Güncel Meseleler 2
Pages: 1
Politika By: neslinur Date: 05 Temmuz 2010, 15:08:07
POLÝTÝKA


1. Soru:

--"Hürriyet olursa, müslümanlar artar." dediniz, Türkiye'de hürriyet var mý?


--"Türkiye'de hürriyet yok!" desek, yalan... "Var!" desek, bu tatmin olmayacak, haklý taraflarý var... Yâni, hürriyetin olduðu taraflar var, olmadýðý taraflar var; aþikâr bir þey... Bunun dâimâ münakaþasýný yapýyoruz. Yazýyoruz, çiziyoruz, "Þurda haksýzlýk var, þunu düzeltin!" diyoruz. Bazý eksik taraflarý var... Tam hürriyet olsa daha çok geliþiriz. Sýkýldýðý için biraz zorlanýyoruz.

Kur'an kursu açtýk diye kýzýyorlar, camide toplandýk diye kýzýyorlar... Sakal býraktýk diye kýzýyorlar, baþý örttük diye kýzýyorlar... Bunlar birer baský... Bunlar olmadýðý zaman daha rahat edeceðiz, o muhakkak...

Arkadaþýmýz kýsmen haklý... Kýsmen de elhamdü lillâh dememiz lâzým yine... Beterin beteri var... Meselâ Bulgaristan'da, silâhý alýyor, köye geliyor, "Adýný deðiþtireceksin!" diyor. deðiþtirmeyeni öldürüyor, hapse götürüyor... Rusya'da hâkezâ... Baþka yerlerde çeþitli zorluklar oluyor.


2. Soru:

--Devlet nedir? Bizim bugünkü devlete bakýþýmýz nasýl olmalýdýr?


--Devlet yönetimdir. Ýnsan toplumunun yönetimdeki mekanizmasýdýr. Bizim devlete bakýþýmýz Osmanlý zamanýnda tereddütsüz idi. Çünkü, amaçlar tamamen Kur'an-ý Kerim'le, Ýslâm'ýn imaný ile ayný istikamette idi. Tabii, þimdi lâik devlet olunca bakýþ biraz deðiþiyor. Ama, aslýnda lâik devlet demek, bazýsýna göre devletin dînî kurallara göre idare edilmemesi demek; bazýsýna göre de, devletin içindeki fertlerin inançlarýna müdahale etmemek, sadece hizmet etmek, inançlarý kendi þahýslarýna býrakmak demek...

Onun için, lâiklik anlayýþý üzerinde karþý tarafa savunmada bulunup, "Mâdem ki halkýmýzýn çoðu müslümandýr. Devlet de hizmet müessesesidir. O halde hizmetini yapsýn! Lâikliðin gereði budur." diye hakkýmýzý aramamýz lâzým!..


3. Soru:

--Günümüzde demokrasiyi en iyi yol, kurtuluþ yolu gibi göstermeye çalýþan ve halkýn kafasýný karýþtýran kimseler var; bu konuda siz ne dersiniz?


--Demokrasi demek, halkýn idaresi demek... Halkýn idaresi demek, halkýn fikri demek, halkýn reyi demek ama, halk ne düþünüyor?.. Hayýr düþünürse, iyi; þer düþünürse, kötü... Bir o bakýmdan Ýslâmî deðil bu... "Kendi bildiðine varan ya davulcuya varýr, ya zurnacýya!" derdi bizim dedelerimiz... Halk kendisi bir þey düþünüyor; doðru mu düþünüyor, yanlýþ mý düþünüyor?.. Allah'ýn emrini bulacak, kendi kafasýndan bir þey mi koyacak ortaya?.. O bakýmdan doðru deðildir.

Sonra Ýslâm'da bazý insanlarýn sözü düþer. Bazý insanlarýn þahitlik yapmaða bile hakký olmaz. Bir iki defa kusurlu davranýþ yaptýðý zaman, þahitliðini bile kabul etmez kadýlar... Güvenilir bir insan deðildir diye... Böyle güvenilir olmayan insanlarýn reyine devleti verirsen, o zaman devlet nâehil insanlarýn eline geçer. Ýyi insanlarýn elinde olmasý gerekirken...

Ýslâm'da ehl-i hall ü akd denilen, eþraftan, takvâ ehli alimlerden, fâzýllardan müteþekkil bir grubun söz hakimiyeti esastýr.


4. Soru:

--Bizi yönetenler bize zulmetmektedirler. Örnek olarak; fikri için zulmedenler, baþörtüsü taktýðý için zulmedenler vs... Bunlara destek olan müslümanlarýn defterlerine günah yazýlýr mý?.. Ayrýca bunlara az da olsa sevgi besleyenler, ahirette bunlarla beraber olurlar mý?..


--Zalime destek olan, zalimin yaptýðý zulmün bütün veballerine ortak olur. Mutlaka olur. Ortak olunca o zalimin vebali azalmaz, aynýsý buna da gelir. Kim sebep olmuþsa, destek olmuþsa... Ben bunu dergilerde yazdým, çok öncelerden yazdým, ikaz ettim.

Onun için zalimi destekleyemezsiniz. Bak, "Tebessüm bile etmeyin!" diyor. Desteklemek deðil, tebessüm bile caiz deðil... Onlara muhabbet duyanlar onlarla olur mu?.. Olur, o tehlike de var...

Zalimi sevmeyin; mazlumu sevin!.. Müslümaný sevin, dürüst insaný sevin, doðru insaný sevin!.. Adaletli insaný sevin, hakký tutan insaný sevin!.. Sevecek bir þey mi bulamadýnýz?..


5. Soru:

--"Ýslâm'ý yaymak için, vasýtanýn da Ýslâmî olmasý gerekir." deniliyor. Bu durumda particilik caiz olur mu?


--Ýslâm'ý yaymak için, vasýtanýn Ýslâmî olmasý gerektiði doðru... Haramla olmaz bu iþ!.. Yalnýz Ýslâm'da particilik, müslümanlarýn hizip hizip olup birbiriyle çekiþmesi, tefrika olmasý bakýmýndan yasaktýr. Fakat þimdi Türkiye'de bazý kanunlar çýkartýlmýþ, bu kanunlara göre yürüyor iþler... Bu kanunlarý dinlemeden bir þey yapamazsýn. Polis gelir, savcý gelir, hakim gelir, mevcut mekanizma iþler.

Þimdi bu mevcut þartlar içinde, yapýlmasý gereken hayýrlý tedbirler neyse onlarý yapýp yürümek lâzým!.. Bu mânâsýyla mevcut þartlara göre, uygun olan bir çalýþma tarzý tutturmak bir mahzur deðildir. Bu mânâda insanýn çalýþmasý, meydanlarda hakký söylemesi, insanlarý doðru yola çekmeðe vesile olmasý bakýmýndan parti çalýþmasý yapýlmasý caizdir. Çünkü, teblið vesilesi oluyor, hakký söylemeðe çalýþýyorsun.

Müslümanlarýn parça parça olup birbirleriyle çekiþmesi doðru deðil ama, mevcut bir kanûnî nizam içinde, konuþma ve teblið etme vasýtasý olarak bu yol açýk olduðuna göre, bu yolda çalýþmakta bir mahzur yok... Buna haram diyemeyiz, çünkü hakký söylüyorsun. Yalnýz, söylenilen þeyler Ýslâm'a, hakka, Allah'ýn rýzâsýna, hadis-i þerife uygun olacak!..


6. Soru:

--Siyâsî partilere oy verilmesi ve meclise gidilmesi Ýslâm'a ters düþmez mi, þirk deðil mi?..


--Hayýr, þirk deðildir. Þirk, Allah'a ortak koþmak demektir.

Siyâsî partilere oy verilmesi, bir iyi insaný seçip yönetime getirmede araç olabilir. Adetâ bir çeþit istiþaredir seçim... "Kimi istiyorsanýz seçin!" diye istiþarede fikrini söylemektir. Sen de fikrini söylersen, bu Ýslâm'a uygun olur. Söylemezsen, Ýslâm'a ters olur.

--Ama hepsi birbirinden berbat!..

--O zaman doðrusunu sen koy! Sen çýk da bizi de kurtar, biz seni destekleyelim. Dürüst insan çýksýn ortaya...

Birisini seçeceksin. Seçmemek de çare deðildir, oy vermemek de çare deðildir. Oy vermek mecburiyettir, dînî mecburiyettir benim âcizâne kanaatime göre... Çünkü, sen oy vermediðin zaman, öbür taraf baskýn gelip hiç istemediðin bir insan çýkabiliyor. Katýlmýyorsun, o zaman bakýyorsun: "Aaa, þu kadar oy farkýyla çýkmýþ bir edepsiz, hýrsýz kimse... Sen oy vermediðin için oraya çýktýðýndan, onun vebali sana da gelir. Vermediðin için de gelir. Bu iþ böyle...


7. Soru:

--Parti kurup politikaya atýlacaðýnýz konusunda çeþitli spekülasyonlar var; bu konuyu açýklýða kavuþturur musunuz?


--Þimdi, müslüman olarak her kiþinin toplumuyla ilgilenmesi, içinde yaþadýðý toplumu düzeltmeye çalýþmasý gerekir. Bu düzeltme, her yönlü çalýþma ile olur. Ben þahsen önemli çalýþma olarak, kültürel çalýþmayý görüyorum. Dergiler çýkartýyorum, kitaplar neþrediyorum. Konferanslar veriliyor, daha baþka çalýþmalar yapýyoruz. Radyo televizyon kurmaða çalýþýyoruz, yayýnlar yapmaða gayret ediyoruz. Kurslar kurmuþuz, okullar kolejler açmýþýz. Böyle çalýþmalar yapýyoruz.

Tabii, bunlarý yapmak baþka çalýþmalarý yapmamak mânâsýna gelmez. Toplumun bünyesini kuvvetlenmesi ve her yönden iyi duruma gelmesi için elimizden gelen her þeyi yapmamýz lâzýmdýr. Kanunlara göre de seçme ve seçilme bir hak, ayný zamanda bir ödevdir.ÊSeçim sandýðýna gitmeyene cezâ da yazýyorlar.

O halde, politika sahasýnda müslümanlarýn çalýþmasý normaldir. Nitekim, Ýslâm'dan bahseden, Ýslâm'a hizmet etmek istediðini söyleyen politikacýlar vardýr. Konuþmasýný bu tarzda yapan insanlar vardýr. Demek ki, parti kurulabilir, politaka yapýlabilir. Eski diyânet iþleri baþkaný Gümüþhâneli Lütfi Doðan benim talebemdir. Ýlâhiyattan mezundur. Ýþte politikanýn içindedir, ayný zamanda mutasavvýftýr. Reisicumhurluða bile adaylýðýný koydu, görüyorsunuz.

Politikayý toplum çalýþmalarýnýn yegâne hizmet þekli olarak görmüyorum; küçük bir bölümü olarak görüyorum. Kültürü ve eðitim çalýþmalarýný daha önemli görüyorum.


8. Soru:

--Peygamber Efendimiz Hazretleri:

(Len yüfliha kavmün vellev emrahüm imraeten) "Ýþlerini bir kadýna havale eden, baþlarýna bir kadýn geçiren bir kavim iflâh olmayacaktýr." buyurmuþ. Bir kadýn baþbakan oldu, þimdi biz ne yapalým?


--Bir teselli noktasý vardýr ki, baþýnda cumhurbaþkaný vardýr. Yine erkekte olmuþ oluyor yetki...

Kadýnýn baþa geçmesinden önce, mü'minin, ihlâslýnýn, imanlýnýn, kabiliyetlinin, hakîkaten o iþi haketmiþ insanýn geçmesi lâzým!..

Baþka bir hadis-i þerifte buyruluyor ki:

(Ýzâ vüssedel emru ilâ gayri ehlihâ fentezýris sâah) "Ýþler ehil olmayanlara verildiði zaman, kýyametin kopmasýný bekleyin!"

Koptu kopacak iþte... Ýþler ehline verilmiyor çünkü... Her iþin ehline verilmesi lâzým!.. Aranacak, taranacak; en ehil insan kimse, o iþin baþýna geçirilecek. "Nâehiller geçtiði zaman, kýyametin kopmasýný bekleyin!" deniliyor, asýl mesele odur.


9. Soru:

--"Yöneticisi kadýn olan bir topluluk iflâh olmaz!" hadis-i þerifi sadece o zamanki Ýran'a mý aittir? Bu hadis-i þerifi nasýl anlamamýz lâzým?


--Hadis-i þerif öyle bir zamana mahsus olarak yorumlanmaz. Ayet-i kerimeler de öyledir; sebeb-i nüzûl özel bile olsa, hüküm umûmîdir. Sebeb-i vürûd-u hadiste de ayný þey vardýr. Hükmü husûsî diye düþünmeye gerek yoktur.

Kadýnýn duygusal yönü kuvvetlidir. O bakýmdan erkekten biraz farklýdýr. Anne olarak yaratýlýþýnda farklýlýklar vardýr. Zaaflarý vardýr. O bakýmdan yöneticilik yapmalarý pek uygun olmuyor. Yöneticinin kâmil olmasý gerektiðinden, saðlam ve tam dirayetli olmasý gerektiðinden dinimiz onu uygun görmemiþ.


10. Soru:

--Bosna'da camiler dozerlerle yýkýlmaða baþladý. Müslümanlara saldýrý, kadýnlara tecâvüz, çocuklara iþkence... Müslümanlarý yok etmek isteyen bir hristiyan alemi... Ne yapacaðýný bilmeyen bir millet ve devlet... Bu suskunluk doðru mu?..


--Suskunluk doðru deðildir. Mutlaka ve mutlaka her edepsizliðin bir cevabýnýn, karþýlýðýnýn verilmesi lâzým!.. Protestosunun yapýlmasý lâzým, unutulmamasý lâzým!.. Þimdi bir þey yapýlamýyorsa, zamanýný kollamak lâzým!..

Hiç bir þey yapýlamýyorsa bile protestolar, toplantýlar yapýlmalý; yazýlar yazýlmalý... Neler yapabileceðini herkes kendisi düþünüp, bir þeyler yapmaða çalýþmalý!..



radyobeyan