikah hemen fesh edilir. Feshedilmeden Önce adam kadýnla cinsel temasta bulunursa, o takdirde mehr-i misil gerekir. Ayn olmayýp hizmet gibi menfaat kapsamýna giren þeyler mehir olmaz. [128]
Tahliller ve Rivayetler
90 nolu Âmir hadisini Tirmizî sahihlemiþse de Ýbn Hacer bunun i sahih olup olmadýðý ihtilaf konusudur diyerek görüþ ve tesbitini ortaya koymuþtur. [129] O bakýmdan müctehidlerin çoðu bu hadisle ihticac etmemiþtir.
91 nolu Cabir hadisinin isnadýnda Musa b. Müslim bulunuyor ki, bu zat zayýftýr. Telhis'te ise bu hadisin isnadýnda ayrýca Müslim b. Rumân'm bulunduðu ve bu zatýn da zayýf olduðu belirtilmiþtir. [130] Böylece gerek Musa, gerekse onun babasý Müslim b. Rumân zayýf olarak kabul edilmiþ ve rivayetleriyle istidlal ve ihticac edilemeyeceði üzerinde durulmuþtur.
Beyhakî ise, bu-gibi az bir nesnenin sidak (mehir) olarak verilmesi, müt'a nikahýna ruhsat verildiði dönemle ilgilidir. Müt'â nikahý haram kýlýnýp yasaklanýnca bu kabil az þeyin sidak olmayacaðý da ortaya konmuþtur, diyerek buna ayrý bir yorum getirmiþtir.
1232 nolu Enes hadisi sahihtir. O bakýmdan istidlale salih görülmüþtür. Çekirdek aðýrlýðýndaki altýn yaklaþýk beþ dirhem kýymetinde idi. Bugün ise altýn ,üe gümüþ arasýndaki kýymet farký çok fazla deðiþmiþtir. Bunun bir dinarýn dörtte biri kadar olduðunu söyleyenler de olmuþtur. Malikîler de ayný görüþtedirler. Hanbelîler bunun üçbuçuk dirhem kýymetinde olduðunu belirtmiþlerdir.
Bu konuda hâber-i ahad olarak birkaç hadis daha buhmu-yor:
Ýbn Ebî Þeybe'nin Lebîbe'den merfuan yaptýðý rivayette þöyle deniliyor: "Kim nikah akdinde bir dirhemle olsun (kadýný kendine) helal kýlýyorsa, o cidden onu kendine helal kýlmýþtýr."
Darekutnî'nin Ebu Said'den yaptýðý rivayette ise þöyle buyurul-muþtur: "Kadýna Erak aðacýndan bir misvakla bile olsun mehir takdir edip verin.."
Bütün bu ve benzeri rivayetleri bir araya getirdiðimizde þu sonucu çýkarmamýz mümkündür: Mehir, hem kadýnýn, hem de erkeðin sosyal ve ekonomik yapýsýna ve gücüne göre takdir edilmelidir. Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz du bu konuda belirttiðimiz hususu ölçü olarak bulundurmuþ ve kiþinin mali durumuna göre bu hususta kolaylaþtýrýcý mehir, miktarlarý belirlemiþtir. Allah (c.c.) daha iyi bilir. [131]
Çýkarýlan Hükümler
1- Nikah akdinde mehrin belirlenmesi vaciptir.
2- Mehir nikahýn sýhhatinin þartlarýndan deðildir.
3- Nikah akdinde unutularak veya kasden mehir anýhnazsa, nikah akdi yine sahih kabul edilir ve kadýna mehr-i misil takdir edilir.
4- Mehrin tabaný üzerinde durulmuþsa da tavaný belirlenmemiþtir. Daha çok evlenen çiftlerin sosyal ve ekonomik durumlarýna ve takdirlerine býrakýlmýþtýr.
5- Hanefîlere göre, mehrin tabaný on, Malikîlere göre üç dirhemdir. Bu, yaklaþýk olarak otuz gram gümüþe tekabül eder.
6- Nikah akdinden sonra cinsel temas meydana gelir veya sahih bir halvet gerçekleþir ve akabinde adam kadýný boþarsa, ona tam mehir vermesi gerekir.
7- Cinsel temas meydana gelmeden ve sahih bir halvet gerçekleþmeden boþanýrsa, yarým mehir verilir. Bu daha çok Hanefýlerle Hanbelilerin görüþüdür.
8- Nikah akdinden sonra belirtilen iki husus gerçekleþmeden eþlerden biri ölürse, yine mehir tam olarak verilir. Bu daha çok Þafîîlerin görüþüdür.
9- Mehir nakit para olabileceði gibi, istifade edilip alým-satýmý mubah olan bir eþya da olabilir.
10- Mehir ayný zamanda hizmet gibi bir menfaat da olabilir. Bu daha çok Hanbelilerin görüþüdür.
11- Alým-satýmý mubah olmayan, yani mal-i mütekavvim kapsamýna girmeyen bir maddenin mehir olarak belirlenmesi caiz deðildir.
12- Bu gibi maddelerden biri mehir olarak belirlense bile yapýlan nikah akdi çoðuna göre sahih sayýlýr. Ýmam Malik'e göre, nikah feshedilir.
13- Belirtilen maddelerden biri belirlendikten sonra adam nikahladýðý kadýnla cinsel temasta bulunursa, nikah yine feshedilir ve kadýna mehr-i misil vermesi gerekir. [132]
Ynt: Sidak (Mehir) By: ceren Date: 04 Þubat 2019, 17:22:33
Esselamu aleykum. Islama uygun þekilde helal dairede nikah kýyan mehir alan kullardan olalim inþallah. ..
Ynt: Sidak (Mehir) By: Bilal2009 Date: 05 Þubat 2019, 07:59:00
Ve aleykümüsselam Rabbim bizlerin ilmini artýrsýn Rabbim paylaþým için razý olsun
radyobeyan