Son meyve By: sumeyye Date: 22 Haziran 2010, 14:34:52
Son meyve
“Ýnsan þu kâinat aðacýnýn en son ve en cem’iyetli meyvesi” (Asâ-yý Musa)
Biz kâinatýn meyvesiyiz Dünyamýz, Güneþ sisteminden bir dal Hepimiz o dala takýlýyýz Yerçekimiyle baðlýyýz ona Ciðerlerimizle havayla alýþveriþteyiz Güneþ gözümüzün içinde çalýþýyor Yýldýzlar bize göz kýrpmada Çiçekler bizim için bezenmiþler
Evet, biz kâinatýn meyvesiyiz
Bu âlem, bizim baþýmýzý bekliyor Bizim semâmýz onda, bizim soframýz onda Gözümüze nur, midemize gýda ondan akýp geliyor Þu görünen âlem, bedenimizin imdadýna durmadan koþarken, bedenimiz de her an ruhumuza hizmet etmede Gözümüze Güneþ kadar muhtacýz Ve gözümüz, ancak güneþ kadar bizim, yahut Güneþ gibi bizim deðil
Ciðerimize hava gibi ihtiyacýmýz var Ciðerimiz de hava kadar bizim, yahut onun gibi bizim deðil
Ayný þekilde, ayaklarýmýz arz kadar, kulaklarýmýz sesler kadar, dilimiz tatlar kadar bizim, yahut onlar gibi bizim deðil
Evet, biz kâinatýn meyvesiyiz
Kâinat kimin ise biz de O’nunuz Kâinat kime itaat ediyorsa, biz de O’na ibadete mecburuz Kâinatý kýyamete doðru kim götürüyorsa, bizi de ölüme doðru o sevkediyor
Beden ve kâinat Ýkisi de ruha hizmetkâr Ve ruh, bu hizmetkârlarýný aþmaya mecbur Meyve, aðaç ötesi içindir Aðacýnýn içinde kaybolan bir meyve düþünebiliyor muyuz? Eðer ruh, bedeni ve kâinatý aþamazsa maddede boðulur gider
Atmosfer bedenimizi saradursun, bakýþýmýz yýldýzlarla oynaþýr, düþüncemiz âhiretle kaynaþýr Biz onlarý tefekkür ederiz, onlar bizi deðil
Gökkubbe bütün ihtiþamýyla üstümüzde boy gösteredursun, biz onu bir kitap gibi okur, mütalâa ederiz
Bu kabiliyetimizi yerinde kullanýrsak, þu âlemi mahlûk bilir, onun Hâlýk’ýna iman ederiz Arzý bir sofra, bir beþik bilir, onun Mâlik’ine hamdederiz Maddeyi mahkûm görür, onun Hâkim’ine kul oluruz Ýþte insanýn, insan meyvesinin kâinatý aþmasý asýl böylece tahakkuk eder
Evet, biz kâinatýn meyvesiyiz
Meyve, aðacýn üstünde bahçeyi seyreder Ýnsan da bu dünyadan Âhirete bakmada, orasý için hazýrlanmada Daldan koptuðumuz an, o âleme geçeceðiz Bu dünyaya gelirken, anne rahmi bize bir berzah olmuþtu Bu âleme bir anda gelmemiþtik Ama, annemizin rahmindeyken de bir cihetle bu dünyanýn adamýydýk Buradan gelen gýdalarla besleniyorduk Bu dünyadan koptuðumuz anda da, berzah denilen kabir âlemine gireceðiz Artýk, dünya hayatýyla bir alâkamýz kalmayacak Alýþveriþimiz öteki âlemle olacak Ýmanlý göçmek kaydýyla, kabir bizim için Cennet bahçelerinden bir bahçe olacak
Evet, biz kâinatýn meyvesiyiz
Onun için, âlemi bir bütün olarak severiz Yýldýzýný da severiz, çiçeðini de Daðýný da severiz, baðýný da Bulutlarýný da severiz, Samanyolunu daVe, “aklýn varsa, bütün bu muhabbetleri topla, hakiki sahibine ver” emrine uyar, saraydan geçer, Sultan’ý buluruz Sofrayý aþar, bizi nimetlendiren Mün’im’e ulaþýrýz Bu noktaya gelemez ve âlemi böylece deðerlendiremezsek, okumasýndan âciz olduðu bir kitabýn yapraklarý arasýnda can veren bir böcek gibi terkederiz, bu dünyayý
Ýnsan, kendini inceleyen, aðacýný tefekkür eden meyve
Öbek öbek ilim adamlarý Kimi hücrenin içinden çýkmaða çalýþýyor, kimi gen yumaðýndan kurtulma çabasýnda Kimi yýldýzlar arasýnda yolunu yitirirken, kimi atomun derinliklerinde kazýlar yapmada Ve hepsinin ortak noktasý: Hayret! Bu hayret, insan aklýnýn, Allah’ý tesbihidir “Ben O’nun birtek mahlûkunun kemâlini anlamaktan âciz kalýyorum, elbette bütün bu varlýklarýn Hâlýk’ýnýn kemâli idrak edilemez ve O bütün noksanlýklardan yücedir, münezzehtir” der, her bir akýl
Evet, biz þu kâinatýn meyvesiyiz
Bu âlemdeki daimî faaliyetin bir küçük misâli de bizde cereyan eder Durmadan nefes alýrýz; kanýmýz aralýksýz deveran eder; dimaðýmýz fâsýlasýz çalýþýr; saçýmýz, sakalýmýz daima uzar Hücrelerimiz her an deðiþir Ve bu deðiþmelerle ömrümüz de akýp gider
Meleklerin daima ibadet hâlinde bulunmalarý gibi, aklýmýz da aralýksýz çalýþýr Ruhumuz, âlemde ve bedende cereyan eden bütün deðiþmeleri ibretle seyreder Bebeðin uzayan parmaklarýyla, aðacýn uzanan dallarýný birlikte temaþa eder Dökülen saçlarla, sonbahar gazellerini beraber düþünür Ýþte, kâinattaki ve insandaki bu deðiþmeler, ruhumuzu deðiþmekten münezzeh olan Allah’a teveccüh ettirir
Bedenimiz þu kâinatýn maddesiyle beslenirken, ruhumuz melekler gibi, bu âlemin mânâsýyla ilgileniyor O da melekler gibi, ama baþka bir tarzda, þu kâinatýn tesbihatýný temsil ediyor Âlemdeki cemâl tecellileri, ruhta neþ’e ve sürur þeklinde, celâl ve azamet tecellileri ise haþyet ve korku olarak tezahür ediyor
Arza halife ve kâinata meyve olduðunun þuuru içinde, bütün âlemi arkasýna alarak Rabbine ibadet eden ruhlara ne mutlu! Bedeni ve kâinatý yanyana getirip, ikisini birlikte temaþa eden, hikmetle kudreti beraber seyreden ruhlara müjdeler olsun!ProfDr Alaaddin Baþar