Tasavvuf ve Tarikatlar By: neslinur Date: 26 Haziran 2010, 19:37:15
D. TASAVVUF VE TARÝKATLAR
Tasavvuf, takvâ ehli insanlarýn hayat tarzý olarak beðenilmiþ, baþ tacý olmuþ, asýrlar boyu yaþamýþtýr. Her devirde dindar insan vardýr, her devirde halis muhlis insan vardýr. Her devirde dünyayý gözü görmeyen, menfaate aldýrmayan, faziletlere sarýlmýþ, faziletli kâmil insanlar vardýr. Binâen aleyh, her devirde tasavvuf vardýr, olmuþtur, yayýlmýþtýr.
Sonra, bir takým büyük mutasavvýflarýn metodlarý, yollarý, meþrebleri, kanaatleri ekolleþmiþtir. Onlara da tarikat diyoruz. Elbette bir þeyi yapacaksanýz, bir metodu olacak. Nasýl?..
Meselâ, alüminyumu mineral halinde çýkartacaksýnýz, saf alüminyum elde edeceksiniz. Tamam, mineralden alüminyumu elde etmek bir iþ... Hangi metodla yapacaksýnýz. Bunun binbir metodu var... Bilmem nereli bir kolejli öðrenci bunun elektrikle bilmem nesini bulmuþ, icad etmiþ, alüminyumu öyle elde etmiþ diye bize kitaplarda okutmuþlardý. Siz de çocuksunuz ama, çalýþýrsanýz kâþif, mûcid olabilirsiniz mânâsýna...
Her þeyin metodu olduðu gibi, tasavvufun amaçlarýna ulaþmak, insan-ý kâmil olmak için de yapýlacak iþlemlerin çeþitleri vardýr. Binâen aleyh, çeþitli metodlar vardýr, yollar vardýr; yâni tarikatlar vardýr. Tarîkat ne demek Arapça'da?.. Tarîk, yol demek... Arabistan'a gitmiþ olanlar bilirler. Ne diyor birisi yol açmak istediði zaman?.. "Tarîk! Tarîk!.. Tarîk! Tarîk!.." Yâni, "Yol ver!.. Yol ver!.." diye gidiyor önden... Tarikat da yol demektir. Allah'a giden yol...
Tarikatlarýn içinde Kadiriliði biliyorsunuz, Nakþîliði biliyorsunuz... Þeyhül Ekber Muhiddîn-i Arabî'yi mensub Ekberiyye tarikatýný biliyorsunuz... Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye mensub Mevlevîliði biliyorsunuz... Rufâilik, Halvetîlik, Celvetîlik vs. çeþitli tarikatlarý biliyorsunuz.
Bu müesseselerde istekli olanlara mürid deniliyor. Mürid isteyen demek, istekli demek... bu eðitimi görmek isteyenlere mürid deniliyor. Okulda öðrenim görmek isteyenlere de talebe diyoruz. Talebe ne demek?.. Taleb eden demek... Neyi taleb ediyor?.. Ýlmi tahsil etmeyi istiyor. O da mürid demek... Hattâ tarikatta da istekli kimseye mürid de derler, talib de derler. Yâni, taleb ediyor bu iþi...
Bir mürid vardýr, tabii bir de bu okulun hocasý vardýr, müdürü vardýr, öðreticisi vardýr. Bu da Peygamber Efendimiz'in metodudur. Peygamber Efendimiz sahabe-i kiramý nasýl yetiþtirmiþtir?.. Peygamber Efendimiz, Allah'ýn kendine verdiði peygamberlik vazifesini nasýl yapmýþtýr?.. Hangi metodla insanlara Ýslâm'ý öðretmiþtir?.. Sahâbe-i kiramla bir muhabbetli grup teþkil ederek sohbet metoduyla yapmýþtýr bu iþi...
Binâen aleyh, tasavvufun metodu da sohbet metodu'dur. Peygamber Efendimiz'in metodu gibidir. Müridler olacak... Mürþid olacak, þeyh olacak... Bir arada bulunarak, --akþamlarý, sabahlarý-- uygulamalý olarak Ýslâm'ý öðrenecekler.
Bizim Prof. Yusuf Ziyâ Binatlý, çok espiritüel bir zât-ý muhterem, Allah selâmet versin... Bursa Ýlâhiyat Fakültesi'nin eski dekanlarýndan... Kuvvetli hafýz ve babasý da bizim dergâhýn þeyhlerinden... O diyor ki: "Biz delikanlý iken Beyazýt'ta, Çarþýkapý'da, Sultanahmet'te dolaþýrken, bir arkadaþýmýza rastladýk mý, 'Merhaba!' derdik, 'Selâmün aleyküm!' derdik. 'Mîrim hangi dergâha devam ediyorsunuz? Hangi þeyhten feyz alýyorsunuz?' derdik birbirimize..."
Demek ki, o zaman delikanlýlarýn bir dergâha gitmesi modaymýþ. "Þimdi, karþýlaþtýlar mý, 'Hangi takýmý tutuyorsun?' diyorlar." diyor Yusuf Ziya Binatlý...
Demek ki, delikanlýlar tekkeye gidiyor, delikanlý iken tekkeye gidiyor. Ne oluyor?.. Ýlâhi dinliyor. Büyüklerin karþýsýnda diz çökmeyi öðreniyor... Saygý duymayý öðreniyor, sevmeyi öðreniyor... Dinini öðreniyor, ahlâký öðreniyor... Fâzýl, kâmil insan oluyor.
Ah, Ýstiklâl Harbi olmasaydý da, Çanakkale Harbi olmasaydý da, o yetþmiþ insanlar þu çaða yetiþselerdi... Beþyüzbin kiþi öldüðü için, o yetiþen insanlarýn kültürü bize naklolmadý. Onlarýn hepsi gelseydi, o harbler darbler olmasaydý, o yetiþmiþ insanlar Türkiye'yi dünyanýn en ileri ülkesi yaparlardý yine... Bu kardeþ kavgasý olmazdý, bu birbirini yeme olmazdý. Bu anarþi, bu terör olmazdý. Bu rüþvet, bu iltimas olmazdý.
Ne güzel... Delikanlý iken dergâha gidiyor... Delikanlý iken edeb öðreniyor, usül öðreniyor, erkân öðreniyor.
Demek ki, sosyal bir müesseseydi, sosyal fonksiyonu vardý. Þu anda bu fonksiyon havadadýr. Yok... Ya spor salonuna gidecek, ya kahveye... Baþka da yapacaðý bir þey yok zavallý gencin... Tabii, bir eðitim de yok... Kahvede eðitim yok, sýhhati bozuluyor. Sigara içmese bile, sigara dumanýndan ciðeri sigara içmiþ kadar zehirleniyor.
Ben Yükseliþ Mimarlýk Mühendislik Yüksekokulu'na giderdim. Gece bölümünde hocaydým. Onu yirmi geçe dördüncü ders biterdi. Eve gelirdim, kapýdan içeriye girerdim. Evdekiler derlerdi ki: "Üffff, amma sigara kokuyorsun!.." Sigara içmedim ama, otobüste geliyorum ya, minübüste geliyorum ya, o böyle insanýn iliklerine iþliyor, gittiði yerde rahatsýzlýk veriyor.
Benim güzel kokulu anber bir tesbihim vardý. Aðaçtan ama, anber gibi kokuyordu. Çok güzel bir tesbihti, çok da seviyordum. Elimde gezdiriyordum. Bir gün Ankara - Ýstanbul yolculuðunda bir otobüste yanýma aldým, Ýstanbul'a geldim; tesbihin güzel kokusu sigara kokmaða baþladý. Hücrelerine iþledi o koku... Benim anber tesbihin güzel kokusu gitti. Böyle oluyor. O mu iyi, bu mu iyi; takdiri size býrakýyorum.
Tarikatlar teþekkül etmiþtir, usüller geliþmiþtir, ekoller oluþmuþtur, kolejler meydana gelmiþtir ve buralardan nice nice büyük þahýslar, alimler yetiþmiþtir.
Biz Horasan'da --Yâni Anadolu ahalisinin Anadolu'ya gelmeden önce bulunduðu yerde-- tasavvufun çok yüksek bir doruða ulaþtýðýný görüyoruz. Zâten Horasan'da her þey yüksek... En büyük hadis alimleri Horasan'da... En büyük müfessirler oralarda... En büyük fakihler oralardan... Dînî ilimleri çok yüceltmiþler ve çok ileri gitmiþler. Hâlen eserlerinden istifade ediyoruz.
Oradan Sibirya'ya doðru, Kazakistan'a, Özbekistan'a, Kýrgýzistan'a Ýslâm, tasavvuf yoluyla yayýlmýþtýr. Bu Ýslâm'ý yayan insanlarýn içinde en önemli insanlardan birisi, Ahmed-i Yesevî Hazretleri'dir. Ahmed-i Yesevî, bizim kültür tarihimizde çok önemli bir þahsiyet olduðu için, bir yýl onun ismine tahsis edilmiþti. Geçtiðimiz sene Ahmed Yesevî yýlýydý. Ýnþaallah, onunla ilgili çalýþmalar da yapacaðýz.
Ynt: Tasavvuf ve Tarikatlar By: Bilal2009 Date: 08 Temmuz 2016, 04:04:57
Esselamü aleyküm ve rahametüllahç Rabim bizleri gerçek Allah dostlarýný bulanlardan ve onlara ittiba edenlerden eyleisn. Rabbim paylaþý için razý olsun.
Ynt: Tasavvuf ve Tarikatlar By: Rüveyha Date: 08 Temmuz 2016, 13:53:19
Ve aleykumusselam.Âmin ecmain ÝnþaAllah..Mevlam gerçek manada tasavvufu yaþamayý nasip eylesin ÝnþaAllah
Ynt: Tasavvuf ve Tarikatlar By: ceren Date: 08 Temmuz 2016, 14:34:37
Aleykumselam.Rabbimin yolunda olan ve onun emirleri dogrultusunda yasayan ve tarikat ehli olup tasavvuf mertebesine ilahi aska ulasan kullardan olalim inþallah.Rabbim razi olsun bilgilerden reyyan abla...
radyobeyan