Güncel Meseleler 2
Pages: 1
Zekat By: neslinur Date: 05 Temmuz 2010, 16:07:03
ZEKÂT


1. Soru:

--Zekât alan sýnýflardan bir tanesi de, (ve fî sebîlillâh) Allah yolunda olanlardýr. Allah yolunda olanlardan kasdedilenler kimlerdir. Günümüzde bu sýnýfa kimler girer?


--Zekâtý alacak olanlardan bir grup da, (ve fî sebîlillâh) Allah yolunda olanlardýr. "Esir olanlarýn kurtulmasý için verilir, yolda kalmýþa verilir, kalbleri Ýslâm'a ýsýndýrýlmak için verilir..." filân diye sekiz sýnýf zikrediliyor.

Fî sebîlillâh'tan ne kasdedildiði tefsirlerde yazýlmýþtýr. Allah yolunda cihad eden gazilere malzeme için, silah için; at, deve, kýlýç, ok, kalkan vs. için verilir. kasdedilen asýl mânâ budur. Meselâ, insanýn hacca gitmesi de fî sebîlillâh bir seyahattir ama, hacýya zekât verilmez. Hacý zâten zengindir. Ama, Allah yolunda cihad eden zengin de olsa, ona bu zekâttan verilebilir.

Bu fî sebîlillâh kavramýný bazý kimseler ve zekât konusunda kitap yazmýþ Mýsýrlý Yusuf el-Kardavî diye birisi, çok sulandýrmýþ ve geniþletmiþlerdir. Her þey Allah rýzâsý için, ver parayý, kullan orda... Öyle þey yok!..


Bizim fýkýh kitaplarýmýzda yazýlmýþtýr ki, bir kere zekât fukaranýn hakkýdýr. Fukara olmasa da iþte mücâhidin hakkýdýr; çünkü, onun da fiilen paraya ihtiyacý vardýr. Fukaraya verilmezse, hükmî þahsiyetlere verilemez!.. Türk Hava Kurumu'na verilemez, Kýzýlay'a verilemez, Yeþilay'a verilemez!.. Senin veya benim dostum olan filânca müesseye verilemez!..

--Neden verilemez?..

--Müessesedir, hükmî þahsiyettir.

--E oraya yardým yapmayacak mýyýz?

--Yaparsýn ama, hayýr yaparsýn; zekât veremezsin!.. Hayýr yapmak istiyorsan yap, kimsenin elini tutmuyoruz.

"Zekât verilebilir mi, verilemez mi?" diye sorarsan, zekât verilemez!.. Fitre ve zekât fakirin hakkýdýr, Türk Hava Kurumu alamaz!..

--E nasýl yapmýþlar bu iþi?..

--Ne bileyim, Diyanet'ten fetvâ mý aldýlar, almadan mý yaptýlar. Herkes bir þey yapýyor.


Hanefî fýkhýnda diyor ki: "Camiye yardým için zekât verilemez, kullanýlamaz!"

--E cami?..

--Cami ama, hükmî þahsiyet!.. Hakîkî fakir þahsiyet deðil...

Adam ölmüþ, cenâzesi için zekât parasý kullanýlamaz!..

--Neden?..

--Adam öldü, caný çýktý, paraya ihtiyacý kalmmadý.

--Ne olacak, cenâze açýkta mý kalacak?..

--Açýkta kalmasýn! Ver paralarý, kefen alalým, kaldýralým ama, zekât parasýyla deðil... Zekât fakirin hakký...

Kitaplarýmýz böyle yazýyor. Partiye de verilemez zekât!..

--Ben Allah yolunda cihad yapýyorum!..

--Kimin Allah yolunda cihad yaptýðýný Allah bilir. Sen, "Ben Allah yolunda cihad yapýyorum!" dersin, zekâtý alýrsýn. Öteki, "Ben de yapýyorum Allah yolunda cihad... Ben gâvur muyum? der, o da oraya harcar. Öbürü baþka yere harcar, yozlaþýr iþ... Öyle þey olmaz!..

Allah yolunda cihad, savaþ baþladýðý zaman... Bosna-Hersek'teki mücahide verebilirsin. Paralar toplandý, Bosna-Hersek'teki mücahidlere, götürüldü verildi; tamam, olur. Neden?.. Çünkü fiilen Sýrpla çarpýþýyor; o zaman, olur. Ama;

--Efendim ben cihad yapýyorum...

--E ben de cihad yapýyorum, Asfa'da eðitim cihadý yapýyorum; ver paralarý!..

Olmaz! Kendi müesseseme de alamam ben... Neden?.. Müesseye verilmez de onun için... Hanefî fýkhýnýn görüþü böyledir. Ama, Yusuf el-Kardavî müctehid deðildir. Yusuf el-Kardavî sýradan bir adamdýr.

Bazýlarý;

"--Hangi dangalak onu söylemiþ?" diyor, partiye verilmez deyince...

Alimlere dangalak diyen çok kötü bir durumdadýr. Öyle þey olmaz! Bu bir fýkýh meselesidir, dangalaklýkla ve sâireyle bir ilgisi yoktur. Hiç olmazsa, ictihad farkýdýr. Ýctihadý farklý olan bir insana da dangalak demek, edebe uygun deðildir. Ahirette insanýn yakasýna yapýþýr, sorarlar. Böyle þey olmaz!..

Ulemamýza baskýsýz, tazyiksiz, edeple bu mesele sorulduðu zaman, hiç bir kimse oraya zekât verilir dememiþtir. Ne Mehmed Emin Er Hoca demiþtir, ne baþkasý demiþtir, ne Ömer Nasuhi Bilmen Hoca demiþtir. Eðri otursa bile insanýn, her þeyi dobra dobra, doðru konuþmasý lâzým!.. Bu iþler oyuncak deðildir. Din oyuncak deðildir. Þahýslar gider, din ayakta kalýr.

--Ama ordan para geliyor!..

Geliyor ama, câiz deðil... Hýrsýzlýktan da para geliyor, alabiliyor musun?.. Gasbdan da para geliyor, alabiliyor musun?.. Meþrû yoldan gelirse, alabilirsin. Para geldi diye ille alýnmaz ki!..


2. Soru:

--Partiye zekât verilebilir mi?


--Hayýr, partiye zekât olmaz!.. Camiye de zekât olmaz, ölüye de zekât olmaz!.. Ýlmihal kitaplarýný açýn, bakýn; zekâtta temlik þartý vardýr, fakirin eline verilmesi lâzým!..


3. Soru:

--Bazý müesseseler zekâtý alýp, öðrencilere þartlý olarak verip, ondan zekâtý geri o müesseseye vermesini istiyorlar. Bu durum uygun mudur?


--Buna hîle-i þer'iyye derler. Hîle, tedbir demektir. Çocuða veriyor, çocuk da müessesesine baðýþlýyor. Ýsterse baðýþlamaz. Para çocuðun eline geçtiði anda, "Teþekkür ederim!" deyip cebine koyabilir. Çünkü, onun malý olmuþtur. "Bak ben sana bunu veriyorum, geri alacaðým!" Böyle bir þart batýldýr. Böyle bir þey uygun olmaz.

Ýþ karýþýk olmasýn diye, biz ne yapýyoruz?.. Biz diyoruz ki:

--Bizim vakfýmýzda öðrenci yurtlarý ücretlidir; her talebe þu kadar ücret verecek!

--Talebenin parasý yok...

--Parasý yoksa, zekât alsýn; aldýðý zekâttan ödesin ücretini!.. Yemek yiyor, oturuyor, kalkýyor, çamaþýrý yýkanýyor vs.

Böyle bir tabii þekil daha iyi olur.


4. Soru:

--Kadýnlarýn zinet eþyalarýna zekât düþer mi?..


--Altýnýna, gümüþüne düþebilir. Ýnciye, pýrlantaya, taþa düþmez. Altýn ve gümüþü nisâba ulaþtýðý zaman, o kadýnýn da ayrýca zekât vermesi, kurban kesmesi gerekir. Ýlmihalin o bahsinde geniþ bilgi bulabilirsiniz.



radyobeyan