Gir Halkaya By: rabia Date: 23 Mayýs 2010, 16:11:59
Gir Halkaya
Toplanma, bir araya gelme, gönüllerde teþekkül etme, fenafil ihvan düsturunu yeryüzüne mayalama fiillerini bayraklaþtýranlardýr onlar. Birbirlerine destek olmada hayatlarýna usare olan, ruh adeselerinde hep kendilerini görenlerdir onlar. Manevi hislerini bir prizma halinde etrafa yayan bu kahramanlar, pýrlanta silüetlerini de hasret iklimlere damýtýrlar.
“Hepiniz toptan, Allah’ýn ipine (dinine) sýmsýký sarýlýn, bölünüp ayrýlmayýn. Allah’ýn sizin üzerinizdeki nimetini hatýrlayýn: Hani siz birbirinize düþman idiniz de Allah kalblerinizi birbirine ýsýndýrmýþ ve O’nun lütfu ile kardeþ oluvermiþtiniz. Siz bir ateþ çukurunun tam kenarýnda iken oraya düþmekten de sizi O kurtarmýþtý. Allah size âyetlerini böylece açýklýyor, ta ki doðru yola eresiniz.” (Âl-i Ýmrân, 103)
Kâinatýn sertac-ý ittihacý Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in gelmesiyle ve Medine’yi þereflendirmesiyle cehâlet zakkumunu nemalayan kabileler; husumeti býrakmýþ ve vahdeti anýmsatan muhabbet fidanlarý yeþermiþtir. Evs ile Hazrec kabileleri cehennemsi hayatlarýndan muhabbetullah sýbgasýnýn insibaðýyla þerefsüdur bulunmuþ ve ebedi akýbetleri adýna necatýn muþtusunu tebdil eylemiþlerdir.
“Ey müminler! Ýçinizden hayra çaðýran, iyiliði yayýp kötülükleri önlemeye çalýþan bir topluluk bulunsun. Ýþte selamet ve felahý bulanlar bunlar olacaklardýr.” (Âl-i Ýmrân, 104)
Ayetteki kutsiler ve vahyin letafetini kýyamete kadar yayacak olan rabbaniler, bir tecelli halinde soluk olacaklar ve nam-ý celil-i Muhammedi (sallallahu aleyhi ve sellem)’yi güneþin doðup battýðý her yere duyuracaklardýr. Efraz-ý feraiz konumundaki büyük ibadet olan tebliðin zirve noktasýnda “emr-i bil maruf, nehy-i anil münker” vardýr. Bir beldeyi siyanette tutacak olan Allah’ýn lütfu budur ki, onsuz yaþamýn esamesi duyulmayacak ve zemin yeksan olmayacaktýr. O öyle bir koruyucu cevþendir ki, mevcud-u muteberi eltaf-ý sübhaniyedir. Selamet ve felahý bulmada aralanacak olan kapýlarýn anahtarý, ismi geçen cemaatin vird-i zebanýyla münasebet halindedir. Kýyametin hoþ sûrunun gönüllerde makes bulmasýna vesile olacak süvariler, bunlar olacaktýr.
Alvarlý Efe hazretlerinin de ifade ettikleri gibi:
“Ey tâlib-i feyz-i Hudâ gel halkaya, gir halkaya. !
Ey âþýk-ý nur-u Hudâ gel halkaya, gir halkaya!”
Halkaya girme iþi bir nasip halkasýdýr. Halka içinde halka ve kendini bulma-görme, kendini halkaya dahil edebilme nazarý vesiledir bu iþe. Akþemseddin hazretlerinin rüya yörüngeli zincirle ve zorla Hacý Bayram hazretlerine intisap eylemesi ve bu yolda bütün çilelere katlanabilmesi, halkaya müdahil olmakla mümkün olmuþtur. Bir büyük insanýn da talim yerine gitmeye hazýrlandýðý bir zaman diliminde, hocasýnýn onu çaðýrýp da: “Vallahi gitseydin, billahi gitseydin, tallahi gitseydin; parça parça olurdun!” buyurmasý da bu iktiran anlayýþýna vabeste görünmektedir. Ýman bir nasip ameliyesi olduðu gibi, imaný tazeleyen keyfiyetlere halka kurmak da bir nasip dairesidir.
Bir kutsi hadiste de ifade edildiði gibi halkada kemmiyet deðil keyfiyet, mutlak varidattýr. Halkaya katýlanlarýn mefkuresinde (dar cepheli de olsa) kývama ermemiþ hayat motifleri olabilmekte, dünyalýk bir menfaat gerçekleþmektedir. Ama Rabbimiz sonsuz rahmetinden öyle hazineler sunmaktadýr ki: “hüm kavmil le yeþgâ bihi celisühüm” fermanýyla “celis” bir kulun dahi o halkadaki muhlis bir mü’minle ayný kefede ihvan olma mazhariyetine erdiði iþaret buyrulmaktadýr.
Cemaat ile uhuvvet, ayný gýda menfezinden beslenirler, hiss-i semahatlerine bu derecede ererler. Bediüzzaman hazretlerinin de ifade ettikleri gibi: “Þahsiyetini kardeþler içinde fâni edip, onlarýn nefislerini kendi nefsine tercih etmek” sözünü de: “Bir buz parçasý nev’indeki þahsiyetini ve enaniyetini kevser-i Kur’ani’den süzülen havuzda eritme” olarak þerh eylemiþlerdir.
Uhuvvet libasýna yama talihsizliði vermemek için de þu muhlis ve mukni tavsiyede bulunmuþlardýr:
“Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan; bu zamanýn mühim, hakikatli bir alimi olabilir. Eðer anlamasa da, madem Risale-i Nur Þakirdlerinin bir þahs-ý manevisi var, þüphesiz o þahs-ý manevi bu zamanýn bir alimidir. Sizin kalemleriniz ise, o þahs-ý manevinin parmaklarýdýr. Kendi nokta-i nazarýmda liyakatsiz olduðum halde, haydi hüsn-ü zannýnýza binaen bu fakire bir üstadlýk ve tebaiyet noktasýnda bir alim vaziyetini verdiðinizden baðlanmýþsýnýz. Ben ümmi ve kalemsiz olduðum için, sizin kalemleriniz benim kalemim sayýlýr. Hadiste gösterilen ecri alýrsýnýz.”
Halkaya katýlanlar arasýnda ehl-i dünya düþünceli bir kulun dahi nasipsiz kalmayacaðý hadis-i þerifte anlaþýlacaðý üzere; yukarýdaki teamülden de -biiznillah- nasipdar olunacaðý aþikârdýr.
Ey Rabbimiz, yolunu bilip de Sana inanmýþ olanlar Sana baðlanmýþ kullarýndýr. Sen bu yol halkasýndan bir lahza dahi olsa bizleri ayýrma, ayaklarýmýzý kaydýrma!..
Alýntý
radyobeyan