Ahkam Hadisleri
Pages: 1
Mehil Sidak, Sadak By: neslinur Date: 03 Aðustos 2010, 13:43:35
Mehil Sidak, Sadak
 


Evlenirken, yani nikâh akdi yapýlýrken erkeðin kadýna vermeyi abul ve taahhüt ettiði mal veya nakde mehir denildiði gibi "sidak" ve sadak" da denir. Böylece hu iki kelimenin kadýna verilmesi taahhüt dilen nakit veya mala delâlet eden eþ anlamlý iki kelime olduðu ulaþýlýyor.

Mehir daha çok kadýna tanýnan bir hak ve teminattýr. Boþama yet­isini elinde tutan kocayý, bu konuda keyfi hareket etmekten lýkoymaya kýsmen de olsa yarayan baðlayýcý bir faktördür.

Dördüncü cildin sonunda mehir konusu kýsmen iþlenmiþ ve çýklarinýýþ bulunuyor. Burada ise, konuyla ilgili diðer hadîsleri ve .çýklamalarý getirmek suretiyle daha da aydýnlatýcý bilgiler vereceðiz. [133]

 

Ýlgili Hadisler
 

Sehl b. Sa'd (r.a.) den yapýlan rivayete göre, bir kadýn Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'e gelerek þöyle dedi: "Ya

Resûlallah! Doðrusu ben kendimi sana hibe ettim..." ve böylece kadýn uzun bir süre ayak­ta durup (cevap) bekledi. Bunun üzerine bir adam ayaða kalkýp þöyle dedi: 'Ta Resûlallah! Eðer senin buna ihtiyacýn yoksa onu benimle evlendir..." Bu teklif üzerine Resûlullah (s.a.v.) Efendi­miz o adama sordu: 'Yanýnda sadak olarak ona vereceðin bir þey var mýdýr?" Adam da 'Tanýmda sadece þu izarým (bedeni örten entari) var..." diye cevap verdi. Efendimiz ona: "Ýzarmý ona verecek olursan,  izarýn olmadýðý halde oturup  (kalýrsýn).

Baþka bir þey ara..." diye buyurdu. O da baþka bir þey bu­lamýyorum deyince Peygamber (s.a.v.) ona: "Bir þey ara, isterse o þey demir bir yüzük olsun...!" buyurdu. Ama adam hiçbir þey bu­lup temin edemedi. Peygamber (s.a.v.) ona: "Kur'an'dan yanýnda bir þey var mý?" diye sordu. O da: "Evet, þu süre, þu sûre var diye­rek birkaç sûrenin ismini andý. Peygamberimiz (s.a.v.) ona: "O halde ben de o kadýný sana, yanýndaki Kür'an'a karþýlýk (o sûre­leri o kadýna öðretmene bedel) zevce olarak nikahlýyorum" bu­yurdu." [134]

Bu konuda diðer bir rivayet Ebû Numân el-Ezdî (r.a.) den yapýlmýþtýr. Adý geçen diyor ki: "Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, bir kadýný Kur'an'dan bir sûre (mehir olmak) üzere evlendirdi ve sonra þöyle buyurdu: "Bu senden sonra hiçbir kimseye mehir ol­maz (sana has bir uygulamadýr)." [135]

Ýki hadîsin açýk delâletinden, kadýna verilmesi lüzumlu olan mehir için kesin bir taban ve tavan belirtilmediði ortaya çýkýyor. Ayný zaman­da mehrin mutlaka mal veya para gibi maddî bir eþya olmasý da þart deðildir. Kur'an'dan bir sure olsun öðretmek yeterlidir. Þu kadar ki, me­hir vermekle yükümlü bulunan erkeðin malî gücü yani ekonomik yapýsý söz konusudur. Herkez malî kudretine göre bir þey taktýr edip verebilir.

Ancak iki hadîsten, sûre öðretme gibi manevî menfaatin sadece, yani istisnaî olarak bir kadýna mahsus olduðunu öðreniyoruz. Müc-tehid imamlar ise, konuyu daha detaylý ele alýp incelemiþler ve az farklý ictihad ve yorumlar ortaya koymuþlardýr. Nitekim dördüncü cildin so­nunda onlarýn bu görüþ ve ictihadlarýný nakletmiþ bulunuyoruz.[136]

 

Hadislerin Tahlilleri
 

Sehl b. Sa'd hadîsinin sahih olduðunda muhaddislerin hemen he­men görüþ birliði vardýr. Ancak hadîsin son kýsmýyla ilgili üç ayrý rivayet bulunuyor ki, mâna ve hüküm yönünden ayný, lafýz yönünden farklýdýrlar. O bakýmdan bu hadîsle istidlal ve istinbat yapýlabilir.

Ebû Numân hadîsine gelince, îbn Hacer'e göre, râvileri arasýnda maruf olmayan biri bulunuyor. Bu yönüyle ihticaca pek salih deðildir. Ama bu anlamda birkaç rivayetin mevcudiyetini dikkate alanlar üzerinde ihtiyatla durmuþlardýr. nikJÝ akdinde mehir anýlmazsa.

Bu'hususta'bazý bilgiler vermiþ bulunuyoruz. Fukahanýn çoðu þu hadislerle istidlal etmiþtir: "Yapýlan rivayete göre, Alkame diyor ki: Bir kadýn hakkýnda Abdullah (b. Abbas)a baþ vuruldu. Kadýnýn kocasý ona bir mehir belirlemeden ölmüþ ve nikâh akdinden sonra onunla cinsel temasta da bulunmamýþ. Böylece konu hak­kýnda ashab arasýnda farklý görüþler ortaya çýkmaya baþladý. Ama Abdullah (b. Abbas) þöyle bilgi verdi: "Diðer kadýnlara veri­len mehrin mislinin bu kadýna verilmesini öngörüyorum ve bu kadýna ölen kocasýndan miras alma hakký da vardýr. Ayný za­manda þer'i bekleme süresi olan iddet de gereklidir."

Abdullah'ýn bu fetva ve görüþüne Ma'kýl b. Sinan el-Eþcaî þehadet ederek Resûlüllah (s.a.v.) Berva'a bint Vâþýk için emsaline göre mehir verilmesine hükmettiðini haber verdi. Böylece ihtilâf çözülmüþ oldu. [137]

Bu hadîs üzerinde hayli durulmuþtur. îbn Hazm: "Hadîste ta'na uygun bir zayýflýk yoktur. Zira isnadý sahihtir" derken, Ýmam Þâfýi: "Bunun benzerinin sübut bulduðunu hiçbir veçhile muhafaza etmiþ deðilim" demiþtir. Bazýsý da: "Hadîste ýzdýrap vardýr" diyerek ihticaca sâlih olmadýðýna iþarette bulunmuþtur. Zira hadîs bir rivayette Ma'kýl b. Sinan'dan, biý- diðer rivayette Eþca kabilesinden olan bir adamdan ve bir baþka rivayette  "Eþca kabilesinden bazý kimselerden" þeklinde rivayet edilmiþtir. Bu farklýlýk ise hadîste ýzdýrap meydana getirmiþtir. Tirmizi bu hadîsi sahîhlemiþ, Beyhakî de "îbn Sinan meþhur bir sahabi-dir. O bakýmdan hadîs üzerindeki ihtilâf onun sýhhatma zarar vermez" demiþtir. Çünkü az farklý da olsa rivayetlerin hepsi de sahihtir. Ýmam Þafii'nin "Eðer   Bervaa hadisi sahîh olsaydý herhalde onunla ihticac edip  hüküm  çýkarýrdým"   dediðine  karþýlýk Ebû  Ubeydullah  þöyle demiþtir: "Ýmam  Þâfýi eðer hazýr olabilseydi, ben Þu insanlarýn önünde þöyle diyerek sesimi yükseltirdim: Hadîs sahîhtir ve sen onunla ihticac-da bulunup hüküm çýkar." [138]

Nikâh akdinde mehir belirlenmez de adam ölürse, isterse eþiyle cinsel temasta bulunmuþ olsun, isterse bulunmamýþ olsun, halvet-i sahîha meydana gelsin gelmesin kadýn emsaline uygun mehir almaya hak kazanýr. Hadîs buna açýk þekilde delâlet etmektedir. Nitekim Ýbn Mes'ud (r.a.), Ýbn Sirîn, Ýbn Ebî Leylâ, Ebû Hanîfe ve arkadaþlarý, Ýshak ve Ahmed de ayný görüþ ve ictihaddadýrlar.

Hz. Ali, îbn Abbas, Ömer (Allah hepsinden razý olsun), Ýmam Mâlik, Evzâî, Leys, el-Hâdi ve Þafii'den gelen bir rivayeti ayný zamanda Kasým'dan gelen bir rivayete göre bu durumda kadýn mehire hak ka­zanmaz, sadece mirasa müstehik olur.

Þafii'den yapýlan bir diðer rivayete göre ise, kadýn mehir hakkýna da sahip olur þeklindedir. [139]

 

Çýkarýlan Hükümler
 

1- Nikâh akdinde mehir anýlmaz ve belirlenmezse, yapýlan akid sahîh kabul edilir. Ýmam Mâlik buna muhalefet etmiþtir. Ona göre me­hir nikâhýn þartlarýndandýr.                                             

2- Nikâh akdinde mehir anýlmaz ve belirlenmezse, kadýn yine de bu hakka sahihtir, emsaline uygun mehir alýr.

3- Nikâh akdinde mehir anýlmaz ve adam da henüz cinsel temasta bulunmadan ve sahîh bir halvette meydana gelmeden ölürse, kadýn vhem mehir hakkýna, hem de miras hakkýna sahib olur.

4- Mehir þu üç manadan biriyle gerçekleþir: Duhul (cinsel temas), halvet-i sahiha, karý-kocadan birinin ölümü. Bu durumlarda ister nikâh akdinde mehir anýlýp belirlenmiþ olsun, ister olmasýn fark etmez.

Hattâ adam, kadýna hiç mehir vermemek þartýyla evlense yine de kadýn mehr-i misil almaya hak kazanýr. Yani bu durumda adam kadýnla cinsel temasta bulunur veya ölürse, kadýn emsaline uygun me­hir alýr. [140]

Ynt: Mehil Sidak, Sadak By: Bilal2009 Date: 07 Mayýs 2019, 12:23:18
Esselamü aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artýrsýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Mehil Sidak, Sadak By: gulsahkilicaslan Date: 08 Mayýs 2019, 04:15:03
Allah razý olsun hocam selam ve dua ile...

radyobeyan