Gönüllerin Gülü
Pages: 1
Memurlara Emirler By: neslinur Date: 10 Temmuz 2010, 13:58:26
Memurlara Emirler

Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), devlet baþkanýydý. Devlet merkezi Medine idi. Tabiî olarak baþka þehirlere görevliler gönderiliyordu. Bu görevlilerden biri de Muâz b. Cebel’di. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), onu Yemen’e vali olarak gönderdiði zaman “Kolaylaþtýrýn, güçleþtirmeyin, sevindirin, nefret ettirmeyin” buyurdu. Muâz, Yemen’de idarecilik yanýnda Ýslâmiyet’i duyuracak ve öðretecekti.

Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu sözü görevlendirdiði kiþiye söylemesinin üzerinde durmak gerekir. Buna göre devlet iþlerinde görevli olan kimsenin belirli bir tavrý olmalýdýr ve bu tavýr Ýslâmiyet’in belirlediði þekilde olmalýdýr.

Devlet görevlisi olsun veya olmasýn Müslüman kiþi, Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emrine göre yaptýðý iþlerde karþýsýndakine kolaylýk gösterir, zorluk çýkarmaz. Muhâtabý olduðu kiþiyi sevindirir, onu piþman etmez, o iþten nefret ettirmez. Ancak bu Ýslâmî âdâbý bilmeyenler, baþkalarýna zorluk çýkarmayý fazilet bilirler. Bir iþi anýnda vaktinde bitirmenin kendi deðerlerini düþüreceðine inanýrlar. Hatta karþýlarýndakini bin piþman etmeyi bir baþarý olarak görürler.

Eline geçen bir imkâný karþýsýndakileri ezmekte kullanan veya nâz niyâz içinde iþ yapan kimseler, öncelikle Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emrine karþý geldikleri için suçludurlar. Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emrine muhâlefet baþlý baþýna kiþinin yanlýþ yaptýðýný gösterir. Doðru olan Resûlullah’ýn (sallallâhu aleyhi ve sellem) her konudaki emrini yerine getirmektir. Yoksa baþý bozukluk, güçlük, býkkýnlýk ve nefret öne geçer; kolaylýk, müjde, sevinme, sevindirme çok gerilerde kalýr.

Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Yemen valisi Muâz b. Cebel’e ikinci tavsiyesi þu idi: “Mazlumun bedduasýndan sakýn. Zirâ mazlum ile Allah arasýnda (duanýn kabulünü engelleyecek) hiçbir engel yoktur!”

Bu söz, her nerede olursa olsun yetkili olan herkesi ilgilendiren bir kâidedir. Zulüm baþlý baþýna kötü bir þeydir. Dinî açýdan bakýldýðýnda ise, zulüm kesinlikle yasaktýr, haramdýr. Bir Müslüman, kimseye zulmetmez, kâfirlere bile zulmetmek yasaktýr. Hadîs-i þerifte Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), iki noktaya temas etmiþtir. Yetkili kimsenin haksýzlýk yapmamasý ve zâlimin, mazlumun duasý sebebiyle cezalandýrýlacaðý.

Resûlullah Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) vâliye bu uyarýda bulunmasý yönetici ve, yetkililerin görevleri sýrasýnda zulme düþmelerinin her zaman mümkün olduðunun iþaretidir. Yetkilinin haksýzlýðý zulme dönüþmektedir. Bu makamlar çok dikkat edilmesi, titiz davranýlmasý gereken makamlardýr.

Zulme uðrayanýn yani mazlumun duasýnýn kesinlikle kabul edilmesi ise önemli bir noktadýr. Bilindiði gibi Allah Teâlâ, bazý hikmetlere binâen her duayý kabul etmeyebilir. O duada istenenlerin olmasýný uygun görmeyebilir. Ancak Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu hadîsteki ifadesine göre Allah Teâlâ haksýzlýða, zulme uðramýþ kiþinin yâni mazlumun bedduasýný reddetmemekte ve mazlumun bedduasý tutmaktadýr.


radyobeyan