"Haysiyetime dokundu" demeyin By: ezelinur Date: 11 Temmuz 2010, 18:19:38
“Milletimizin imanýný selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razýyým.” diyen bir insanýn deðil talebelerine, dostlarýna ve arkadaþlarýna, en uzak kimselere bile küsüp darýlmasý mümkün deðildir..”
Biraderi Abdülmecid Efendi ve yeðeni Abdurrahman Abi’nin ayrýlýðýndan dolayý dile getirdiði duygularýna bakýlýnca açýkça görülür ki, o çizgide dostlarýyla beraber yürüme arzusu vardýr içinde.. hem çok ciddi bir arzu, öldüresiye bir iþtiyak, bir tutku ve bir tiryakilikle baðlanmýþtýr yol arkadaþlarýna. “Aman! Tanýþýp kader birliði ettiðimiz hiç kimse uzaklaþýp gitmesin!” der büyük bir heyecanla ve o mevzuda çýrpýnýr adeta. Uzaklaþýp giden birkaç insanýn hicran ve hasretini çok derinden yaþamýþtýr. Hatta talebelerinden bazýlarýnýn küçük içtihad farklýlýklarýndan dolayý birbirlerine küsecek gibi olmalarý karþýsýnda yalvarýrcasýna, baþýný onlarýn ayaklarýnýn altýna koyarcasýna sýzlanmýþ, inlemiþ, tir tir titremiþtir.
“Kardeþlerimden ricâ ederim ki: Sýkýntý ve ruh darlýðýndan veya nefis ve þeytanýn desiselerine kapýlmaktan ya da þuursuzluktan dolayý arkadaþlardan sudûr eden fena ve çirkin sözlerle birbirine küsmesinler ve ‘Haysiyetime dokundu’ demesinler. Ben o fena sözleri kendime alýyorum. Damarýnýza dokunmasýn, bin haysiyetim olsa kardeþlerimin mabeynindeki muhabbete ve samimiyete fedâ ederim.” demiþtir. Evet, þefkati bu enginlikte olan ve daire-i kudsiyesine giren herkese bu ölçüde sahip çýkan bir insanýn talebelerine, dostlarýna ve o daire içine girdiðine inandýðý kimselere küsmesi, darýlmasý ve onlarý terk etmesi söz konusu deðildir. O yaþadýðý asýrda mukaddes bir çýðlýk olmuþ, on üçüncü asrýn minaresinin baþýna çýkmýþ, sureten medeni, sireten çok geri, dinde lâkayt ve fikren mazinin en derin derelerinde olan kimseleri bile imana, Kur’an’a ve camiye davet etmiþtir. O, sesini herkese duyurabilme ve mesajýyla herkesi tanýþtýrabilme sevdalýsý bir büyük müezzindir. Herkesi çaðýrmýþ, millet camiyi doldurmuþ ama bazýlarý namaz kýlmadan veya namazý yarýda keserek camiyi terk etmiþ, kulluk namazýný yarýda býrakarak geriye dönüp gitmiþlerdir. Bediüzzaman ise onlar için de aðlamýþ ve tekrar o kudsî daireye dönmeleri adýna inlemiþtir. Öyle bir insanýn, kimseye darýlmasý ve küsmesi mümkün olamaz. Onun iþi, vazifesi ve misyonu davettir, çaðrýdýr, insanlarý mübarek bir gâye etrafýnda toplamadýr. Cennete girmekle hissedeceði zevkten daha fazla haz duyar kazandýðý her insanla.. uzaklaþýp yolunu yitiren insanlardan dolayý da cehenneme girmiþ gibi azab çeker.
Bu meselede þahsî hesap peþine hiç düþmez, kendisine iþkence ve eziyet edenlere hesap sormayý asla düþünmez. Þu sözler, küsmeyen, darýlmayan, gönül koymayan, misliyle mukabeleyi hiç hatýrýna getirmeyen, herkesi baðýþlayan ve sadece davasýný düþünen bir mefkûre kahramanýna ne kadar da çok yakýþýr: “Eðer Risale-i Nur’u tenkid fikriyle tetkik eden adliye memurlarý, imanlarýný onunla kuvvetlendirip kurtarýrlarsa, sonra beni idamla mahkûm etseler bile, þahit olunuz, ben hakkýmý onlara helâl ediyorum. Çünkü biz hizmetkârýz. Risale-i Nur’un vazifesi imaný kuvvetlendirip kurtarmaktýr. Dost ve düþmaný tefrik etmeyerek, hiçbir tarafgirliðe girmeyerek hizmet-i imaniyeyi yapmaya mükellefiz.
Ynt: "Haysiyetime dokundu" demeyin By: sümeyra Date: 28 Kasým 2011, 16:10:29
Peygamberane tavýr dedikleri bu olsa gerek..Rabbim onlardan ebeden razý olsun..