Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Hastalar Risalesi By: ehlidunya Date: 01 Temmuz 2010, 04:28:48
Hastalar Risalesi
   
Avustralya'daki diyalog grubumuzun toplantýlarýna devamlý katýlan rahibe bir hanýmefendi, bir gün arkadaþlarýmýzý arayarak; "Benim çok yakýn bir arkadaþým var. Ona devamlý sizinle olan görüþmelerimi anlatýyordum, hep ilginç bir ilgiyle dinliyordu. Sizden duyduklarýmý kendisiyle paylaþmam onu çok mutlu ediyordu.

Birkaç gün önce yine böyle sohbet ederken gülümseyen gözlerle bana dedi ki: 'Sana bir sýrrýmý söyleyeceðim: Ben Tazmanya'da iken bir Mevlevî mürþid ile karþýlaþtým ve Müslüman oldum. Ama mensup olduðum sosyete bunu duyarsa beni dýþlar diye çekindiðim için bu yönümü hep gizledim ama þimdi sana açýklýyorum.' Ondan bu sözleri duyunca onu kucakladým. Ama dizlerinden çok rahatsýz ve yalnýz. Müslüman hanýmlar, moralini yükseltmek için ziyaret edebilirler mi?" diyor...

Onlar da diyalog grubundaki hanýmlara söylüyorlar. Hanýmefendiler de yanlarýna Bediüzzaman Hazretleri'nin Ýngilizceye tercüme edilmiþ "Hastalar Risalesi"ni alarak eyaletin kütüphane müdürlüðünden emekli bu Julie Haným'ýn ziyaretine gidiyorlar. Ona 'geçmiþ olsun' diyor, dualar ediyorlar. Muazzam bir moral destek verip ayrýlýyorlar.

Öbür gün diyalogcu Patricia Hanýmefendi bizimkileri arayýp teþekkür ettikten sonra, "Arkadaþým Julie'nin maneviyatý çok güçlendi, neþesi ve morali yerinde... Kendisine Hastalar Risalesi isimli bir kitap býrakmýþlar. Çok hoþuna gitti, aldým, sonuna kadar okudum; çok güzel bir eser! Onu alýp ben de kilisede cemaatime okuyacaðým." diyor.

Bir zaman sonra telefonla arayýp "Kanser teþhisiyle karþý karþýyayým! Kendimi çok fena hissediyorum! Mânevî desteðinize ihtiyacým var; beni de unutmayýn!" diyor. Yine ayný hanýmefendiler onun da ziyaretine gidiyor, el ele tutuþup Cenab-ý Hakk'ýn binbir isminin bulunduðu Efendimiz'in (sas) Cevþen-i Kebir Duasý'ný okuyorlar. Güçlü bir moralle hastaneye giden Patricia, kontrollerden sonra doktorlarý þaþýrtýyor! O günden itibaren de Cevþen Duasý'ný hiç býrakmýyor...

Geçtiðimiz Mirac Gecesi'nde Melbourne'de bulunuyorduk. Selimiye Vakfý'nýn öncülüðünde Serenity (Huzur) Reception'da düzenlenen programa katýldýk. 1990'da Avustralya'ya ilk geliþimde Sidney'de tanýþtýðýmýz akademisyen Dr. Salih Yücel, programda çok güzel bir konuþma yaptý... Birkaç gün önce Monash Üniversitesi'nde gerçekleþtirilmiþ olan "Ýslamophobia" konferanslarýna dikkatleri çeken Salih Hocamýz, Ýslamiyet'in doðru anlatýlmasýný, hatta anlatmaktan çok güzelliklerin yaþanmasý gerektiðini söyleyerek, doktora çalýþmalarý sýrasýnda Amerika'da hapishane ve hastanelerde bir din adamý olarak karþýlaþtýðý örneklerden bahsetti. Bu münasebetle dedi ki: "Bitkin bir Müslüman hanýmý ziyaret ettik. Sohbetten sonra kendisine bir tane Hastalar Risalesi hediye edip ayrýldýk. Birkaç gün sonra yine ayný hastaneye gitmiþtim. Bir hemþire bana dedi ki: 'Sizin ziyaret ettiðiniz Müslüman hastanýn tahlil raporlarý geldi ve görevimiz gereði, gerçeði açýklamak için doktorlarla ve herhangi bir aksilik olmasýn diye bir psikolog ile yanýna vardýk. Açýkça ilerlemiþ derecede bir kanser hastasý olduðunu kendisine söyledik. O gözlerinin içi güler þekilde bir mutlulukla meseleyi kabul etti. Bizim þaþýrdýðýmýzý görünce baþ ucunda Hastalar Risalesi isimli bir kitabý bize gösterdi: - Ben artýk hastalýðýn da bizler için Allah'ýn bir takdiri, hatta bir nimeti ve bizleri tertemiz hâle getiren bir lütfu olduðunu bu kitaptan öðrenmiþ bulunuyorum ve huzurla hem mânevî bir zevk alarak tekrar tekrar mütalaa ediyorum! dedi. Sâlih Bey, bu kitaptan diðer hastalara vermek için sizden istiyorum.' dedi. Birkaç tane temin ettim. Amerika'dan buraya gelirken tekrar istedi, tekrar gönderdim."

Elimizdeki hazinelerin deðerini bilelim...


radyobeyan