Bir kalpten bir kalbimizden bir kalplerden By: sumeyye Date: 08 Temmuz 2010, 18:52:52
BÝR KALPTEN… BÝR KALBÝMÝZDEN… BÝR KALPLERDEN…
Mevzû kalp ise eðer; kalpten gelir kelimeler, kalpten söylenir söylenesi bütün kalbî sözler…
Kalp kalbe karþýdýr derler
Kalpten kalbe yollar vardýr derler
Kalp sevmekten yorulmaz derler
Kalbin sularýnda yolculuklara çýkarlar
Kalpten gelen ne varsa kalbe hitâbendir ve kalplerden kalplere akýp giden kalbî esintilerdir…
Kalp dendiðinde ilk olarak sadýrlarýmýzda her daim hareketini hissettiðimiz, atýp duran hayatî uzvumuzu hatýrlarýz Hayatîdir; çünkü hayatta olduðumuzu ilân eden tek organýmýzdýr O durduðunda hayat da durur Bu bakýmdan Rabbimiz’in “Hayy” ismine ayinedir
Alenen hareket ettiðine de þahit olduðumuz tek organýmýzdýr kalp Diðer bütün organlarýmýz da hareket halindedir fakat kalp kadar belirgin ve hissedilir deðildir Her daim bir atýþtadýr Hayat devam ettiði sürece durmayan, uyumayan ve hiç susmayandýr Týpký; hiç durmayan, uyumayan ve susmayan bütün kusurlardan münezzeh olan Halik’ýmýz gibi, O’ndan küçük bir cüz, minicik bir numûne gibi…
Çýkardýðý ritmik sesler itibariyle de hep bir sesleniþ, anýþ ve zikir halindedir Öyle inanýrýz ki kendini yaratýp vücuda getirene ve özel kýlana bir þükür, bir vefâ ve belki ibadetidir Kiþinin iradesi dýþýnda bunu yapmasý da çok manidar ve düþündürücüdür
Orasý vücudumuzun merkezi hükmündedir Her nefes alýþýmýzda temiz kan pompalar kalp, her bir yanýmýzý sarmalayan damarlarýmýza Temizleme ve temizlenme yeridir, kâinatýn merkezi olan Kâbe ile bir tutulur kalbimiz Yani temizlik ve temizlenme yeri olduðu kadar kutsaldýr da Bu da yine “Kuddüs” isminin bir ayinesi olsa gerektir ki görüldüðü üzere kalpten zuhur edenler hep O’nu göstermektedir…
…
Zâhirin ötesindeki sevgi ve sevme makâmý diye bildiðimiz kalp ise ayrý bir derinlik ve mâneviyat içerir ki, onunla ilgili sayfalar ve kitaplar vardýr, anlatýmý hâlâ bitirilememiþ…
Kalbin bir özelliði de vahye muhatap oluþudur Yaratýcý’dan gelen vahiy ve ilhamlarýn nüzul ettiði mekândýr…
Sevgiler, sevdalar, merhametler, acýlar, sýzýlar ve aþk orada yaþanýr Orasý hisler, duyuþlar, kanatlanýp uçuþlar, yokluklarda kayboluþlar, hüzünlerle bulutlanýþlar, sevinçlerle çiçekleniþlerin yaþandýðý zaman ötesi bir mekândýr Elbette en önemlisi Yüce Kudret’in “Mü’min” isinin tecelli ettiði îmânýmýzýn kutsal evidir
Diyor ya bir Hak aþýðý:
“Gitse dünya, gitse ukba yok keder / Kalp giderse cevheri îman gider”
Bir maneviyat medresesi olan bu güzel kalbimizi, diðer maddi kalbimizden ayýrmak için farklý isimlerle de anýlýr Yürek denir, gönül denir ve ne de güzel denir Bu ifadelerde ayrý bir derinlik gizlidir Gizlerin olduðu yerdir zaten kalbimiz Öyle ki çoðu zaman biz bile bilmeyiz orada olup bitenleri Ýnsanýn iradesiyle müdahale edemediði yeridir yüreði Orasý bir sevgi ve hisler âlemi ise, elbette her âlem gibi oranýn da sahibidir Âlemlerin Rabbi Onun Esmâ-ül Hüsnasý’nýn bir Hüsnasýdýr ki tecelli eden, kendisi bize Vedûd diye bildirmiþtir o güzel ismini
El-Vedûd’un tasarrufundadýr kalbimiz Onu dilediði gibi evirip çeviren Mukallibel Gulûb’dur Kalbin bir manâsý da çevirme ve deðiþtirme merkezi anlamýný taþýr ki, bizler de çok þahit olmuþuzdur onun o deðiþken hallerine…
Her ne kadar tasarruf kalbin Malik’inde olsa da cüzî irademize düþen iki vazife vardýr: Birincisi kalbimizin gýdasýný, yani zikiri ve ikinci olarak da temizliðini, yani tevbeyi ihmal etmediðimiz müddetçe oradan haseneler, hayýrlar ve hoþsadâlar zuhûr eder dünyamýza… Yüreðimize gelen her þeyi O’ndan bilir, O’ndan kabul eder ve O’na emanet etmek üzere en güzel konukluða mekân ederiz konuklarý O vakit derki gönül:
“Hoþtur bana senden gelen / Lütfun da hoþ, kahrýnda hoþ”…
…
Bizler kalbimizi en çok sevgiyle bilir, tanýrýz Ancak sevgiyi de kalbimizle bilip tanýyabiliyor muyuz?
Asýl sevgi özden sevgidir Kalpte, yürekte, gönülde olan sevgidir Aþk’a giden yoldaki küçük egzersizlerdir sevgiler Sevdalarýn birer numûnesidir Gerçek sevgi unutulan, bir gün nefrete dönüþen sevgi deðildir Kalp unutmaz, çünkü orda unutmayan vardýr…
Kalbin tasarrufu sahibindedir demiþtik Öyle ya! Kimi seveceðimizi seçebiliyor muyuz? Sevilecek olan vakti zamaný geldiðinde gelir düþer yüreðe Daðlarda eriyen kar sularý gibi latif ama çaresiz bir süzülüþle süzülür aðýrlanacaðý misafirhaneye doðru Yürek topraðýnda yeþerecek tohumlara can suyu olur Filizlenip boy verdiðinde içinde bir parçan olur artýk, seninle birlikte sonsuzluk yolcusudur Sevilen gitmiþ olsa da sevgisi yüreðinde, yüreðin var oldukça seninledir Sevmek için onun kaþý gözü aranmaz, sevmek için boyunu posunu görmek gerekmez, ellerini tutmadan da sýcaklýðýný hissedersin sevdiðinin Kalbinin derinliklerinde ince bir frekans dokunuþuyla hayat sürer gerçek sevgi Özlemler olur, hasretler olur, kimi zaman sitemler sarar filizlenen dallarý… Ne de olsa fani bir vücudun yoldaþýdýr kalp, onun nazlarý ve sýzlanmalarý sevgiyi de kuþatýr çoðu zaman Ancak selim olan kalptir ki silkinmesini ve ayaða kalkmasýný bilir sahibini tanýyor ve O’na dayanýyorsa…
Bir sevgi daha vardýr, coþturan, koþturan, acýtan ve yaralayan Nihayetinde unutulan ya da “aslýnda hiç sevmemiþtim” diye hatýrlanan Demiþtik ya kalbin yol arkadaþýdýr fani beden Çatýþsalar da çoðu zaman birbirlerine uyum saðlamaktan baþka çýkar yollarý yoktur Bu bakýmdandýr ki kimi zaman kalbin dediði olur, kimi zaman nefsin Kalpten farklý olarak nefsin bir de sevilme hassesi vardýr Bu onun benlik olma istidadýnýn bir gayreti ve arzusudur Sevilmek ister, çünkü sevildiðinde “var” olduðunu hisseder
Hüsrana çýkan sevgiler nefsin sevdikleridir Onun sevmeleri geçici þeyleredir kendisi gibi Gördüðünü sever; göremediðinde hasrete düþer ve zamanla unutur sevdiði yüzü Duyduðunu sever; konuþamadýðýnda hüsrana düþer ve hatýrlayamaz olur sevdiðinin sesini… Dokunabildiðini sever; ellerini kaybettiðinde de acý çeker… Bu sevgilerden geriye kalbe düþen hüzün ve acý damlacýklarýdýr…
Ýnsan sonsuzluða ayarlý yaratýlmýþtýr, bu bakýmdan bitenleri, yitenleri ve gidenleri hiç algýlayamaz…
Bütün bu sevgi analizleri biraz olsun kalbimizi ve nefsimizi anlayabilmemize vesile olabildiyse, þimdi sevgilerimiz ve sevdiklerimiz adýna daha saðlýklý düþünebilme ve müþahede edebilme kapýsýný aralama zamanýdýr
Görmeden, duymadan ve bilmeden sevebildiklerimizdir kalbî iletiþim içinde olduklarýmýz Ya da artýk göremediðimiz ve artýk duyamadýðýmýz halde bir vesile ile bu kalbî iletiþimi devam ettirebildiðimiz sevgilerdir bizimle sonsuzluða uzanacak olanlar…
Devamýnda gelecek olan sevdalar ve en nihayetindeki “aþk” bu saðlýklý kalp ritimleriyle oluþacaktýr
Öyle ki; kalbindeki “dost”un, ateþi serin ve selametli hale çeviren “Halil”i olabilmektir kalbin maksadý…
Öyle ki; Yûsuf kuyudadýr Ama bir yerlerde var olduðunu bilmek yeterlidir sevmek için, uðruna gözlerini feda eden Yakûb olabilmektir sevgi…
Yûsuf zindandadýr, ama zindanlarý medreseye çeviren sarsýlmaz îmanýdýr sevilen ve sevdirilen…
Yûsuf kalbin Mýsýr’ýna sultan olur bir gün, onun tahtý, tâcý deðil, idaresi altýnda olmak yeterlidir sevmek için…
Yûsuf’u yüreðiyle sevebilenler onun güzelliðinden nasiplenebildi, nefis gözleriyle bakanlarýn ise ellerine yazýk oldu…
Yûsuf en sonunda aþkýyla yananlarý Hak aþkýna götüren bir sevgili oldu, Züleyha’nýn kalbini özüne döndüren bir gönül eri ve aþka teslimiyetiyle varan kalbin emanetçisi olarak, sevilmeye ve anýlmaya devam eden güzelliðiyle bilinir oldu…
Ve kalpleri nurlandýran “Nur”, tüm sevgileri O’nun kalbinde cem ettirdiði En Sevgili’yi, biz kalp tekkesinin garip dilencilerine en muhteþem bir mürþîd eyleyerek, kendi sevgisini tüm hücrelerimizde ve ruhumuzun görünmeyen zerreciklerinde hissettirme lütfuna mazhar eyledi…
Son olarak þu duayý eklemek gereklidir yüreknâmemizin kýrýk dökük defterine…
Sevgi ve aþk mekânýmýza en çok yakýþan ve her þeyin sahibi olan Sübhan! Senin mülkünde, senin tüm Esma’n ile tecelli ettiðin kutsal mekânýnda her daim seninle ve senin sevdiklerinle hemhal eyle bizleri… Senden gayrý olan her ne var ise onlardan senin bitip tükenmeyen sevgi ve merhametine sýðýnýrýz, sýðýnýlacak senden gayrý hiçbir yer bulunmayan Sultan!ALINTI