Ýz Býrakanlar
Pages: 1
Her karesi imtihanla dolu bir hayat By: sumeyye Date: 20 Haziran 2010, 14:17:19
Her karesi imtihanla dolu bir hayat

Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke'ye karþý olan alakasý ve irtibatý da bizim herhangi birimizin kendi vatanýna karþý olan irtibatýndan çok farklýdýr Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisinin Mekke'deki konumunun idrakinde olduðu gibi Sidretü'l-müntehâ'nýn izdüþümü ve yerin göbeði olan Kâbe ile ayný memeden süt emmenin ve bununla beslenmenin de þuurundaydý

Ýþte bu derin alakaya raðmen kendisi için adeta ikinci bir eþ olan Kâbe'den ayrýlmak zorunda kalmýþtý O (sallallahu aleyhi ve sellem) hicretle, sadece yurdunu ve yuvasýný deðil her gün Cenab-ý Hakk'ýn cemâlinin tecellîgâhý olan mübarek bir yeri býrakýp gitme durumundaydýBunun yanýnda O, Medine-i Münevvere'ye gittiðinde de on altý veya on sekiz ay Kâbe'ye doðru namaz kýlamamýþtý Hadis-i þeriflerin umumu birden mütalaa edilince görülür ki, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) göz ucuyla hep oraya doðru hareketlenir ve bir nigâh-ý âþina ile "Kâbe'ye döndürülür müyüm?" þeklinde bir beklenti içine girerdi Bunun üzerine Kur'an O'na (sallallahu aleyhi ve sellem) þöyle diyecekti: "Elbette ilahî buyruðu bekleyerek yüzünün semada aranýp durduðunu görüyoruz (Artýk müsterih ol, iþte) memnun olacaðýn kýbleye seni yöneltiyoruz Haydi, þimdi yüzünü Mescid-i Harâm'a doðru çevir! Siz de ey müminler, nerede olursanýz olunuz yüzünüzü oraya doðru çevirin!" (Bakara Sûresi, 2/144) Nebiler Serveri hicret esnasýnda Mekke'den ayrýlýrken bu duygularla dopdolu ve derin hislerle: "Eðer beni çýkarmasalardý senden çýkmazdým Ey Kâbe! Allah þâhid ki seni çok seviyorum" demiþti Böylece Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) yurttan yuvadan edilmenin yaný sýra Kâbe gibi bir mekândan edilmenin ýzdýrabýný da sinesine basmýþtý; basmýþtý zira O (sallallahu aleyhi ve sellem), kendisinden sonra yurdundan ve yuvasýndan edilenlere örnekti Bu itibarla denebilir ki "Efendimiz'in hayatýnýn hiçbir karesi imtihansýz geçmemiþtir"

Yine bir keresinde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir yere gelip oturmuþ ve bir dinsizin su-i kastýna maruz kalmýþtý Bugün bazý medyada olduðu gibi, Efendimiz döneminde de hemen her gün bir kýsým densiz, sürekli komplo peþinden koþar ve sürekli yargýsýz infazda bulunurlardý O dönemde Nebiler Serveri'ne belki on defa suikast tertip edilmiþti Bazen Efendimiz'in baþýna taþlar atýlmýþ bazen kýlýçlarla üzerine gidilmiþti Bu tür olaylar öyle bir hal almýþtý ki o büyük güven insaný (sallallahu aleyhi ve sellem), Medine'de bir gün yalnýz olarak hücre-i saadetlerinde yatarken, içinden, "Keþke birisi gelse, baþýmda beklese de biraz uyuyabilsem" þeklinde bir düþünceye dalmýþtý O öyle düþünürken Sa'd b Ebî Vakkas, kýlýcýný kuþanmýþ olarak oraya gelmiþ ve Efendimiz'in kim olduðunu sormasý üzerine kendini tanýtmýþ ve "Allah'ýn Resûlü rahat uyusun, size bir þey olmasýn diye kapýnýzda bekleyeyim mülahazasýyla geldim" demiþti

Hayâdan buram buram terlerdi
Ýþin doðrusu Efendimiz'in hayatýnýn hemen her bölümünde deðiþik imtihanlara dair kareler görmemiz mümkündür Cenab-ý Hak Medine'de de O'nu korkuyla imtihan etmiþtir "Biz mutlaka sizi biraz korku ile biraz açlýk ile yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlýkla denerizSen sabredenleri müjdele!" (Bakara Sûresi, 2/155) ayetiyle buna iþaret edilmektedir Evet, O Rehber-i Küll (sallallahu aleyhi ve sellem) Bedir Savaþý münasebetiyle pek çok Ashabýný kaybetmiþti Yani her þeye o derece katlanan Nebiler Serveri, arkasýna aldýðý ve belirli bir kerteye kadar beraber hareket ettiði Ashabý ile de imtihan olmuþtu
Evet, O (sallallahu aleyhi ve sellem) baþýna gelen sýkýntýlarla imtihan olduðu gibi baþlarýna gelmesi muhtemel musibetlerin aðýrlýðýný da her an ruhunda derin derin hisseden bir vicdandý Mesela Efendimiz'e yakýn olan insanlardan bazýlarý Bedir'de harp baþlayacaðý esnada þöyle diyebilmiþlerdi: "Biz bir kervaný takip etmek ve Mekkelilerin elimizden aldýðý mallarýmýzý istirdad etmek için bu yola çýkmýþtýk Bizim harp mülâhazamýz yoktu" Böyle bir söz sarf etmemiþ olsalardý dahi ona böyle bir ihtimalin ne kadar aðýr olduðu/olacaðý ortadadýr Bu meseleyi, kendimizi baþkasýnýn yerine koyarak deðil de O'na inanarak, O'nun için yurdunu yuvasýný terk etmiþ veya evini baþkalarýna açmýþ kimseleri düþündüðümüzde, O'na inanmýþ bazý insanlarýn bunu veya benzerini söyleme ihtimalinin Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) için ne büyük bir imtihan olduðu anlaþýlacaktýr
Rehber-i Küll, Mukteda-yý Ekmel ve Ekrem olan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), musibetlere dayanma mevzuunda da bizim için bir numune teþkil ettiðini bu þekilde hayatýyla göstermiþ oluyordu Ayrýca O (sallallahu aleyhi ve sellem), örtüsü arkasýnda evlenmek bilmeyen bir genç kýzýn hayâsý içindeydi ve bir kadýnýn yüzüne bakýnca sýkýntýdan buram buram ter dökerdi Bundandýr ki, dinin teþrîî emirlerini baþkalarýna anlatýrken ezvâc-ý tâhirâttan olan annelerimiz bazý konularý baþkalarýna izah etme lüzumunu duyarlardý Efendimiz'in vazifesi tavzîh idi ama örtüsüne bürünmüþ bir azrâ gibi o kadar hayâ ederdi ki teþrî' makamýnda olmasýna raðmen anlatýlmasý gereken hususlarý tavzih ederken terlerdi Efendimiz bu iffetiyle ve mâsiyete karþý dayanýp diþini sýkma hususiyetiyle de ümmetine en güzel bir örnek teþkil ediyordu
Netice itibarý ile diyebiliriz ki, bütün hayatýyla bizim için muktedâ-yý küll ve rehber-i ekber olan Efendimiz vasýtasýyla Allah'ýn bize ihsan ettiði en güzel ve en mükemmel husus, O'na iktidâ ve ittiba hususudur Rabb'imizin bizi O'na iktidâyla þerefyab etmesi ümidiyle

ÖZETLE
1- Efendimiz, içindeki derin alakaya raðmen Kâbe'den ayrýlarak sadece yurdunu ve yuvasýný deðil, Cenab-ý Hakk'ýn cemâlinin tecellîgâhý olan mübarek bir yeri de býrakýp gitmiþtir
2- Efendimiz'in hayatýnýn hemen her bölümünde deðiþik imtihanlara dair kareler görülür O baþýna gelebilecek musibetleri ve bunlarýn aðýrlýðýný da her an ruhunda derinden hissederdi
3- Efendimiz'in vazifesi teblið idi ama örtüsüne bürünmüþ bir azrâ gibi o kadar hayâlýydý ki anlatacaklarýný tavzih ederken terlerdi O, iffetiyle de ümmetine güzel bir örnek teþkil ediyordu
Not: Bu metinler Muhterem Hocamýz'ýn 70'li yýllarda cami cemaatinin sorularýna verdikleri cevaplardan derlenmiþtir


Fethullah Gülen

radyobeyan