Bahar vagonu gelirken By: sumeyye Date: 18 Haziran 2010, 12:12:25
Bahar vagonu gelirken
Her yýl olduðu gibi bu yýlda bahar kendini hissettirmeye baþladý
Yeniden diriliþ için bütün duygularýmýzý sonuna kadar açýp olabildiðince bu bahar sayfasýndan istifadeye bakmalýyýz Kâinat kitabýnýn bahar sayfasýnýn her bir cümle, kelime, harf ve noktasýný tefekkür gücüyle okumalý, içimize çekmeli, bahardaki maddî coþkuyu ruh âlemimizde de yaþamalýyýz
Elbette Risâle-i Nur okuyucularý bu noktada oldukça þanslý Eserler, baharý adým adým ve tatlý, ayný zamanda mantýklý bir þekilde izah ederken bu maddî âlemdeki diriliþi, asýl diriliþle tefekküre sunup adeta dünyadaki numunelerinden ahireti sokak sokak anlamamýzý saðlýyor Bu gözle bakýnca bahar tabiî ki bir baþka oluyor Kuþlar ötüyor, aðaçlar çiçekleniyor, güneþ içimizi ýsýtýyordan öte bir þey…
Þu sýralarda bahar vagonu, geliyorum diye düdüðünü öttürürken; kýþ sayfasý da iþimi bitirdim gidiyorum faslýnda Baharda haþri algýlayabilmek için kýþýn ölmüþ yeryüzünü, kurumuþ aðaçlar hakikatini yaþandýðý mevsimde gözlemlemek, baharda diriliþi daha iyi anlayabilmek için önemli Bu yüzden kýþ tamamen sayfasýný dürmeden yakalayalým bir kuru aðaç, yeþillenmemiþ toprak örtüsü ve görelim baharla birlikte yeni kýyafetlerini daha doðrusu diriliþi
“Þimdi bak Allah’ýn rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardýndan nasýl diriltiyor? Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir; O her þeye hakkýyla kadirdir” (Rum Sûresi: 50) âyetinin tefsiri olan Onuncu Söz’deki anlatým tarzýný incelediðimizde aynen âyetteki baþlangýçta olduðu gibi “Bak görmüyor musun, hiç mümkün müdür ki…” gibi pek çok ifadeyle gözümüzle gördüðümüz, sadece bahara has olmayan fakat bu mevsimde daha aþikâr olan, an be an diriliþ hadiselerini adeta gözümüze sokarak haþrin varlýðýný, Hz Ali’nin ifadesinde olduðu gibi “Perde-i gayb açýlsa yakînim ziyadeleþmeyecek” hakikatindeki derinlikte ahiret âlemlerinin haritasý çiziliyor ve akýl, kalp ve bütün duygularýmýz bu hakikatle tatmin oluyor
Her yeni bahar mevsimi, bir öncekine göre farklý mânâlar uyandýrmalý bizim için Bu da tefekkür kabiliyetimizi sürekli geliþtirerek olacak Bunun için bol bol haþirle ilgili meseleleri okuyup, hatta þu günlerde daha da yoðunlaþýp bunu dýþ âlemdeki geliþmelerle birleþtirip iç âlemimize yeni mânâlar yüklemeliyiz Kâinat kitabýnýn her sayfasýnda olduðu gibi bu yýl bahardan içimize süzülen mânâlarý da sevdiklerimizle paylaþmalý istifademizi arttýrmaya bakmalýyýz
“Hiç mümkün müdür ki: Ölmüþ, kurumuþ koca Arzý ihyâ eden ve o ihyâ içinde herbiri, beþer haþri gibi acib, üç yüz binden ziyade envâ’-ý mahlûkatý haþr ve neþredip kudretini gösteren ve o haþr ve neþr içinde nihayet derecede karýþýk ve ihtilât içinde, nihayet derecede imtiyaz ve tefrik ile ihâta-i ilmiyesini gösteren ve bütün semâvî fermanlarýyla beþerin haþrini vâ’detmekle bütün ibâdýnýn enzârýný saadet-i ebediyyeye çeviren ve bütün mevcûdâtý baþbaþa, omuz omuza, elele verdirip, emir ve irâdesi dairesinde döndürüp birbirine yardýmcý ve musahhar kýlmakla âzamet-i Rubûbiyyetini gösteren; ve beþeri, þecere-i kâinatýn en câmî ve en nâzik ve en nâzenîn, en nâzdar, en niyâzdar bir meyvesi yaratýp, kendine muhatâb ittihaz ederek her þeyi ona musahhar kýlmakla, insana bu kadar ehemmiyet verdiðini gösteren bir Kadîr-i Rahîm, bir Alîm-i Hakîm; Kýyâmeti getirmesin! Haþri yapmasýn ve yapamasýn! Beþeri ihyâ etmesin veya edemesin! Mahkeme-i Kübrâyý açamasýn! Cennet ve Cehennem’i yaratamasýn? Hâþâ ve kellâ!” (Onuncu Söz, Dokuzuncu Hakikat) FATMA NUR ÞAHÝN