Elemsiz zevk ve lezzet nerededir? By: ehlidunya Date: 05 Temmuz 2010, 20:06:23
Elemsiz zevk ve lezzet nerededir?
Bal, ama zehirli
Saadet denen þey, insanlarýn yükledikleri maddî anlamlarýn çok ötelerinde bir þeydir. Dünyevî yorumlar içerisindeki bütün lezzetler ve zevkler, nitelik veya niceliði ne kadar olursa olsun, yine de insaný tatmin etmiyor, edemiyor.
Çünkü bu nevi lezzetler muvakkat, geçici, fani.
Günahlardaki lezzet bunun bir örneðidir. Bir üzüm çekirdeði yediriyor, yüz tokat vuruyor. Az sonra çok ciddî rahatsýzlýk verecek bir lezzetin, lezzet olma özelliði ne kadar olacaktýr. Vicdan böylesi bir lezzeti kabul etmiyor.
Ýnsanýn hayat programýnda ‘vicdan’ vardýr. Fýtrat-ý ziþuur olan vicdan, insaný doðruya götüren esbaptan bir tanesidir. Ýlginç olan da insandaki bozulan en son nokta vicdandýr. O da bozulmuþsa artýk daha geriye bir þey kalmýyor.
Ýnsanýn hayat programýnda bulunan vicdan sönmemiþse, o baþlý baþýna insaný hakikate, doðruya taþýyabilir. Þartlarý ne olursa olsun, insandaki vicdan makamý, baþlý baþýna bir kontrol mekanizmasýdýr.
Akbabanýn yemek için ölmesini beklediði çocuðun fotoðrafýný çeken fotoðraf san'atçýsý, çektiði o kare ile dünyanýn ibretle tanýdýðý bir sima haline geldi. Ama vicdan, ‘Neden bir þeyler yapmadýn?’ tazibiyle, onun yaþamasýna müsaade etmedi. Ve ülkesine döndüðünde hayat sayfasýný kendi eliyle kapattý.
Dünyevî zevk ve lezzet kavramlarý anlamlarýný bir kenara býraktý.
Ne yapýp edip, insandaki vicdana çalýþmak ve onu tamire çaba harcamak gerekiyor. Bir insandaki vicdanýn bozulmasý, sadece o insanla alâkalý kalmýyor.
Ýnsandaki vicdan bozulunca, insanlýk bozuluyor. Vicdaný bombalananlar, vicdanlarý bombalýyorlar.
Dünya lezzetinin zehirli bala benzetilmesi manidardýr.
Tabir ibretlik; zehirli bal. Bir tarafý tatlý, bir tarafý ise zehir. Dünyevî lezzetler de böyledir.
Dalâlet ve sefahatte lezzet yoktur
Ýnsanýn hayat programýný din tanzim etmiþtir. Onun için lezzet ve zevk kaynaklarý dinin sýnýrlarý içerisindedir. Buna ‘meþrû daire’ denilmektedir.
Meþrû daire, insanýn keyfine kâfi gelecek zenginliktedir.
“Ehl-i dalâlet ve sefahat, yüz bin lezzeti ve zevki alsa da, yine o manevî bir Cehennem, kalbinde yaþar ve yakar. Fakat, pek kalýn gaflet sersemliði, muvakkaten hissettirmez.” (Ýman ve Küfür Muvazeneleri, s. 68)
Ýnsan için, hakikî ve elemsiz lezzet ancak imandadýr ve iman iledir. Bunun dýþýndakiler, gayr-i meþrûdur; bir yemiþ yedirir, on tokat vurur. Ama acý ki, insan hazýr azýcýk lezzeti, gelecekteki çok lezzetlere tercih etmektedir. Bu da his, heves ve þeytanýn; akýl, kalp ve vicdaný susturup, ona galebe etmesinin sonucudur. Bunun da adý ‘kör hissiyat’týr.
Kör olmasýnýn sebebi ise, gelecekteki çok büyük lezzetleri görmemesidir.
Kendilerine, ‘Þimdi bir tek çikolata mý, yoksa haftaya bir kutu çikolata mý istersiniz?’ denilen çocuklardan büyük çoðunluðu, hazýr, bir tek çikolatayý hemen alarak, insanýn bu zayýf yönüne dikkat çekmiþ olmaktadýrlar. Oysa haftaya bir kutu çikolatalarý olacaktý.
Ýþte insanýn dünyanýn hazýr lezzetlerine ilgili ve meyli de bunun gibidir. Ebedî bir cennet vaadini bildiði halde, dünyanýn kýrýlacak þiþe parçalarý hükmündeki nimetleri, ahiretin elmas deðerindeki nimetlerine tercih etmektedir.
Kaybýný, kazancýný bilememek, yani körlük bu olsa gerektir.
Oysa býrakýn ahireti, iman ehli, daha henüz dünyada iken bile, meþrû dairenin saadet ve lezzeti ile yaþamaktadýr. Küfür ehli ise, daha henüz dünyada iken, gidiyor olduðu cehennemin manevî tazibini dünyada da yaþamaktadýr.
Dünyanýn lezzetini, zevkini, saadetini, rahatýný isterseniz, meþrû dairedeki keyfe iktifa ediniz; o keyfinize kâfidir.
(Ýman ve Küfür Muvazeneleri, s. 69)
radyobeyan