Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Ricalullah By: sumeyye Date: 12 Temmuz 2010, 10:51:08
Ricalullah

“Mü’minlerin hepsinin toptan sefere çýkmalarý doðru deðildir Öyleyse, her kesimden bir grup, yanlarýna döndüklerinde halký uyarmak amacýyla, dinde geniþ bilgi elde etmek için neden seferber olmasýn? Ki böylece, belki yanlýþ hareketlerden sakýnýrlar”(Tevbe/122)
Ricalullah
“Baþlangýçta Ýslam’a girenler manasýný tam anladýktan sonra onu kabul ediyorlardý Hiç kimse ön araþtýrma yapmadan Müslüman olmayý düþünmemiþti Çünkü, Ýslam’ý kabul etmek ayný zamanda eziyetler görmeye açýk bir davetiye idi Hareket baþarýya ulaþýp belli yerlerde güç kazanmaya baþladýðý zaman, oralarýn sakinleri bölük bölük Ýslam dairesine girmeye baþladýlar Tabiatýyla, Ýslam’ý kabul etmeden önce, inancýn içerdiði muhtevayý çok az kimse kavramýþtý Bu, sayý olarak büyük bir artýþ, dýþ görünüþ itibariyle de Ýslam’a büyük bir güç kaynaðý oluyordu Fakat, Ýslam konusunda doðru bilgiye sahip olmadýklarý ve onun ahlaki vazifelerini yerine getirmeye hazýr bir kývamdan da yoksun olduklarý için aslýnda, bunlar Ýslam’a faydalý olmak deðil, bilakis zarar verebilirlerdi Bu durum, Tebük seferine hazýrlýklar yapýldýðý sýrada ortaya çýktý ALLAH’ýn, Ýslam toplumunu tek bir bütün haline getirecek gerekli adýmlarýn atýlmasý için söz konusu ayeti göndermesi, bu sebeptendir Bundan dolayý bütün yerleþim merkezlerinden bazý kimseler çaðrýlarak onlara Ýslamî vecibeler öðretildi ve bu konularda fiilen eðitildiler Böylece Ýslam’a mensup olanlarýn tamamý ALLAH’ýn belirlediði hudutlar hakkýnda bilgi sahibi olmalarý için, bu kimseler dönüþlerinde kendi kavim ve insanlarýna bunu öðreteceklerdi”(Mevdudi)


Yukarýdaki ayet, Ýslam toplumunun eðitim sorununa yönelik çözüm konusunda bir muhtevaya sahiptir Her ne kadar askeri amaçlý seferleri söz konusu etmiþ olsa da, ben, ayetin esas amacý olan Ýslam’ýn Müslümanlara ulaþtýrýlmasý kaygýsýndan hareketle, daha geniþ bir zeminde ele alýnmasýnýn, daha anlaþýlýr ve maksada daha uygun olacaðýný düþünüyorum Çünkü ayetin özel iniþ sebebi olsa da bu, mananýn genel olmasýna engel teþkil etmez


Özellikle, kendi coðrafyamýz ekseninde düþünürsek, neredeyse bir asra yakýndýr, Ýslamî ilimlerin tedrisatý kontrol altýna alýnarak durdurulmuþ, Müslümanlarýn kullandýðý harfler zorla deðiþtirilerek Ýslamî kültürün yazýlý olduðu eserlere yabancýlaþtýrýlmýþ, kýsmen izin verilen din eðitimiyle de insanlarýn ALLAH’a kul edilmelerinin dýþýnda baþka amaçlar güdülmüþtür Son yýllarda da Ýslamî ilimlerin az buçuk zemin bulduðu gerek Ýmam Hatip okullarý, gerekse ilahiyat fakülteleri birtakým haksýz engellemelerle bitirilme noktasýna getirilmiþtir Ayrýca, yurtdýþýnda Ýslamî ilimler alanýnda eðitim görmüþ olan kimseler haksýz bir þekilde denklikleri iptal edilerek çeþitli haklardan maðdur edilmiþlerdir Kýsacasý, gerek yurtiçinde ve gerekse yurtdýþýnda Ýslamî ilimleri tedris etmiþ ve etmekte olanlar, haksýz bir þekilde böylece maðdur edildikten sonra bu alanda maddi bir gelecek görmeyen diðer insanlar da artýk bu alana yönelmemeye baþlamýþlardýr Bugün Ýslamî ilimleri tahsil ettiði halde bu maðduriyetlerden dolayý rýzýk endiþesiyle hareket edip, ekmek kavgasýndan dolayý bir türlü sahip olduðu ilmiyle meþgul olamayan ve gitgide eriyen yüzlerce, hatta binlerce Müslümana rastlayabilirizVeya, Ýslamî ilimlere sahip olduðu halde bürokrasinin çeþitli kademelerinde bulunan bir çok kimsenin de, bulunduðu konumu koruma veya konumlar elde etme uðruna ilmine sahip çýkmayarak veya ilmini tahrif ederek, hakim siyasi gücün rantýndan faydalanma gibi acýnacak duruma düþtüklerini görüyoruz Böylece, Ýslami ilimler alanýnda çok büyük bir boþluk oluþturulmuþtur Bu boþluðu doldurma noktasýnda þimdilik ciddi bir giriþim gözükmemektedir Çünkü, hayatýn neredeyse tamamen ekmek kavgasýna dönüþtürüldüðü günümüzde doðan insanlar, Ýslami ilimlerin tedris alaný gibi ekmeðin olmadýðý yerleri düþünmeye bile deðer bulmadan ekmeðin olduðu, hem de bol ekmeðin olduðu alanlarda daha küçük yaþlardan itibaren hýzlý bir yarýþa giriyorlar Bu süreç, maalesef her geçen gün insanlarýn daha da maddileþerek yozlaþmalarýný hýzlandýrmaktadýr


Laikleþtirilmiþ eðitimle insanlarýn terbiye edilmeye çalýþýldýðý günümüzde, din eðitiminden mahrum kalan insanlar böylece Ýslamdan uzaklaþtýrýlmýþ olmaktadýrlar Neticede de, kendilerini Müslüman olarak tanýmlayan, ama gerçekte Ýslamýn cahili olan yýðýnlarla karþý karþýya kalmaktayýz Bunlara Ýslamý öðretecek ve ALLAH’tan sakýndýracak kaynaklar da kurutulmuþken, bu insanlar tamamen sahipsiz býrakýlmýþ olacaklardýr Yukarýda bahsettiðimiz sebeplerden dolayý, Ýslami ilimlere heves edenler neredeyse kalmadý Ama bu insanlar ne kendi hallerine ne de, resmi din yorumunun pençesine terk edilemezler Bu, sorumluluk sahibi Müslümanlar için büyük bir vebaldir Burada, “Bu insanlara sahip çýkma adýna neler yapýlabilir?” sorusu karþýmýza çýkmaktadýr Ýþte, bu baðlamda yukarýda zikrettiðim Tevbe süresinin 122 ayeti bize bir fikir vermektedir Þöyle ki:
Günümüzde sosyal hayatý irdelediðimiz zaman maalesef, neredeyse anasýndan doðan herkesin ekmek için seferlere çýktýðýný görüyoruz Biz ekmek seferleri dediysek siz bunu siyaset, ticaret, sanat, ve akademik seferler…gibi sadece kazanma kaygýsýyla hareket edilen tüm çabalar olarak tasnif edebilirsiniz Bu seferlere çýkan bazý Müslümanlar da, gücün getireceði imkanlarla daha büyük ve önemli hizmetlerin yapýlabileceði düþüncesiyle, bu tür meþguliyetlere dalmaktadýrlar Ama maalesef, bir müddet sonra bu kardeþlerimizden bir çoðunun, elde ettikleri imkânlarýn esiri olduklarýný ve tanýnmaz hale geldiklerini müþahede ediyoruz Ýslâm’a hizmet için bu þekilde çeþitli seferlere çýkan Müslümanlarýn birçoðu, bir daha dönmüyorlar; seferlerde kayboluyorlar Çünkü, dünya tatlýdýr Girdabýna aldýðý insanlardan çok azý hariç, kolay kolay kurtulamýyor Bu durum, ümmetin geleceði noktasýnda bizleri ciddi endiþelere sevketmektedir


Ýþte, bu endiþelerden dolayýdýr ki, ayet bu konuda bizlere þöyle bir fikir verebilir:

Bu ümmetin içinde birtakým adamlar olmalý Bunlar, bilinçli olarak diðer kardeþlerinin çýktýðý seferlere çýkmamalý, seferlerden geri kalmalýlar Bunlarýn seferleri ALLAH’a yönelik olmalý, týpký Ashab-ý suffe gibi olmalýlar Hatýrlayacaksýnýz, Suffe Ashabý karýn tokluðuna Resulullah (sav)’ýn yanýnda bulunur, onu dinlerlerdi ve baþka bir iþle uðraþmazlardý Sonra da, bu dinlediklerini orada olmayýp tarlasýna, bahçesine, dükkânýna kýsacasý iþine giden kardeþleri dönüp geldiklerinde onlara anlatýrlardý Böylece, Resulullah (sav)’in býraktýðý ilim mirasýndan herkes istifade ederdi
Suffe ashabýnýn bu halinden mülhem olarak diyorum ki, biz Müslümanlarýn içinde de böyle, Ýslamý kendisine iþ edinip, baþka iþlerle uðraþmayan kimseler olmalý En azýndan böyle kimselerin yetiþmelerine zemin hazýrlanmalýdýr Bunlar, tabir caizse, bu hayata karýn tokluðuna razý olmalý ve tuttuklarý asgari derecedeki rýzka kanaat edip, hayatlarýný ekmek kavgasý olmaktan kurtarmalýlar Bunlarýn asýl iþi, ayetin ifadesiyle “dinde tefeqquh edip” yani, dini ilimleri derinlemesine öðrenmeye çalýþýp, hem canlý birer örnek olmalýlar, hem de ticaret, siyaset, akademik, sanat…vs seferlerine çýkan kardeþlerini uyarmalýlar Kýsacasý, bunlar kendilerini sadece ALLAH’a adamalýlar Müslüman toplumun böyle þahsiyetlere sahip olmasý kaçýnýlmazdýr Bunlar baþkalarýnýn bulaþtýðý seferlere bulaþmamalýlar, bu seferlerin yorgunluðu ve kiri bunlarý yýpratmamalýdýr Ben, böyle kimselere Ricalullah /ALLAH’ýn adamlarý, diyorum
Ricalullah, öyle kimselerdir ki, bunlarýn dünyevi hesaplarý yoktur Yüzleri tamamen ahirete dönüktür Bunlar, keyiflerini ahirete ertelemiþlerdir Ýnsan, bunlarla karþýlaþýnca öbür tarafý hatýrlamalý ve kafasýnýn karýþtýðý, kalbinin bulandýðý zamanlarda bunlarla sükunete ermelidir Hatýrlayacaksýnýz, sahabe Resulullah (sav)’in yanýna geldiðinde “ Ya Resulallah ! Senin yanýna geldiðimizde tamamen uhrevileþiyoruz, sanki bu dünyadan uzaklaþýyoruz, tamamen ahiretle dertleniyoruz Ama, senin yanýndan çýkýp ailemize ve hayata karýþtýðýmýzda tekrar eski halimize dönüyoruz “ diyorlardý Çünkü, Resulullah (sav)’in þahsýnda, O’nun ALLAH’la iliþkisinden dolayý oluþan manevi bir cazibe alaný vardý O’nunla beraber olanlar, bu manevi atmosferden ve metafizik karizmadan etkilenip istifade ediyorlardý Bugün de böyle þahsiyetlere her zamankinden daha çok ihtiyacýmýz var
Bu þahsiyetlere bir misal olmasý bakýmýndan Kur’an’da; “Þehrin uzak sokaklarýndan koþarak gelen bir adam” þeklinde tarif edilen kimseden bahsetmek istiyorum:

Yasin Suresi 20 ayette geçiyor Orada, ALLAH iki elçi gönderdiði bir þehirden bahsediyor O þehir halký, elçileri yalanlayýnca ALLAH üçüncü bir elçi gönderiyor Bunlar, o þehir halkýný imana davet ediyorlar Bu yüzden aralarýnda sözlü mücadele baþlýyor Ýþte, tam o esnada ,þehrin uzak sokaklarýndan bir adam koþarak geliyor ve bu mücadelede tavrýný o üç peygamberden yana koyarak mücadeleye katýlýyor Sonunda, þehir halký, o müslümaný þehit ediyorlar
Bu adamý düþünün þimdi Ortada bir iman mücadelesi var Bir tarafta ALLAH’ýn elçileri olan üç kiþi, diðer tarafta ise o þehrin halký Ýnsan fýtratý, genelde güçten yanadýr Ýnsanlar maalesef güç hangi taraftaysa o tarafa geçer Ancak, inanmýþ ve her türlü fedakârlýða hazýr olan insanlar, tavrýný ne olursa olsun, hep haktan yana koymuþlardýr


Þehrin uzak sokaklarýndan koþarak gelen bu adam, hiç hesap-kitap yapmadan, baþýna gelecekleri hiç düþünmeden, tavrýný hemen ALLAH’ýn elçilerinden yana koyuyor O, günübirlik politik hesaplara girmiyor ve sonunda kazananlardan oluyor Halbuki biz Müslümanlar, böyle ortamlarda “ Müslüman akýllý olur!” diyerek öyle akýl almaz ve müslümana yakýþmayan hesaplar ve tavýrlar içine gireriz ki, bütün bu hesaplarýn arkasýnda yatan temel amaç, dünya hayatýmýza bir zarar getirtmemektir Tabi, bu arada olan dinimize ve ALLAH ile olan iliþkimize olur
Yine, Mü’min süresinde anlatýlan imanýný gizleyen adamýn tavrý da gerçekten önemlidir Firavunun bürokrasisi içinde o güne kadar imanýný gizleyerek hareket eden adam da Hz Musa (as)’a yapýlanlar karþýsýnda hiç hesap-kitap yapmadan hemen ortaya çýkýp sadece ALLAH için hareket ederek “Rabbinizden size apaçýk belgeler getirdiði halde ‘Rabbim ALLAH’týr’ dediði için bir adamý mý öldüreceksiniz?”(Mü’min/28) diyor ve tavrýný peygamberden yana koyuyor
Yukarýda zikrettiðimiz her iki þahsý da düþünün Hiç biri dünyevi beklenti gütmeksizin, hatta kendilerini kesinlikle sýkýntýya sokacaðýný bilmelerine raðmen Hak’tan yana hareket ediyorlar Bu þekilde ancak, kendilerini ALLAH’a adamýþ kimseler davranabilirler Çünkü, sýkýntý ALLAH içinse eðer, çekmeye deðer Sahih anlamdaki ALLAH’a iman, bu sýkýntýya sabretme konusunda zemin oluþturur


Ricalullah dediðimiz kimselerin dünyada gözü olmamalý Diðer bir ifadeyle, baþka insanlar onlarýn hayatýnda dünyayý görmemeliler Onlar, týpký peygamberler gibi, yaptýklarýnýn ücretini sadece ALLAH’tan beklemeliler Zaten bu adamlar, ricalullah olan peygamberlerin bir nevi gayri resmi versiyonlarý sayýlýrlar
Düþünüyorum da, herkesin ekmek peþine düþtüðü günümüzde ALLAH’ýn kendisine tabir yerindeyse, bol ekmek verdiði islami endiþeye sahip birtakým Müslümanlar, neden çocuklarýndan uygun olan birini bu dünyevi kavganýn dýþýnda tutarak, týpký Ýmranýn karýsýnýn dediði gibi “Ya Rabbi! Ben bu evladýmý sadece sana hizmet etmek üzere adadým”(Al-i Ýmran/35) diyerek hareket etmiyor? Aslýnda istense bu yapýlabilir Zengin olan bir Müslüman çocuklarýndan (eðer varsa) en uygun olanýný seçip islama aykýrý davranmaksýzýn malýndan ona yetecek miktar ayýrýp “Gel oðlum, ben seni tamamen ALLAH’a adadým Sen bu ekmek kavgasýnýn içine girme, bilakis iman mücadelesinin bir neferi ol Böyle olmak hem senin için, hem ailemiz, hem de bu ümmet için inþALLAH daha iyi olur” derse ve buna göre gerekli eðitimini en iyi þekilde aldýrsa ne kadar güzel olur!


Ricalullah, hayat standardý açýsýndan haliyle diðer insanlardan belki de geri kalmýþ olacaklar ama inanýyorum ki, onlar ALLAH katýnda en deðerli kimselerdendir Ahirette de sabiqundan(en ilerde olanlar) olacaklardýr Zira ekonomide “ bir þey ne kadar az olursa o kadar deðerli olur” prensibi vardýr Günümüzde neredeyse herkesin dünya hayatýný yaþamaya çalýþarak peþinden koþtuðu, dünyevi bir getiri saðlamadýðýndan islami ilimlerden yüz çevrilerek islami teblið ve davet görevini terk ettiði görülmektedir Böyle bir zamanda, yukarýdaki prensip çerçevesinde kim bu iþlerin adamý olursa, o kimseler az olacaðýndan, en kârlý ticareti yapan ve dolayýsýyla en kýymetli / þerefli kimseler olan ricalullahtan sayýlacaklardýr Ricalullahýn seferleri de böyle olacak

Ancak þu çok önemli nokta gözden kaçýrýlmamalýdýr ki, bu adamlarýn diðer ekmek seferleri tabir edebileceðimiz seferlere çýkan kardeþlerini uyarma ve onlara söz söyleme hakký bulunduðundan, onlarýn da bir terbiye olarak bu adamlarý dinleyip dikkate almalarý lazýmdýr Böyle yaparlarsa kendileri için iyi yapmýþ olurlar


Hasan Eker

radyobeyan