Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Sahipsizlik duygusu yada duygusuz kalmak By: sumeyye Date: 27 Mayýs 2010, 11:26:11
Sahipsizlik 'Duygu' su Yada 'Duygu' suz Kalmak

ÖVÜNEREK, KADINLARI NASIL baþtan çýkardýklarýný anlatýyordu Onunla beraber, kadýnlarý, özgürlüðüne kavuþturduðunu düþünüyordu


Öylesine onlarý özgürlüklerine kavuþturmuþlardý ki boþanmalarýna ön ayak olmuþlardý Hatta, boþanma fikri, bir çok kadýnýn aklýna bile gelmezken, toplu boþanma eylemi yapýp, boþanmanýn ne denli bir özgürleþme olduðunu cümle aleme ilan etmiþlerdi


Genellikle, bir erkeðin himayesine muhtaç olarak yaratýlan kadýný, himayesiz býrakmýþlardý Kadýn, baþýboþ ve sahipsiz kalmýþtý Onu, kendi tabiatýna meydan okuyacak hale getirmiþlerdi Tabiatý, bir erkeðin himayesine muhtaç olsa bile, bu ihtiyacýný gidermemiþlerdi Hem de onu, birinin himayesinden kurtarýp ne olduðu belirsiz bir‘kamusal’ýn himayesine vermiþlerdi


‘Birine ait olmak’ gibi güzel ve fýtri bir duyguyu bozup, kimseye ait olmamak gibi bir fantezi üretmiþlerdi ‘Sahiplenme’ duygusunu yerle bir etmiþlerdi Kimse onlarý sahiplenemezdi, erkek bile olsa, kimse kendilerini sahiplenemezdi Hem kendileri de her þeyi sahipleneceklerdi


Hiçbir þeyin sahibi yoktu, bütün bir evren sahipsizdi! Bu yüzden, onlarýn da sahibi yoktu, olmamalýydý da Çünkü ‘birine ait olmak’ bir ayak baðýydý ‘Evlilik’ bir ayak baðýydý Özgürlüðü engelleyen bir kurumdu Aile, evde olmamalýydý, aile evden kovulmalýydý


Kadýnlarý, evinden dýþarý çýkarmýþtý Evler, sahipsiz kalmýþtý, deðersiz kalmýþtý Çünkü ‘ev’e deðer katan kadýnýn kendisiydi Çocuklar sahipsiz kalmýþtý Evin bir direði, yýkýlmýþtý Diðer direði olan erkek eþ ise, zayýf bir sütun olarak kalmayý kabullenmiþti


Kadýnýn adý, artýk vardý Ýster boþanabilir, isterse birden fazla insanla hayal kurabilir, sýnýrsýz fanteziler üretebilirdi Özgürlüðü uðruna baþkalarýnýn hayatýný mahvedebilir, aþký ve özgürlüðü için, nice ailenin hayatýný çökertebilirdi


Bedeni artýk kendisinindi Bir erkek uðruna bedenini, hapsetmeyecek ve kalbini sadece birisine hasretmeyecekti Kocasýnýn cinsel metaý olmayacaktý Herkesin ‘cinsel dürtüsünü harekete geçiren’ bir meta olacaktý O, sadece birine ait olmayacak, herkese ait olacaktý


O, herkesi sahipsiz olmaya çaðýrýyordu Hiçbir þeyin sahibi yoktu Dünya sahipsiz, evren sahipsiz, duygular sahipsizdi


Bu gün, o da sahipsiz kalmýþtý Kendisine ait olduðunu zannettiði bedeni, elinden alýnmýþtý Üstelik, herkesi kendi bedenine sahip çýkmaya çaðýrdýðý kadýnlar da onun bedenine sahip çýkamamýþlardý


O þimdi, bedeninin kendisine ait olmadýðýný anlamýþtý Ancak, bunu kimseye anlatamýyordu artýk, çünkü sesi çýkmýyordu artýk Ve bunu bilmesi de hiçbir iþe yaramýyordu Kimse de onu duymuyordu Kadýnlar, hala ona ‘duygu’ diyordu Oysa ki artýk ‘duygu’suz kalmýþlardý


Özgürlüklerine kavuþmuþlardý, ama özgürlüðün dýþýndaki her þeylerini yitirmiþlerdi ‘Evdeki sadýk yar’i, ‘ebedi hayat arkadaþý’ný, ‘kendisine her an teselli verecek bir’ini, ‘çocuklarýn anne ve babasý olma’yý ve her þeyden önce ‘sýcak bir aile yuvasý’ný kaybetmiþlerdi


Özgürlüðün bedeli aðýr olmuþtu ‘Ev’den dýþarý çýkan sadece kadýn deðil, erkekler de ‘ev’den dýþarý çýkmýþtý Bir yuva olmasý gereken aile, basit menfaatler üzerine kurulmuþ bir ‘toplumsal kurum’a dönüþmüþtü Sevgi, içinde sadece cinsellik menfaatinin bulunduðu ve düþünüldüðü bir ‘aþk’a dönüþmüþtü Ýçinde sonsuz bir Sevgiliyi barýndýran kalp parçalanmýþ, vicdan karalara bürünmüþtü


Oysa ki, ‘insanýn en fazla ihtiyacýný tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin bulunmasýdýr ki, her iki taraf sevgilerini, aþklarýný, þevklerini mübadele etsinler ve lezzetlerde birbirine ortak, gam ve kederli þeylerde yekdiðerine muavin ve yardýmcý olsunlar’


‘Evet, bir iþte mütehayyir(tereddütte) kalan veya bir þeye dalarak tefekkür eden adam, velev zihnen olsun, ister ki, birisi gelsin, kendisiyle o hayreti, o tefekkürü paylaþsýn Kalblerin en latifi, en þefiki(þefkatlisi), ‘kýsmý sani’ ile tabir edilen kadýn kalbidir Fakat kadýn ile ruhi imtizacý(geçimi) ikmal eden, kalbi ünsiyet ve ülfeti itmam eden(tamamlayan), suri ve zahiri olan arkadaþlýðý samimileþtiren, kadýnýn iffetiyle, ahlak-ý seyyieden temiz ve pak bulunmasý ve çirkin arýzalardan hali olmasýdýr’1


Yokluktan varlýk alemine atýlan insan, yalnýz olarak hayata adým atar Kendi gücüyle her þeyi halletmeye çalýþýr, kendisini kendisine sahip zanneder Bakar ki, tek baþýna hiçbir þeyle mücadele edemiyor ve hiçbir þeye güç yetiremiyor Kendisini sahipsiz düþünmeye baþlar Sahipsizlik duygusu, ona yetimane bir hüzün verir


Sonra, kendi gücünü ölçmeye ve tartmaya baþlar Bakar ki, gücü hiçbir þeye yetmiyor ‘Sahibinden kaçan bir köle’ olduðu için, diðer varlýklar, kendi baþlarýna ayakta duruyorlar zanneder Birden, ‘kendisinin de kendi baþýna, ayakta duracaðýný’ zanneder Bu vehim, onu ‘kendisi’ne sahip biri olma hayaline götürür Böylece baþkasýna ihtiyaç duymadan yaþayacaðýný zanneder Bu, zan, onu sahipsizlik duygusuna götürür Ve bütün kainatý sahipsiz düþündüðünden, kendisini de sahipsiz görmeye baþlar


Evet, kainatý yaratýcýsýz, kendisini de sahipsiz düþünme, felç olmuþ bir ruhun halidir Yaratýcýya karþý özgürleþme, ‘O’nu tanýyarak, ona baðlanarak olmalý Zira ‘insan, neye teveccüh ederse, ona baðlanýr ve onda fani olur’ Sahibini yitirmiyen yaþamak, baðlýlýðý kutsar ve baðlanmanýn yücelme olduðunu kavrar


Sahiplenme duygusu, ‘Her Þeyin Sahibi’nden gelen bir parýltýdýr Sahipsizlik hali ise, baþýboþluktur, hiçliktir, serseriliktir


AHMET NAZLI


radyobeyan