Merak Ettiklerimiz
Pages: 1
Var Yok Yok da Var Edilemez mi By: neslinur Date: 21 Temmuz 2010, 19:29:25


VAR YOK, YOK DA VAR EDÝLEMEZ MÝ?
 


Prof. Dr. E. Edip KEHA

Fizik ve kimya derslerinde sýk sýk karþýlaþtýðýmýz bir söz vardýr: "Var olan þey yok, yok olan da var edilemez". "Mad­denin veya kütlenin korunumu kanunu" olarak bilinen bu ifade, Fransýz kimyacýsý A.L. de Lavoisier'e aittir.

Sorunun cevabýna geçmeden önce, bir hususu açýklamakta fayda görüyoruz. Bazý kimseler, bu kanun üzerinde demagoji yapmakta ve kanunu yanlýþ yorumlayarak meseleyi ideolojik bir atmosfere çekmek istemektedirler. Bunlarm düþünce yapýlarýný þöyle bir misâlle açýklayabiliriz:

Karþýmýzda sanatkârane yazýlmýþ güzel bir hat bulunsun. Bu hattýn elbette bir hattatý olacaðý, az bir düþünce ile hemen anla­þýlýr. O yazýnýn hattatýný inkâr gayesi güden bir kimse, kalký­yor, nazarlarý o hattan, ondaki ince sanattan ve ifade ettiði mânâdan uzaklaþtýrmak için, dikkatleri yazýnýn mürekkebi­ne çekiyor. "Bu yazý, yoktan mý yazýldý, yoksa mevcut mü­rekkepten mi?" diye bir soru ortaya atýyor. Ve mürekkep üzerinde yapýlan bu münakaþayý yayarak ve derinleþtirerek, hattatý bütün nazarlardan gizlemeye çalýþýyor.

Lavoisier kanununu sýk sýk gündeme getirenlerde buna benzer bir demagoji yapýyorlar. Sanki bu kâinattaki harika eserlerin yaratýcýsý olduðunun kabul edilmesi için, o eserin mevcut elementlerden deðil de yoktan yaratýlmalarý þartmýþ gibi. Halbuki, kanunun mahiyeti ve kapsamýný incelediðimiz zaman bu kanunun hiç de inkâra kapý açmadýðýný, bilâkis kâinattaki düzeni netice veren Ýlâhî kanunlardan birisi ol­duðunu açýkça görürüz.

Hepimiz biliriz ki, devletin çýkardýðý kanunlarýn uygulandýðý ve geçerli olduðu bir saha vardýr. Muhatabý bazen suç iþleyen­ler, bazen vergi mükellefleri, bazen de mirasçýlar teþkil eder. Bunun gibi, kütlenin korunumu kanununun da geçerli olduðu ve olmadýðý sahalar vardýr. Özellikle fizik ve kimya deneyleriyle, bunlarýn problemlerini çözmede maddenin korunumu kullanýl­maktadýr. Þimdi bunu bir misâlle daha anlaþýlýr hale getirelim:

Karbon ve oksijenden karbondioksidin teþekkülünü göste­ren;

C + 02 = CO2

reaksiyon denklemine kütlenin korunumu kanununu uygula­yalým. Daha iþin baþýnda, bu denklemi yazmakla sistemimizi tesbit etmiþ oluyoruz. Diyoruz ki, "bizi yalnýz karbon, oksijen ve karbondioksit ilgilendirir. Sadece onlarýn aðýrlýklarý arasýnda bir hesaplama yaparýz." Eðer karbon ve oksijen aðýrlýklarý uy­gun oranda ise, meydana gelecek olan karbondioksit aðýrlýðý, karbon ve oksijen aðýrlýklarý toplamýna eþit olacaktýr. Yani, küt­le korunacaktýr. Çünkü, daha baþlangýçta sistemimizi çerçevele­miþ, baþka madde çeþitlerinin giriþ ve çýkýþýný yok farzetmiþtik.

Þimdi her tarafý kapalý bir kap düþünelim. Ýçinde yüzlerce çeþit bileþik bulunsun. Kabýmýzý tartalým ve ateþin üzerine ko­yalým. Bunun sonucu olarak da, kabýn içinde çok sayýda reaksi­yon olduðunu ve bir çok yeni bileþiklerin de teþekkül ettiðini farzedelim. Deney sonunda kabýmýzý tekrar tarttýðýmýz zaman, aðýrlýðýnýn ayný kaldýðýný görürüz. Çünkü, kabýmýz kapalý oldu­ðundan dýþarý madde çýkýþý olmamýþ, yani, mevcut kütle kaybolmamýþtýr. Dýþarýdan da herhangi bir madde giriþi olmadýðýndan, yoktan yeni bir kütle meydana gelmemiþtir. Dýþarýdan içeriye bir þey koysaydýk veya içinden birþeyler alsaydýk, kutunun aðýrlýðýnda mutlaka bir deðiþme olacaktý.

Aynen öyle de, içinde yaþadýðýmýz ve kapalý bir kutuyu an­dýran madde âleminde çeþitli deðiþim ve dönüþümlere ya bizzat þahit oluyor veya ilmen vâkýf bulunuyoruz. Yine çok iyi biliyo­ruz ki, bu âlemin kütlesi ne artýyor, ne de azalýyor. Çünkü dýþa­rýdan bir müdahale olmadýkça ne varlýktan yokluða, yani, kutu­nun dýþýna bir kaçýþ, ne de yokluktan bir madde yaðýþý vuku bul­mamaktadýr. Bu müdahale de ancak ve ancak, madde ile kayýtlý olmayan ve mekândan münezzeh olan Cenâb-ý Allah tarafýndan yapýlabilir. Kudret ve iradesiyle yaratýr ve âlemimize sokar ve­ya yok eder ve âlemimizi eksiltir.

Kýsaca, kütlenin korunumu, çerçevesi tesbit edilmiþ bir kapalý sisteme uygulanan ve maddenin dönüþümleri esna­sýndaki aðýrlýkla ilgili münasebetleri gösteren bir kanundur.

Ansiklopedilerden Lavoisier'in biyografisini okuduðumuz za­man, O'nun, kimyada teraziyi ilk kullanan ilim adamý olduðu görülür. Buradan da o kimyacýnýn, söz konusu ifade ile maksa­dýnýn ne olduðu açýkça anlaþýlmaktadýr. Yoksa, hiç bir zaman Allah (c.c.)'ýn kudret ve iradesine ters düþen bir düþünce tarzýnýn baþlatýcýsý olmamýþtýr. Hatta Avrupa ve Ameri­ka'da ders kitabý olarak okutulan bazý kimya kitaplarýnda, kütlenin korunumu ifadesinin hemen ardýndan; "...but the God" sözleri yer almaktadýr. Kýsacasý, ancak Allah (c.c.) bu hükmün dýþýndadýr" denilmektedir. Böylece, zihinlerde orta­ya çýkmasý muhtemel þüpheler de baþlangýçta hemen izale edil­mektedir.

Sohbetimizin baþýnda, kanunlarýn belirli bir alanda geçerli olduðunu söylemiþtik. Kütlenin korunumu prensibinin geçerli olmadýðý bazý gerçek fizikî olaylar da mevcuttur. Meselâ, bu gün maddenin enerjiye dönüþtüðü bilinmektedir. Einstein (Aynþtayn)'ýn en önemli buluþu olan E = mc2 formülünden, m kütlesi kadar azalmanýn enerji karþýlýðý, c ýþýk hýzýnýn karesiyle çarpýl­masý sonucu bulunmaktadýr. Bu uygulamaya misâl olarak bir atomun çekirdeðini teþkil etmek üzere bir araya gelen nötron ve protonlarýn toplam kütlelerinin azalmasýný verebiliriz. 35/17 CI þeklinde gösterilen klor atomu çekirdeði kütlesinin, 18 nötron ve 17 protonun toplam kütlesine, yani 17X1.007277+ 18X1.008665 = 35.289005 atomik kütle birimine eþit olmasý gerekir. Burada 1.007277 bir protunun, 1.008665 de bir nötro­nun kütlesidir. Fakat çok hassas deneyler sonucunda bir klor atomu çekirdeðinin 34.96885 atomik kütle birimi olarak, yani, 0.32016 daha az bulunmuþtur. Aradaki kütle farký, enerjiye dö­nüþmüþ, madde âleminden yok olmuþtur.

Maddenin yok olabildiðine dair bir baþka gerçek hâdiseyi de astronomi âlimleri gözlemiþlerdir. Son yýllarda yapýlan araþtýrmalar, her birinin kütlesi dünyanýnkinden defalarca büyük olan bazý yýldýzlarýn "siyah delik" adý veri­len ve mahiyeti bilinmeyen yerlere girerek kaybolduðunu göstermiþtir.

Ýþte izah etmeye çalýþtýðýmýz bu iki hâdisenin, kütlenin koru­numu prensibiyle açýklanmasý mümkün deðildir. Yani, söz ko­nusu prensip, mutlak bir deðer taþýmamaktadýr. Uygulandý­ðý belirli þartlar ve durumlar vardýr.

Sonuç olarak; bu kütlenin korunumu prensibinin, Cenâb-ý Allah'ýn yaratma ve yok etme fiilleriyle çatýþan ve o fiillere ters düþen hiç bir yönü yoktur.[8]


radyobeyan