Hazret-i Fatime Bint-i Kays (r.a.) By: ezelinur Date: 27 Haziran 2010, 17:22:55

Hazret-i Fatime Bint-i Kays (r.a.)
Fâtýma binti Kays radýyallahu anhâ Medine’ye hicret eden ilk muhacir haným sahâbîlerden!.. Keskin zekâsý, görüþ ve kanaatlerinde isabeti ile çevresinde tanýnmýþ, olgun bilgili ve anlayýþlý bir haným!..
Hz. Ömer (r.a)’ýn þehâdetinden sonra Ýslâm Þûrasýnýn evinde toplanýp müzakereler yaptýðý görüþünün alýndýðý bahtiyar bir haným!... Kûfe emirlerinden Dahhak Ýbni Kays’ýn ablasý...
O, Mekkeli olup Fihreoðullarý kabîlesine mensuptur. Hicretten önce Ýslâm’la þereflenmiþtir. Babasý Kays Ýbni Hâlid el-Kureþiy’dir. Annesi, Kinane oðullarý kabilesinden Ümeyye binti Rebia’dýr.
O ilk evliliðini Ebû Amr Hafs Ýbni Muðîre ile yapmýþtý. Ýslâm’la þereflendikten sonra ALLAH ve Resûlüne tam teslim oldu. Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem efendimiz Medine’ye hicret edince doðup büyüdüðü Mekke þehri kendisine dar geldi. Rasûlullah (s.a)’e olan muhabbet onu da Ýslâm uðrunda Mekke’den Medine’ye hicret ettirdi.
Fâtýma binti Kays (r. anhâ) boþanmasý fýkhi hükümlere konu olan bir haným sahâbîdir. Kocasý Ebû Amr Ýbni Hafs Muðîre onu boþadý. Bu kararýný Ayyaþ Ýbni Ebi Rebîa vasýtasýyla hanýmýna bildirdi. Ayyaþ ile bir miktar da yiyecek gönderdi.
Fâtýma binti Kays (r. anhâ) zekî bir hanýmefendiydi. Onun gönderdiði yiyeceði kabul etmedi. Evinde oturmak istediðini ve kendisine nafaka baðlanmasýný taleb etti. Fakat kocasýnýn ailesi buna karþý çýktý. Nafaka baðlanmasýný reddetti. Bunun üzerine Fâtýma (r. anhâ) her zaman olduðu gibi meselelerini çözme konusunda hemen Rasûlullah (s.a) efendimize müracaat etti. Onun vereceði karara gönül rahatlýðý ile teslim olacaðýný bildirerek durumunu arz etti. Efendimiz ona þu açýklamada bulundu:
Boþanmýþ bir kadýnýn kocasýndan nafaka almaya ve onun evinde oturmaya hakký olmadýðýný bildirdi. Ona iddetini geçirmesi için önce Ümmü Þerik (r. anhâ)’nýn evinde kalmasýný tavsiye etti. Sonra daha rahat edebileceðini düþündüðü amcazâdesi âmâ sahâbî Abdullah Ýbni Ümmü Mektûm (r.a)’ýn evinde iddetini tamamlamasýna iþaret buyurdu. Ýddet sûresi dolunca kendisine haber vermesini ve onu evlendireceðini söyledi.
Fâtýma (r. anhâ) zekî, bilgili, anlayýþlý ve olgun bir hanýmdý. Ýddet müddeti bitince kendisiyle evlenme teklifleri gelmeye baþladý. Muâviye Ýbni Ebû Süfyan ve Ebû Cehm Âmir Ýbni Huzeyfe onunla evlenmek istediler.
O, Rasûlullah (s.a) efendimizden habersiz ayrý bir iþ yapmayý hiç düþünmezdi. Zâten kendisine iddet süresi dolunca gelmesini söylemiþti. ALLAH’a ve Resûlüne teslimiyet ve muhabbet de böyle davranmayý gerektirirdi. O bu konuda da Efendimizin fikrine ve tavsiyesine uyma kararýnda idi. Ona göre hayatta en önemli þey Efendimizin gösterdiði çizgide yürüyebilmekti. Onun sözlerine, iþaretlerine dikkat edip, emir ve tavsiyelerini yerine getirmekti.
Fâtýma (r. anhâ) durumu Ýki Cihan Güneþi efendimize nakletti. Kendisiyle evlenme talebinde bulunan kiþiler hakkýnda görüþlerini sordu. Onun bu sorularý kýyamete kadar gelecek ümmetin dünürlük konusunda gösterilmesi gereken edebe, âdaba ve istiþarelerdeki dürüstlüðe rehberlik etti. Bilgilenme konusundaki samimi davranýþlarýn nasýl olmasý gerektiðine açýklýk getirdi. Evlilik öncesi adaylar hakkýnda bilgi edinilmesinin taraflarýn hakký olduðunu ve adaylar hakkýnda bilinenlerin net söylenmesi gerektiðini bu konuda söylenen þeylerin gýybet olmayacaðýný duyurdu.
Fâtýma binti Kays (r. anhâ)’nýn bizzat kendisinin rivayet ettiði hadis-i þerifte bu konu þöyle nakledilmektedir:
Fâtýma binti Kays radýyallahu anhâ þöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi vesellem’e geldim ve:
– Ebû Cehm ve Muâviye Ýbni Ebû Süfyan beni istiyorlar (ne dersiniz?) dedim.
Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana:
“ – Muâviye malý olmayan fakirin biridir. Ebû Süfyan Cehm ise, sopasýný omuzundan indirmez.” buyurdu. (Riyazussalihin Terceme ve Þerhi, c. 6, s. 475-477 Müslim, Talak 36. Tirmizi, Nikah 38)
Fahr-i Kâinat (s.a) efendimiz Fâtýma (r. anhâ)’nýn sorusuna çok açýk bir þekilde cevap vermiþ oldu. Birinci teklif eden hakkýnda: “Malý olmayan fakirin biri”, diðeri için de “omuzundan sopasýný eksik etmeyen yani kadýnlarý çokca döven biri” olarak onu bilgilendirdi.
Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz bu sözleriyle ümmete büyük dersler vermiþtir. Bu hassas konuya mü’minlerin dikkatini çekmiþtir. Kurulacak bir yuva öncesinde fikri sorulan kiþinin adaylar hakkýnda bildiklerini herhangi bir karalama gayesi gütmeksizin söylemesi gerektiðine iþaret etmiþlerdir. Bu þekildeki bir davranýþýn gýybet sayýlmayacaðýný ilân etmiþlerdir.
Ýki Cihan Güneþi efendimiz görüþlerini bu þekilde açýkladýktan sonra Fâtýma (r. anhâ)’ya Üsâme Ýbni Zeyd (r.a) ile evlenmesini tavsiye etti.
Fâtýma (r. anhâ)’nýn teslimiyeti tamdý. Ama Üsâme’nin gençliði onun gönlüne takýlýr gibi olmuþtu. Efendimiz onun bu hâlini anladý ve tekrar Üsame ile evlenmesine iþaret buyurdu. O da kabul etti.
Fâtýma (r. anhâ) açýk fikirli, gönlü þefkat ve merhamet dolu bir haným idi. Bu evlilikten çok memnun olduðunu ve Üsâme (r.a)’ýn olgunluðuna hayran kaldýðýný sonradan itiraf etmiþtir.
Ýslâm ne güzel din!.. Ýman ne güzel nimet!.. Mü’minlik ne büyük þeref!.. Ashâb-ý Kiram bu güzel ahlâk ile yetiþti!.. Gösterdikleri teslimiyet, muhabbet ve olgunluklarýyla yeryüzü yýdýzlarý haline geldiler!.. Ýmanýn meyvesi güzel ahlâklarýyla ümmete örnek teþkil ettiler... ALLAHým bizlere de o güzellikler içinde ömür sürmeyi nasib et!..
Fâtýma (r. anhâ)’nýn naklettiði bu hadis-i þerifte dikkatimizi çekecek bir husus da þudur: Efendimiz, Muâviye için “malý olmayan fakirin biri” derken onun durumunu ortaya koymuþtur. Yoksa fakirlik evliliðe mâni deðildir. Ancak erkeðin, yöre þartlarýna göre hanýmýný geçindirecek bir gelire sahip olmasý ailenin huzuru bakýmýndan önemlidir.
Ebu Cehm’in kadýnlarý çok dövmesi de aile seâdeti noktasýndan önemli bir kusurdur. Erkek için bir eksikliktir. Efendimiz erkek ve kadýný bu hususta da uyarmaktadýr.
Fâtýma binti Kays (r. anhâ) Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizden otuz dört hadis-i þerif nakletmiþtir. Kendisinden, Þa’bî baþta olmak üzere Tâbiûn neslinin büyüklerinden bazýlarý hadis rivayet etmiþtir.
Fâtýma binti Kays (r. anhâ) Hz. Ömer (r.a)’in þehadetinden sonra halifelik müzâkelerinin evinde yapýldýðý bahtiyar bir hanýmdýr. Onun Ýslâmî konulardaki hassasiyeti, bilgisi ve Rasûlullah (s.a) efendimize olan baðlýlýðý evini meclis-i þûra yapmýþtýr. Sýr saklayan bir hanýmdý. Hanesinde görüþülenler dýþarýya sýzmazdý. Halife seçimi konusu da çok hassas ve müslümanlarýn en önemli konusu idi. Bu yüzden Þûra Meclisi onun evinde toplanmýþtý.
Fâtýma (r. anhâ) hayatýnýn son dönemlerini, Kûfe vâlisi kardeþi Dahhak Ýbni Kays’ýn yanýnda geçirdi. Orada iken 674 miladi senede vefat etti.
ALLAH ondan razý olsun.Rabbimiz bizleri þefaatlerine nâil eylesin. Amin