Güncel Meseleler
Pages: 1
Peygamber Efendimiz By: neslinur Date: 19 Haziran 2010, 05:15:57
PEYGAMBER EFENDÝMÝZ

SORU: Allah-u Teâlâ Hazretleri'nden sonra sevgili Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ (SAS) Efendimiz'i mi, yoksa ana-babamýzý mý sevmemiz gerekir?

CEVAP: Þeksiz, þüphesiz önce Peygamber Efendimiz'i sevmemiz gerekir. Hadis-i þerifte böyle geçiyor. Diyor ki Peygamber Efendimiz: "Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki, sizden biriniz beni anasýndan da, babasýndan da, evlâdýndan da, bütün insanlardan da daha çok sevmedikçe gerçek mü'min olamaz!" buyuruyor. Demek ki, Rasûlüllah sevgisi olmadan iyi müslüman olunmuyor.

SORU: "Allah der ki: Önce rasûlüme git, ona kendini kabul ettir, benimle muhatap olamazsýn!" diye söylediniz. Allah'la kul arasýna hiç kimse giremez prensibi var... Burayý biraz açýklar mýsýnýz?

CEVAP: Peygamber Efendimiz'e müracaat etmeden yollar kapalýdýr. Peygamber (SAS) Efendimiz, Allah'la kul arasýnda mânî deðil, engel deðil... Allah'ýn elçisi olduðundan, ona gitmek gerekiyor. Onsuz olmuyor. Ezanýmýz onsuz olmuyor, namazýmýz onsuz olmuyor, ona salât ü selâm getirmeyince olmuyor. Rasûlüllah'a baðlýlýk çok önemli!..

Peygamber (SAS) diyor ki: "Sizden biriniz, ben kendisine anasýndan, evlâdýndan ve bütün insanlardan --baþka rivayetlerde de sahib olduðu her þeyden-- daha sevgili olmadýkça, o kimse gerçek mü'min olamaz!" diyor.

Peygamber Efendimiz bilmez miydi, kul ile Allah arasýna kimse giremez prensibini?.. Kul Peygamber Efendimiz'i sevecek, baðlanacak, hayatýný öðrenecek, sünnetini belleyecek, terbiyesine girecek, izini takib edecek; cennete öyle girecek!.. Onun dýþýnda baþka yol yok!.. Yol bir tane; o da Rasûlüllah Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi yoludur. O çok önemli!..

Orda öyle ufak tefek tereddüde bile hiç yer yoktur. Orda Allah ile kul arasýna girmek gibi bir þey yoktur. Allah ile kul arasýnda Rasûlüllah Efendimiz fazla deðil... Yoldur, halkadýr, götürücüdür. Onun için, onu baþka türlü anlamasýnlar.

SORU: Þeytan ayetlerinin aslý var mýdýr?

CEVAP: Müþrikler, kâfirler Ýslâm dini çýktýðý zamandan beri müslümanlarla uðraþtýlar. Peygamber Efendimiz'e iftira ettiler, mecnun dediler, þair dediler. Öldürmeðe çalýþtýlar, þehirlerinden dýþarý çýkarttýlar. Müslümanlara iþkence ettiler. Bu arada da çeþit çeþit yalanlar uydurdular. Bu ayetlerin hiç aslý esasý yoktur. Ama, Ýslâm'ýn düþmanlarý þimdi yirminci yüzyýlda da olduðundan, eski kâfirlerden, eski þeytanlardan, þeyâtînül insten kalmýþ olan þeyleri tekrar tekrar ortaya atýp, milletin kafasýný karýþtýrmaða çalýþýyorlar.

Allah-u Teâlâ Hazretleri Kur'an-ý Kerim'de Peygamber Efendimiz için buyuruyor ki:

(Velev takavvele aleynâ ba'dal ekàvîl) "Eðer bu peygamber, biz kendisine vahyetmediðimiz halde kendiliðinden Allah böyle söylüyor diye bazý sözler ortaya atsaydý; (Leehaznâ minhü bilyemîn. Sümme lekata'nâ minhül vetîn) onu yakalar, onun þah damarýný parçalardýk, müsaade etmezdik!" buyuruyor.

Allah-u Teâlâ Hazretleri, Peygamber Efendimiz'i hak peygamber olarak gönderdi. Söylediði sözler hak sözdür. Peygamberler ma'sûmdur; yâni hýfz u himâye olunmuþlardýr, korunmuþlardýr. Þeytan sokulamaz, þeytan tesir edemez. Günahlara düþmezler, günahlý iþler yapmazlar.

Peygamber Efendimiz daha küçük çocukken, arkadaþlarý bir düðün seyretmeðe gittiler. Bir keresinde "Bu bu gece de ben düðün seyretmeðe gideyim!" dedi. Yarý yolda ona Allah bir uyku verdi, düðün yerine gidemedi. "Düðün seyretmek, çalgý sana gerekmez!" diye...

Yâsin Sûresi'nde hepiniz biliyorsunuz, Peygamber Efendimiz için:

(Vemâ allemnâhüþ þi'ra vemâ yenbaðî lehû) "Biz o Peygamber'e þiir öðretmedik, þiir ona gerekmezdi. Ancak gönderilenler vahiydir, Kur'an-ý Kerim'dir." buyuruluyor.

Allah-u Teâlâ Hazretleri bir ayet-i kerimede de buyuruyor ki:

(Ýnnâ nahnü nezzelnez zikre ve innâ lehû lehâfizûn) "Kur'an-ý kerim'i biz indirdik; onun hýfzedilmesi, korunmasý da bize aittir. Kýyamete kadar onu biz koruyacaðýz."

(Yürîdûne liyutfiû nûrallahi biefvahihim, vallahu mütimmü nûrihî velev kerihel kâfirûn) "Allah'ýn nurunu aðýzlarýyla üfleyerek söndürmeðe çalýþýyorlar. Kâfirler hoþlanmasa da Allah nurunu tamamlayacaktýr." Allah'ýn nurunu üflemekle kimse söndüremez! Amma, iþte böyle fitne karýþtýrýrlar, eski rivayetlerden bir þeyler bulmaða çalýþýrlar. Eski zamanýn müþriklerinin sözlerini ortaya atarlar.

Meselâ; Mekke'de gelmiþ As ibn-i Vâil... Eline çürümüþ kemiði almýþ, þöyle ufalýyor Peygamber Efendimiz'in karþýsýnda... "Allah bu çürümüþ kemiði de mi diriltecek?" diyor.

(Kul yuhyihellezî enþeehâ evvele merreh) "O kemiði Allah ilk baþta nasýl yarattýysa, o Allah o kemiði diriltecek!.." (ve hüve bikülli halkýn alîm) "O her çeþit yaratmaya kadirdir!" Yoktan da yaratýr, kemikten de yaratýr, toprakdan da yaratýr, nurdan da yaratýr... Öldükten sonra da diriltir, ahiret hayatýný da yaratýr. Allah her þeye kadirdir.

--Çürümüþ kemikler nasýl dirilecek?

--Senin üzerine vazife mi?.. Allah yaratacak. Her çeþit yaratmaya kàdir!..

Televizyonda bir filim görsen, aklýna "Hiç böyle þey olur mu?" diye gelmiyor. Adam uzay gemisinin hücresinde duruyor, içeri giriyor, bir ýþýnlanýyor; "Hoop..." ayýn yüzeyine geçiyor. Hiç itiraz geliyor mu içinizden?.. O zaman "Gýk..." demiyorsunuz. Ama öbür tarafta, "Allah-u Teâlâ Hazretleri yaratacak." deyince, çeþit çeþit seyler oluyor.

Þimdi, bu da bir iftira!.. Bunun hiç kitaplarýmýzda aslý, esasý yok... Bu adamlarýn iddiasý ne?.. "Peygamber Efendimiz'e þeytan tesir etmiþ de, bazý sözler söyletmiþ..." filân gibi... Yok öyle bir þey!.. Þeytan tesir eder mi Peygamber Efendimize?.. Allah-u Teâlâ'nýn Peygamberine, mümkün mü böyle bir þey?..

Bunlar Ýslâm'ý zedelemek için, müslümanlarýn imanýný sarsmak için ortaya atýlmýþ yalanlar, dolanlar... Kim yapýyor?.. En meþhur gazeteler yapýyor. Bir birisi yazýyor, bir birisi yazýyor, bir ötekisi yazýyor. Maksad ne?.. Dertleri, karýnlarýnýn aðrýlarý, müslümanlarýn Türkiye'de kuvvetlenmesi... Müslümanlarýn kuvvetlenmesini hazmedemiyorlar. Gençlerin camileri doldurmasýný hazmedemiyorlar. Kýzlarýmýzýn baþlarýný örtmesini hazmedemiyorlar.

Niye plajdaki çýplakla, fahiþeyle uðraþmýyorsun da; benim namuslu kýzkardeþimle, benim bacýmla uðraþýyorsun?.. Niye o fahiþeyi fahiþelikten alýkoymaða çalýþmýyorsun da, bu namuslunun baþýný açmaða çalýþýyorsun?.. HÝç akýl mantýk kabul etmeyecek iþler...

--Neden böyle yapýyorlar?..

--Ýslâm'dan korkuyorlar, müslümanlardan korkuyorlar.

--Kim korkuyor?..

--Kâfirler korkuyor.

--Peki burdakilerin korkusu ne?.. Kâfirler korksun, titresin!.. Rus korksun, Yunanlý korksun, Bulgar korksun...

Korkmayýnca, bak neler yapýyorlar!.. Bizim eski devletimiz olsaydý, Fransa'ya mektup yazýp da krallarý hapisten çýkarttýðýmýz zamanda, Bulgaristan'da böyle isim deðiþikliði yapabilirler miydi?.. Yunanistan bu zulmü yapabilir miydi?.. Mâsumlarý banyo küvetinde öldürüp öldürüp de, üst üste yýðabilirler miydi?.. Yapamazlardý ama, biz zayýflayýnca yapýyorlar.

Þimdi biz kuvvetleniyoruz, müslümanlar dinine sarýlýyor, imam-hatip okullarýnýn adedi çoðalýyor diye, Kanada üniversitesinde araþtýrma yapýyorlar ve tehlike iþareti, sinyali veriyorlar. Kanada üniversitesinin, Mc. Gill Üniversitesi'nin, bizim imam-hatip okullarýyla ne ilgisi var?.. Türkiye'de müslümanlýk geliþiyor diye, ödleri patlýyor.

Haydiii, bu sefer bizimkiler de: "Ýmam-hatip okullarý açýlmasýn, adedi dondurulsun, meslek okullarýna aðýrlýk verelim!" bilmem ne diyorlar. Seni güdüyorlar koyun gibi!.. Enayi, güdülüyorsun sen!.. Sen kendi menfaatini düþüneceksin.

"Benim memleketimin menfaati nedir? Þunu yaparsam nereye gider, bunu yaparsam bu nereye gider?" diye, yapýlan iþin faydasýnýn kime geleceðini, zararýnýn kime gideceðini hesaplamak lâzým!.. Þu memleketin sahibi olan insanlarýn, "Þu memleket bize emanet edilmiþtir." diye düþünmesi lâzým!..

Ýmam-hatip okullarýnýn açýlmasýndan endiþe ediyorlar. Kur'an kurslarý açýlýyor diye kýyamet kopartýyorlar. Peki Kur'an kursu ne?.. Kur'an-ý Kerim'i, dinî bilgileri öðreten kurslar... Bir sene... Zâten eti ne, budu ne; bir senede insan ne öðrenir?.. Ýmam-hatip okulunu, ilâhiyat fakültesini, bilmem neyi 20 sene okumuþ olan insan bile kolay kolay bir þeyler öðrenemiyor. Bir senede ne olacak ama, onu hemen yaygara yapýyorlar.

Þu memlekette kötülük þu kadar arttý, ahlâksýzlýk bu kadar arttý, rüþvet þu kadar arttý... Anarþi bu kadar arttý, adam öldürme þu kadar fazlalaþtý... Hayâlî ihracat þu kadar arttý... Bilmem bir sürü böyle þey... E bunlarla uðraþalým!.. Hayýr; müslümanýn baþörtüsüyle, müslümanýn imam-hatibiyle, müslümanýn Kur'an kursuyla, müslümanýn ayetleriyle, müslümanýn hadisleriyle uðraþýyorlar.

Hocamýz bir kitap yazmýþtý, ÇYemek AdâbýÈ diye, hadis-i þeriflerle... "Sað elinizle yeyin, üç parmakla yeyin..." bilmem ne... Gazeteler onlarýn her birini bir alay mevzuu yaptý, yazdý. Sen Allah'ýn Rasûlünün hadisleriyle alay edersen, kâfirsin!.. Peki, kâfir böyle diyor; müslüman niye ona kulak veriyor?.. Cahil de ondan... Dost kim düþman kim bilmiyor da ondan...

Bir Japon, Japon güreþinde Japonlara mahsus bir kýyafet giyiyor, beline kuþak takýyor, kimse bir þey demiyor da; biz kendi kýyafetimizi giyemiyoruz!.. Japon kimonosunu giyiyor, öyle yaþýyor da, biz yaþayamýyoruz!.. Olmaz ki!.. Eðer hürriyet varsa, eðer demokrasi varsa, eðer din ve vicdan hürriyeti varsa, eðer eðitim hürriyeti varsa, eðer bunlar anayasal düzende de imzalanmýþ, tasvib görmüþse; o zaman herkesin uymasý lâzým!.. Bir þey diyememesi lâzým!.. Sen de hakkýný, hukukunu korumalýsýn!..

--Efendim, kâfirin elini tutamazsýn, kalemini tutamazsýn!.. Memlekette hürriyet var.. Herkes isterse dinin aleyhine yazar, ister lehine yazar.

--Haa, o zaman da paraný dökeceksin çuvalla orta yere... Gazeteni kuracaksýn, mecmuaný kuracaksýn, bunlara cevap vereceksin!.. Daðýtým müesseseni kuracaksýn, Türkiye'nin en uzak köþesine kadar senin mecmualarýn, gazetelerin daðýlacak. Senin fikirlerini okuyacak, bunlarýn cevaplarýný okuyacak millet...

Bak, gündemi onlar tesbit ediyorlar. Yâni hangi konunun münakaþasý yapýlacak, onlar seçiyorlar. Ortaya bir fitne atýyorlar, bizim kardeþimiz de bir not veriyor; "Þeytan ayetlerinin aslý var mý?" diye... Biz de camide tutup onu anlatmak zorunda kalýyoruz.

Halbuki, sen Hazret-i Ýsâ'ya nasýl Allah'ýn oðlu dersin?.. Allah'ýn peygamberi... Nasýl sen buna Allah'ýn oðlu dersin?.. Evlendi mi, karýsý mý vardý, doðumla mý doðdu, izdivaç mý oldu, gerdek mi oldu?.. Bu nasýl saçmalýktýr yirminci yüzyýlda?.. Gündemi biz tesbit etsek, bunu söyleyeceðiz. O zaman ne papa kalacak, ne papaz kalacak, ne kilise kalacak!..

Ona fýrsat gelmesin diye, müslümanýn Kur'an'a baðlýlýðý zayýflasýn diye, þeytan ayeti, bilmem nesi... Hintli öyle demiþ, bilmem ne böyle demiþ... Hintli zâten tenâsül aletine tapýyor, öküze tapýyor... Adamýn aklý olsaydý, doðru düzgün bir þeye inanýrdý. Gündemi biz tesbit etsek, bunu söyleyeceðiz.

Hindistan'da öküz kutsal... Neresi kutsal bunun?.. Biz bunu yatýrýyoruz, kýrt kýrt kesiyoruz, etini de yiyoruz. Pirzola yapýyoruz, pastýrma yapýyoruz, yumurta kýrýyoruz, yiyoruz. Neresi kutsal bunun?.. Bunun boynuzuna mý tapýyorsun, derisine mi tapýyorsun?.. Derisinden de pabuç yapýyoruz; ayaðýmýzýn altýnda... Senin taptýðýn bu mu?.. Senin taptýðýn benim ayaðýmýn altýnda!..

Hintli bilmem ne yazmýþ bu kitabý... Yâ sen ilkönce kendine bak, bir kere senin kendi dinin ne?.. Hindistan'da 400 kadar mezheb var... Kimisi Buda'ya tapar. Buda'nýn heykeline baksan, sekiz tane kolu var... Sekiz tane kollu adam gördünüz mü hiç þimdiye kadar?.. Yok... Sonra, tenâsül aletine tapýyor Hintlilerin bir kýsmý...

Bizim dedelerimiz bunlarýn hepsini gördüler. Bizim dedelerimiz kaç asýr Hindistan'da yönetici olarak bulundu, imparatorluk kurdu. Onlarýn dinini de biliriz, hristiyanlarý da biliriz, yahudileri de biliriz, ateþperestleri de biliriz. Hak din Ýslâm!.. Elhamdü lillâh, alâ ni'metil Ýslâm... Bizi müslüman yapan Allah'a hamd olsun...

Ama gündemi tesbit etmek meselesi var ya; hangi mesele konuþulacak?.. Hak din konuþulacak!.. Hangi din haktýr, hangi din batýldýr?.. Öyle kýyýdan kenardan hýk mýk deme, çýk bakalým karþýma!.. Saklandýðýn yerden bir karþýma dikil bakalým!.. Sen hangi dindensin?.. Sen Hint dinlerinden birisinden misin; senin dinin iki para etmez!.. Neyin var senin?.. Sen hristiyan mýsýn; senin dinin muharref!.. Sen Allah'ýn sana gönderdiði peygambere, tanrýnýn oðlu demiþsin. Bundan saçma þey mi olur?..

(Lekad keferellezîne kàlû innallàhe hüvel mesîhubnü meryem) "Allah Meryem'in oðlu Mesih'tir diyenler kâfir oldu." diye Kur'an-ý kerim bildiriyor. Allah transandantal varlýktýr, müteâlî varlýktýr diye filozoflar bile Ýslâm'ýn çizgisine geliyor. Neden hristiyan filozof geliyor, müslüman oluyor?.. Aklý almadýðý için...

Neden filânca papaz hâlâ hristiyan kalýyor; hem de kitap yazmýþ ilim adamýymýþ?.. "Ben labaratuara geldiðim zaman kilisenin kitabýný kapatýrým; kiliseye gititiðim zaman labaratuarýn kitabýný kapatýrým." diyor. Orada öyle, burada böyle; öyle þey mi olur?.. Ýki çatal, birbirine zýt iki þey... Hadi bakalým, bir birliðe er bakalým; ikisinden hangisi doðru, bir anla!.. O zaman Prof. Moris Bükey (Maurice Bucaille) gibi, bir onu inceliyor, bir onu inceliyor; bu yanlýþ diyor, müslüman oluyor. Baþka çaresi yok!.. O yanlýþ, bu doðru... Ýslâm'a gir!..

Papazlardan, piskoposlardan, hahamlardan, komünistlerden, filozoflardan, doktorlardan, yazarlardan nice insan müslüman oluyor. Ramazan geliyor iþte, bir ay sonra... Yine gazetelerde görürsünüz; þu müslüman oldu, bu müslüman oldu...

O adamlar durup dururken mi müslüman oluyor?.. Kolay mýdýr; bir insanýn yaþayýp dururken, bir cemiyete muhalefet edip baþka bir dine girmesi kolay bir þey midir?.. Çok büyük hadisedir. Anasýyla darýlacak, babasýyla darýlacak, toplumuyla ters düþecek, baþka bir ülkeye gitmesi gerekecek... Onu yapýyor. Bak, sen müslüman doðmuþun, müslüman yaþamakta zorlanýyorsun; o dinini deðiþtiriyor, Ýslâm'a geliyor. Bütün topluma karþý gelerek, büyük bir kahramanlýk gösteriyor.

O bakýmdan, Müslümanlar olarak Ýslâm'ý tanýtacak vasýtalara sahib olmamýz lâzým!..

Ynt: Peygamber Efendimiz By: ceren Date: 11 Nisan 2015, 01:50:00
Aleykümselam.Rabbim razý olsun paylaþýmdan Reyyan abla.Rabbim bizleri Peygamber efendimizin yolunda giden ,ona laik olan kullarýndan eylesin inþallah...

radyobeyan