Ahkam Hadisleri
Pages: 1
Yiyecek Maddeleri veEti Yenilen, Yenilmeyen Hayvanlar By: neslinur Date: 27 Temmuz 2010, 18:56:16
Yiyecek Maddeleri veEti Yenilen, Yenilmeyen Hayvanlar
 

Allah'ýn kitabýnda, Peygamberin sünnetinde neler helâl kýhnmýþsa onlar kýyamete kadar helâldir. Neler de haram kýhnmýþsa onlar da kýyamete kadar haramdýr. Helâl ve haram kýlýndýðýna dair bir nass, kesin bir hüküm bulunmayan þeylere gelince, "eþyada asýl olan ibahadýr" kaidesi söz konusu olur.

Bundan çýkarýlacak netice þöyledir:

Bir yiyecek veya içecek veyahut baþka bir nesne hakkýnda kesin bir tahrim hükmü yoksa, onda asýl olan mubahlýktýr. Zira þer'i bir hüküm inmeden fiiller için bir hüküm söz konusu olamaz.

Hanefîlerden Ýmam Kerhî de bu usûle dayanarak eþyada asýl olan ibahadýr demiþtir. Hadîs âlimlerinden bir kýsmýna göre ise, eþyada asýl olan hazr (hazer) dir, yani sakýnma ye çekinmedir.

Hanefîlerin bir kýsmýna göre, eþyada asýl olan tevvekkufdur. Yani o hususta da bir hüküm vardýr ve onu araþtýrýp buluncaya kaçlar beklemek söz konusudur. Hidaye sahibi ise, "eþyada asýl olan ibahadýr" kaidesini savunup hakkýnda þer'î hüküm bulunmayan bir þey muhab sayýlýr demiþtir. [1]

Yiyecek ve içilecek maddeler arasýnda þüphesiz ki karada ve denizde yaþayan hayvanlar önemli bir yer tutmaktadýr. O bakýmdan mezhep imamlarý bu konuya yeterince aðýrlýk verip kitap ve sünnette yer alan hükümleri, beyânlarý, emir ve tavsiyeleri biraraya getirmek suretiyle saðlýklý bir sonuç çýkarmaya çalýþmýþlardýr. Ancak gerek âyetteki mutlak ifadeler, gerekse hadîslerde yer alan farklý rivayetler bu konuda farklý ictihadlann ortaya çýkmasýna sebep teþkil etmiþtir. [2]

 

Ýlgili Ayetler
 

"Ey imân edenler! Akidleri yerine getirin. Ýhramh iken -avlanmayý helâl saymaksýzýn- size davarlarýn eti helâl kýlýnmýþtýr." [3]

"Deniz avý ve onu yemek size de, gelen misafir kafilelere de helâl kýlýndý. Ve ihramh bulunduðunuz sürece kara avý size haram kýlýnmýþtýr..." [4]

îki âyette de mutlak bir anlatýma yer verilmiþ, kara ve deniz hayvanlarýndan hangilerinin helâl, hangilerinin haram olduðuna dair bir ayrým yapýlmamýþtýr. O bakýmdan bu iki âyetin asýl delâlet ettiði mana ve hükmü anlayabilmek için ilgili sahih hadîsleri tesbit etmemiz gerekmektedir. [5]

 

Ýlgili Hadisler
 

Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a.) den yapýlan rivayette, Resûlüllah'm (a.s.) þöyle buyurduðu belirtilmiþtir: "Þüphesiz müslümanlarýn müslü-manlar hakkýnda cürüm bakýmýndan en büyüðü, kendisine insanlara haram kýlýnmamýþ olan bir þeyden sorulduðunda sýrf sorulduðu için o þeyin haram kýlýnmasýdýr." [6]

Hüreyre (r.a.) den yapýlan rivayette, Peygamberimizin (a.sj þöyle buyurduðu bildirilmektedir: "Ben sizi (emir ve nehiy hususlarýnda kendi halinize) býraktýðým sürece siz de (benden o hususlarda birþey sormayýp) beni býrakýn. Çünkü gerçekten sizden öncekiler çok soru sormalarý ve peygamberlerine karþý ihtilafa düþtükleri sebebiyle helak olmuþlardýr. O bakýmdan ben sizi bir þeyden men'ettiðim zaman o þeyden kaçýnýn ve size bir emir verdiðim zaman gücünüz yettiði nisbette onu yerine getirin." [7]

Selmân el-Fârisî (r,a.) den yapýlan rivayette, adý geçen þöyle haber vermiþtir: "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'den tereyaðýndan, peynirden ve yabani eþekten soruldu. Efendimiz þu cevabý verdi: 'Helâl, Allah'ýn kendi kitabýnda helâl kýldýðý þeylerdir. Haram da O'nun kendi kitabýnda haram kýldýðý þeylerdir. Allah'ýn (kendi kitabýnda) susup da söz etmediði þeyler ise, O'nun size baðýþladýðýdýr." [8]

Ali b. Ebî Tâlib (r.a.) den yapýlan rivayette, adý geçen þöyle demiþtir: 'Yol bulmaya güç getirebilen Beyt'i (Kabe'yi) kasdedip haccetmesi Allah'ýn insanlar üzerine (koyduðu) bir hak ve vecîbedir. Kim bu hakký inkâr ederse" mealindeki Al-i Ýmrân sûresi 97 âyet inince ashab-ý kiram: 'Ta Resûlallah! Her sene mi?" diye sordular. Peygamber (a.s.) onlara: "Hayýr, her sene deðil" buyurdu ve þöyle ilâve etti; "Eðer evet deseydim, o size her yýl vacip (farz) olurdu."

Bunun üzerine Cenâb-ý Hak þu âyeti indirdi: "Ey imân edenler! Size açýklanýnca sizi kötümser yapacak (veya üzecek) þeylerden sormayýn. Ama Kur'ân (âyetleri) indirildiðinde sorarsanýz size açýklanýr. Allah, (daha önce bu kuralý bilmeden) sorduklarýnýz (dan dolayý sizi) atfetmiþtir." [9]

 

Müctehid Ýmamlarýn Ýstidlal ve Ýhticaclarý
 

a) Hanefîlere göre, hayvanlar genel olarak, biri karada, biri de denizde yaþayanlar olmak üzere iki kýsma ayrýlýr. Denizde yaþayan hayvanlardan sadece balýk bütün türleriyle helâldir. Geriye kalanlarý haramdýr. Balýktan da ölüp suyun üzerinde sýrtüstü duranlar yenilmez.

b) Fakîhlerden bir kýsmý ile Ýbni Ebî Leylâ'ya göre, balýktan baþka kurbaða, yengeç, su yýlaný, su köpeði ve domuzu ve benzeri hayvanlar da þer'î þekilde kesildikleri taktirde helâl olup yenilir. Leys b. Sa'd de ayný görüþtedir. Ancak bu zata göre deniz aslaný ve domuzu helâl deðildir. [10]

imam Þafiî ise, sözü edilenler þer'î þekilde kesilmeksizin yenilir demiþtir. Bununla beraber Þâfîîlerin görüþünü kendi bölümünde açýklayacaðýmýzdan burada bu kýsa bilgiyle yetiniyoruz.

Denizde yaþayan hayvanlarýn hepsinin helâl olduðunu söyleyenlerin delili þu âyet ile ilgili þu hadîstir: "Deniz avý size helâl kýlýnmýþtýr." Cenâb-ý Hak, bu âyetle umum ifade eder anlamda bir hüküm vaz'etmiþtir. Denizdeki hayvanlarýn hepsinin avlanmasý size helâl kýlýnmýþtýr. Herhangi bir istisna yapýlmamýþ, baðlayýcý bir kayýt da konulmamýþtýr. Resûlüllah (a.s.) Efendimiz ise, kendisinden denizde yaþayan hayvanlardan sorulduðunda þu ceyabý vermiþtir: "Onun suyu temiz ve temizleyicidir, ölüsü de helâldir." [11]

Böylece Resûlüllah (a.s.) Efendimiz denizde ölen hayvandan söz ederken umum ifade eder þekilde bir anlatýma yer vermiþ ve bundan dolayý denizde yaþayanlarýn hepsinin helâl olduðu istinbad ve istidlal edilmiþtir.

Denizde ve diðer sularda yaþayan hayvanlardan sadece balýðýn helâl olduðunu, onun.dýþýnda kalan hayvanlarýn haram olduðunu iddia eden Hanefîler ise þu iki ayetle istidlal etmiþlerdir: "Ölmüþ (hayvan), kan, domuz eti size haram kýlýnmýþtýr." Ayette ölü hayvandan söz edilirken kara ve deniz diye bir ayrým yapýlmamýþtýr. Böylece ister karada, ister denizde ölmüþ bir hayvan haramdýr yenilmez hükmü ortaya çýkmýþ bulunuyor.

Diðer bir âyette de: 'Ýyi ve temiz þeyleri onlara helâl kýlar; kötü ve murdar þeyleri onlara haram kýlar..." A'raf sûresi 157. âyetin meali olan bu cümleler üzerinde duran Hanefî müctehid ve fakîhleri kurbaða, yengeç, deniz yýlaný ye benzeri canlýlarý habaisden sayýp haram olduklarýna hükmetmiþlerdir. Ayný zamanda âyetteki "habâis" tabiriyle hem deniz, hem de karadaki haþere ve murdar hayvanlar kasdedilmiþ bulunuyor. [12]

Anlaþýldýðý üzere deniz ve kara hayvanlarý hakkinda müctehidlerin farklý ictihadlarma sebep olan esneklik ve genel anlatým üzerinde hayli durulmuþ ve karþýlýklý deliller getirilmek suretiyle her müctehid kendi istinbat ve görüþünün isabetli olduðunu iddia etmiþtir.

Karada Yaþayan Hayvanlara Gelince:

a) Hanefîlere göre, bunlar üç grupta toplanýr:

1- Kaný olmayanlar,

2- Akýcý kaný olmayanlar,

3- Akýcý kaný olanlar...

Kaný olmayan çekirge, sinek, örümcek, akrep ve benzeri hayvanlar habâisten sayýlýr ve o bakýmdan yenilmesi haramdýr. Ancak çekirge sahih hadîsle istisna edilerek onun helâl olduðu belirtilmiþtir: "Bize iki ölü helâl kýlýnmýþtýr: Balýk ve çekirge." [13]

Kaný olup da akýcý olmayan yýlan, keler ve diðer haþerat da haramdýr. Akýcý kaný olanlar iki kýsma ayrýlýrlar: Evcil olanlar, evcil almayanlar. Evcil olanlar deve, sýðýr, koyun, keçi bil-icma' helâldir. Katýr ve eþek helâl deðildir. Nitekim Hayber fethinde Resûlüllah'ýn (a.s.) evcil eþek ile muvakkat nikâhý haram kýldýðý sahîh rivayetlerle sabit olmuþtur. At etine gelince, Ýmam Ebû Hanîfe'ye göre mekruhtur, îmameyne göre ise mekruh deðildir, imam Þafiî'ye göre de mekruh deðildir. Nitekim sahih rivayete göre, Enes (r.a.) þöyle demiþtir: "Resûlülllah (a.s.) Efendimiz zamanýnda at eti yedik."

Yenilmesi Mekruh Olan Hayvanlar:

Baþý boþ býrakýlýp mahalle, sokak ve mezbelelikte gezip dolaþarak insan ve benzeri canlýlarýn dýþkýsýný yiyen deve, koyun, keçi, sýðýr, tavuk, kaz ve Ördek bu cümledendir. Bunlarýn ekseri gýdalarý pislik olduðu ve kokmaya baþladýklarý taktirde hüküm böyledir. Az miktarda necis yerlerse, fakîhlerin çoðuna göre kerahet söz konusu olmaz. Ancak sözü edilen hayvanlar, insan ve diðer canlýlarýn dýþkýlarýný yer ve bunu alýþkanlýk haline getirirlerse, o taktirde üç veya yedi gün dýþarý salýverilmez ve temiz ot ve benzeri þeyle beslenirse, o taktirde kerahet" kalkar. [14]

b) Þâfîîlere göre, denizde yaþayan hayvanlardan balýk ölü dahi bulunsa helâldir. Sahih kavle göre, balýktan baþka hayvanlar da Öyle. Ölü dahi bulunsa, yenilmeleri helaldir. ÞâfiîÝerden bazý zayýf görüþlü olanlara göre, benzeri olan kara hayvaný yeniliyorsa, o da yenilir, yenilmiyorsa o da yenilmez. Mesela deniz köpeði ve deniz eþeði bu cümledendir. Ancak bu görüþe pek itibar edilmemiþtir.

Hem karada, hem de denizde yaþayan kurbaða, yýlan ve yengeç haramdýr.

Karada yaþayan hayvanlardan ise, deve, sýðýr, koyun, keçi, at, yabani sýðýr, yabani eþek, geyik, sýrtlan, keler, tavþan, tilki, Arap tavþaný (yaban faresi), samur helâldir yenilir. Katýr, evcil eþek ve yýrtýp parçalayýcý diþleri veya bu anlamda pençesi olan hayvanlar haramdýr yenilmez. Meselâ aslan, kaplan, kurt, ayý, fil, maymun, doðan, þahin, kedi ve köpek bu cümledendir.

Ayný zamanda öldürülmesi mendub olan karga, fare ve her zararlý hayvanýn da eti yenilmez haramdýr.

Kaz, Ördek, güvercin, tavuk, devekuþu, turna ve benzeri hayvanlarýn eti helâldir. Ayný zamanda serçe ve benzeri kuþlar da helâldir. Kýrlangýç, karýnca, arý sinek ve diðer haþerat helâl deðildir.

c) Hanbelîlere göre, hayvanlardan haram olanlar, Kur'an'da nassan açýklananlarýdýr. Hicaz ehli neyi "tayyib" olarak belirleyip anmýþlarsa o helaldir. Neyi de "habîs" olarak belirleyip anmýþlarsa, o da haramdýr. Zira Cenâb-ý Hak Kur'an'da Peygamber (S.A.) m Araplara tayyibatý helâl, habâisi haram kýldýðýný açýklamýþtýr. [15]

Yine Kur'an'da Peygamber'e (a.s.) hitapla þöyle buyurulmaktadýr: "Senden nelerin kendileri için helâl kýlýndýðýný soruyorlar. De ki: Tayyibat size helâl kýlýnmýþtýr." [16]

Tayyibat, temiz pak olup zararlý olmayan, ruh ve beden afiyetini bozmayan þeyler demektir.

Habîs þeylere gelince, onlardan önemli bir kýsmý þunlardýr: Haþeratm hemen hepsi haramdýr. Meselâ parazitler, Gübre yuvarlayan kara böcak, fare, keler, büyük keler, bukalemun, akrep, yýlan, çiyan...

Kipri de haramdýr. Ebû Hüreyre (r.a.) da ayný görüþtedir, tmam Mâlik ile tmam Ebû Hanîfe bunu mekruh görmüþlerdir, tmam Þâfîî, Leys ve Ebû Sevr ise ruhsat vermiþlerdir. [17]

Evcil eþek sahih hadîsle haram kýlýnmýþtýr. O bakýmdan ilim adamlarýnýn çoðu evcil eþeðin tahrimine kail olmuþlardýr, tbn Abdilber diyor ki, "Bunun haram olduðu hakkýnda bugün ilim adamlarý arasýnda hilaf yoktur." Ýbn Abbas, tkrime ve Ebû Vâil evcil eþek etini yemekte bir sakýnca görmemiþlerdir. Onlar bu hususta þu âyetle istidlal etmiþlerdir: "De ki: Bana vahyolunanda ölü, akýtýlmýþ kan, domuz eti -ki o murdardýr- ilâhi sýnýrý aþýp günah iþleyerek Allah'tan baþkasý adýna kesilen hayvandan gayrisinin yiyecek olarak bir kimseye haram kýlmdýðýyla ilgili (bir emir, bir belge) bulamýyorum. (Bunlardan da) kim yemeðe muztar kalýrsa, (diðer darda kalana ve baþkasýnýn hakkýna tecavüz etmemek, (zaruret miktarýný) aþmamak üzere yiyebilir." [18]

îbni Abbas bu âyeti okuyup belirtilenlerin dýþýnda kalanlar helâldir demiþtir. Hz. Aiþe'nin de buna yakýn bir görüþ ve yorumu olmuþtur. Oysa Reshulüllah (a.s.) Hayber'in fethinde evcil eþeði ve bir de mut'a nikahým haram kýlmýþ, at etine ruhsat vermiþtir.

Bunun gibi katýr eti de haramdýr. Evcil eþeðin sütü de haramdýr. Ancak Atâ1, Tavus ve Zühri buna ruhsat vermiþlerdir. [19]

Yýrtýcý, parçalayýcý diþleri olan her canavar, yýrtýcý parçalayýcý týrnak ve gagasý olan her kuþ haramdýr, eti yenilmez. Ancak sýrtlan bir istisna teþkil eder. îmam Mâlik, imam Þafiî, Ebû Sevr ve hadîs ehli de bu görüþtedirler, imam Ahmed'e göre sýrtlan haramdýr, eti yenilmez. Maymun da haramdýr. Ashabýn önemli bir kýsmýndan da onun haram olduðuna dair rivayet yapýlmýþtýr.

Tilki hakkýndaki rivayetler birbirine uymamaktadýr, imam Ahmed'den yapýlan rivayetlerin çoðunda tahrîmi söz konusudur. Ebû Hüreyre, îmam Mâlik ve imam Ebû Hanîfe'nin de içtihadý böyledir. Zira tilki et yiyen yýrtýcýlar grubuna girmektedir. Bunlarýn aksine Atâ, Tavus, Katade, Leys, Süfyan b. Uyeyne ve Þafiî'ye-göre mubahtýr eti yenilebilir. Evcil kedi hakkýnda Þafiî tahrimine kail olmuþtur, imam Mâlik ile imam Ebû Hanîfe de ayný görüþtedirler.

Resulüllah'm (a.s.) kedi eti yemeði men'ettiði rivayet edilmiþ ve ilim adamlarýnýn çoðu bu rivayetle istidlal etmiþtir.

Fil eti de bu mezhebe göre haramdýr, imam Ahmed "o müslümanlarm yiyeceklerinden deðildir" demiþtir. îmam Ebû Hanîfe ile îmam Þafiî onu mekruh kapsamýna almýþlardýr. îmam Þa'bî fil etine ruhsat vermiþtir.

Ayý eti hakkýnda da az farklý görüþ ve ictihadlar bulunuyor, imam Ahmed'e göre yýrtýp parçalayýcý diþleri yoksa yenilebilir. Varsa yenilmez. Hanefilere göre ayý da yýrtýcý canavarlar grubuna girer ve eti haramdýr.

At eti mubahtýr yenilir. Ibn Sirîn de ayný görüþtedir. îmam Þafiî, Ebû Sevr ve Saîd b. Cübeyrin de kavli bu anlamdadýr. Ebû Hanîfe ile îmam Mâlik'e göre at eti mekruhtur. Evzaî de ayný görüþtedir. Katýr eti haram kapsamaný alýnmýþtýr. [20]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

413 no'lu Sa'd b. Ebi Vakkas hadisi sahih olup istidlale salihtir. Hadis daha çok Resûlüllah'ýn (a.s.) peygamberlik dönemiyle ilgilidir. Resûlüllah (a.s.) bilindiði üzere kendiliðinden dinî bir hüküm vaz'etmezdi. O'nun dinî konularda ortaya koyduðu her hüküm mutlaka ilâhi vahye dayanýrdý. înen Kur'an âyetleri ekseriya mücmel, az kapalý, esnek ve tefsire müsait bir anlatýmda olurdu. O bakýmdan âyetlerin açýklanmasý Resûlüllah'a (a.s.) býrakýlýrdý. Resûlüllah (a.s.) da kendiliðinden tefsir etmez, Melek Cebrail'in verdiði talimat çerçevesinde bir açýklamada bulunurdu.

Ashabýn fazla soru sormasý uygun görülmemiþtir. Zira Resûlüllah'ýn (a.s.) aðzýndan çýkan bir cevap bir hüküm ifade ederdi. Allah'ýn muradý ise deðiþik bir hüküm olabilirdi. Bu bakýmdan aþhab-ý kiram uyarýlmýþ ve ancak Kur'an âyeti indiðinde anlayamadýklarý bir husus olursa Hz. Peygamber'den (a.s.) sormalarý tavsiye edilmiþtir.

Hadis ayrýca dini konularý az-çok bilen kimselerin sorulan dini sorularý cevaplarken çok iyi araþtýrmalarý gerektiðine iþaret etmektedir. Dini meseleler þahýslarýn mantýðýna ve anlayýþýna göre cevaplandýrýlmaz ve çözülmez. Bunun için baþta ashab-ý kiram olmak üzere bu alanda söz sahibi olan bütün ilim adamlarý ve müctehidler bir mesele hakkýnda kesin bir araþtýrma yapmadan bir hüküm ortaya koymamýþlar ve bilmedikleri zaman "bilmiyorum" demekten çekinmemiþlerdir,

414 no'lu Ebû Hüreyre hadisi de sahih olup istidlale salih görülmüþtür. Sa'd hadisiyle birbirini kuvvetlendirmektedir.

Hadis daha çok Resulüllah'ýn (a.s.) vakti gelince birtakým açýklamalar yaptýðýna, rasgele konuþmadýðýna, dini meselelerde aldýðý talimat uyarýnca hareket edip bilgi verdiðine delalet etmektedir. Ayrýca Peygamber (a.s.) dan çok soru sormanýn birtakým sakýncalarý üzerinde durulmakta ve inen ilâhi hükümlerin þartlarý, ortamý ve olaylarý hedef alýp öylece indiðine iþaret edilmekte ve o bakýmdan mü'minlerin bu konuda aceleci olmamalarý tavsiye edilmektedir.

Diðer bir yönüyle de Peygamberimizin (a.s.) mübarek aðzýndan çýkan her kelime ve cümleyi çok dikkatle dinlemelerine, telaffuz edildiði þekliyle hafýza arþivine yerleþtirmelerine ve baþkalarýna aktarýrken bir ilave yapmamaya çok dikkat etmelerine iþaret edilmektedir.

415  no'lu Selman hadisini Tirmizi Kitabul-Libas'da nakletmiþ, Hâkim ise Müstedrek'te tahric etmiþtir. îbn Mâce ise deðiþik bir isnadla hadisi sevkederken ravileri arasýnda Seyf b.  Harun el-Bercumi bulunuyor ki bu zat zayýftýr ve rivayeti metruktür. [21] Yahya b. Main "Sayf kayde deðer bir þey deðildir", Nesâi ile Dârekutni "o zayýftýr", Ibn Hibban onun mevzu hadis rivayet ettiðini söylemiþtir. [22]

Hadis, Peygamberin (a.s.) kendiliðinden bir þeyi haram veya helâl kýlma yetkisine sahip olmadýðýna, helâl ve haram hakkýndaki genel hükümlerin Kur'an'da yer aldýðýna Ve Hz. Peygamber'in de ancak o genel hükümlerin ýþýðý altýnda Melek Cebrail'in talimatý doðrultusunda bazý þeylerin haram ve bazý þeylerin de helâl olduðupu açýklama göreviyle görevlendirildiðine delâlet etmektedir. Yoksa helâl ve haram þeyler sadece Kur'an'da yer alan hükümlerle sýnýrlandýrýlmýþ, onun dýþýnda baþka bir ilâve söz konusu olmayacaðý belirtilmiþ deðildir. Zira bu hadisin asýl delâlet ettiði mana ve hükmü þu sahih hadis açýklamaktadýr: "Allah, kendi peygamberinin diliyle neyi helâl kýlmýþsa o helâldir." [23]

Nitekim Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bu inceliðe temasla þöyle buyurmuþtur: "Haberiniz olsun ki bana kitap ve onunla beraber bir misli (açýklama ve hüküm) verilmiþtir. Dikkat edin bana Kur'ân ve onunla beraber bir misli (bilgi ve hüküm) verilmiþtir." [24]

Diðer yandan Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, Muâz b. Cebel'i (r.a.) Yemen'e vali ve kadý olarak gönderirken ondan sordu: "Ya Muâz orada ne ile hükmedeceksin?" O da: "Allah'ýn kitabýyla" diye cevap verdi. Efendimiz, aradýðýný Allah'ýn kitabýnda bulamayacak olursan ne yaparsýn?" diye sorunca, o da: "Peygamber'in sünnetiyle amel eder ona göre hüküm veririm." [25]

Bütün bu sahih rivayetlerden ortaya çýkan hüküm þudur: Dinin iki ana kaynaðý bulunuyor. Allah'ýn kitabý ve Peygamber'in (a.s.) sünneti. Ýkinci kaynak birinci kaynaðý tefsir edip açýklamakta ve tamamlayýcý hükümler getirmektedir. O bakýmdan bu iki kaynaðý birbirinden ayýrmamýz, sadece Kur'ân ile amel etmemizin ve ondaki hükümlerle yetinmemizin kâfi olduðunu iddia etmemiz son derece yanlýþ olur ve çok sakýncalý sonuçlar doðurur.

O halde ortaya çýkan bir mesele, bir olay hakkýnda Kur'ân'da bir hüküm aranýr. Varsa onunla amel edilir. Yoksa Sünnete baþ vurulur. Kitap ve sünnette helâl ve haram olduðu belirtilmeyen bir þey mubah sayýlýr,

416 no'lu Alâ hadîsini Tirmizî has enlemiþ tir. Hâkim de tahrîc etmiþ bulunuyor. Ancak bu tahrîc munkati'dir. Hafýz Ýbn Hacer'in de tesbiti bu yöndedir.

Ancak bu babda, hacc bahsinde geçtiði üzere Ýbn Abbas ve Ebû Hüreyre (r.a.) den iki hadîs daha rivayet edilmiþtir. Ayrýca Buharî'nin "Bab-u mâ yukrehu min kesreti's-suâl" baþlýðý altýnda bu konuya özel bir bölüm ayýrdýðýný görüyoruz.

Hafýz Bezzar da ayný hadîsi tahrîc edip senedinin salih olduðunu belirtmiþtir. Hâkim'in ise Ebû Derdâ (r.a.) den rivayet edip sahihlediði hadîste bu <*mana ve hükmü kuvvetlendirir anlamda þöyle buyurulmaktadýr: "Allah neyi kendi kitabýnda helâl kýlmýþsa o helâldir. Neyi de haram kýlmýþsa o haramdýr. Sükût ettiði þey ise avf kapsamýna girer. Artýk siz Allah'tan O'nun af kýldýklarýný kabul edin. Çünkü gerçekten Allah bir þeyi unutacak deðildir."

Dârekutnî'nin Ebû Salebe hadîsinden tahrîc ettiði ise, yukarýdaki hadîsle birbirini kuvvetlendirmektedir: "Þüphesiz ki Allah farzlarý taktir edip belirlemiþtir. Artýk sizler o farzlarý zayi' etmeyin. Hem Allah hududu da belirleyip koymuþtur. Artýk siz o hadleri aþmayýn. Birçok þeyler hakkýnda ise size rahmet olsun diye susup unutmaksýzýn açýklamada bulunmamýþtýr. Artýk siz de o þeyleri aþýp bahse konu etmeyin."

Müslim'in Enes'den tahrîc ettiði hadîsle þöyle denilmektedir: "Bizler, Resulü Ýlah (a.s.) Efendimiz'den bir þey sormaktan men'edildik." [26]

Buhart'de ise îbn Ömer'den þöyle rivayet edilmiþtir: "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz sorular sormayý hoþ karþýlamadý ve bunu ayýpladý." [27]

Bütün bu rivayetler dinî mesele ve konularda gerek ashabýn, gerekse ümmetin ilim adamlarýnýn çok dikkatli olmalarýna, lüzumsuz ve anlamsýz sorular sorulmamasma yönelik bulunuyor. Ayný zamanda dinî bütün meselelerin kitap ve sünnetin ýþýðý altýnda çözülmesine dikkatlerimizi çekiyor.

414 no'lu Ebû Hüreyre hadîsinde ise bir baþka Önemli konu iþleniyor. O da, dinî emirleri her kiþi gücünün yettiði nisbette yerine getirir hükmüdür. Ayakta namaz kýlmaya gücü yetmeyen kimse oturarak namazýný kýlar. Abdest alma imkânýna sahip olmayan kiþi teyemmüm eder. Þüphesiz bu misalleri çoðaltmamýz mümkündür... [28]

 

Çýkarýlan Hükümler
 

1- insanlara haram kýlýnmamýþ bir þey hakkýnda ýsrarla sormak, ince eleyip sýk dokumak men1 edilmiþtir.

2- Allah'ýn ve Peygamberinin kitap ve sünnette haram kýlmadýðý bir þeyi haram kýlmaya hiç kimse yetkili deðildir.

3- Helâl, Allah'ýn ve Peygamberinin helal kýldýðý þeylerdir. Haram da Allah ve Peygamberinin haram kýldýðý þeylerdir.

4- Ancak hayvanlardan bir hayvanýn etinin yenilmesinin helâl veya haram olduðuna dair sarih bir beyân bulunmadýðý taktirde, o hayvanýn parçalayýcý, yýrtýcý diþlerinin veya bu anlamda pençe ve gagasýnýn olup olmadýðýna bakýlýr. Varsa, o gruba dahil edilerek eti haram kabul edilir. Yoksa, eti mubah olanlar arasýna alýnýr. Bu durum da yine kitap ve sünnet dýþýna çýkýlmamýþ olunur. Nitekim müctehid imamlarýn da uyguladýðý metod bu olmuþtur.

5- Helâli haram kýlan kimse islâm adýna cürüm iþlemiþ olur ki bu büyük bir günah olarak vasýflandýrýlmýþtýr.

6- Bilerek  kasýtlý olarak helâli haram, haramý da helâl   kabul eden kimse dinden çýkýp murted olur.

7- Kitap ve sünnette açýklanmýþ, hükmü belirlenmemiþ bir þey hakkýnda soru sormak, ýsrarla soruyu tekrarlamak caiz deðildir.

8- Sorulan suale kitap ve sünnetten cevap çýkarýp vermeye bilgisi ve gücü yetmeyen kiþinin kendi hevesine veya mantýðýna göre cevap vermesi haramdýr.

9- Peygamberimizin (a.s.) açýkladýðý ve kesin belirttiði konularda ihtilâf edip farklý görüþler ve yorumlar ortaya koymak mesele ve konuyu çarpýtýr ve sünnetin hilâfýna bir sonuca götürmüþ olur. Bu da ümmet için bir tehlike iþareti sayýlýr.

10-Peygamber (a.s.) bizi neden men'etmiþse, artýk ondan kaçýnmamýz farz olur. Bize neyi emretmiþse, onu gücümüzün yettiði nisbette yerine getirmemiz de farz ve vacib olur.

11-Helâl yalnýz Kur'an'da helâl kýlýnanlar deðildir. Kur'an'ýn açýklamasý ve gerekçesi anlamýnda olan hadis de helâl kýlman þeyler helâl kabul edilir ve bu da Kur'an'ýn bir emri sayýlýr.

12-Kitap ve sünnette haram olduðu açýklanmayan bir þeyin Avf kapsamýna alýndýðým gösterir. O bakýmdan Kuf'an ve Sünnet'teki ana ve külli kaidelerin kapsamýna girmiyorsa kýyasa gerek kalmaz ve mubah sayýlýr. [29]

Ynt: Yiyecek Maddeleri veEti Yenilen, Yenilmeyen Hayvanlar By: ceren Date: 29 Haziran 2015, 16:22:13
Esselamu aleykum.Rabbim razý olsun paylaþýmdan Reyyan abla.Mezheplere göre helal,haram yenilen etleri öðrenmiþ olduk.Rabbim helal yiyenlerden eylesin bizleri inþallah...
Ynt: Yiyecek Maddeleri veEti Yenilen, Yenilmeyen Hayvanlar By: [Muhammed] Date: 29 Haziran 2015, 16:53:34
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh.Önemli bir konuya deðinilmiþ.Rabbim hakkýyla öðrenebilmeyi ve uymayý nasip eylesin ÝnþaAllah.Rabbim haramdan uzak eylesin bizler ÝnþaAllah.Allah razý olsun.
Ynt: Yiyecek Maddeleri veEti Yenilen, Yenilmeyen Hayvanlar By: ikranur 7d Date: 29 Haziran 2015, 18:58:10
selamün aleyküm. bn annemden duymuþtum bize haram kýlýnana bi hayvan biliyorum. onu allah c.c. etinide , sütünüde, derisinide kýsaca her þeyini haram kýlmýþ ve ona lanet etmiþtir. o hayvanda DOMUZMUÞ.. allahým onu bizlere lanet kýlmýþ haram eylemþ. o hayvann herþeynden uzak duralým inþllh.
Ynt: Yiyecek Maddeleri veEti Yenilen, Yenilmeyen Hayvanlar By: mevlüdekalýnsaz Date: 29 Haziran 2015, 20:15:37
Ve aleykumusselam ve rahmetullah..cok derin bilgiler.
Allah razi olsun.
Rabbim ilmimizi ziyadelestirsin..Rabbim ogrendiklerimizle amel edebilmeyi nasip eylesin insallah.

radyobeyan