Dilsizlik korkusu By: sumeyye Date: 13 Haziran 2010, 14:29:40
DÝLSÝZLÝK KORKUSU
Bir gün, bildiðimiz bütün kelimeleri unutup dilsiz kalakalsak dünyada, yaþamanýn anlamý nice olurdu?
Sanýrým bir uzvunu, mesela kolunu, bacaðýný yahut gözlerini yitirmekten daha büyük acýlar, daha derin yoksunluklar duyar insan kelimesiz kaldýðýnda Muhtemel ki mânâsýz bir boþluðun ortasýnda, taþ gibi, aðaç gibi dikilir ve acý bir feryat koparýr hayvansý seslerle Selim Ýleri böyle bir rüyasýndan söz etmiþti bir yazýsýnda Bütün kelimelerini yitirdiðini görmüþ rüyasýnda, dilsiz kalmýþ; silinmiþ hafýzasý Kan ter içinde uyanmýþ o karabasandan Sonra bunun bir rüya olduðunu, kelimelerin yerli yerinde durduðunu anlayýp þükretmiþ Rüyasý bile tarifsiz acýlar veriyor insana dilsizliðin Ne korkunç bir andýr bu, ne düþünür insan böyle bir uyanýþtan sonra? Ölümcül bir hastalýða yakalanýp tehlikeli bir ameliyat geçiren biri, artýk yaþama nasýl dört elle sarýlýr; saatlerin, günlerin kýymetini nasýl bilirse, kelimelerine yeniden kavuþan da öyle sýmsýký tutunur onlara
Birini bile boþa harcamaktan, tesirsiz söylemekten korkar Doldurur içlerini petekteki bal gibi, sakýnýr, kýskanýr Sonra gönlünden ýþýltý, ruhundan heyecan, dilinden bir damla tat katar da öyle söyler Birer armaðan gibi ulaþtýrýr her kelimeyi muhatabýna; murad alýp murad verir gibi O kelimeler ki artýk boþlukta yitmez; bir kulaktan girip diðerinden çýkmaz, gönülden gönüle yol bulup gider
Kelimelerin kýymetini biliyor muyuz? Hayýr, hayýr!
Tümden deðilse bile öbek öbek yitiriyoruz artýk onlarý
Cümleyi çýkarýyoruz yaþamýmýzdan
Kelimeleri sevip koruyan, yalnýz þairler olmalý Öyle ya, kim sözünü sakýnarak, kýskanarak, her bir sesin boþa gitmesinden ödü koparak konuþuyor? Kimin, içi býngýl býngýl bal dolu kelimeleri var? Ne sakýnmasý, ne kýskanmasý, ne balý! Ýçinde kendi sesi çýnlayan kelimeleri yok kimsenin
Ortalýkta ucuz ve sahipsiz eþya gibi cýlký çýkmýþ sözler dolaþýyor; tesirsiz ve sessiz Bir avuç kelime, yýkýlmýþ bir imparatorluðun enkazýndan kurtulup baþka bir ülkeye göç etmiþ sefiller gibi o aðýzdan bu aðza, o masadan bu masaya savrulup duruyor Nesebini, özünü ve ruhunu yitirmiþ, safiyetini uzaklarda býrakmýþ, yaþamýyor gibi yaþýyor Hangi ‘dil’de döllenip temiz bir oðul verecek, hangi duru sözle aþýlanýp bir anlam aðacý yeþertecek bunlar?
Dil katilleri cirit atýyor ortalýkta Mirasyediler; dýþý süslü, içi boþ laf ebeleri, söz celepleri, ‘sanatçý’lar! Adým baþý, söz baþý býkmadan usanmadan, aðýzlarýnda; ‘yüreðine saðlýk, yürekten söyledi, yürek dolusu’, ‘inanýlmaz güzel’, ‘duygu seli’, ‘çok kutluyorum’, ‘keyif aldým’, ‘damardan’ Hepsi birbirine benzer; isimler baþka, yüzler ayný
Mimikler, tonlamalar, bakýþlar birbirinden çoðaltýlmýþ Kelimeler azap çekiyor aðýzlarýnda, feryat ediyor Parýltýlý giysiler içinde ve ýþýk yaðmurlarý altýnda dilsiz insan geçitleri, ilkçaðlarýn ilkel eðlence merasimlerini andýrýyor Konuþan yalnýz vücut dili
Neden Allah’ým, biz neden sonsuz kelimelerle çýkmýyoruz her sabah sokaða?
Dilimizde bitip tükenmez tazecik sözler, neden saçmýyoruz birer tohum gibi etrafa? Gün ýþýklarýnýn her hûzmesini ayrý bir kelimeyle adlandýrýp, her gülücüðe ayrý bir anlam, gözlerdeki her ýþýltýya farklý bir yorum getirmiyoruz?
Geçip gidiyoruz Allah’ým savrulan karlar, karý eriten güneþler, dolu dolu bulutlar altýndan her sabah
Ve sonra yaralanmýþ kadýnlar ki gözleri derin, bakýþlarý bulanýk; sevmesiz erkekler, içleri kupkuru ve öpülmemiþ çocuk yüzleri görüyoruz, soðuk
Bakýp geçiyoruz, nutkumuz tutulmuþ gibi yanlarýndan Dilsizleþiyoruz günden güne
Dilsizleþiyor kadýnlar ve erkekler Ve bu yüzden çöküyor aþklar çatýrdayarak; evlilikler, dostluklar çöküyor Bu yüzden neþesiz ve umutsuzuz Aþkýn þiddetine mukavemet edecek ve fakat birbirine deðdikçe alev alacak kelimelerimiz yok artýk Kelimesi olmayanýn ne imaný, ne aþký ne de geleceði olur
Bizi kelimesiz býrakma Allah’ým! Ali Çolak