Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Medine Sokaklarinin Duyulmayan Sesi By: sumeyye Date: 26 Haziran 2010, 14:06:57
Medine Sokaklarinin Duyulmayan Sesi

MEDÝNE-Ý MÜNEVVERE





Gül kokar Medine;
Bu mübarek þehre girdiðinizde, attýðýnýz her adýmda, her bir köþesinde, gül kokusu sarar içinizi Mekke’ye nisbeten sükunet hakimdir burada, neredeyse hiç gürültü olmaz, sanki herkes sözleþmiþ gibidir alemlerin Efendisini rahatsýz etmemek için


Mütevazýdýr Medine; Sokaklarda herkes birbiriyle tebessüm ederek selamlaþýr, itinayla davranýlýr bu þehirde kýrmamak için kimseyi Nasýl kýrýlabilir ki burda bir insanýn kalbi Peygamberimize ev sahipliði yaparken bu topraklar, sinesine sarýp sarmalamýþken Efendimizi, O’nun razý olmayacaðý bir þeyi nasýl yapabilir ki zaten Medineli

Medine’de ezan da bir baþka okunur Hayatýnýzda belki bir daha duyamayacaðýnýz bu eþsiz ezaný dinlerken gözyaþlarýnýzý tutamazsýnýz Bütün zerrelerinizde sizinle beraber bu ezaný dinler


Etrafýnýza bakýndýðýnýzda, Efendimizin yanýna varmak için yarýþtýðýný görürsünüz herkesin Mescidine yaklaþtýkça Nebinin, bir koþuþturma olur sokaklarda Ümmet-i Muhammed, yeryüzünün en mübarek þehrinde, en mübarek insanýn yanýnda namaza durmaya gider koþar adýmlarla Ravzasýnda namaza durmak için yarýþýrýr adeta herkes O’na yakýn, O’na en yakýn olmak için

Ýmamýn Allahuekber’inden sonra Allahuekber’ler karýþýr havaya Her renkten, her dilden, her milletten milyonlarca müslüman cin ve insin Efendisi, yetimlerin babasý, kimsesizlerin sahibi Habibullah’ýn yanýbaþýnda, ezelden ebede tek olan Vahid-i Ehad için, alemlerin Rabbi için mi’raca çýkar Milyonlarca baþ secdeye varýr ayný anda Uzun uzun okunur namaz sureleri, asr-ý saadette gibi hissedersiniz kendinizi Mescid-i Nebevi’de kýldýðýnýz namazda


Bir de Efendimizin arkasýnda, Efendimize tabi olarak namaza durduðunuzu hayal edince, iþte o zaman, zaman duruyor sanki“Keþke hiç bitmese” dersiniz içinizden, ama rüya gibidir Nebi’nin mescidinde ki namazlar, bir bakarsýnýz ki bitivermiþ her þey gibi

Namazýn akabinden eller açýlýr semaya doðru, “Allahým” der bütün diller, ardýndan Efendimizin þefaati için yalvarýþlar gelir“Allahým, sen bana, bu günahkar kuluna buralara gelmeyi nasip ettiðin gibi, caným Efendimin bu kadar yakýnýna gelmeyi ihsan ettiðin gibi ihsan et þefaatini de, nasip et komþusu olabilmeyi de ve affet günahlarýmý, temizle beni bütün çirkin günahlarýmdan Habibinin hürmetine, O’nun gül hatýrýna affet beni Allahým" der ümmet-i Muhammed


Gökde Allah ve bütün melekler O’na salatü selam ederken, yeryüzünde de milyonlarca insan salatu selam eder O’na


Bahçesinde oturduðunuzda da bir baþka huzurla dolar içiniz Hele bir de yeþil kubbe ýþýl ýþýl parlýyorsa karþýnýzda, o zaman yeniden doðmuþ gibi hafifler, kuþ gibi hissedersiniz kendinizi Ne dünya derdi aklýnýza gelir ne de bir baþka þey Tarifsiz bir huzur kaplar gönlünüzü, herþeyden arýnmýþ, sanki dünyada deðilmiþ de, Efendimizin yanýndaymýþ gibi olursunuz “Ölüversem þimdi” dersiniz kendi kendinize, “ölüversem olmazmý? Kavuþamaz mýyým Peygamberime?


Geliverse Azrail de elimden tuttuðu gibi beni uçursa onun yanýna doðru olmaz mý?” Böyle hayallere dalmýþken bir de bakmýþsýnýz sohbet ediyorsunuz alemlerin Efendisiyle "Caným Efendim ben geldim, sana geldim, yanýna geldim, tanýdýn mý beni? Ümmetine kabul ettin mi? Þefaatin için yalvarmaya geldim" diye haykýrýrken sessizce, buz gibi olur vücudunuz heyecandan ve mutluluktan Ve gözyaþlarýnýzdýr heyecandan soðuyan yanaklarýnýzý ýsýtan Kendinize geliverirsiniz birden


Etrafýnýza baktýðýnýzda, yeþil kubbeye sizin gibi yaþlý gözlerle ve titrek dudaklarla bakan bir sürü insan görürsünüz Hepsi ayný gözyaþýnýn sýcaklýðýyla uyanmýþdýr bu güzel sohbetten sizin gibi Hepsi Peygamber aþýðýdýr


Medine’dir her milletten insaný birleþtiren Bu mübarek mesciddir her dilden insaný bir araya toplayan, bu yeþil kubbedir her renkten insaný aðlatan Çünkü Muhammed Mustafa’dýr burda yatan, alemlerin Efendisi, iki cihan güneþi, bütün müslümanlarýn önderi Muhammed Mustafa’dýr burda yatan


Vakit bir su misali akar gider buralarda Siz bu mübarek mescidde, yeryüzündeki en güzel, en kutsal mescidde, Efendimizin huzurunda sohbete dalmýþken, bir de bakmýþsýnýz ki akþam olmuþ bile Yýldýzlarla süslenmiþ simsiyah gökyüzünün altýnda da bir baþka parlar Mescid-i Nebevi Bembeyaz çehresiyle nurlar saçar etrafýna, bakanlarýn gözlerini kamaþtýrana kadar parlar Efendimizden aldýðý nuruyla O parladýkça daha çok bakasý gelir insanýn


Gecenin ilerleyen saatlerinde bir sessizlik çöker Mescid- Nebevi’ye, huþu içinde Kur’an okuyan müslümanlarýn fýsýltý halindeki seslerinin haricinde birde terlik sesleri gelir kulaðýnýza Çocuklarýn zayýf bedenleri de daha fazla dayanamayýp annelerinin kucaklarýnda uyuyakalýrlar huzur içinde O masumlar için daha huzurlu bir ortam yoktur heralde Mübarek dedelerinin mescidinde, annelerinin þefkatli kucaklarýnda uykuya dalmak


Ýþte bu sessizlikte, bu huzurlu anda, yapýlacak en güzel þeylerden birisi de Kur'an okumakdýr þüphesiz Zaten Efendimizin yanýna gelip de Kur’an-ý Kerim okumamak olmaz elbette Mescidde binlerce Kur'an-ý Kerim var Burdaki Kur'anlar Türkiye’deki Kur’anlara göre biraz farklý ama zamanla alýþýlýyor Araplarý Kur’an okurken dinlemek çok güzel oluyor Öyle hisli okuyorlar ki, onlarý böyle görünce imrenmemek elde deðil Onlar gibi, Kur’an-ý Kerimi anlayarak okumayý kim istemez ki


Yollarda yürürken, minicik çocuklarý babalarýna Kur’an ezberlerini dinletirken görürsünüz Buradaki çocuklar için çok normal bir durumdur bu, bu yüzden de gayet rahat davranýrlar Gelenden gidenden hiç rahatsýz olmadýklarýný farkedersiniz hemenGözgöze geldiðinizde mutlaka size gülümserler Efendimizin mescidinde de bu miniklerden sýk sýk görmek mümkün Minicik aðýzlardan Kur’an-ý Kerim’i dinlemek, kullarýn böylesine hoþuna giderken Allah’ýn nasýl hoþuna gidiyordur kimbilir


Peygamberimizin yanýbaþýnda, gerçek olduðuna inanamadýðýnýz, rüya gibi olan tüm bu eþsiz güzelliklere dalmýþ giderken bir gerçek daha gösteriverir kendini Ama bu gerçeði pek görmek istemezsiniz Her güzellik gibi burasý da geçicidir ve ayrýlýk vakti gelmiþtir artýk

Yüreðinize düþen ayrýlýk sancýsý sarar bütün vücudunuzu Efendimizin yanýna gelip de kim gitmek istemiþtir ki? Hangi nasipsiz ister bunu? “Ben istemem Allah’ým, beni buralardan ayýrma Beni o nasipsizlerden etme, beni caným Peygamberimden, Habibinden ayýrma Allahým” diye sýzlar yüreðiniz o anda


Yeþil kubbeye en zor bakýþdýr bu firak bakýþý Bu kez gözlerinizden süzülen en mahzun yaþlardýr kubbeye bakarken ardý arkasý kesilmeyen gözyaþlarý Burada yaþamak bile deðiþtirmez bu acýyý Yarýn tekrar geleceðini bilmek bile dindirmez Peygamber aþýðýnýn hüznünü Ayrýlýrken mescidden, mübarek bahçesinde yürürken vedalaþarak Nebiye, yüreðiniz sizinle deðildir, býrakamamýþdýr Habibullahý, O’ndan ayrýlamamýþtýr


Gözleriniz, göremez oluncaya kadar yeþil kubbeye bakar akan yaþlarýyla Ýþte böyle zordur mescidden ayrýlmak Yeryüzündeki en acý firaktýr bu Ne anadan ayrýlmaya benzer, ne de babadan Peygamberden müfarakattýr bu


O’na, asýl memleketimizde, cennette kavuþmak, dizinin dibinde mübarek ay yüzüne bakarak sohbetinde bulunmak, mübarek ellerini doyasýya öpmek ümidi, asýl vuslat ümidi, ayrýlýk korkusu olmadan kavuþma ümidi, tek tesellimizdir Allah’ým Bizleri bundan mahrum býrakma Amin
 



Aysenur Kahveci

radyobeyan