Ahkam Hadisleri
Pages: 1
Sarih ve Kinaye Talak By: neslinur Date: 02 Aðustos 2010, 12:00:26
Sarih ve Kinaye Talak
 

Talâk, sarih ve kinaye olmak üzere iki kýsma ayrýlýr.' Sarih talâk, :rek Arapçada, gerekse Türkçe veya baþka bir dilde açýktan boþamaya elâlet eden lafýzlarýn kullanýlmasýdýr ki niyete ihtiyaç duyulmaz, rünkü sarfedilen kelime ve cümleler, kadýný boþama hakkýnda konulan elimelerdir. Ancak talâk veya boþama lafzýnýn sonunu bir baþka þeyle kyýtlarsa, o takdirde kelime boþamaya deðil kaydedilen þeye delâlet der. Meselâ "Sen ayak baðýndan boþsun" derse talâk vaki olmaz. Zira Çýradaki boþsun, nikâh akdini kaldýrmaya yönelik deðildir. Kelime ko-lulduðu manâdan baþka bir manâya açýk bir karineyle delâlet etmekte-kr.

Adam bu sözüyle kadýný boþamayý kasdettiðini söylese bile ne ka-aen, ne de diyaneten tasdik edilmez. Ama "sen þu amelden boþsun" erse, kaza yönüyle talâk vaki olur, diyaneten vaki olmaz. TabiikÝ bu özüyle boþamayý kasdettiðini iddia ettiðinde hüküm böyledir. [91] Kinaye talâk'a gelince, Önce kinaye kelimesinin ne olduðunu bil­gemize ihtiyaç var. Kinaye, sözlükte doðrudan doðruya anlatýlmayýp olayýsýyla bir anlamý olan söz demektir. Edebiyatta ise, bir sözün hem jerçek, hem de mecazî manâlarýyla kullanýlmasýdýr, Ýlm-i beyanda ise, âzýmý mânâsý irade edilen lâfýzdýr ki asýl manâsýnýn da irade edilmesi âizdir. Þeriatta ise, nefsinde hakikî veya mecazî manâsý gizli kalan kfýzdýr. Zira terkedilen hakiki manâ mecaz gibi kinaye sayýlýr.

Talâkýn kinayesi, boþamaya ve baþka bir manâya delâlet ihtimali ilan bir lafýzdýr ki niyete muhtaçtýr veya halin delâleti söz konusudur. /Eeselâ arapçada "î'teddî" denildiðinde, yani karýsýna bu lafýzla hitap ittiðinde, bununla "artýk þer'î bekleme süreni say, seni boþadým" an-amma bir delâlet olduðu gibi, Allah'ýn nîmetlerini say veya sefere ýkacaðýmýz günleri say mânasýna da delâlet edebilir. O bakýmdan han-Ý manâyý kasdettiðini anlayabilmek için niyetine baþ vurulur.

Bu ve benzeri bir lafýzla kinayeli boþamada bulunan kimsenin ic'î talâký vaki sayýlýr. "Kendi ehline katýl", "senin emrin senin elinde-lir" gibi sözler ise talâk-ý bâin sayýlýr. [92]

 

Ýlgili Hadisler     
 

Hz. Aiþe (r.a.) dan yapýlan rivayete göre: Ýbnetü'l-Cevn, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimizin yanýna getirilip sokulunca, Efendimiz (nikahladýðý hu kadýna) yaklaþmak istediðinde kadýn ona: "Senden Allah'a sýðýnýrým" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz ona: "And olsun ki sen çok büyük kudrete sýðýndýn. Artýk git ehline (kendi ailene) katýl" buyurdu. (Böylece onu boþamýþ oldu). [93]

Þüphesiz Resûlüllah'm (s.a.v.) o kadýn hakkýnda kullandýðý talâk-ý kinaye, bir talâk-ý bâindir. Zira Resûlüllah (s.a.v.) birden üç talâkla boþamazdý.     

Tebük seferine katýlmayýp evinde kalmayý tercih eden Kâb bin Mâlik (r.a.) hadisinde adý geçen diyor &i;"EUi günden kýrk günü geçip hakkýmýzda vahiy durup gelmeyince bir de baktým ki Pey­gamber (s.a.v.) Efendimiz'in elçisi (gönderdiði kiþi) bana geldi ve þöyle dedi! "Þüphesiz Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz eþinizden ayrý durmanýzý size emrediyor." Bunun üzerine ben ona:"Karýmý boþayayým mý, yoksa ne yapayým?" Gelen elçi: "Sadece ondan ayrý dur yaklaþma" diye cevap verdi. Bunun üzerine ben de karýma: "Sen artýk ehline (kendi ailene gidip katýl" dedim." [94]

adardýr;" yani yirmidokuz gündür. Böylece Resûlüllah (s.a.v.) amerî aylarýn bir defa otuz, bir defa yirmidokuz olduðunu diyordu. [95] Bu hadîsin talâk-ý kinaye bahsinde delil olarak gösterilmesinin sebebi, kamerî aylarýn bir defa otuz, bir defa yirmidokuz olduðu belirtiýrken parmakla bu sayýya iþaret edilmiþtir. Talâk konusunda parmakkrmi göstererek iþarette bulunan kimsenin bu tarz boþamasý geçerli olur mu, olmaz mý hususunu belirtmeye yönelik olmasýndandýr. Nikâh akdi yapýp henüz cinsel temasta bulunmayan adam kan­una: "Sen boþsun, sen boþsun (veya sen boþsun), sonra boþsun" diyen kimseyle ilgili mesele hakkýnda anlatýlan: Huzayfe (r.a.) den yapýlan livâyete göýne, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz þöyle buyurmuþtur: "Allah liledi ve falan diledi demeyin, Allah diledi, sonrada falan diledi" deyin." [96]

Adiy b.. Hâtim'den (r.a.) yapýlan rivayete göre, bir adam Hesûlüllah'm (s.a.v.) yanýnda hitabede bulunarak þöyle dedi: "Kim Mlah'a ve resulüne itaat ederse, gerçekten o doðruyu seçmiþ olur. Kim le ikisine isyan ederse azýtýp sapýtýr." Bunun üzerine Resûlüllah [s.a.v.) Efendimiz: "Sen ne kötü hatipsinrDe ki: Kim Allah'a ve Peygam­berine isyan ederse." [97]

 

Mezgeplerin Bu Konudaki Tarifleri
 

a) Haýýefîlere göre talâk-ý kinaye, talâk manâsýna konulmay­an, sadece talâkla ilgili olan bir manâya konulan lafýzdýr. Diðer bir tari­fle, ilci durumu ihtimal tutan bir lafýzdýr. Meselâ "bâin" lafzý, sözlükte ayrýlma manâsýna konulmuþtur. Bu ayrýlma karýsýndan ayrýlma olabi­leceði gibi, bir yerden ayrýlma da olabilir. Adamýn karýsýndan bâin lafzýyla ayrýlmasý talâkýn delâlet ettiði bir manâ deðildir, fakat onunla ilgilidir.

Böylece kinaye yoluyla ortaya konulan talâk (boþama) þu iki þeyden biriyle geçerlilik kazanýr: Birincisi niyet, ikincisi zahirî duru­mun delâleti.

b) Þâfiîlere göre de talâk-ý kinaye hem talâk, hem de baþka bir manâyý ihtimal tutar. Meselâ adamm kendi karýsýna "Seni salýverdim" demesi þu iki manâyý ihtimal tutar: Sýkýntýdan, gözaltýndan salýve­rilmesi veya nikâh akdinden uzaklaþtýrýlýp.serbest býrakýlmasý. O halde bu lafzý söyleyen adamýn niyetine baþvurulur^

c) Hanbelîlere göre, talâk-ý kinaye bazan zahir, bazan da hafi (gizli) dir.  Zahir olaný, beynunete (adamla karýsýnýn ayrýlmasýna) delâlet eden lafýzlardýr. Hafi olan ise, bir tek talâka    delâlet eden lafýzlardýr. Bu her iki kýsýmda da mutlaka niyete ihtiyaç vardýr.

d)  Mâlikîlere göre bu talâkýn birçok kýsýmlarý vardýr. Kinaye-i zahire, kinâye-i hafiye diye ayýrdýklarý iki kýsmýn da birtakým kasýmlarý bulunuyor.

Böylece dört mezhebe göre, talâkla ilgili kinaye lafýzlarý, duruma ve karine ile niyete göre, bazan bir talâka, bazan da üç talâka delâlet eder. [98]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

373 nolu Hz. Aiþe hadîsi sahihtir. Resûlüllah'm (s.a.v.) nikah­ladýðý ve fakat kadýnýn bu izdivaca sonradan pek yanaþmadýðý olay bir­kaç hükme delâlet etmektedir.

Önce Hafýz Ýbn Hacer bu kadýnýn sahîh tesbite göre Ümeyme binti Numân b. SerâmTdir. Ayný zamanda ona Cüveyne de denilmiþtir. [99] Sonra da bu kadýnýn zifaftan kaçýnmasýnýn sebebi üzerinde durulmuþ ve kendisinde "beras" yani sedef, alacatenlilik hastalýðýnýn bulunduðu görülmüþtür. O bakýmdan Resûlüllah'a (s.a.v.) lâyýk olmadýðýný ve bu vaziyette vücudunu göstermek istemediðini Allah'a sýðýnarak izhar et­meye (belirtmeye) çalýþmýþtýr.

Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz çok nazik, kibar, nezih ve saygýlý idi. O bakýmdan kadýnýn gizli halini araþtýrmak istememiþ ve onun arzusu­nu anlayarak "git ehline (kendi) ailene katýl!" buyurmuþtur. Ancak ki­naye talâka delâlet eden bu lafýzla üç talâk mý, yoksa bir talâk mý kas-dedilmiþtir? Ýlim adamlarýndan bir kýsmýna göre, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz'in üç talâký kasdetmediðini ve böyle bir yol seçmiyeceðini sa­vunmuþlardýr. Zira sünnete uygun bir talâk konusu üzerinde düþünü­lerek bu sonuca varýlmak istenmiþtir. Kadýnýn medhulün biha ol­madýðýna, yani nikâh akdinden sonra kendisiyle cinsel temas saðlanmadýðýndan, belirtilen söz ile üç talâk vaki olduðuna kail olanlar bulu­nuyor. Sahîh olan da bu görüþtür.

Buradaki kinaye açýk bir kinayedir, niyete muhtaç deðildir. Zira ortada açýk bir karine bulunuyor. O da kadýnýn zifaftan sakýnmasý ve "senden Allah'a sýðýnýrým" demesi üzerine Resûlüllah'm (s.a.v.) ona "git de ehline (kendi ailene) katýl" buyurmasýdýr ki bu gayet açýk bir kinaye ýlâktýr. Nitekim Þâfîilerle Hanefîlerin görüþ ve içtihadý bu anlamdadýr, nam Mâlik ise, karine de olsa yine niyete ihtiyaç vardýr demiþtir.

374 no'lu Kâb hadisi de sahihtir. O bakýmdan istidlal ve ihticaca alîh görülmüþtür. Olayýn Özeti þöyledir: Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz pk sýcak bir mevsimde Tebük seferine çýktý. Münafýklar havanm fazla uçaklýðýný, seferinde uzun olduðunu bahane ederek bu sefere katýlma­lýlar. Bu arada samimi mü'min olduklarý halde üç kiþi de bazý mazeret-er ileri sürmek suretiyle Resûlüllah'a (s.a.v.) katýlmayýp Medine'de Laldýlar. Onlardan biri de Kâb b. Mâlik (r.a.) idi. Resûlüllah (s.a.v.) Pebük seferini planladýðý gibi baþarýyla tamamlayýp Medine'ye döndü-jünde, gerek münafýklar, gerekse o üç mü'min gelip özür dilediler, )aðýþlanmalarmý talep ettiler. Çünkü münafýklar parlak bir sonuç elde îdileceðine ihtimal bile vermiyorlar ve Bizans karþýsýnda bunlarýn hezi-nete uðrayacaðýný hesaplýyorlardý. Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz onlar-lan hiçbirinin özrünü ve baðýþlanma dileðini kabul etmedi. Durum­larýný bütünüyle Allah'ýn takdirine ve vereceði hükmüne býraktý. Sonra da Rasulullah (s.a.v.) Ýslâm'ýn emrettiði cihada katýlmayanlardan her türlü münasebetlerini kesmelerini, konuþma dahil onlarla hiçbir ilgi kurulmam asýný müslümanlara emretti ve bunun için elli günlük bir süre belirledi.

Yukarýdaki hadîs bu olayýn iki önemli safhasýný yansýtmaktadýr: Biri, elli günlük bir tecrid, diðeri Kâb'm karýsýna yaklaþmayýp ondan uzak kalmasý.

Kâ'b (r.a.) Resûlüllah'm (s.a.v.) emri üzerine karýsýndan uzak kaldý ve ona: "Git de kendi ehline (ailene) katýl" dedi. Olaydaki zahirî karine, boþama deðil, ondan bir süre ayrý durmaktýr. Bu sözüyle Kâ'b (r.a.) boþamaya niyet etmemiþtir. O bakýmdan bilahare o karýsýyla tek­rar biraraya gelmiþtir.

Parmak iþaretleriyle boþama gerçekleþir mi? Daha Önceki bahiste iþaret konusu üzerinde durmuþ ve gerekli açýklamayý yapmýþtýk. Ko­nuyu mezheblere göre özetleyip vermemizde yarar görüyoruz:

a) Hanefîlere göre, konuþma imkâný ve yeteneði olan kimsenin talâk hususuyla ilgili iþaretlerine itibar edilmez ve bu lafýz yerine geçmez. O bakýmdan talâk da vaki sayýlmaz. Yazýlý talâk ise lafýz yerine geçer.

b) Þâfîilere göre konuþmaya kudreti yeten kimsenin iþaretiyle hiçbir surette talâk vaki olmaz. Nasýl ki mücerred niyet ve düþünme ile talâk vaki olmuyorsa.

c) Mâlikilere  göre, yapýlan iþaret ister dilsizden, isterse» konuþma yeteneði olan kimseden sadýr olsun, eðer bu iþaret talâka delâlet ediyorsa, yani talâk manâsý ondan anlaþýhyorsa, o takdirde talâk vaki olur. Ancak dilsizin anlaþýlan iþareti talâk-ý sarîh; konuþma yeteneði olanmki ise talâk-ý kinaye olur.

d) Hanbelîlere göre de, iþaretle talâk vaki olmaz. Yani konuþma yeteneði olan kimsenin iþaretle talâk ika etmesine itibar edilmez. Dilsi­zin ise iþareti anlaþýhyorsa, talaka yönelik iþaretine itibar edilir. [100]

376 nolu Huzeyfe hadîsinde atýf harfi, olan "vav" ile "sümme" konu ediliyor. Arapça gramere göre "vav harfi" mutlak cem'a "sümme" ise te-rahi ile tertibe delâlet eder. O bakýmdan ayný mecliste karýsýna "sen boþsun ve sen boþsun ve sen boþsun" derse sadece bir talâk vaki olur. Ama "sen boþsun sonra yine boþsun, sonra yine boþsun" derse, bununla üç talâk vaki olur. Zira Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz sözü edilen iki harfin kullanma ölçüsünü belirlemiþ bulunuyor.

Adiy hadîsinin de buna yakýn bir misal teþkil ettiðini savunanlar olmuþtur. [101]

 

Çýkarýlan Hükümler
 

1- Talâk biri sarih, diðeri kinaye olmak üzere iki kýsma ayrýlýr.

2-   Sarîh  talâk,  talâk manâsýna  açýk biçimde  delâlet  eden lafýzlardýr. Her dilde bu manâya delâlet eden lafýzlar az-çok bellidir ve hüküm ona göre verilir.

3-  Kinaye Talâk, kullanýlan lafýz sarih olarak talâka delâlet et­mez, hem de o lafýz o manâya konulmamýþtýr, baþka bir manâya konul­muþtur. Ancak talâkla bir ilgi ve baðlantýsý olabilir.  O bakýmdan orta­da açýk bir delil ve karine varsa, kinaye talâkýn -müctehidlerin çoðuna göre- niyete ihtiyacý yoktur. Ortada delil ve karine yoksa, niyete mutla­ka ihtiyaç vardýr.

4- Kinaye talâkýn bir kýsmý ric'î, bir kýsmý da bâin olabilir,

5- Ýþaretle yapýlan talâk kinaye kapsamýna girer. Bununla talâk vaki olur mu? Üç mezhebe göre, konuþma yeteneði olan   kimsenin iþaretine   itibar   edilmez.   Mâlikî  mezhebine   göre  yaptýðý  iþaret anlaþýlýyor, talâka delâleti biliniyorsa, o taktirde talâk vaki olur. Bu is­ter dilsizden, isterse konuþma yeteneði olandan sadýr olsun fark etmez.

6- Yazýlý talâk hüküm ifade eder. Ancak yazan kiþi bunu yazdým ama tercihimi sonra yapacaðým derse, o yazý onun yanýnda bulunduðu sürece tercihi beklenir. Elinden çýktýðý taktirde tercih hakký kalkar. [102]

 

Ynt: Sarih ve Kinaye Talak By: Bilal2009 Date: 23 Þubat 2019, 14:03:11
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri doðru iþler yapanlardan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Sarih ve Kinaye Talak By: ceren Date: 23 Þubat 2019, 15:05:07
Esselamu aleykum. RABBÝM razi olsun paylasimdan kardeþim. ..
Ynt: Sarih ve Kinaye Talak By: Sevgi. Date: 16 Mayýs 2019, 04:08:37
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri herzaman hayýrlý ameller iþleyenlerden eylesin inþaAllah
Ynt: Sarih ve Kinaye Talak By: gulsahkilicaslan Date: 16 Mayýs 2019, 11:16:17
Allah razý olsun inþallah selam ve dua ile...

radyobeyan