Havf By: sumeyye Date: 25 Temmuz 2010, 15:37:56
HAVF
Havf:
Havf, korku anl----- gelir Allah'tan, gazabýndan veya azabýndan korkmak demektir Allah Teâlâ'nýn azameti karþýsýnda kalbin harekete geçmesi, titremesi ve ýstýrap duymasýdýr Havftan, bazen cehennem korkusu da anlaþýlýr Fakat daha çok, gelecekte elde edilmesi umulan iyi bir þeyden veya baþa gelmesinden endiþe edilen kötü bir þeyden ileri gelen korkudur
Tasavvuf ýstýlahýnda ise havf, ya cehennem ve oradaki azaptan veya Allah'ýn gazabýndan ya da Allah'ýn kendisinden olur Eðer korku, Allah korkusu olursa o zaman buna "Havfullah veya Haþyetulah" denilir Allah'ýn zâtýndan korkmak, aþýðýn maþukunu üzmesinden ve rahatsýz etmesinden korkmasý gibi bir korkudur Âriflerin korkusu böyledir Avam halk ise Allah bizi cezalandýrýr, cehenneme gireriz veya cennete giremeyiz diye korkarlar Allah Teâlâ tarafýndan kula verilen bu korku, Allah'ýn halký ibadete ve iyi iþlere sevk etmek için kullandýðý bir kamçýdýr, denilmiþtir(1) Ebû Hafs: "Havf, Allah'ýn kamçýsýdýr Onunla kapýsýndan kaçan serkeþleri yola getirir"(2) der
Allah Teâlâ: "Korkarak ve ümit ederek Rablerine ibadet edenler"(3) buyurmuþtur Rasûlullah (sav) de: "Süt, çýktýðý memeye girmediði gibi, Allah korkusundan aðlayan kimse cehenneme girmez Allah yolunda cihat edenlerin tozu ile insanýn burun deliklerine dolan cehennem dumaný asla bir arada bulunmaz"(4), "Benim bildiðimi bilseydiniz, az güler çok aðlardýnýz" buyurmaktadýr(5)
Havf, istikbalde husûle gelecek olan bir husustan baþka bir þey deðildir Hâlde mevcut olan bir þeyle korkunun ilgisi bulunmaz Allah Teâlâ'dan olan korku; kulun, Allah beni ya dünyada veya âhirette cezalandýracak, diye korkmasý þeklinde olur Zaten Hakk Teâlâ, kullarýn kendisinden korkmalarýný farz kýlmýþ ve "Eðer îman sahibi iseniz benden korkunuz"(6), "Sadece benden korkunuz"(7) buyurmuþtur
Havf, marifetin sonucudur Zühd, sabýr ve tevbe havftan kaynaklanýr Zühd ve tevbe insanda sýdk ve ihlâs duygularýný inþa ederek zikir ve tefekküre yöneltir Zikir ve tefekküre devam etmek ise sâliki muhabbete hazýrlar
Avamýn sahih bir marifetten kaynaklanmayan Allah'ýn azap ve cezasýndan korkmak anlamýndaki havfý ile kiþiyi ümitsizliðe sevk edecek aþýrý korku makbul sayýlmamýþtýr Hz Âiþe (ranhâ), Rasûlullah Efendimize: "Yâ Rasûlallah! 'O kimseler ki yaptýklarýný yaparlar ve kalplerinde de korku vardýr'(8) âyeti ile içki içen, zina ve hýrsýzlýk yapan kimseler mi kastedilmiþtir?" diye sormuþ; Hz Peygamber (sav) de: "Hayýr! Bu âyetle oruç tutan, namaz kýlan, sadaka ve zekat veren, fakat buna raðmen acaba bu amellerimiz kabul edilecek mi? diye korkan kimseler kastedilmiþtir"(9) buyurmuþtur
Övülen ve beðenilen havf, kulu günaha düþmekten sakýndýran, itaate teþvik eden havftýr Ebu Hafs: "Kalbin meþalesi havftýr Kalpte bulunan hayýr ve þer bu meþale ile görülür" derken, Ebû Süleyman Dârânî: "Allah korkusu bir kalbi terk ederse o kalp derhal harap olur" demiþtirEbu'l-Kâsým Hakim ise: "Bir þeyden korkan ondan kaçar Aziz ve Celil olan Allah'tan korkan ise O'na kaçar (O'na sýðýnýr, iltica eder)"(10) diyerek Allah korkusunun diðer bütün korkulardan -ki bu korkular "âdi korku" diye tabir edilir- farklý olmasý gerektiðini vurgulamýþtýr
Mutasavvýflar, çoðunlukla Hakk'ýn fazl ve ihsanýndan ümit var olarak yapýlan ibadeti, azabýndan korkarak yapýlan ibadetten üstün görürlerÇünkü ümit var olmak sevgiye daha yakýndýr(11) Bazen de korku ve emniyeti havf için beraber kullanýrlar Ahmet b Seyit Hamdeveyh: "Korkan, bütün yaratýklarýn kendisinden korktuðu kimsedir (Allah korkusunun verdiði heybet baþkalarýný korkutur)" derken, Ebû Abdullah bCellâ da: "Korkan, bütün mahlukatýn kendisinden emin olduðu kimsedir"(12) der
Allah korkusu bütün korkularýn üzerindedir ve diðer korkularý izale eder Gerçekten Allah'tan korkan bir kula diðer korkular zarar vermez Zira "Ateþ, ateþin hararetini hisseden kimseyi yakar Bir kimse ki ateþ olmuþtur, o zaman ateþ ona zarar vermez" denilmiþtir Nitekim Ruveym: "Korkan, Allah'tan baþkasýndan korkmaz" demiþtir Bunun mânâsý þudur: O, Allah'tan nefsi için deðil, sýrf Allah'ýn azameti için korkar Nefis için korkmak, akýbet (cehennem) korkusudur(13)
Korku ve Korkaklýk:
Korkan (hâif) ile korkak birbirinden farklýdýr Korkak, daha çok yapacaðý bir iþte Allah Teâlâ dýþýnda baþka bir þeyden çekinen iken; korkan, yapacaðý davranýþ ile Allah'ýn rýzasýný kazanamamaktan tedirginlik duyan demektir Öyleyse kul, Allah'tan baþkasýndan da korkar Fakat Allah Teâlâ'dan ümitli olursa, Hakk Teâlâ onu korktuðundan emin kýlar(Sehl Tüsterî)(14) Korkulan þey hem dünya için veya hem de âhiret için olsa durum aynýdýr Zaten dinde korkaklýðýn yeri de yoktur Özellikle burada hemen þunu hatýrlatmakta fayda vardýr: Allah'ýn emirleri ve Rasûl'ünün sünnetlerini yaþamakta korkmak ve baþkalarýndan utanmak yoktur(15)
Kaynakça:
1 ULUDAÐ Süleyman, Havf maddesi
2 Kuþeyrî, Risâle, trc ULUDAÐ Süleyman, s264
3 Es-Secde 32/16
4 Tirmizî, Zühd 8 ; Nesâî, Cihad 8
5 Buhârî, Îman 3 ; Müslim, Küsûf 1
6 Âl-i Ýmrân 3/175
7 En-Nahl 16/51
8 El-Mü'minûn 23/60
9 Müslim, Zühd 20 ; Müsned, cII, s159
10 Kuþeyrî, age, s264
11 YILMAZ Hasan Kamil, Ana Hatlarýyla Tasavvuf ve Tarikatlar, s221-222
12 Kuþeyrî, age, s264
13 Kelâbâzî, Ta'arruf, trc Uludað Süleyman, s147
14 Kelâbâzî, age, s148
15 Abdullah Fârukî el-Müceddidî sohbetlerinden
ALINTI