Kilitler neyi kilitler By: sumeyye Date: 29 Temmuz 2010, 14:51:47
Kilitler Neyi Kilitler?
Üst üste kilitlerle, çelik kapýlarla kilitli evlerimiz. Almadan vermeye kilitli ellerimiz. Güzel bir söze, bir tebessüme, bir selama kilitli dudaklarýmýz.Gözyaþlarýna kilitli gözlerimiz.
Bir hastaya, bir yaþlýnýn ayaðýna varmaya kilitli ayaklarýmýz. Yollarýmýz, yönlerimiz kilitli. Ufku göstermiyor pusulamýz. Çünkü gönlümüz kilitli. Kalbimize nicedir üst üste kilitler vuruldu. Her kilitle kendimize daha bir yabancýlaþýyor, kendimizden daha bir uzaklaþýyoruz. Her kilitle daha bir aðýrlaþýyor, hareket edemiyoruz. Ömrümüzü nefes alýp vermeden sürüklüyoruz.
Bir çocuk, yolumuzun üzerinde her sabah mendil satmaya çalýþýyor. Dönüp bakmýyoruz. Çýplak ayaklarýný, soðuktan kýzarmýþ ellerini görmüyoruz. Bir ihtiyar sessizce ayrýlmýþ aramýzdan. Sahipsiz bir mezar taþýna isim yazýlmýþ bugün. Umursamýyoruz. Bir zamanlar dallarýna salýncak kurduðumuz çýnar aðacý görünmüyor. Aramýyoruz.
Yanýbaþýmýzdaki çocuk, çocuðumuz bizden ayrý büyüyor. Etrafýmýzda dolanýyor, yaramazlýk yapýyor. Ýlgilenmiyoruz. Masum haþarýlýklarýna gülemiyoruz. Meraklarýný önemsemiyor, sorularýný cevaplamýyor, geçiþtiriyoruz.
Sulamayý unutuyoruz. Saksýmýzda menekþe soluyor. Ve köþelere yapay çiçekler konduruyoruz. Yapay bir hayat. Günler, aylar, mevsimler geçip gidiyor. Ne bahar bir ýþýltý konduruyor yüreðimize, ne dökülen yapraklar bir hüzün býrakýyor gönlümüze. Mevsimler yalnýzca üþütüyor ve yakýp kavuruyor.
Yanýbaþýmýzdaki çocuk bir sabah perdeleri açýyor, etrafý bembeyaz buluyor. Heyecanlanýyor, içi içine sýðmýyor. Koþmak, karlarda yuvarlanmak istiyor. Tek bir kelime savuruyoruz yüzüne: Üþürsün! Soðukluðumuzdan kelime üþüyor. Bilemiyoruz, karlar bizim kadar üþütemez. Fýrtýnalar bizim kadar uzaða savuramaz, sel sularý sürükleyemez bilmediði kýyýlara. Soðukluðumuz üþütüyor, kendimize ve hayata ilgisizliðimiz, duyarsýzlýðýmýz çocuðu savuruyor bizden ve kendinden uzaklara.
Hayat hep ýraðýmýzda, elimizin deðmediði, terimizin akmadýðý yerlerde yeþeriyor. Sonbaharda göçen kuþlar göðümüzden ýramýyor, dökülen yapraklar dallarýmýzdan düþmüyor. Güneþ her sabah bizimle doðmuyor, gece bizimle çöküvermiyor þehrin üstüne.
Ve çocuk bize ulaþamýyor, kilitlerimizi kýramýyor, duvarlarýmýzý yýkamýyor. Güneþ girmeyen, soðuk iþlemeyen bir hücredeyiz. Rahatýz. Çünkü ne hüzünlüyüz, ne de sevinmek sevindirmek için bir telaþýmýz var. Rahatýmýz kaçmasýn, konforumuz yerinde olsun yetiyor. Hayat bize dokunmasýn. Üzmesin de mutlu etmese de olur...
Oysa hüzünler de sevinçler kadar emek istiyor. Nefes alýp vermek emek istiyor. Lâkin biz mutlu olmak için kýmýldamýyoruz ki biraz hüzne emek verelim. Hücremizde rahatýz. Çünkü orada kendimiz de yokuz. Kendi sevinçlerimiz, kederlerimiz, heyecanlarýmýz yok. Hep bilmediðimiz bir yerlerde yaþanan acýlara; uzaktakilerle, baþkalarýyla, herkesle ah-vah ediyor, baþkalarýnýn baþarýlarýyla coþuyoruz. Çünkü baþkalarýnýn acýlarý geceleri uykumuzu kaçýrmýyor.
Baþkalarýnýn baþarýlarý için harekete geçmek, rahatýmýzý bozmak zorunda kalmýyoruz. O acýlarý hissetmiyor, yalnýzca seyrediyoruz. O an herkesle birlikte þöyle bir üzülüyor, sonra o kederlere sýrtýmýzý dönüveriyoruz. Öyle ya, o acýlarý herkes çoktan unutmuþtur. Þimdi, uzaklarda baþka þeyler baþlamaktadýr ve uzaklarda herþey ne kadar da hýzlýdýr.
Derdi olmayan, kederlenemeyen bir insan kime üzülebilir? Sevinemeyen bir insan kimi mutlu etmek isteyebilir?
Yanýbaþýmýzdaki çocuk kendi halinde büyür. Onun baþarýlarý ancak baþkalarý gündemde olduðunda önem kazanýr. Fakat bunu bilmez, anlamaz çocuk. Sevinelim, telaþlanalým ister. Ýlgimizi çekmeyi, bir iþe yaramayý dener. Bir bardak kýrar, bir vazo devirir. Çýrpýnýþýný görmez, yalnýzca kýzarýz. Yine de anlamaz. Yine de ümitlidir, sýrýlsýklam aç bir kedi yavrusunu kucaklayýp eve getirirken.
Çocuklara kýzarýz. Çünkü onlarda hayattan kalan herþey bir yitiðimizi ortaya çýkarýr. Onlarýn asýllarýna sadýk kalýþlarý kendimize ne kadar yabancýlaþtýðýmýzý resmeder. Böyle bir aynada kendimizi seyretmek istemeyiz. Aynalarý kýrarýz, kedi yavrusunu evden kovarýz. Herkes hayata yabancýlaþsýn isteriz. Dünya yabancýlaþsýn. Aynalar olmasýn, hayat deðiþmesin, yaþamasýn, dünya dönmesin.
Fakat insanlarýn durmasý dünyayý durdurmaz. Dünya döner, zaman deðiþir, çocuklar büyür. Biz ihtiyar oluruz. Elimiz öpülsün, baþýmýz okþansýn, sözümüz dinlensin isteriz. Halimizi, hatýrýmýzý sorsunlar isteriz.
Ellerimiz titrese, gözlerimiz görmese de bir iþin ucundan tutmak isteriz. Bir bardak kýrarýz, bir vazo deviririz. Bir teselli sözü, biraz þefkat beklerken otur oturduðun yerde!diyen sert bir bakýþla karþýlarýz. Ýncinir, üzülürüz. Çünkü kilitler þimdi kýrýlmýþ, duygularýmýzýn baðý ancak çözülmüþtür. Duvarlar ancak yýkýlmýþtýr. Ve dünya ne kadar da deðiþmiþ, ne kadar bozulmuþtur.
Halbuki dünya yalnýzca dönmüþtür. Hayat uzaklarda bir yerlerde yeþermiþ, yine uzaklarda bir yerlerde solmuþtur. Bir ömür peþimiz sýra sürüklenmiþtir. Bir zamanki küçükler büyümüþ, etrafýmýzda birden yabancý yüzler belirivermiþtir. Çünkü gönlüne kilitler vurulu bir dünyada büyümek yabancýlaþmaktýr.
Zehra Korkmaz