Afra Hatun (r.a) By: ezelinur Date: 27 Haziran 2010, 17:01:48

Afra Hatun (r.a)
Afrâ Hâtun iman âbidesi çocuklar yetiþtiren bir anne... Genç yavrularýnýn ALLAH ve Rasûlü yolunda þehadetlerine sabreden bir haným sahâbi... Üç çocuðunu Bedir savaþýna katýlmasý için teþvik eden kahraman bir Ýslâm hanýmý... Genç þehitler annesi...
O Medineli olup Neccar oðullarýna mensuptur. Babasý, Ubeyd Ýbni Sâlebe'dir. Annesi, Ruat binti Adiyye'dir.
Afrâ Hâtun Ýslâmiyeti Medine'de tanýmýþ ve hiç tereddüt etmeden Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize biat etmiþtir.
O, hicret ederek Medine'ye gelen Mekke'li muhâcir kardeþlerine hizmeti þeref bilen bahtiyar bir hanýmdý. Rabbisinin rýzasýný kazanmak için muhacir kardeþlerinin yardýmýna koþtu. Elinden gelen hizmeti esirgemedi. Onlara þefkat dolu bir anne oldu.
Afrâ (r. anhâ) ilk evliliðini Neccar oðullarýndan Hâris Ýbni Rýfâa ile yapmýþtý. Bu evlilikten üç çocuðu dünyaya geldi. Onlara; Muâz, Muavviz ve Avf isimleri verildi. Her bir oðlunu birer iman fedâisi olarak yetiþtirdi.
Afrâ Hatun þecaat ve cesaret sahibi kahraman bir hanýmdý. Güçlü ve kuvvetliydi. Hayatýn elem ve kederine, tahammüllüydü. Acýlara karþý sabýrlýydý. ALLAH ve Rasûlü yolunda sebat eder, dünyevî sýkýntý ve çilelere aldýrmazdý. Bedir harbi olunca oðullarýnýn hepsini savaþa göndermiþti. Onlarýn gösterdiði îmânî heyecandan son derece mutluluk duymuþtu. Savaþta sergiledikleri kahramanlýklara çok sevinmiþti. Hatta iki oðlunun þehadetine sevindiði kadar diðer oðlunun þehid olamadýðýna üzülmüþtü. Abdurrahman Ýbni Avf (r.a) bu genç kardeþlerin Bedir’de gösterdikleri kahramanlýklarý þöyle nakleder:
Bedir günü Ebû Cehil kahramanlýk þiirleri söyleyerek müþrik ordusu içinde dolaþýp dururdu. Anam beni bugün için doðurdu diyerek övünürdü. Askerine bu sözlerle cesaret vermek isterdi.
Kendi kabilesi Beni Mahzum gençleri etrafýný sarmýþ yanýna kimseleri yaklaþtýrmazdý. Böyle bir ortamda ben saðýma soluma baktým, Ensar'lý iki genç arasýnda kaldýðýmý gördüm. Onlardan biri bana doðru yaklaþtý ve:
“– Ey amca! Sen Ebû Cehil'i tanýr mýsýn!” diye sordu. Ben de:
“– Evet! Tanýrým ey kardeþimin oðlu. Ebû Cehil'i ne yapacaksýn?” dedim. Genç delikanlý bana:
“– Haber aldým ki o, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize sövermiþ!? Varlýðým kudret elinde olan ALLAH'a yemin ederim ki, onu bir görecek olursam, ikimizden eceli gelen ölmedikçe, þahsým ondan ayrýlmayacaktýr. ALLAH'a ahd ettim. Onu gördüðüm gibi üzerine saldýracaðým. Ya onu öldüreceðim veyahud bu uðurda öleceðim” dedi.
Gencin kahramanca söylediði bu sözlere ve ondaki imânî heyecana hayret ettim. Öbür genç de diðeri gibi ahdetmiþti.
Çok geçmeden, Ebû Cehil'i askerin içerisinde öteye beriye telaþla giderken gördüm. Gençlere hitaben: “– Görüyor musunuz? Ýþte, sorduðunuz adam!” dedim.
Gençler hemen kýlýçlarýný sýyýrdýlar. Süratle hareket edip ikisi birden fýrlayarak o tarafa doðru yöneldiler. Çifte þahin gibi süzülüp Ebû Cehil'e doðru koþmaya baþladýlar. Anî bir hareketle seyirtip onun üzerine hücum ettiler. Hamle üstüne hamle yaptýlar.
Bu iki genç meðer Afrâ Hâtun'un oðlu Muâz ile Muavviz adýnda iki fedâî kardeþler imiþ.
Afrâ Hâtun'un bu kahraman oðullarý çok genç olmalarýna raðmen kükremiþ aslanlar gibi ALLAH ve Rasûlünün düþmaný bulunan Ebû Cehil'in üzerine çullandýlar. Bu din düþmaný neye uðradýðýný bilemedi. Kýlýç darbeleriyle derin yaralar aldý. Bu sýrada Ensardan Muaz Ýbni Amr Ýbni Cemuh adýnda bir baþka yiðit Ebû Cehil'i gözetirmiþ. O da koþup geldi ve birlikte canýný cehenneme gönderdiler.
Muaz ve Muavviz (r. anhüm) kardeþler Ebû Cehil'in iþini bitirdikten sonra yine kahramanca çarpýþmaya devam ettiler.
Bu Ýslâm cengâverleri, Bedir'in bu çifte arslanlarý, nihayet arzuladýklarý þehitlik mertebesine kavuþtular.
Afrâ Hatun (r. anhâ) iki oðlunun þehid olduðunu haber alýnca ALLAH'a hamd etti. Diðer oðlu Avf'ýn onlarla birlikte þehid olamayýþýna üzüldü. Ýstiyordu ki, o da ALLAH yolunda cânýný fedâ eylesin. Bu üzüntüsünü Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem efendimize gelerek þöyle dile getirdi:
“– Ya Rasûlallah!” Ýki çocuðum þehid oldu. Keþke Avf da ayný mertebeye ulaþsaydý. Acaba Avf onlardan daha mý geridedir:” dedi.
Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz iman dolu ve þehidlik özlemiyle dolu bir kalbe sâhib bu anneye þu cevâbý verdi:
“– Hayýr! Muaz ve Muavviz hayattan tam lezzet alamadan genç yaþta þehid oldular. Fakat Avf da onlardan geride deðildir.” buyurdu.
Avf (r.a) da kardeþlerinin þehadetinden sonra büyük bir cesaretle düþman saflarý içine atýldý. Kahramanca çarpýþtý. Birçok düþmaný tepeledikten sonra þehâdet þerbetini içti. Cennette kardeþlerine kavuþtu.
Ne gýptaya lâyýk bir hareket!.. Ne kahramanlýk!.. Ne fedakârlýk!.. Ne candan bir gayret!.. Ne yüce bir imânî heyecan!.. Ne þerefli bir mertebe!.. Ne samimi bir muhabbet!.. ALLAH’ým bizlere de böylesi yücelikler nasîb et!.. Ýmânî heyecan ve gayretimizi müzdâd et!.. Bu þerefle yaþamayý ve ölmeyi lutfet!..
Afrâ Hâtun (r. anhâ) böylesine kahraman yiðitler yetiþtiren bir anne. Çocuklarýný birer iman âbidesi olarak yetiþtiren ve onlarýn ALLAH ve Rasûlü yolunda þehid olmalarýna sevinen bahtiyar bir anne. Bu genç þehid kardeþler “Afrâ'nýn oðullarý” lakabýyla anýlýr olmuþlardýr.
ALLAH onlardan razý olsun. Rabbýmýz bizleri þefaatlerine nâil eylesin. Amin.