Geyik Boynuzu By: ezelinur Date: 03 Temmuz 2010, 14:37:21
Geyik Boynuzu
Rivâyet edilir ki:
Hasan Sezâî Efendi zamânýnda, Edirne'de, kötü yola düþmüþ bir kadýn vardý. Bir zaman bu kadýn hâlisâne olarak tövbe edip, eski hâlinden vazgeçti. Sâlih ameller iþlemeye baþladý. Fakat, uygunsuz kimseler tarafýndan tedirgin ediliyor, rahat býrakýlmýyordu. Bu kadýn Hasan Sezâî'ye gelerek yardým istedi. O da, kadýna dergâhta kadýnlara mahsus kýsýmda kalabileceðini bildirince, bir oda tahsis edilip, kadýn orada kalmaya, ibâdet ve tâatla meþgûl olmaya baþladý.
Bu arada boþ durmayan fitneciler, Hasan Sezâî hakkýnda çirkin iftirâlar yaymaya baþladýlar. Daha da ileri giderek, bir gece dergâhýn kapýsýna geyik boynuzu astýlar. O ise bu hallere sabrediyor kimseye bir þey demiyordu. Geyik boynuzunu dergâhýn içine aldýrdý. Edirne vilâyeti günlerce bu dedikodularla çalkalandý. Hasan Sezâî Efendi yine sabrediyor, hiç ses çýkarmýyordu.
Bu þâyiânýn yayýlmasýndan az zaman sonra, Edirne'de müthiþ bir uyuz hastalýðý peydah oldu. Hasan Sezâî hakkýnda her kim iftirâ ve dedikodu etmiþ ise ve her kim bu dedikodularý dinleyip kabûl etmiþ ise, bu hastalýða yakalandý. Hastalýk, bu sözlere adý karýþmýþ olanlara yayýlýyor, diðer insanlara bir þey olmuyordu. Hastalýða yakalananlarýn bütün vücûtlarý yara bere içinde kaldý. Hiçbiri derdine çâre bulamadý.
Affý ve merhameti pekçok olan Hasan Sezâî hazretleri onlarýn bu hastalýk sebebiyle þiddetli acý ve sýkýntý çekmelerine dayanamadý. Mübârek kalbi tahammül edemeyip, bir gece kýlýk kýyâfetini deðiþtirerek çarþýya çýktý. Kahvelerden birine girdi. Hiç kimse onu tanýyamadý. Uyuz olanlara yaklaþarak;
"Sizin derdinizin ilâcý Hasan Sezâî'dedir." deyip oradan ayrýldý. Ertesi gün dergâhýn önü ana-baba gününe döndü. Hastalýða tutulan herkes çâre bulmak ümîdiyle dergâha koþuyordu. Hasan Sezâî Efendi, gelenlerden herbirine, onlarýn dergâhýn kapýsýna astýklarý geyik boynuzundan kazýyýp, toz hâlinde veriyordu. O tozu yarasýna süren herkes Allahü teâlânýn izni ile þifâ buldu. Bu arada herkes hatâsýný anlayýp, yaptýklarý iftirâ ve dedikodulara piþmân oldular, tövbe ettiler. Böyle bir dertten kurtulmuþ olmanýn verdiði sevinçle, bir sergi açýp üzerine para attýlar. Toplanan paralarla dergâhýn kapýsýna bir çeþme yapýldý.
radyobeyan