Makale Dünyasý
Pages: 1
Nefis Ve Afetleri By: DoguBeyi Date: 17 Temmuz 2010, 02:42:51
NEFÝS VE AFETLERÝ

Nefis kelime olarak; can, kiþi, kendi, öz, varlýk, benlik, bir þeyin zatý olan kendisi, ruh, hayat, asýl, maya, hamiyet gibi manalarý barýndýrýr.

Istýlahta ise; þehvet ve gazabýn kaynaðý olan kuvve-i nefsanîye, meyl-i fýtriye, bedenin hissi istekleri gibi manalarýn yaný sýra iki anlama daha gelir:

Birincisi: Nefisten, insanoðlundaki þehvet ve öfke kuvvetini dengeleyici mana kastedilir. Tasavvuf ehli çoðu zaman bunu kullanmaktadýr. Çünkü ehl-i tasavvuf, nefisten insanoðlunun mezmum sýfatlarýný derleyen asýl ve esasý anlamýný kastederek diyorlar ki: “Nefisle mücadele etmek nefsi kýrmak muhakkak ve mutlaka lazýmdýr.” Ve bu manayý ALLAH Resulü’nün þu Hadis-i Þerifi iþaret etmiþtir:
“Senin en þiddetli düþmanýn iki yanýnýn (kaburgalarýnýn) arasýnda bulunan nefsindir.” (Ýhya-6/9)

Ýkincisi: Ýnsanýn hakikati olan latifedir. Bu latife insanýn nefsi ve zatýdýr. Fakat bu latife ayný zamanda çeþitli sýfatlarla sýfatlanýr. Nefsin mertebe ve çeþitleri bulunur. Bu çeþitler insanoðlunun imtihaný için konulmuþ; hem lehinde hem de aleyhinde kendini göstermektedir. Birçok insan nefsini tanýyamadýðýndan, hilelerine muttali olmadýðýndan ona uyup helakete gitmiþtir. Bunun için ondan korunmanýn yollarýný aramak ve bu öz benliðimizde yer etmiþ baþ düþmaný yok etmek temel hedefimiz olmalýdýr. Bunu baþarabilmek için öncelikle nefsimizi tanýmamýz ve çeþitlerine vakýf olmamýz lazýmdýr:

1− NEFS-Ý EMMARE
Ýnsanýn, çirkin arzularýna ve þeytanýn teþviklerine itirazsýz ve mücahedesiz tabi olmasýdýr. Cenab-ý ALLAH bunu Yusuf Suresi 53. ayetinde þöyle tanýtmaktadýr: “Nefsimi de temize çýkarmak istemiyorum. Çünkü nefis gerçekten kötülüðü emreder. Ancak Rabbimin esirgediði müstesnadýr.”


2− NEFS-Ý MUTMAÝNNE
Ýyiliði kötülükten ayýrt ettirerek insanlýk vazifesini tanýttýran ve vicdanýna rahatlýk veren hal; insaný, ALLAH’a yakýnlaþtýran hal… Günaha meyleden kötü sýfatlardan temizlenmiþ ve güzel ahlak ile muttasýf olarak kurb-u ilahiye ile itminan ve istikrar kazanmýþ olan insan iradesi. ALLAH’ýn emirleri altýnda sakin olma hali. Bundan dolayýdýr ki ALLAH’ýn emri altýnda durduðu ve þehvetlerin saldýrýsýndan ötürü titrediði zaman ALLAH ondan razý olmuþ o da ALLAH’tan razý olmuþtur. Ayette þöyle denilmektedir. “Ey itaatkar nefis! Dön Rabbine! Sen ondan razý, O da senden razý olarak…” (Fecr: 27)


3− NEFS-Ý MARDÝYYE
Kusurlarýný bilen, kendisinden razý olunan nefis. Rabbinin indinde makbul olan nefis.

4− NEFS-Ý MÜLHÝME
Lüzumu halinde Cenab-ý Hak tarafýndan kendisine hakikatler ilham edilen, tasaffi ve tekamül etmiþ olan nefis.


5− NEFS-Ý LEVVAME
Kötülüðü iþledikten sonra fenalýðýný hatýrlayarak insaný rahatsýz eden piþmanlýk hali ve vicdan rahatsýzlýðýný  gören  ve hayra meyleden nefis. Kýyamet suresi ikinci ayetinde þöyle denilmektedir:

“Yine  kasem  ederim piþmankâr nefse ki (muhakkak öldükten sonra) dirileceksiniz.”   Alimler deðiþik isimlerle bu çeþitleri çoðaltmýþlardýr. Ancak biz burada temel olanlarý ile yetindik.

Nefis içinde baþka bir memleket ve konum daha vardýr. Batýn diyarý olan bu konumda nefs ordularý, zahir diyarýna oranla daha büyük bir öneme sahiptir. Orada rahmani ve þeytani ordular arasýndaki çekiþme ve çatýþma çok daha önemlidir. Öyle ki zahiri diyarda görünen çekiþme ve çatýþmalarýn yansýmalarýdýr. Yani þeytani ve rahmani ordulardan biri orada galip gelmiþ olur. Bu nedenledir ki ahlak ve sulûk ehli olan büyük þeyhler nezdinde, nefsle cihad büyük bir öneme haizdir. Öyle ki bu makamý bütün mutluluk ve bedbahtlýklarýn, bütün derece ve kademelerin kaynaðý kabul etmek gerekir. Dolayýsýyla insan bu cihatta oldukça dikkatli davranmalýdýr.

ALLAH korusun bu konumda rahmani ordular maðlup olup þeytani güçler bu mekâný iþgal edecek olurlarsa insan öylesine bir felakete sürüklenir ki, artýk onu hiçbir þey kurtaramaz. Þefaatçiler ona þefaat edemez. ALLAH ona öfkelenir ve þefaatçileri olacak kiþiler ona düþman kesilir. Onlarýn öfke ve düþmanlýðýný da ancak ALLAH bilir. Cehennemin olanca ateþi, zakkum, yýlanlar, akrepler bile onun yanýnda hiç kalýr. Öyleyse ey Aziz! Bir þeyler düþün, çaresine bak, kurtuluþ yolu ara ve bul. ALLAH’a sýðýn, gece karanlýðýnda aðlayýp yakararak Yüce ALLAH (cc)’tan, bu nefs cihadýnda sana yardým lütfetmesini niyaz et ki, böylece inþALLAH bu savaþtan galip çýkasýn, kendi varlýk memleketini rahmani kýlasýn, þeytani ordularý kovup evi, gerçek sahibine teslim edesin.

Bilinmelidir ki, nefsin birinci makamý ve en aþaðý makamý zahiri ve dünyevi konumudur. Ki onun gaybi nur ve yansýmasý, þu duyumsanýr bedene, zahiri bünyeye aksetmiþ ve ona arýzi bir canlýlýk kazandýrýp harekete geçirmiþtir. Beden onun savaþ meydaný, zahiri güçler onun askeridir. Yedi iklimine (Kulak, dil, göz, karýn, ferc, el ve ayak) egemen olan nefs, bunu vehim sayesinde gerçekleþtirir. Çünkü vehim, nefsin zahiri ve batýni güçlerinin sultanýdýr. Dolayýsýyla eðer vehim, sözü geçen yetilere kendi adýna veya þeytan adýna egemen olursa bu yetiler þeytanýn askeri olurlar. Buna karþýlýk eðer vehm, adý geçen yetilere akýl ve þeriatýn tasarrufu altýnda yön verirse memleket rahmani olur. O halde büyük cihad olan ve Hak Teala yolunda öldürülmekten daha yüce olan nefisle cihad bu makamda insaný yaratýcýnýn buyruðuna tabi kýlmasý ve iðrenç varlýðýndan arýndýrmasýdýr. Bir hadiste þunlar geçmektedir: Bir seriyyeden sonra Resulullah (sav) þöyle buyurdu: “Küçük cihadý tamamlayan ve kendini büyük cihadýn beklediði kiþilere aferin!” Denildi ki: “Ya Resulullah! Büyük cihad nedir?” Dedi ki: “Nefisle cihad etmek.” (Kýrk Hadis:16)

Bununla beraber ALLAH-u Teala kendi kudret ve hikmet eliyle gayb aleminde ve nefsin batýnýnda sayýsýz yararlara sahip bir çok yetiler yaratmýþtýr ki biz burada sadece üç tanesi üzerinde duracaðýz. Kuþku, öfke ve þehvet.Alimlerin de ifade ettiði gibi bu yetilerden her birinin bireyin ve soyunun korunmasý ve dünya ile ahiretin imarý hususunda pek çok yararlarý vardýr. Ama biz þu anda bunun üzerinde durmuyoruz. Uyarý mahiyetinde söylenmesi gereken þey ise, bu üç yetinin tüm iyi ve kötü yeteneklerin kaynaðý ve gaybi suretlerin çýkýþ noktasý olduðudur.

Ýnsanýn batýni yapýsý ne oranda insani olursa, onun melekuti sureti de o oranda insani olacaktýr. Mesela, eðer insan þehvani ve hayvani yetilere sahip olursa (teslim olursa) batýni yapýsý da hayvani hükme boyun eðer ve o þekle bürünür. Eðer batýnýna öfke ve yýrtýcýlýk sahip olursa gaybi ve melekuti yapýsý da yýrtýcý bir hayvana dönüþür. Eðer kuþku ve þeytanlýða teslim olup hile, sahtekârlýk ve gýybete yönelirse o zaman gaybi ve melekuti sureti de þeytanlaþýr. Kimi zaman melekuti yapý iki veya daha fazla yetinin terkibinden oluþur. Ki kendine has, dünyada eþi-benzeri bulunmaz vahþilikte bir canavara dönüþür.  ALLAH’ýn  elçisinden þöyle rivayet edilmektedir.

“Bazý insanlar kýyamet günü maymun ve þempanzeleri bile aratacak çirkinlikte haþr edileceklerdir. (Kýrk Hadis S:30)



NEFSÝN AFETLERÝ
Nefsin afetleri sayýlmayacak kadar çok ve iç içedir. Ýnsan dünyalýk bir afet ile karþýlaþtýðýnda bunun üstesinden gelmek için çok yollar bulur. Dost, yardýmcý ve arkadaþ temin eder.  Böylece  dünyevi afetten  kurtulur.  Ancak nefsin afetleri öyle bir memleketi tahrip etmektedir ki orada güzel ve salih amelden baþka hiçbir yardýmcý bulunmaz. Evvela aklýmýza ve gönlümüze nefsin yol açacaðý tahribatlarý öðretmeliyiz ki þiddetli bir þekilde ondan kaçýnsýn ve tamamýyla tehlikesini idrak edebilsin. Bunun için nefsin yol açacaðý tehlikeleri gelecek sayýmýzda inþaallah anlatmaya devam edeceðiz.


Ýnzar Dergisi

radyobeyan