Ahkam Hadisleri
Pages: 1
Nafakalar By: neslinur Date: 02 Aðustos 2010, 11:45:16
Nafakalar
 

Nafaka, geçim parasý, sadaka, yardým gibi manalara gelir, islâm Hukukunda ise daha çok kocanýn karýþma ve çocuklarýna yapacaðý har­cama mükellefiyeti olarak belirlenir. Özellikle adamýn kendi eþine ve­receði nafaka, yakýnlarýna vereceðinden önce gelir.

Böylece Ýslâm Hukuku kadýnýn yiyecek, giyecek, mesken, hizmetçi ve benzeri ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasýný kocasýna yüklemiþ ve kadýný malî külfet altýna sokmayarak onu korumuþtur. [1]   

 

Ýlgili Hadisler
 

Ebû Hüreyre (r.a.) den yapýlan rivayete göre, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz þöyle buyurmuþtur: "Allah yolunda harcadýðýn bir dînar, bir köleyi hürriyetine kavuþturmak için harcadýðýn bir dînar, miskine tasaddukta bulunduðun bir dînar ve ehline (karýn ve çocuklarýna) harcadýðýn bir dînar... Bunlardan ecir (mükafat ve sevap) bakýmýndan en büyüðü ehline harcadýðýn dinardýr." [2]

Câbir (r.a.) den yapýlan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendi­miz bir adama þöyle buyurdu: "Önce kendine yönelip baþla, kendi nefsine tasaddukta bulun. Ondan bir þey artarsa ehline (karýna ve çocuklarýna) harca. Ondan da bir þey artarsa yakýn hýsýmlarýna harca ve onlara harcadýðýndan bir þey artarsa þöyle ve þöyle harcamada bulunursun..." [3]

Ebû Hüreyre (r.a.) den yapýlan rivayete göre, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz þöyle buyurmuþtur: 'Tasaddukta bulunun!.'1 Bunun üze­rine bir adam: "Ya Resûlellah, benim yanýmda bir dînar vardýr" dedi. Peygamber (s.a.v.) ona: "O dinarý kendine harca" buyurdu. Adam: "Yanýmda bir dinar daha var" dedi. Peygamber (s.a.v.) ona: "Onu zevcene harca" buyurdu. Adam: "Yanýmda bir dinar daha var" dedi. Peygamber (s.a.v.) ona: "Onu da çocuklarýna har­ca tasaddukta bulun" buyurdu. Adam: "Yanýmda bir baþka dinar daha var" dedi. Peygamber (s.a.v.) ona: "Onu da hizmetçine ta­saddukta bulun" buyurdu. Adam: "Yanýmda bir dinar daha var" deyince Efendimiz ona: "Sen onu harcamayý daha iyi görüp bi­lirsin!" buyurdu. [4]

 

Müctehidlerin Ýstidlal ve Ýhticaclarý
 

a) Hanefi'lere göre, ister zevce müslime, ister kafire, ister ergen, ister ergen olmayýp cinsel temasa elveriþli bulunsun kendini kocasýna teslim ettiði takdirde kocasýnýn onun elbise, mesken ve nafakasýný karþýlamasý vaciptir. Ýsterse kocasý küçük yaþta olup cinsel temasa gücü yetmesin fark etmez. Ayrýca kadýn muaccel olan mehri verilmediði veya kocasý cinsel temas arzusu izhar etmediði için kendini kocasýna teslim etmemiþ bulunsun yine de belirtilen ihtiyaçlarýn karþýlanmasýný hak eder.

Elbise hususu, adamýn mali gücüne göre ayarlanýp her altý ayda bir karþýlanmasý ve nafakanýn da aylýk olarak hesaplanýp verilmesi gerekir. Her iki hususta da israf ve cimrilikten kaçýnýlýr. Ayrýca kadýna hizmet edip ev iþlerinde ona yardýmcý olacak bir de hizmetçi tutmasý gerekir. Böylece hizmetçinin de nafakasý adam tarafýndan karþýlanýr. Ancak hizmetçi tutacak kadar mali güce sahip deðilse o takdirde buna zorlanamaz.

Ýmam Ebû Yusuf a göre, adamýn malî imkâný olduðu takdirde, biri ev iþlerinde, diðeri ev dýþýndaki hizmetleri yerine getirecek iki hizmetçi tutmasý gerekir. Bu durumda adamýn malî gücü yetmediði takdirde hiz­metçilerin nafakasýný karþýlamaz.

Haksýz sebeple küsüp evinden ayrýlan kadýna nafaka gerekmez.

Kocasýnýn evinde hastalanýp yatmakta olan kadýnýn da nafakasý kocasýnýn üzerine vaciptir.

Nafaka gibi adamýn kadýna mesken de vermesi vaciptir. Bu da adamýn malî durumuna göre ayarlanýr. Kocasý isterse kadýnýn yakýnlarýnýn meskene girmesini yasaklayabilir, isterse bu yakýn kadýnýn baþka kocadan oðlu olsun. Ama kadýnýn ana-bâbasýnýn gelmesi­ni ve kadýnýn da onlarý ziyaret etmesini engellemesine cevaz verilme­miþtir. [5]

b) Þâfiîlere göre, kadýnýn mesken, nafaka ve elbisesinin karþýlanmasý kocasýna vaciptir. Kocasý bütün bunlarý örfe uygun þekilde ayarlayýp karþýlar. Aksi halde kadýn onun malýndan örfe uygun bir nis-beti alýp harcayabilir.

Ýmam Þafiî bu konuda Hz. Aiþe (r.a.) dan rivayet edilen þu hadis­le istidlal ve ihticacda bulunmuþtur: "Ebû Süfyan'm karýsý Hind Pey­gamber (s.a.v.) efendimiz'e gelerek þöyle dedi: "Ya Resûlellah! Doðrusu Ebû Süfyan cimri bir adamdýr. Bana ve çocuðuma yetecek kadar (nafa­ka ve elbise) vermemektedir. Ancak ben onun malýndan gizli olarak alýp harcarsam ihtiyacýmýzý y ettirebiliyor um. Tabii Ebû Süfyan'm bundan haberi yoktur. Bu davranýþýmdan dolayý benim üzerime bir günah ve vebal var mýdýr?" Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) ona þöyle buy­urdu: "Sana ve çocuðuna yetecek kadarýný örfe uygun þekilde al." [6]

Adam çocuðu ergen oluncaya kadar ona nafaka ve diðer lüzumlu ihtiyaçlarýný vermekle mükelleftir. Çocuk ergen olunca bu mükellefiyet kalkar. Meðerki tetavvu olarak yardýmda buluna.. Tabiî bu durumda çocuklarýn kendilerine ait bir mallarý yoksa baba mükelleftir. Mallarý varsa. Nafaka ve sair ihtiyaçlarý onlarýn kendilerine ait mallarýndan karþýlanýr. [7]

Saðlýðý yerinde olup cinsel temasa dayanabilen kadýnýn kocasýna teslim olmamasý halinde, kocasý ona nafaka vermekle yükümlü deðildir. Ancak ciddi bir rahatsýzlýðýndan kaynaklanýyorsa, o takdirde kocasýnýn )u mükellefiyeti söz konusu olur.

Nafaka miktarý beldenin ve emsalinin durumu dikkate alýnarak Jrfe uygun þekilde ayarlanýr. [8]

c) Hanbelilere göre de kadýnýn nafakasýnýn vücubu kitap, sünnet ve icma' ile sabit olmuþtur. Resûlüllah. (s.a.v.) Efendimiz bu hu-

jjsusta þöyle buyurmuþtur: "Ey nas! Kadýnlar hakkýnda Allah'tan kor-jjkun. Çünkü onlar sizin yanýnýzda size yardýmcýlar olarak bulunuyorlar.

Onlarýn fücurunu;(üreme organlarýný ve namuslarýný) Allah emri ile kendinize helâl kýldýnýz. Onlarýn sizin üzerinizde meþru, örf ve âdete göre nafaka ve elbiselerini temin etme hakký vardýr."

Böylece kadýn kendini vâcib olduðu þekilde kocasýna teslim ettiði takdirde, onun kocasý üzerinde yiyecek, içecek, giyecek ve mesken gibi bütün ihtiyaçlarýný karþýlanma hakký vardýr.

Kadýnýn nafakasý, karý kocanýn sosyal ve ailevî durumlarý dikkate alýnarak ona göre ayarlanýr. Ýkisi de zengin sayýlýyorsa, zenginlerin na­fakasýna geçimlerini zor karþýlýyorlarsa, geçimlerini zor karþýlayanlarýn nafakasýna uygun bir ayarlama yapýlýr.

Ýmam Þafiî'ye göre, nafaka ve ihtiyaçlarý karþýlama hususunda sa­dece, erkeðin durumu dikkate alýnýr. Ýmam Þafiî bu meselede þu âyetle ihtýcac etmiþtir: "Geniþ imkâný olan, geniþ imkânýna göre nafaka versin. Rýzký dar ve sýnýrlý olan ise Allah'ýn kendisine verdiðinden nafaka ver­sin. Allah hiç kimseye verdiðinden fazlasýný teklif etmez. Allah bir sýkýntý ve zorluðun ardýndan bir kolaylýk meydana getirir." [9]

Ýmam Ebû Hanîfe ile Ýmam Mâlik'e göre nafaka kifayet mik-darýyla takdir edilir. Nitekim Ebû Süfyan karýsý Hind'in sorusu ve Pey-gamber'in (s.a.v.) ona verdiði cevap buna delâlet etmektedir.

Karý ile koca nafaka konusunda ihtilâfa düþerlerse hâkim veya naibi kifayet miktarý nafaka verilmesini kararlaþtýrýr. Böylece ihtilâf kalkmýþ olur.

Ayrýca kadýna tarak, temizlik malzemesi ve sair lüzumlu þeylerin de verilmesi vaciptir. Odasýnda kullanacaðý yatak, döþek, perde ve sair ihtiyaç hissedilen ev eþyasý da böyle... [10]

Ayrýca kadýn kendi ailesinde hizmetçiye alýþýk ise veya ra­hatsýzlýðýndan dolayý buna ihtiyaç duyuyorsa, kocasýnýn bir hizmetçi tutmasý da vaciptir. Ve adam bu hizmetçinin nafakasýný da karþýla­makla mükelleftir. [11]

d) Mâlikîlere göre, koca evlendiði karýsýnýn yanma girip cinsel temasta bulunmadýðý veya karýsýný buna davet etmediði takdirde karýsýna nafaka vermesi vacip deðildir. Tabii karýsý da ergen olup cinsel temas yapýlacak bir yapýya sahip olmalýdýr. Kadýn iki hizmetçiye alýþkmsa o takdirde adamýn mâli imkâný yettiði takdirde ona iki hiz­metçi tutmasý ve hizmetçilerin nafakasýný karþýlamasý da vacip olur. Ebû Sevr de ayný görüþtedir. [12]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

581 no'lu Ebû Hüreyre hadîsi sahihtir ve istidlale salihtir. Böylece kiþinin kendi eþine ve çocuklarýna harcamasý, nafakalarýný karþýlamasý en üstün sadaka olarak belirlenmiþ bulunuyor. Cenâb-ý Hakk'm da bun­dan  dolayý  vereceði  mükâfat  o  nisbette büyük  olacaktýr.   Çoluk çocuðunun nafakasýný ve ihtiyaçlarým karþýladýktan sonra arta kalanýný Allah yoluna, muhtaçlara, miskinlere harcamasý da büyük sevaplarý ge­rektiren sadakalardýr.

O halde adamýn kendi eþine ve çocuklarýna nafaka vermesi, lüzumlu ihtiyaçlarýný meþru örfe ve âdete göre karþýlamasý vaciptir,

582 no'lu Câbir hadîsi de sahih olup istidlal ve ihticaca salihtir. Böylece kiþinin kendi þahsî ihtiyacýna öncelik tanýmasý vaciptir. Kendi­ni aç ve sefil býrakýp çoluk çocuðuna veya hýsýmlarýna nafaka vermesi bir fazîletse de doðru bir davranýþ sayýlmaz. Zira vücubu terketmiþtir.

Hadîste nafaka ve ihtiyaçlarý karþýlama konusunda saðlam bir tertip belirlenmiþtir. Þöyle ki:                                         

a) Önce kendi nefsine,

b) Arta kalaný çoluk çocuðuna,

c) Arta kalaný muhtaç olan yakýnlarýna,

d) Ondan da arta kalaný muhtaç komþulara ve mahalledeki fakir ve muhtaçlara, harcamasý gerekir.

Tabii burada yakýnlarýnýn baþýnda ana-babasý gelir ve muhtaç du­rumda iseler evlâdlarmýn onlarýn nafaka ve sair ihtiyaçlarýný karþýlamalarý vacip olur.

583 nolu Ebû Hüreyre hadîsini ayný zamanda Þafiî, Ýbn Hibban ve Hâkim tahrîc etmiþlerdir. Ýbn Hazm diyor ki: "Bu hadîs üzerinde Yahya el-Kattan ile Sevrî ihtilâfta bulunmuþlardýr. Yahya'ya göre adamýn karýsý  evlâdýndan  Önce  gelir.  Nitekim  naklettiðimiz  metinde  de sýralama böyledir, Sufyan es-Sevrî ise evlâdý adamýn karýsýna takdîm eder þekilde hadîsi nakletmiþtir.    .

Gerçekte ise birini diðerine takdim etmemek uygun olur. Ýkisi de bu meselede eþit durumdadýrlar. Resûlüllah (s.a.v.) bazý Önemli cümleleri tekrarlardý. Kuvvetli ihtimalle bir defasýnda kadýna öncelik verirken, bir defasýnda evlâda öncelik vermek suretiyle nafaka ve ih­tiyaçlarý karþýlama konusunda ikisinin eþit durumda olduðuna iþarette bulunmuþtur.

Böylece adamýn kendi karýsýnýn nafakasýný karþýlamasý vacip ola­rak berlirlenmiþ bulunuyor. Muhtaç durumda olan evlâdýn nafakasý da öyle... Akrabadan özellikle ana ve baba da sýkýntýda iseler, onlarýn nafa­ka ve sair ihtiyaçlarýný karþýlama malî imkâný yerinde olan evlâdýna vaciptir. Ancak evlâdýn henüz ergenlik çaðma girmemiþ olmalarý söz konusudur. Ergen olan evlâdýn nafakasýný karþýlama babalarýna vacip deðildir.

Bunlar gibi hizmetçilerin de nafakasýný karþýlama adama vaciptir. Zira sýralama bu vücubun devamýný göstermektedir. [13]

 

Çýkarýlan Hükümler
 

1- ister müslüman, ister gayr-i müslim olsun, ister ergen, ister küçük olsun kadýnýn nafakasýný karþýlama kocasýna vaciptir.

2- Kadýn kendini kocasýna teslim ettiði takdirde bu vücup geçerlidir.

3- Adam muaccel olan mehri vermediði takdirde kadýn bu yüzden ona teslim olmuyorsa, kocasý nafakasýný bu yüzden kesemez; vermesi yine vacip olur.     

4- Kadýn cinsel temasa elveriþli bir yapýya sahip deðilse, nafakasý da bu durumda gerekli deðildir.

5- Kadýnýn kocasý küçük olur da cincel temasa gücü yetmezse, yine de karýsýnýn nafakasýný karþýlamakla mükellef sayýlýr.

6- Adamýn karýsýna en az altý ayda bir elbise almasý ve diðer giyim ihtiyaçlarýný karþýlamasý vaciptir.

7- Nafaka ve elbise hususunda israftan ve cimrilikten kaçýnmak gerekir.

8- Nafaka ve elbise, sonra da mesken hem adamýn malî durumuna göre, hem de meþru örfe göre ayarlanmalýdýr. 9- Kadýna yakýþýr bir mesken saðlamak da kocaya vaciptir.

10- Kadýn zengin bile olsa nafakasýnýn, elbisesinin, meskeni ve sair lüzumlu ihtiyaçlarýnýn kocasý tarafýndan karþýlanmasý vaciptir.

11- Kadýna bir hizmetçi tutmak da gerekir. Adamýn malî durumu elverdiði takdirde bu vacip sayýlýr.

12- Hizmetçinin de nafakasýný adam karþýlamakla mükelleftir.

13- Ýmam Ebû Yusuf a göre, biri ev içindeki, diðeri ev dýþýndaki hizmetleri yerine getirmek üzere iki hizmetçi tutmasý gerekir. Tabii bu adamýn malî gücüne göre takdir edilir.

14- Haksýz sebeple küsüp evini terkeden kadýnýn nafakasýný karþýlamak kocasýna vacip deðildir.

15- Mesken tahsis edilirken ev eþyasýndan lüzumlu olanlarým da adamýn karþýlamasý söz konusudur.

16- Adam kadýnýn yakýnlarýnýn eve girip çýkmalarýný yasaklayabi­lir. Özellikle bir fitne çýkarma tehlikesi söz konusu olduðu zaman.

17- Kadýnýn ana ve bahasýnýn gelmesine engel koyamaz ve kadýnýn da ara-sýra ana-babasmý ziyarete gitmesine izin verir, buna mani' ol­maz. Ancak elverir ki bunun çok sýk olmamasýna dikkat edilsin. ,

18- Adam karýsýnýn ve küçük çocuklarýnýn nafaka ve elbise ih­tiyaçlarýný imkâný olduðu halde kýsýtlar da onlarý sýkýntýya sokarsa kadýn ona bilgi vermeden ve izin almadan onun malýndan kifayet mik­tarý alýp harcayabilir. Bunda bir vebal yoktur.

19- Çocuklarý ergen oluncaya kadar babalarý tarafýndan nafaka, elbise ve sair ihtiyaçlarý karþýlanýr ve bu babaya vaciptir.

20-Ergen olan çocuklarýn nafakasý babalarýna vacip deðildir. Ancak onlara yardýmda bulunmasý, ihtiyaçlarý varsa karþýlamasý güzel bir haslettir. Geçimini saðlamaktan aciz olan evladýn geçiminin babasý tarafýndan karþýlanmasý vacip olur.

21- Küçük çocuklarýn kendilerine ait yaterli mallarý varsa, bu du­rumda babalarý onlarýn nafaka ve sair ihtiyaçlarýný onlara ait maldan karþýlayabilir. Bunda bir sakýnca yoktur.

22- Kadýn zengin olsun olmasýn, onun nafakasý ve sair ihtiyacý ko-'casý tarafýndan karþýlanýr.

23- Nafaka ve sair ihtiyaçlarý karþýlamada hem kadýnýn, hem de erkeðin sosyal ve ailevi durumu    dikkate alýnýr. (Bu Hanbelîlere igöredir.)

24- imam Þâflî ve diðer müctehidlere göre, sadece adamin sosyal durumu ve malî gücü dikkate alýnýr.

25- Kadýn kendini vacip olduðu tarzda kocasýna teslim ettiði ve jcinsel temasa elveriþli bir yapýda bulunduðu takdirde nafakayý hak eder.

26- Ciddi ve haklý bir sebep yokken kadýn kendini teslim etmezse, nafakasý kesilir. Yani nafakasýný karþýlamak artýk kocasýna vacip deðildir.

27- Zengin adam kendi imkânýna, dar gelirli de kendi imkânýna göre nafaka takdir edip verirken meþru örfü de dikkatten uzak bulundurmaz. [14]

Ynt: Nafakalar By: ceren Date: 18 Þubat 2019, 18:10:25
Esselamu aleyküm. Rabbým razý olsun bizlere bu bilgileri sunan kardeþimizden.
Ynt: Nafakalar By: Bilal2009 Date: 19 Þubat 2019, 14:24:02
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Nafakalar By: Sevgi. Date: 25 Mayýs 2019, 14:40:36
Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah razý olsun
 Rabbim bizlerin ilmini artýrsýn inþaAllah
Ynt: Nafakalar By: gulsahkilicaslan Date: 26 Mayýs 2019, 03:40:15
Rabbim razý olsun inþallah selam ve dua ile...

radyobeyan