Denge By: rabia Date: 26 Mayýs 2010, 14:52:29
Denge
Bu kâinattaki asýrlardýr kusursuz olarak hareket eden, bozulmadan ve yorulmadan insanlýða hizmet veren, zerreden kürreye tüm mahlukatýn eþsiz ve veciz ifadesidir. Maddede ki bu harukülade denge, ilim ve bilim adamlarýný tarih boyunca düþündürmüþtür,güneþi, ayý, gezegenleri bir hesap üstüne yüzdüren Sani’mutlaký tasdike götürmüþtür. Bu kâinat kitabýný okuyan bilim adamlarý, bu ince matematiksel hesapdan doðan hassas denge unsurunu kullanarak havada uçan demirler, suda yüzen tonlarca aðýrlýðýnda gemiler yapmýþlardýr. Bunlarýn hepsi bir denge ve hesap üzerine hareket etmektedirler. Eðer siz hesapda küçük bir hata yapar dengeyi biraz oynatýrsanýz, bir maketi dahi uçururamazsýnýz.
Bu tabiattaki Sünnetullah, bize bir gerçeði ifade ediyor, oda denge eþittir hakikat demektir. Çünkü hakikatýn (dengenin)olduðu yerde ifrad (fazlalýk) ve tefrid (noksanlýk) yoktur. Ýfrad ve tefridin olduðu yerde ise hakikatten söz edilemez. Insanlýk tarihi bunun en güzel þahididir. Ne zaman insanlýk ilk peygamber Adem (a.s)’ýn getirdiði kutsal talimatlarý unutmaya baþlamýþ, hakikatten uzaklaþmýþ fesad,bozgunluk yüz göstermiþ ve son Nebi Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) kadar gelen her elçi, kendisinden önce geçen elçilerin getirdiði ilahi mesajlarý aþýrýlýktan, noksanlýktan ve bidatlardan temizleyip ilk orjinal haline getirmiþ, sosyal, siyasal, hukuksal dengeleri kurarak hak ve adaleti insanlar arasýnda tesis etmiþtir. Rabbimiz, bakýn bu gerçeði hadid suresinin 25. Ayeti celilesinde nasýl dile getiriyor. “Andolsun biz peygamberlerimizi açýk delillerle gönderdik ve insanlarýn adeti yerine getirmeleri için kitabý ve mizaný (adaleti saðlayan, sistemi,dengeyi) indirdik. ”Kitabýn (ölçünün) gelmesiyle itikadda, düþüncede ve amelde kurulan bu ilahi mizanýn (dengenin) sarsýlmasýna sebebiyet veren iki temel unsuru zikretmek istiyorum.
1-Kutsal mesajýn parçalanmasý ve bütünselliðin yitirilmesine sebep olunmasý. Hz. Isa (a.s)dan sonra hristiyanlýðýn oluþumu bunun engüzel misalidir.
Aziz Paul; Insanlarýn inanmasý için ilahi mesajý yumuþatarak basitleþtirmesi bir takým emirleri çýkarmasý (sünnet olma gibi) ve en önemlisi Hz.Musa (a.s) þeriatýndan koparmasý ahlaksýz ve fuhþiyat karþýsýnda dinin pasivizmine sebep oldu. Iki asýr sonra gelen bu manzarayý hazmedemeyen Aziz Anthony, siyasal ve hukuksal alandan soyutlamýþ bu mesajý kiliseye hapis ederek ruhbanlýða boðmuþtur. Iþte dinin özünün kaybolmaya baþladýðý tam bu anda Resûlüllah (s.a.v) gelerek, hayattan çýkarýlmýþ olan ilahi iradeyi; sosyal, siyasl, hukuksal alanda var ederek tüm dengeleri kurdu. Böylece, gelen tüm peygamberlerin getirdiklerinin birliði, bütünselliði ve parçalana-mýyacaðýný Ýslâm’da bir itikad prensibi olarak yer aldý. Baþta Amenerresûlu olmak üzere ve bir çok ayetler bunun delilidir.
2-Yeniliklerle gelen deðiþim dalgalarýnýn oluþturduðu toplum dokusunda ki yýrtýlmayý, kemikleþen geleneksellikden dolayý duyarlý insanlarýn farkedememesi ve kitabýn evrensel yorumunun ortaya konulamamasý. Bunu örneklendirecek olursak Fransýz ihtilali ile baþlayan seküler ve þövenist dalga Avrupa’dan Islam alemine sýçrýyarak Osmanlýnýn parcalanmasýna sebep oldu. Hanedanlýkdan Cumhuriyete geçilirken, ilahi öðreti sinsice siyasal ve hukuksal alandan çýkarýldý, sosyal bir kurum haline getirildi. Bu yapýlýrken tabi ki Osmanlýda siyasi erkin islamýn elinde bulunmasý (bir takým aksaklýklar olsada) Þeyhülislamlýðýn bu konuda söylem geliþtirmemesinde payý büyüktür. Çünkü Cumhuriyet sonrasý dini otoritenin devlete taalluk eden meselelerde suskun ve pasif olmasý kemikleþen bu gelenekselliðin en büyük göstergesidir. Daha detaylý bir örnek verilecek olursa, baþörtüsü zulmü karþýsýnda bu kurumun “Baþörtüsü mü’min kadýnlara farzdýr.” Deme cesaretini bile gösterememesi sizce neyin ifadesidir. Ýþte bu kurumun hakikati ifadede ki pasivizmi toplum içinde aþýrý uçlarýn doðmasýna meydan verdi.
Yaþam sürecimizde ki dengesizliðin yansýmalarýný ve sosyal boyutlarýn üstad Bediuzzaman Said Nursi þu veciz ifade ile farklý bir boyutla zihinlerimizde derinleþtiriyor. “Mizanýn olmadýðý yer de aldatma ve aldanma vardýr.”
Mevlüt ÖZCAN
radyobeyan