Ask oyle bir duserki nasibi dogrultusunda By: sumeyye Date: 18 Temmuz 2010, 16:17:53
Ask oyle bir duserki nasibi dogrultusunda
Aþk öyle bir düþer ki nasibi doðrultusunda!
Suya naðmelerini yazan yapraklar teker teker diziliyordu
Bir aþkýn mana katresinde ki yansýmalarýný aksettiriyordu
Ne parmaklar onu okþamýþtý, haline bir þevk katmýþtý melallerin seyri hallerince
Her nedense bir yapraðýn hali nezaketinde her zaman bir nisanýn, bir aþkýn, bir hazzýn, bir kýzýn salýnmasý, naz ile samimiyeti hatýrýma gelirdi
Bir damlanýn dalgalarý misali, melalin dili sukut hali gibi
Ne hicranlar gizliydi oysaki paký mahzun umutlarýnda, feryat edemediði soluklarýnda, yutkunduðu muratlarýnda Her düþen bir yaprak misali…
Her bir nefesi anlamlaþtýran ruhunun güzelliðinde ki sanattýr Ruh hak için vardýr, mutlaktýr, aþkýn rengiyle boyanmaktýr
Nedendir sanat harikasý aþklar sürekli ibreti hak olarak telakki edilerek anlatýlýrlar
Nesiller boyu tarihin savaþlar kusturan teganniliðinde sanki uzatýlan bir buket misali, bir salkým üzüm gibi, tenin derisinden boþandýðý gibi, midenin kendi yetisiyle iktifa ettiði misali
Bedende bir yenileþme, sinede içsel derinleþme safhasý baþlardý sanki açlýðýn yudumlanan sahnelerinde
Kulluðun idraki gibi, muþtunun kalan izleri misali, aþkýn hali hissiyatta devri mana yapmasý gibi…
Ruh bedene vaziyet ettiði sürece itibarlýdýr, vardýr, anlamlýdýr, kadri mutlaktýr
Nefisler asla eziyete, ýzdýraba, gayrete, meþakkate kapalýdýrlar
Yan gelip yatmak isterler, doymak nedir bilmezler, bedenin kas yapýsýný tahrik ederek miskinleþtirirler
Ölmek temayülüne hýz katarak, manasýz kalýrlar ancak
Oysa sessizliðinde sukutu hal ile akýbetini bekleyen su, emri hak ile hiddetin ve þiddetin korkusuyla esrarýn safhalarýndaydý
Yaprak ki dalýndan kopmak zorunda býrakýlan bir sevdanýn mahzunluðunu yaþayarak habersizdi olacaklardan
Lakin düþmek zorunaydý hikmetin muvacehesinde ki mevcut nasibince
Bu öyle kutlu bir yoldu ki teslimiyetle ancak durulur, solunur, anlam bulunurdu
Muhakkak ki bir halk edenin nuruydu, muradýydý, tasarrufuydu, nizamýydý
Maksuda ulaþmanýn bir tek yolu rýzayý bari ile solumak, konuþmak, hem hal olmaktý, aksi bir tavrýn tercih edilerek enaniyet için isyana girilmesi þirretti
Hazanýn esrarýnda kurumaya yüz tutarak, hayat damarlarý sessiz bir sukutun perdelerinde aranan mýzraptan akseden bir feryadýn naðmesi misaliydi
Gözyaþlarý içe akarken, kan çekilirken, iksir tükenirken, cazibe biterken býrakýlmak gibi, azadýn izleri misali
Hürriyeti hayata yeniden baþlamak gibi…
Suya düþerken bile esintilerin etkisinde sessiz melalin derinliðinde S
Sesler, renkler anlamsýzlaþýr, tükenen bedende ki can gibi, mecalsiz nazarlar misali
Anýlar! Bir yerde nutku duranlar, zihni bulananlar, þevki kaçanlar, ahirin unutanlarýn seyri halleri gibi
Artýk eneyi önceleyen kudret kalmamýþtý düþen yapraðýn melalinde!
Güç kalmayýnca suyun serinliðinden habersiz bir esinti gibi serilir
O zerreyi hakikati merak edenler olamaz mý hiç mahlûklar arasýnda beklenirken
Mühleti hayatý bulunan canlar bir gayretin içine girerek can havliyle yarýþýrlar
Oysaki düþen yaprak cansýz kalýnmýþlýðýn her aþamasýný büyük bir nezaketle arz ediyordu!
Ýþte düþtüm elinize her ne ederseniz, neye layýk görürseniz, nasýl tasarruf ederseniz demek istiyordu
Üflenen bir neyin sesi, tamburdan akseden hüzzam gibi, kemanýn hüzünle kuþatan naðmesi misali…
Edep halin dili, mananýn ahengi, gülün rengidir
Dil dane olmak, onu bahþeden, letafeti serde ten, edep içinde eriyen bir piri fani, fuzuli, baki, seyrani meþkiyle kýdemleþerek nefeslenmek muhayyilesi
Aþklar sadece mükellef olanlarýn hasleti zannedilir,
Oysaki onu bahþeden kimdir, kimler için hikmetler nasip etmiþtir nerden bilinir ki, bir idraki hakikat ötelenirse
Ýdrakimiz her ne kadar bu hakikate müdrik olsa da, ruhi derinliðin kifayetsizliðinden inkýtaa uðramak zorunda kalacaktýr
Çünkü terbiye düsturuna hasret bir nefs erdemliliði, fazileti, münevverliði engelleyecektir
Bu hal üzerine mütenasip olan bir can, aþkýn hazzýndan ne kadar anlayacaktýr
Bu nedenle anlaþýlýr olacaktýr, vuslat için koþturacak, koklayacak, yorulacaktýr
Düþen bir yapraðýn meramýndan, aþkýn hazýndan, mahzunluðundan, suyun hilminden, içselliðinde ki teslimiyetinden ne kadar anlaya bilecektir ki
Oysaki her zerreyi hakikatin yaratýlýþ sebebi nihayetinde bir rahmetin tecellisiydi
Rahmet ki, bir gül misali sineleri ihata ederken, gülün mihengi efendimizi anlattýðýný onun için neþet ettiðini haykýrýyordu
Cahilliðinden azat olmuþ bir münevver misali, zindandan kurtulmuþ Mehmet gibi, kaldýrýmlarda sabahlayan bir himmet ehlinin þefkati gibi…
Aðlayan bir sabinin derdiyle hemhal olan bir ana misali, yavuklusuna hasret bir sevdalý gibi…
Elbette ki gedik ki gideceðiz, neyi düþüneceðiz, güle hasretiz, edebin derdiyiz, halin kederiyiz, suyun sesiyiz, yapraðýn yüreklerde korlaþtýrdýðý izleriz
Biz düþününce bir deðeriz, tahkik edince faziletliyiz, zekâ içinde merak edeniz
Teslimiyette mukallitliði seçmeyiz, idrakin seyrinde serinleriz, hareket ve kuvvetin kime ait olduðunu bileniz
Biz kulluðun itminanlýðýnda Rahmanýn huzurunda köleliðin müdriki olarak haz alan, hakkýn rýzasý doðrultusunda efendimize olan sevgimizi!
Nefsimizden ziyade sevdiðimizi beyan ederken, içselliðimizde ne derler vehmiyle yaþayan biçareyiz
La þerike derken ne demek olduðunun farkýnda olmayan zavallý inananlarýz
Bu sebeple halden, demden, meþkten, aþktan ancak idrakimiz oranýnda anlarýz
ALINTI