Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Oku By: sumeyye Date: 20 Temmuz 2010, 14:17:39

Oku!


Ýnsanlýðýn deðiþmez deðerlerini temsil eden Ýslâm Vahyi’nin zirvesi Kur’an’dýr Kur’an vahyi, insanlýðýn kararan ufkunu aydýnlatmaya “Oku!” emriyle baþlamýþtýr Bu emir, “anla, kavra ve anlat” anlamlarýný da içerir

Okuma aracý sadece yazý deðildir Zaten Hýra’da Ýslâm Peygamberi’ne “Oku!” emri verilirken “yazýlý belgeyi oku” anlamýnda verilmemiþtir Ama o, meþhur rivayete göre “Ma ene bi-gari’; Benim okumam yok!” derken, eðer rivayet sahihse, bu emri ‘yazýlý belge okumak’ þeklinde anlamýþ olsa gerektir

Elbet bu emri veren makam, onun okur-yazar olup olmadýðýný da bilen bir makamdýr Rasul’e güç yetiremeyeceði bir emir verilmemiþtirO halde, öncelikle bu emir, insanýn tüm varlýða “varoluþsal bir metin” olarak bakýp onu bir kitap gibi okumasý anl----- gelmektedirKur’an ise bu okumanýn nasýl yapýlacaðýna iliþkin ideal bir koordinat, saðlam bir altyapý, doðru bir bakýþ açýsý, meþru araçlar, örnek okuma parçalarý ve okur hayatlarý sunmaktadýr Ýlk inen Ýkra’ Sûresi’nin ilk beþ ayeti, iþte bu eksen etrafýnda anlaþýlmalýdýr

Kur’an’ýn insana sunduðu farklý okuma ‘nesnelerini’ tasnife yeltenirsek dört baþlýk altýnda özetleyebiliriz: 1 Kitab, 2 Tabiat (ayât-ý kâinat), 3 Ýnsan, 4 Zaman (ayât-ý hadisat) Bunlarýn hepsi de “ayet”tirler Okuma ‘nesnelerini’ okumadan onlarý anlamak ve kavramak mümkün deðildir Bu dört farklý kitabý doðru okumanýn en garantili yöntemi de Ýlahi Kitab’ý hakem kýlarak diðerlerini okumaktýr Yoksa insan yanlýþ okur Yanlýþ okuyan yanlýþ anlar Yanlýþ anlayan, hiç anlamayandan daha beterdir, çünkü anlamadýðý halde anladýðýný sanýr

Bu anlamda okumak her insana farzdýr Bu farz Ýslâmi olmaktan da öte ‘insanidir’ ve insanýn yeryüzündeki varoluþunu anlamlandýrmasýyla ilgilidir

Ancak, her insan “canlý” olarak doðar, “insan” olmak için yaratýlýþtan getirdiði mevcut potansiyeli açýða çýkarmasý, onu bir suyun akýþ gücünü enerjiye dönüþtüren baraj gibi enerjiye dönüþtürmesi gereklidir Yani “beþer”in “insan” olabilmesi hayli emek isteyen uzun bir yolculuktur Kitaplar, bu yolculuðun sadece en sadýk arkadaþlarý deðil, ayný zamanda iþaret taþlarýdýr da

Okumak bir meleke kazanma iþidir Ýnsan durduk yerde okuyamaz Ýþte bu nedenle okumayýþlarýna “zaman darlýðýný” mazeret gösterenler, çoðunlukla “binamaz özürlüler” grubuna girerler Çünkü onlar, en olmadýk, en lüzumsuz iþlere dahi bol bol zaman bulduklarýný herkesten daha iyi bilirler

O halde asýl sýkýntý fiziki ve fiili þartlar ve ortamlarla ilgili deðil, manevi þartlar ve ortamlarla ilgilidir Yani problemin kaynaðýnda “zaman yetmezliði” deðil, “akýl ve yürek yetmezliði” yatmaktadýr Sorun “dýþ þartlarla” ilgili deðil, “iç þartlarla” ilgilidir Bir baþka ifadeyle insanýn “dýþ imkânýyla” deðil, “iç imkânýyla” ilgilidir
Ciddi misiniz? Her insanýn öncelikleri farklý olabilir Kimisinin önceliði beþeri tarafýdýr, kimisinin önceliði insani tarafýdýr Amiyane tabirle kimisi yangýnda ilk kurtarýlacak olarak “donuna” kýrmýzý iþaret geçirirken, kimisi de “dinine” kýrmýzý iþaret geçirir Ýnsanlarýn neyi daha ciddiye aldýklarý, onlarýn öncelik sýralamalarýna bakýlarak daha kolay kestirilebilir

Bu ülkede “Ben Müslümaným” demenin bedeli, çoðu kimse için “Ben berberim” demenin bedeli kadar bile deðildir O nedenle, bendeniz “Ben de Müslümaným” diyen birine ilk ve tek sorulacak soru þudur, demiþimdir:

“Ciddi misiniz?”

Öyle ya! Bu bir iddiadýr, hem de iddialarýn en büyüðü Bir insan böylesine muazzam bir iddiada bulunur da, onun ciddiyeti nasýl sorgulanmaz Bu iddiada bulunan biri kendisine bir don alýrken markasýný, kumaþýný, dikiþini, kalitesini sorup araþtýrýyor da, kendisine “din” alýrken “ne koysan gider”, “idare eder” kabilinden davranýyorsa, bu insanýn dinini donundan daha fazla ciddiye aldýðýna siz olsanýz inanýr mýsýnýz?

Þu piyasaya bakýn bir Allah aþkýna! Beyimizin karný aðrýsa onu nalbura giderken göremezsiniz Hatta birinin böyle yaptýðýný görse, onun aklýndan dahi kuþku duyar Doðrudur da Karný aðrýyanýn gideceði yer doktordur Hem de, gideceði doktorun pratisyen mi, uzman mý olduðunu dahi dikkate alýr Mümkünse tecrübeli ve referanslý olanýný tercih eder, haklýdýr da

Ama aðrýyan karný deðil de “imaný, yüreði, aklý, ahlaký, irfaný” ise, baþlar kendi kendisine reçete yazmaya Ýlmin de bir rütbe olduðunu, hem de rütbelerin yücesi olduðunu aklýna getirmez Eðer kazara getirirse, onu da birilerine “havale” eder, fakat alýn teri, zihin teri, yürek teri dökerek bilgiyi ‘iktisap’ etmez Haksýz kazanca karþý gösterdiði hassasiyeti ‘beleþ’ elde edilmiþ bilgi ve duyguya karþý göstermez

Tabii, böylesine ciddiyetsiz bir ortamda din adýna devrilen çamlar, bir orman katli----- döner

Ýþte bütün bunlardan dolayý saðlýklý bilgilenmenin kanallarýný sürekli açýk tutmak zorundayýz Bunun yolu, her þeye raðmen okumaktan, kitapla ülfet kurmaktan geçer, zihin damarlarýný sürekli açýk ve çalýþýr tutmaktan geçer Tabii ki okumak, yazýnýn baþýnda tanýmlandýðý gibi bütüncül ve varoluþsal bir eylemdir, bunu bir an olsun göz ardý etmeden okumak þarttýr

Yaz sýcaklarýnýn bizi mayýþtýrmasýna izin vermemeli Tatil, yan galip yatmak deðil, Kur’an’ýn da ifade ettiði gibi, “bir iþle yorulanýn baþka bir iþ yaparak dinlenmesi”dir Unutmayalým ki bu ülkenin geleceðini inþa edecek nesiller, bilgiyi sahici iktidar olarak gören nesiller olacaktýr

“Oku, yaratan Rabbin adýna!”


ALINTI

radyobeyan