Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Yu feku anhu men ufik By: sumeyye Date: 21 Temmuz 2010, 17:30:11
Yu'feku anhu men ufik

"Yu'feku anhu men ufik”

“Savrulan, kendi aleyhine savrulmuþ olur”

“Hakikate sýrt çeviren, yalana yüzünü dönmüþ olur”

“Gerçeðin aksini savunan, kendini aldatýr”

“Gerçekten sapan, yalana sürüklenir”

Zariyat Sûresi’nin baþlýða taþýdýðým 9 âyeti, bütün bu manalarý havidir

Kur’an sýk sýk köksüz muhataplarýný þöyle azarlar: “Nasýl da savruluyorsunuz?” (Fe-ennâ tu’fekûn)

Þimdilerde rüzgârý sert esen yüksek rakýmlarda dolaþan dostlarýmýza þöyle haykýrmak geliyor içimden: Aman saðlam durun! Yoksa öyle bir savrulursunuz ki, deðil baþkalarý, sizi siz dahi bulamazsýnýz!

Her savrulmanýn bir mazereti nasýl olsa vardýr Mesela: Rüzgâr çok sertti, karþý koyamadým Mesela: Tutunacak dalým yoktu, tutunamadým Mesela: Sýkletim hafifti, yenik düþtüm

Ama bunlarýn hiçbiri savrulmayý mazur göstermez “Rüzgâr çok sertti, karþý koyamadým” diyene, “Oralara çýkarken düþünseydin a mirim! Bilmiyor muydun, oralarda rüzgâr sert eser” denilir Böyle denilirse, haklý olunur

“Tutunacak dalým yoktu, tutunamadým” diyene, “Allah yokmuþ gibi konuþuyorsun hemþerim!” denilir ve sorulur:

“Sahi, senin hesaplarýnýn deðiþkenleri arasýnda Allah kaçýncý sýrada? Yoksa hiç mi yer almýyor? Yoksa ‘Karýþtýrma Allah’ý bu iþe caným’ mý diyorsun? Ne zamandan beri bazý iþlere karýþmayan bir Allah düþlüyorsun?

Ne zamandan beri Allah’ýn hangi iþe karýþýp hangisine karýþmayacaðýna karar vermeye baþladýn? Allah karýþýrsa utanýr mýsýn, yüzün kýzarýr mý? Allah’ý karýþtýrmadýðýn iþe þeytan karýþýrsa, ona da rest çekecek cesaretin var mý?”

“Sýkletim hafifti, yenik düþtüm” diyene, “Niçin boyuna posuna bakmadan oralara çýktýn? Hiç ‘Ya savrulursam’ diye kaygýlanmadýn mý? Kaygýlansaydýn dua eder, dua etseydin yardýma mazhar olur muydun?”

Hayýr Bunlarýn hiç birisi geçerli mazeret olamaz Bînamaz özrü bunlar Üstelik, asýl problemi saklayan mazeretler Asýl problem köksüzlük, yeterince derinlere kök salamamak Karpuz kavun hevenkleri gibi, daha asýlmadan eline gelecek kadar eðreti tutunmak topraða Yani “mevsimlik olmak”, mevsimlik düþünmek, mevsimlik plan yapmak, mevsimlik yýðýnak yapmak, mevsimlik heyecanlar yaþamak Mevsimlik yaþayanlar hafýzaya ihtiyaç duymazlar Köke ihtiyaç duymazlar Uzun yýllarý kapsayan plan ve proje yapmazlar

Dakik ve rakik düþünmezler Kabaca ve takribidir her hesaplarý Anlýktýr sevinçleri ve hüzünleri Küçük sapmalara “Bir þey lazým gelmez” diye bakarlar Bu küçük sapmalar yol aldýkça büyür Kaynakta gözardý edilen milimetrik bir sapma, bir de bakmýþsýnýz bir müddet sonra kilometrelere balið olmuþ Fakat adamýmda geriye dönüp yeniden baþlayacak mecal kalmamýþ Özeleþtiri yapýnca tüm sermayeden olacaðým diye düþünüyor Bir yerde haklý da

Gözardý edilen sapmalarýn toplamý bir noktadan sonra istikameti baþlama noktasýndaki istikametin tam tersine çevirebiliyor Kâbe’ye diye yola çýkýp, Roma’ya gelmek gibi

Ne olacak þimdi? Hakikate sýrt dönmeyi hiç aklýndan geçirmezdi ama, geldiði nokta vakýa böyle bir felaket Yüzünü yalana döne döne yalaný kanýksar hale gelmiþ Gerçeði hatýrlamaktansa, kendini aldatmayý daha “realist” buluyor Vicdanýyla her baþbaþa kalýþta içi yanýyor Ýçindeki ses “Sen bu deðildin” diyor Fakat onu bastýrmanýn da bir yolunu buluyor Ona “ýskat” yani “sus payý” teklif ediyorVeriyor da Bu bazen bir mübareðin öpülen eli ve alýnan duasý oluyor Bazen sözüm ona ihya edilen mübarek bir gece oluyor Bazen servetinin çoðundan verdiði azýcýk sadaka oluyor Vesaire, vesaire

Oluyor da, kendini aldatmaktan kurtuluyor mu? Allah’ým, olmak ne zor þey!




ALINTI

radyobeyan