Diriltici Ruh By: sumeyye Date: 17 Temmuz 2010, 15:04:39
Diriltici Ruh
Bu ülkenin insanýný, ayakta tutup yaþatacak ma'na ve hakikatlar nelerdir? Düne kadar, onu idare eden ve dinamizmini koruyan ma'na, onun düþünce dünyasýndan ve içyapýsýndan geliyordu Hattâ onun, deðer hükmü atfedilecek biricik yönü sayýlan, aksiyoncu olmasý dahi, zamanýn itibariliði gibi, ona has bu iç-buutlaþmadan kaynaklanýyordu Her sahada en mükemmel ve en olgun insanlarýn yetiþtirilmesini tekeffül eden bu ma'na, yüzlerce misâliyle, âdeta bir gergef gibi tarihimizin ruhuna nakþedilmiþtir
Salahaddîn'in, "Arslan Yürekli Riþar'a" karþý civanmertliði, kibir ve gösteriþten kendini göremez hale gelmiþ bu maðrur hükümdarý, hayretten hayrete sevk etmiþ ve fevkalâde utandýrmýþtý Alparslan'ýn, "Romen Diyojen'i" hüngür hüngür aðlatan mürüvvet ve âlicenâplýðý; Antalya Kal'asý'nda, barbar haçlýlara karþý göðüs göðüse erkekçe döðüþtükten sonra, elde ettiði esirlerin bütününü hürriyete kavuþturan Kýlýçarslan'ýn asalet ve insanlýðý hep bu yüce ruhun zaferleriydi
Fatih'in Bizans surlarý önündeki -o devre göre- en muazzam ve modern ordusunun gücüne güç katan ve ona çaðýnýn kilit ve anahtarlarýný kazandýran ve en önemli kuvveti de, yine, Akþemseddinlerle temsil edilen bu ruh iman kuvvetiydi Fatih, azgýn maddî gücün temsilcisi deðildiO, askerî dirayet, dehâ ve iktidarýyla bu yüce ruh ve inancý temsil ediyordu Öyle olmasaydý, onun Ýstanbul'a giriþi de, Sezar'ýn Roma'ya giriþi gibi olmayacak mýydý? Halbuki o, Bizans'ýn bu eski pay-i tahtýna, Mekke'yi fetheden kudsî ruhun, afvediciliði, müsamahasý ve maðlûplara sonsuz haklar bahþetme civanmertliði ile giriyordu
Ya o, bir hamlede, Mýsýr'ý fethedip Ýslâm âleminin tek temsilcisi ve yeryüzünün biricik Halifesi olma ünvanýný kazanan Yavuz'un; bu büyük zafer dönüþünde, onu tanýmýyanlarca, halkýn nümayiþleri içinde ve zafer taklarý altýndan geçeceði beklenirken, Üsküdar'a kadar gelip geceyi orada geçirmesini ve henüz Ýstanbul halký uykudan uyanmadýðý bir saatte de, sessizce "pay-i taht'a girmesini, bu ruh ve ma'naya vermedikten sonra baþka neyle izah edebiliriz?
Göklerin selâm durduðu, ruhanîlerin alkýþ tuttuðu ve her türlü gösteriþten uzak böyle bir zafer dönüþü, ne mübecceldir! Kendini aþmýþ ve gönlünde binbir zafer cümbüþünü bir anda yaþayan böyle babayiðitler için, fâniler tarafýndan alkýþlanmasýnýn; gülbanklarla karþýlanmanýn; mehterin "kös vurup", selâm durmasýnýn ne ehemmiyeti var!
Bizi ayakta tutan bu ruh, damarlarýmýzda, kanýmýza karýþýp kaynaþtýðý, beyin guddelerimize taht kurup oturduðu dönemlerde, bir taraftan gönül dünyamýzda derinleþtikçe derinleþiyor; diðer taraftan da, dünyanýn kaderiyle alâkalý, devletler muvazenesinde, bize ait yerimizi sýmsýký korumaya çalýþýyorduk Ah, nasýl oldu da, bir zerresini dahi fedâ etmeyi düþünemiyeceðimiz o yüce ruh, böyle çürüdü ve delik deþik oldu!Herhalde bu fâciayý, bir solukta, birkaç ülkeyi birden fethedip, sonra da kendi insanýnýn alkýþlarýndan kaçarak, gururunu Üsküdar topraklarýna gömen hasbî ruhlarda aramamak gerektir Faciayý, yumurta kadar zaferini bayraklaþtýrarak, dünyayý velveleye veren ve "pay-i taht'a" bir "Amnofis" gibi giren, kendini ululuða kaptýrmýþ gururun kapýkullarýnda; özü-sözü, karakteri belirsiz ölü ruhlarda aramak gerekdir Birincilerin diriltici soluklarýyla, milletin hayat kâsesini ellerinde taþýmalarýna karþýlýk; ikinciler, toplumun beyninin içine yerleþmiþ birer "tümör" gibi onu her kesimiyle bütün bütün felce uðratmýþlardýr
Evet, ilim adamlarýyla, vüzerâsýyla, ricâl-i devlet ve teb'asýyla bütün bir milletin hayat ve bekâsýnýn teminatý olan millî deðerleri yýkýp geçen bu devþirme ruhdur ki; insanlýk ve mürüvvet yerine sun'iliði; yiðitlik yerine nâmertliði; rûhî düþünce yerine kaba kuvveti; keramet yerine hokkabazlýðý; inanç yerine ilhât ve "reybîliði" (1) koyarak toplumu can evinden vurmuþtur Ve artýk, tamamen kendini boþlukta hisseden yýðýnlar, fevkalâde bedbin, fevkalâde ümitsiz ve dermansýzdýrlar Böyle bir toplumda; ruh, kolsuz kanatsýz; vicdan ledünnî zevklerden mahrum; gönül bir kýsým hasis menfaatler uðruna binbir uðursuz heyecanýn kaynaðý haline gelmiþtir Nihayet böylesine gerilerden geri bir hayat dekoru içinde, tembellik, plânsýzlýk ve cehâletin kollarý arasýnda yetiþip geliþen; aþksýz, heyecansýz yýðýnlar, ses sanatkârlarýnýn; ama, tamamen ilâhiliðini kaybetmiþ nefes ve soluklarýyla kudsîlerden kudsî kelimelerin ticaretinin yapýlmasýný, kanaat ve düþünceleri adýna çok büyük þeyler zannederek, hep alkýþlayýp uykuya devam etmiþlerdir
Ah, o istismârcý yaramaz hokkabazlar! Vah, o, aldatýlan mazlumlardan daha mazlum yýðýnlar!
Bütün bunlar oldu ve olacaktý da Zira toplum, kendini yenileme kertesine gelmiþ olmasýna raðmen ýþýktan yoksun ve yol gösterici fikir adamýndan mahrum bulunuyordu Garb, kendisini yenilerken, onun o günkü felsefî düþüncesini temsil eden "Descartes", hür olmayan düþünceye düþünce nazarýyla bakmamasýna karþýlýk; bizde tefekkür çoktan, sarýlýp sarmalanýp bir kenara konmuþtu O devirde batýlý düþünür, eþyâ ve hâdiselere nüfûzda, kâinat kitabýna olan aþkýndan Yaratýcýya giden yollan araþtýrýrken; bizde inkýlâb diye binbir þenaâtin kol gezdiði "Lâle Devri" daha doðrusu milletçe çakýrkeyf olma devri yaþanýyordu Dünyanýn bir kesiminin, "âyât-ý tekvîniyyeyi" (2) düþünce menþûrundan (3) geçirerek kâinatlarý fethetmeye koyulmasýna karþýlýk; beri tarafta bir girdap halini almýþ ve bütün deðerlerimize meydan okuyan bir nefsânilik ve ruh sefâleti
Ve, iþte böyle, hasýmlarýnýn, gulyabânîler gibi uyanýp üzerine saldýrmasý ve dostlarýnýn "Binbir Gece Masallarý" nevinden zevk ü safâ, hatta gaflet içinde bulunmasýnda zavallý insanýmýz her gün biraz daha kendinden uzaklaþýyor ve o güne kadar varlýðýnýn en büyük te'minatý olan millî deðerleri, birer birer tarihe gömüyor ve ortadan kaldýrýyordu Zira artýk, büyük baþarýlarýn, cihan hakimiyetine ulaþmalarýn, insan ruhunda estirdiði gurur ve kendini beðenmiþliði Anadolu yakasýnda gömüp "pay-i taht'a" giren, en büyük zaferini müteakip geceyi bir dehlizde geçirerek nefsini hýrpalayan ve halkýn alkýþlan karþýsýnda buram buram ter döken yiðitler yoktu görünürlerde Onlarýn yerini, bir kýsým günübirlikçiler; sefil arzularýnýn esiri toy ruhlar; baþkalarý için var olma zevkinden mahrum dermansýz gönüller almýþtý
O gün bugün kendini arayýp duran nesiller, tekrar tekrar iðfal edilip, tekrar tekrar saptýrýldýlar Görmedikleri ezâ, çekmedikleri cefâ kalmadý Eðer bir inayet eli imdada yetiþip de, fikir ve ruh cebhesinde, iman ve ahlâk cephesinde, ona diriliþ yolunu göstermeseydi o; bugün, bütün bütün zâyi olup gitmiþti Hem de devlet ve irfan yuvalarýyla; ahlâk ve hukukuyla; ilim ve sanatýyla
Þimdi bütün iþ, ona kendini idrak ettirip, ruhuyla bütünleþmesini saðlamak, onu maddeye esâretten kurtarýp gönlünü yüksek ideallerle donatmaktýr Ah, keþke! Bu yüce vazifeyi arýzasýz yerine getirebilseydik!
(1) Þüphecilik
(2) Ýlâhî Kanunlar
(3) Düþünce süzgeci
ALINTI