Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Ailenin tutumu By: Sevdacýk Date: 06 Temmuz 2010, 20:30:16


Ýçimizdeki iniþler ve yokuþlar, engebeler dýþýmýzdan daha çoktur. Kendimizi yeterince tanýyacak kabiliyeti ve insanlara meramýmýzý anlatacak gücü çoðu zaman kendimizde bulamýyo­ruz.

 

Geleceðine kuþkulu gözlerle bakan ve gelmemiþ olan yarýn­larýn kaygýsýný en ziyade yaþayan gençlerimizin elbetteki sorun­larý oluyor.

 

Okul sorunu, meslek sorunu, maddi sorunlar, ailevi sorunlar vs. Ama bunlardan ziyade asýl ele alacaðýmýz konu gençlerimizin manevi boþluklarý, iç alemlerinde yaþadýklarý ça­týþmalar, arayýþlarý olacaktýr.

 

Gençlik, hayat yolculuðunun en güzel, ayný zamanda en kri­tik devresidir. Bu devresinde insan güç ve enerjisinin zirvesin-dedir. Özellikle önümüzdeki fýrsatlarý deðerlendirmek ve ha­yatýmýzý verimli hale getirmek için boþa geçirmemiz büyük bir kayýp olacak bir evredir.

 

Çünkü ayný zamanda his dünyamýz alabildiðine hareketli ve dalgalýdýr. Duygularýmýz bazen öylesi­ne taþkýn hale gelir ki irade dizginini kullanmak âdeta imkan­sýzlaþýr. Hislerin sevk ettiði bir anlýk zevkin tercihi, bazý durum­larda gencin hayatý boyunca piþmanlýðýndan kurtulamayacaðý, hatta âhiret hayatýný da heder edeceði, mahvedeceði hareketlere sürükleyebilir.

 

Biz gençler yavaþ yavaþ fikirlerimiz þekillenmeye, oluþmaya baþlayýnca daha doðrusu beðendiðimiz görüþleri, fikirleri hiç ir­delemeden, doðru mu yanlýþ mý diye ayýrd edemeden kendi dünyamýza aldýðýmýzda, fikirlerimizi ailemize kabul ettirme ve fikirlerimiz doðrultusunda yaþama mücadelelerine baþlýyoruz. Böylece ailemizin fikirlerini bir kenara itip, kendi fikirlerimiz doðrultusunda yaþama hedeflerimizle bize göre "özgür genç­lik" ailemize göre "asî gençlik" konumlarýna geliyoruz.

 

 iþin kötü yaný, fikirlerimiz günbegün deðiþiyor. Ýki gün önce canla baþla savunduðumuz, uðruna kaç kiþiyle darýldýðýmýz fi­kirlerimiz, bir zaman sonra bize de saçma geliyor. Yani, genç­likte tam bir arayýþ içine giriyoruz.

 

Kendi kimliðimizi, kendi benliðimizi arama mücadelesine giriyoruz. Kiþiliðimiz tam oturmadýðý için sürekli baþka insanlarýn fikirleriyle yoðrulma­ya, hoþumuza giden insanlar gibi olmaya ve onlar gibi yaþama­ya baþlýyoruz. Ýþte bu durumdaki bir genci ailesi artýk doyur­maz oluyor. Genç, kendisini ailesine ispatlamak için dýþarýda, düþünce ve kiþilik arayýþýna giriyor.

 

Gençlerin sabit bir fikre kapýlma ihtimali çok zayýftýr. Her ne kadar kendi fikirlerinden emin olsalar, savunsalar, o doðrultu­da mücadele verseler bile, fikirlerini eleþtirmeye hatta deðiþtir­meye açýktýrlar. Ýnsanlar yaþlandýkça kendilerine güvenleri art­týðý için fikirlerine daha çok sahip çýkarlar ve eleþtirilere kapa­nýrlar. Genelde, geçerli olan bu insani özelliðimiz, yaratýlýþýmý­zýn bir sýrrýný bize gösteriyor.

 

Yani, belli bir sabit fikre kapýlýp, kendimizi sorgulayamaz hale düþmeden, gençlik dönemimizi gerçeði araþtýrma uðrunda harcamalýyýz. Bu durumda arayýþ içindeki olgunlaþmamýþ düþüncelerimizi, fikirlerimizi çevre­mizdeki insanlara karþý diretircesine savunmamalýyýz. Ve baþka insanlardan yalan yanlýþ edindiðimiz fikirlerle, o anki doðrula­rýmýzla, varsayýmlarýmýzla hareket etmemeliyiz.

 

 Meselâ bazý gençlerin, kendilerini fikirleriyle kabul ettirmenin, ispatlamanýn yollarýný ararken, yanlýþ yollar çizdiklerini gö­rüyoruz. Kendi kendine yetebileceðini, kendi özgür dünyasýnda yaþayabileceðini düþünen bir genç, kendine ve ailesine bunu is­patlamak için ayrý bir eve taþýnýyor. Artýk üzerinde baský olma­dýðý için mutlu gibi görünse de, bu sefer yalnýzlýk ve yalnýzlýðýný gidermek için de daha yanlýþ iþler baþa geçebiliyor. Pek çok gen­cimiz arayýþ içindedir. Büyük bir boþluk içinde ve boþluklarýný vanlýþ þeylerle doldurmaya uðraþýyorlar.

 

 Arýyorlar, ulaþacaklarý mutluluk bir yerlerde ama mutluluðun ne olduðunu ve nerede olduðunu bilmiyorlar. Aileleri onlarýn boþluklarýný dolduracak durumda deðil, çünkü kendi boþluklarýnýn farkýnda deðiller.

 

Ailesinde sevgi ve hoþgörü bulamayan çocuk, dýþarýda sevgi aramaya baþlar, ama bir gencin dýþardan kazandýklarý, sokaktan edinip eve getirdikleri de pek iç açýcý olmuyor maalesef. Ya vanlýþ fikirler, ya kendisini çok iyi anladýðýný zannettiði kötü ar­kadaþlar. Kapýyý açtýðýnýzda eve giren o çocuk da sizin o bebek­liðinden beri bildiðiniz, tanýdýðýnýz biraz büyümüþ çocuðunuz deðil de bazý baþka biri olup çýkýyor.

 

 Bu yüzden çocuklarýmýzla sürekli iletiþim halinde olmak, on­larýn fikirlerini saçma fikirler bile olsa dinleyip, çocuðumuzu deðiþen kiþiliðiyle karakteriyle, ahlakýyla tanýmak da bize düþü­yor.

 

Çocuðumuzla oturup sohbet etmezsek, onun arkadaþlarý, dü­þünceleri, duygularý hakkýnda konuþmazsak, habire büyüyen ve büyüdükçe deðiþen çocuðumuzu nasýl tanýyacaðýz? Hepimiz onlara deðer veriyor ve iyi bir insan olmalarýný istiyoruz, ama onlara kendi fikirlerimiz, kendi doðrularýmýzdan çok, imânî hakikatleri, asýl doðrularý vermemiz gerekiyor. Eðer böyle ya­parsak biraz bocalasalar, bazý hatalar yapsalar bile yine de elle­rindeki doðrularýyla çözüm yollarýný kendileri bulabilecekler­dir.

 

Evet, çocuklarýmýza   aradýklarý þeyin ne olduðunu anlatmamýz gerekiyor. Kendi manevî boþluklarýnýn farkýna varmayan bir aile, çocuðunun boþluklarýnýn nasýl farkýna varabilir ve onla­rý bu noktada nasýl doyurabilir? Bunu düþünmek lâzým. Kendi kafamýzdan ürettiðimiz doðrularý deðil, imâný hakikatleri ver­memiz gerekiyor. Çünkü siz kendinizce düþünebilen ve kendi­nizce doðrular çizebilen bir insansanýz, çocuðunuzda en az si­zin kadar düþünebilen ve kendince doðrularý olan bir insandýr.

 

 Kendi hayatýmdan bir örnek vererek bunu açmaya çalýþaca­ðým: Açýk olduðum vakitlerde, ki o zamanlar asiliðimin doruklarýndaydým ve nasihatleri çürütmeyi çok güzel becerir, kendi yalan yanlýþ fikirlerim doðrultusunda yaþama mücadelesi verir­dim. Bir gün yine kýsacýk eteðimi giyindim, kapýdan çýkmaya hazýrlanýrken anneciðim bana, "Kýzým o kadar açýk giyinme ko­nu komþu ne der?" demiþti. (Konu-komþu ne der, baban kýzar, abin görür...)

 

 Þimdi biliyorum ki, amacý bana bir þekilde yardým etmek ve beni kötülüklerden korumaktý. Ama o zamanlar laf ebeliðimle yað gibi su yüzüne çýkmayý çok iyi becerirdim. Bir insan serkeþ­liðini yaþamak istiyorsa, maalesef nasihat iþlemiyor. O gün an­neme konu komþuyu umursamadýðýmý, onlarýn fikirleriyle de­ðil, kendi fikirlerimle yaþayacaðýmý, çünkü benim de kendimce doðrularým ve bir kiþiliðim olduðunu söyledim. Annem komþu­larla beni vazgeçirmek istiyordu ama, konu komþuyu umursa­madýðýmý bildirince sunduðu fikri çürütmüþ oldum.

 

Zaten o ký­sa etekle konu komþunun bulunduðu mahalleden çýktýðým an­da komþu diye bir sorunum kalmýyor. Haliyle benim mantýðým daha doðru oluyordu ve ben de asiliðimi böylece yaþama yolu açmýþ oluyordum kendime.

 

Evde benim için çýrpýnan biri beni ilgilendirmiyordu. Ne acý... Ama "Allah'tan Kork!" uyarýlarý gönlüme iþlemiþ olsaydý dað baþýna da çýksam fare deliðine de girsem hakikat her yerde ha­kikatti ve uymak zorundaydým. Çünkü Onun mülkündeyiz, nerede ne yaptýðýmýz Ona gizli deðil.

 

Demek ki çocuðunuz öne sürdüðünüz doðrularý kendi doð­rularýyla anýnda çürütebilir ve vazgeçiremezsiniz. Ama hakikat­leri çürütmeye kimsenin gücü yetemez. Þu satýrlarý þuraya yaz­mazsam vicdaným rahatlamayacaktýr. Kýzý serkeþliðini yaþar­ken, anne de kýzýna bir þey olacak diye yaralý bir serçe, gibi tit­rer, çýrpýnýrdý. Hakikati bilirdi de anlatamaz, dinletemezdi. Beni uçurumlarýn kenarýndan alýp, aydýnlýða çýkaran Rabbime hamd ediyorum. Evde sevgi bulamadýðýmý öne sürerek dýþarýda sev­gi arayýþýna çýkardým, asýl sevginin kaynaðý olan evimdekiler bana dua ordularý gönderirdi ki, bana bir þey olmasýn diye. Min­nettarým... Ve artýk mutluyum...

 

 Hepimizin insan olarak görevi hakikatleri hayatýmýzda yaþa­yýp onlara da vermek. ..

Genç, Ben kimim, ne yapýyorum, nere­den gelip, nereye gidiyorum?" sorularýný sormaya baþladýðý za­man, sizler de bu sorularýn cevabýný bilen ve yaþayýþýnýzla gös­terebilen insanlar olmalýsýnýz.

 

Þu da önemli bir nokta: Hakikati öðreteceðim diye baskýcý bir politika uygulamak, korkutmak, onlarýn daha çok uzaklaþmalarýna yol açar. Bir bakarsýnýz, çocu­ðunuz kapýyý çekip gitmiþ... Evde baskýlar, denetimler gören genç, o evden kurtulmanýn yollarýný arar. Ve bazen de kurtula­yým derken evdekinden daha beter durumlara düþer ve hayatý zindan olur.

 

Çocuklarýnýzýn sizi sürekli gözlemlediðini, sizin hakkýnýzda her geçen gün yeni fikirler edindiðini ve o fikirler doðrultusun­da hareket ettiðini unutmayýn. Sizin çocuðunuz olmasýndan öte, sizin kýzýnýz, sizin oðlunuz olmasýndan öte, evinizde fikirle­ri, duygulan, ruhu, nefsi ve gönlüyle doyurulmayý bekleyen bir insan, küçük bir kâinat, en önemlisi Rabbini arayan bir kul ol­duðunu unutmayýn.

 

 Ýnsan dünyadaki bulunuþ maksadýný, nere­den gelip, nereye gittiðini, kendisinin nasýl bir varlýk olduðunu, kendi içindeki latifelerini, ruh, nefis, gönül gibi olgularýný ancak imanla anlayabilir. Ýnsanda iman olmadýðý takdirde imanýn yerini doldurabilecek hiçbir düþünce yoktur. Ýman olmayýnca ye­rine getirilmeye çalýþýlan fikirler baþýboþluk, bunalýmlar ve anarþiden baþka bir þey olamaz. Nitekim çaðýmýz insanýnýn, içi­ne düþtüðü bunalýmlar, isyankârlýklar, sonu gelmeyen arayýþlar ve yanlýþ fiillere yöneliþler, inancýn hayata tam manâsýyla geçirilmeyiþinin bir neticesidir.

 

 Çoðumuz aradýðýmýz þeyin ne olduðunu artýk bulduk ve ya­þamanýn mutluluðu içindeyiz. O aradýðýmýz huzuru içimizdeki imânýn gün yüzüne çýkmasýnda ve inancýmýzýn gereði olan iba­detlerimizde bulduk. Yaþadýðýmýz onca boþluklarýn, kýrýlan gö­nüllerimizin, yanlýþ olgulara ve yanlýþ insanlara deðer vermek­ten gelen piþmanlýðýmýzýn yaralarýný, alnýmýzdan Öpen seccade­miz sardý. Biz gençler madem ki artýk aradýðýmýz huzuru bul­duk ve doyasýya yaþýyoruz.

 

O halde þu an hâlâ arayýþ içinde olan bunalýmlý gençlerimize, onlarýn çýrpýnan yüreklerine Al­lah'a iman hakikatini bildirmek de bizim boynumuzun borcu olsun. Dileðimiz bütün gençlerimize deðer verilmesi, imanla ibadetle bezenmiþ bir ömür sürmeleri ve artýk huzurlu olmalarý­dýr. Rabbimizi unutmadýðýmýz ve Ondan uzaklaþmadýðýmýz sü­rece, Onu yanýmýzda hissettiðimiz sürece huzurluyuz.

 

Uzak yerlerde küçük çocuklar üþür

 

Boncuk boncuk gözlerinde yaþ.

 

Çarýklar yýrtýk, çarýklar param parça

 

Ayaklarda telâþ...

 

Uzak yerlerde küçük çocuklar dilenir

 

Mendilinin kenarýnda taþ,

 

Kar yaðmýþ minicik avuçlarýna

 

Donmakta yavaþ yavaþ...

 

Uzak yerlerde küçük çocuklar ölür,

 

Derdi kalbime sýrdaþ...

 


radyobeyan