Huysuz ruhlar By: sumeyye Date: 24 Haziran 2010, 18:02:36
Huysuz Ruhlar
Vuslat gecesinden daha deðerli, sabah aydýnlýðýndan daha neþeli günlerin esintileriyle pürheyecan oturup kalktýðýmýz ve gece ile gündüzün savaþýnýn aydýnlýk lehine geliþmeler gösterdiði; ilâhî rahmet ve sevginin saðnak saðnak baþýmýza boþaldýðý; zerrenin güneþ, damlanýn derya olma yoluna girdiði; aczin ayný kuvvet, fakrýn servetler üstü servet seviyesine ulaþtýðý; gökler ve yer arasý diyalogun yeniden canlandýðý þu günlerde, þeytanî ruh ve þeytanî þerarelerin harekete geçtiði de bir gerçek.
Evet, günümüzde yüzlerce olumlu iþ ve olumlu teþebbüs arasýnda bir hayli de olumsuz iþ ve çarpýklýk var. Âdeta karþýlýklý iki oluþum ve iki süreç (vetire) yaþanýyor. Gerçi çaðýmýzda herhangi bir yeni oluþumun temsilcileri henüz tam tekmil ve organize olmuþ görünmüyorlar ama, ýþýktan ve aydýnlýktan hoþlanmayanlar keramet ölçüsündeki hassasiyetleriyle böyle bir þey sezmiþ olacaklar ki, farklý uçlarda bulunsalar da, muhakkak bir tedirginlik içindeler. Bugün, ferdî seciyeleri itibariyle kararsýz, tamirden daha çok tahribe açýk.. fýrsat bulduklarýnda hemen tecavüze geçen, yetmediklerini anladýklarýnda da sünepeleþen.. kafalarý günlük meselelerle malemâl; alternatif düþünce üretme yerine bütün güçlerini tahrip ve tenkide hasretmiþ dünya kadar insan var. Çoðu hasta, zayýf, fikir ve ruh fakiri yýkmadan hoþlanan bu insanlarýn, bir kere daha insan olarak dirilip kendilerini bulmalarý için, zamanýn çýldýrtýcýlýðýna raðmen daha bir süre aktif bekleme icap edecek.
Bu ham ruhlar her zaman olmuþlardýr, tabiî ki bugün de olacaklardýr; hatta düþünceleri itibariyle müstehâseler haline gelseler bile, yarýn da varlýklarýný sürdüreceklerdir.
Yýllar ve yýllar var ki, bizi çepeçevre kuþatan, ma’nâ köklerimizi koparýp ruhî dinamiklerimizi delik deþik eden bu anarþist ruhlar, her fikri karalamýþ, her yeni oluþuma karþý çýkmýþ, herkesi küçük düþürmeye çalýþmýþ, ilimleri saplantýlarýna âlet etmiþ, kâinat ve kâinattaki nizâmý görmemezlikten gelmiþ, îmânî ve dinî deðerleri ehemmiyetsiz saymýþ veya çarpýk düþüncesine göre yorumlamýþ, pratikte yararlý olmayan herþeyi, inanç, fikir ve fazilet de olsa, gereksiz ve fantezi kabul etmiþ, ferdî karakterlere, günlük basit iþlerdeki baþarýlarýyla deðerler üstü deðerler vererek taltif etmiþ ve öteden beri devam edegelen bütün insanî kriterleri yýkarak bir deðerler karmaþasýna sebebiyet vermiþlerdir.
Bu tahripkâr ruhlar büyük ölçüde ve bilhassa da, araþtýrmayan, düþünmeyen kitleler üzerinde daha olumsuz tesirler icra etmiþ ve bu uðurda her vesileyi deðerlendirerek saf yýðýnlarýn tâ benliklerine sokulup onlarý felç etmiþ, çürütmüþ ve kendilerine raðmen, bir kýsým çarpýk düþüncelerin kulu-kölesi haline getirmiþlerdir.
Onlara göre bu millet tepeden-týrnaða sefalet içinde ve bu koskoca dünya âdeta yapayalnýzdýr. Düþünceleriyle, inançlarýyla, baþarýlarýyla, hezimetleriyle, sevinçleriyle, kederleriyle yapayalnýz. Bunlara göre bu öldürücü yalnýzlýk, herkesin ümitlerini kemiriyor, kollarýný kanatlarýný kýrýyor ve onlarý gulyabânilerin cirit attýðý ölüm çöllerinde aç, susuz ve dermansýz dolaþtýrýyor.
Bu karanlýk ruhlar, öteden beri, duygularýyla, düþünceleriyle hep kargaþanýn yanýnda olmuþlardýr.. kargaþanýn yanýnda olmuþ ve sürekli topluma anarþi ruhu pompalamýþlardýr. Dinden bahsederken, millî deðerlerimiz üzerinde dururken, geçmiþi konuþurken hep anarþist bir üslûp kullanmýþ; nizamýn aleyhinde olmuþ, bediiyyatýmýza saldýrmýþ, san’at telâkkimizi yerden yere vurmuþ ve her fikrin, her sistemin bozuk olduðunu iddia etmiþlerdir.
Anarþi ruhunun sabit bir yeri ve makamý yoktur. Bu itibarla da o her yere ve her kesimin içine girebilir.. her urbaya bürünüp her makamda görünebilir. Fakir olur, servet düþmanlýðý yapar.. zengin olur, yýðýnlarý istismar eder ve her zaman istibdat soluklar.. iþçi olur, iþinden, gelirinden þikâyet eder.. öðretmen olur, serseriliðe prim verir.. sorumluluk yüklenir, makamýný þahsî çýkarlarý adýna kullanýr.. güçlü olduðu zaman zâlim kesilir ve yýðýnlarý ezer-geçer.. hep kolay kazanma yollarýný araþtýrýr, gerekirse yeraltý dünyasýyla iþbirliðinden geri kalmaz.. küçüktür, en hasis çýkarlar için herkesin ayaðýný öper.. büyüktür, hiçbir düþünceye ve hiçbir kimseye saygý göstermez.. dindar görünür, saldýrgan, mütecaviz ve lânetcidir.. dinsizdir, dini de dindarý da karalamadan bir an bile geri durmaz.. kýþlaya girer, hünkârýnýn kellesini isteyen bir kanlý yeniçeri olur.. ilmiye sýnýfý arasýna sýzar, dinî ilimlerle iþtigâli irtica sayar, müsbet fenlerle meþguliyeti de küfür.. istihbârâtý eline geçirir, yabancý örgütlerin ülke aleyhine çevirdikleri fýrýldaklarla uðraþacaðýna, Ýmam-Hatibi, Kur’ân Kursunu, ülke yararýna eðitim faaliyeti gösteren millî ve vatanî kuruluþlarý yakýn takibe alýr.. bugünü yaþar, yarýnlar umurunda bile deðildir.. yüksek bir mefkuresi olmadýðýndan her þeyi kendi egosuna veya zümre çýkarlarýna göre plânlar.. ledünniyâta açýk görünür, ebedîlik düþüncesini karartýr.. varlýðý insana düþman gösterir, kalpleri yalnýzlýk ve gurbete boðar.. “hizip” der, “mezhep” der, “zümre” der, “-ci”yla, “-cu”yla toplumu kamplara ayýrýr ve herkesin ruhuna kin ve nefretler fýsýldar.. medyaya sýzar, toplumu sun’î gündemlerle meþgul eder; þov yapar ve kitleleri gerilimden gerilime sürükler. Hatta milletin deðiþik kesimlerini karþý karþýya getirir, vuruþturur, sonra da bir kenara çekilerek Neron gibi keyf çýkarýr. Sýzabilirse mülkiyeye, idareyi dejenere eder.. nüfuz edebilirse adliyeye, adalet ruhunu yýkar ve haramilere payeler verir.. baþýný sokabilse terbiye yuvalarýna, vicdanlarý harabelere çevirir ve insanlarý birbirinin kurdu haline getirir.. yuvaya girse, çocuklarýn hakkýndan gelir ve o cennet köþesini cehenneme çevirir.. camiye ayaðý düþse, milleti sokaða döker, dini de diyaneti de cinayetlerine vesile yapar.
O, toplum bünyesinde, mukavemetin, iradenin, ruhî güç, ruhî sistemin en büyük düþmanýdýr ve milletimiz için AÝDS virüsünden daha tehlikelidir. Onun benliðinde, kötü duygu, kötü düþünce sürekli galeyandadýr. O her zaman doyma bilmeyen bir kin ve nefret duygusuna, bir karanlýk görme, karanlýk düþünme hastalýðýna müptelâdýr ve ihtimal ki, bu hastalýðýnýn çaresi de yoktur.
Onun dostluðuna kat’iyen güven olmaz; öyle ki, iyilik yaparken bile içine az da olsa kötülük bulaþtýrmayý ihmal etmez. Severken ýsýrabilir, okþarken canýnýzý yakabilir. Ona bir þey anlatmak mümkün mü, deðil mi bilemeyeceðim ama böyle bir þeye teþebbüs edenlerin peygamberâne bir azim içinde bulunmalarý þarttýr.
Milletlere zaman zaman musallat olan bu virüs, inançsýzlýkla, ihtirasla, þehvetle, þöhretle beslenir. Bu yollarla duygulara, düþüncelere bulaþtýktan sonra, kurbanlarýnýn elini-ayaðýný, dilini-dudaðýný, gözünü-kulaðýný tesiri altýna alýr ve onlara her istediðini yaptýrýr.
Her zaman azýnlýkta olan, fakat tahribin engin avantajlarýný deðerlendirdiðinden dolayý güçlü görünen bu anarþiste karþý “pes” etmemek lâzým. Pes etmek bir yana, o mutlaka yakýn takibe alýnmalý ve toplum bünyesinde onun öldürdüðü, söndürdüðü kesimlere sürekli hayat üflenmeli, aydýnlatýlmalý ve rehabilitasyon uygulanmalýdýr. Evet, inanç ve ümit üflenerek, ilim ve marifet pompalanarak, düþünce ve muhakeme kazandýrýlarak mutlaka bir ruhî rehabilitasyondan geçirilmelidir.!
Kudsîler de en az anarþist kadar, hatta onun da önünde ve tabiî, insanlýðý, sevgisi, aþký, müsamahasý ve temsil zenginliðiyle hayatýn her biriminde bulunmalýdýr ki, toplum anarþi virüsüne karþý yalnýz býrakýlmamýþ olsun. Zaten, her zaman Allah {cc) diyen, sevgi diyen, þefkat diyen ve iradesini Sonsuz’un iradesiyle bütünleþtiren Hakk erlerinin baþka türlü olmalarý da düþünülemez.ALINTI