Kazanmak,Yada Kaybetmek... By: sumeyye Date: 02 Temmuz 2010, 15:15:07
Kazanmak,Yada Kaybetmek...
Dünya derdiyle bitap düþtüðümüz þu hengamelerde nazarýmýzý ahirete tevcih etmenin vakti gelmedi mi? Saniyeler aleyhimize hýzla iþlemekteyken durmak bilmeyen zamanýn kollarýnda ne vakit, kaç yaþýnda geleceði belli olmayan bir ölüm hadisesiyle karþý karþýyayýz Peki ölüm öldürülebilir mi? Cevabý, içinde bulunduðumuz asrýn hal ehli Bediuzzaman Said Nursi Hazretlerinden:
“… Ölüm öldürülmüyor ve kabir kapýsý kapanmýyor”
Evet en büyük meselemiz, vuku’ bulmasý muhakkak olan ölüme çareler aramaktýr Ölümü madem öldüremiyoruz öyle ise ölümü halk eden Hâlýk’ýn bizden ne istediðini ve neler vaat ettiðini bilmemiz gerekiyor Sual de cevap da Üstad Bediuzzman’dan:
“Mâdem herþey elimizden çýkacak, fâni olup kaybolacak Acaba bâkiye tebdil edip ibka etmek çaresi yok mu?” “Evet Var”
“Sual: Nedir?”
“Elcevab: Emaneti, sahib-i hakikîsine satmak”
Peki biz, bize verilen canýmýzý, malýmýzý bize bunlarý veren, bunlarýn asýl sahibi olan Allah için kullandýðýmýzda, ilahi ferman olan Kur’an lisanýyla “emaneti sahib-i hakikisine” sattýðýmýzda kârýmýz ne olacak? Sözü yine Üstadýmýza havale ediyoruz:
“Fâni mal, beka bulur…” ”Cennet gibi bir fiyat veriliyor”
Acaba bu ücret az mýdýr ki biz hala gaflet sarhoþluðunda naralar atýyoruz ve hiç ölemeyecekmiþ gibi dünyaya bütün himmetimizle çalýþýyoruzDünyayýn bu ufunetli kokularýný amber diye yüzümüze dürüyoruz Gül-i Muhammedî (sav)kokusuna ne zaman hasret duyacaðýz? Yoksa Allah’ýn vadinden þüphemiz mi var? Haþa ve kella
Ya insanoðlu bu dünyaya insan neden geldi ve neden gidiyor ve nereye sevk olunuyor? Ýman beraatýyla, iman senediyle huzur-u ilaye gittiðimizde, Allah’ýn rahmetinden vaat ettiði þeyler nelerdir acaba? Aksi durumunda baþýmýza neler gelecek biliyor muyuz? Nazarýmýzý tekrar üstadýmýza kalbediyoruz:
“Þu zamanda her mü'min için, belki herkes için küre-i arz kadar bir bâkî tarla ve o tarla baþtan baþa bahçeler ve kasýrlarla müzeyyen ebedî bir mülk almak; ve o mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvasý açýlmýþ Demek, her birtek adamýn baþýna öyle bir dâva açýlmýþ ki: Eðer Ýngiliz ve Alman kadar serveti ve kuvveti olsa ve aklý da varsa, yalnýz o dâvayý kazanmak için bütününü sarfedecek Elbette o dâvayý kazanmadan evvel baþka þeylere ehemmiyet veren dîvânedir”
Üçüncü alternatifi olmayan bir müsabakanýn içerisindeyiz: Kazanmak ya da kaybetmek! Zaman-ý ademden bu yana çok þeyler deðiþti; binekler, libaslar, asýrlar Hatta hayaller bile Tek deðiþmeyen nedir?
“Ey nefsim! Deme: “Zaman deðiþmiþ, asýr baþkalaþmýþ, herkes dünyaya dalmýþ, hayata perestiþ eder Derd-i maiþetle sarhoþtur” Çünkü: Ölüm deðiþmiyor Firak bekaya kalbolup baþkalaþmýyor Acz-i beþerî, fakr-ý insânî deðiþmiyor, ziyâdeleþiyor Beþer yolculuðu kesilmiyor, sür'at peyda ediyor”
Ecel tokadýný yemeden aklýmýzý baþýmýza devþirmenin zamaný geldi de geçiyor Gaflete düþmekle hata yaptýk ama artýk bu sarhoþluktan uyanmanýn da zamaný geldi geçiyor Kaybeden çok þey kaybedecek ama kazan öyle bir þeyler kazanýyor ki:
"Öyle bir Rahman, böyle bir alemde, öyle has ibadýna, öyle ikramlar edecek; ne göz görmüþ, ne kulak iþitmiþ, ne kalb-i beþere hutur etmiþtirAmenna"
Zafer IÞIK