Cimrilik By: rabia Date: 23 Mayýs 2010, 15:46:08
Cimrilik Emek Ve Malý Yýðýp Biriktirmek
Bugün dünyada yaþanan savaþ ve çekiþmelerin temelinde mal mülkte çoðalma hýrsý yatar.Ülkeler topraklarýný, insanlarda gayrimenkullerini çoðaltmak için adeta yarýþýrlar. Bunun tek sebebi imandaki zafiyettir. Ahiret inancý eksik olan insanlar, bu dünyadan hiç ayrýlmayacakmýþçasýna dünya nimetleri için çalýþýp ahiretten gafil bir þekilde yaþarlar. ‘Kadýnlara, oðullara, kantar kantar yýðýlmýþ altýn ve gümüþe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu þehvet insanlara ’süslü ve çekici’ kýlýndý. Bunlar, dünya hayatýnýn metaýdýr. Asýl varýlacak güzel yer Allah Katýnda olandýr.’ (Ali Ýmran Suresi, 14) ‘Onlar, dünya hayatýndan (yalnýzca) dýþta olaný bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardýr.’ (Rum Suresi, 7)
Mülkün gerçek sahibi Allah’týr. ‘Göklerin ve yerin mülkünün Allah’a ait olduðunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandýrýr, kimi dilerse baðýþlar. Allah, herþeye güç yetirendir.’ (Maide Suresi, 40) Mülkün asýl sahibini bilen insan, sahip olduðu þeyleri kendisine baðýþlayan Allah’a þükreder ve Rabbimizin bildirdiði gibi malýnýn, “Ýhtiyaçtan artakalaný”ný (Bakara Suresi, 219) yoksullarla paylaþýr. ‘Onlarýn mallarýnda dilenip-isteyen (ve iffetinden dolayý istemeyip de) yoksul olan için de bir hak vardý.’ (Zariyat Suresi, 19)
Allah ‘infak’ etmemiz gerektiðini bize pek çok ayette bildirmektedir. ‘Onlar ki, mallarýný gece, gündüz; gizli ve açýk infak ederler. ’ (Bakara Suresi, 274) Ancak Allah, ‘Kendinizin göz yummadan alamayacaðýnýz bayaðý þeyleri vermeye kalkýþmayýn’(Bakara Suresi, 267) ayetiyle de neleri infak etmemiz gerektiðini bildirmiþtir. Genelde insanlar yardým olarak kendilerinin kullanmadýklarý, beðenmedikleri þeyleri verirler. Oysa: ‘Sevdiðiniz þeylerden infak edinceye kadar asla iyiliðe eremezsiniz.’ (Ali Ýmran Suresi, 92) ayetiyle bunun yanlýþ bir tavýr olduðunu anlarýz.
Kuran’daki bu sistem kuþkusuz dünyada yaþanan yoksulluðun ve ekonomik krizlerin çözümünü saðlayacak çok önemli bir adýmdýr. Günümüzde yaþanan açlýk ve yoksulluk sorununun, sadece devletin ya da birkaç kurumun yardýmýyla çözülmesini beklemek çok doðru bir hareket olmaz. Öncelikle insanlarýn kenara mal yýðýp biriktirme hýrsýndan vazgeçmeleri ve Allah’ýn kendilerine rýzýk olarak verdiklerini, ihtiyacý olanlarla paylaþmalarý gerekir. ‘Ýman etmiþ kullarýma söyle: “Alýþ-veriþin ve dostluðun olmadýðý o gün gelmezden evvel, dosdoðru namazý kýlsýnlar ve kendilerine rýzýk olarak verdiklerimizden gizli ve açýk infak etsinler.’ (Ýbrahim Suresi, 31) Bir insanýn birden fazla evinin, arabasýnýn olmasý ve geleceðini güvence altýna almak için daha da fazlasýný edinme arzusu þüphesiz þeytani bir düþüncenin ürünüdür. Genelde zengin insanlar ufak tefek yardýmlarla vicdanlarýný rahatlatýr ve kendilerine kalan mallarýna sýmsýký sarýlarak onlarý artýrmaya devam ederler.
Anlaþýlmasý güç olan þey etrafýmýzda yaþayan pek çok yardýma muhtaç insan varken bu insanlarýn nasýl rahatça yastýklarýna baþlarýný koyabildikleridir. Bu tavýr bozukluðu sadece zengin insanlar için deðil kenara paralarýný ya da altýnlarýný yýðanlar için de düþünülebilir. Günümüzde ‘yastýk altý’ denilen sistem dinimiz açýsýndan olduðu kadar ekonomi açýsýndan da oldukça sakýncalý bir durumdur. Paranýn piyasada dönememesinden doðan ekonomik durgunluk krize dahi sebep olabilmektedir. Bu durumun yanlýþlýðý ‘Altýný ve gümüþü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar… Onlara acý bir azabý müjdele.’ (Tevbe Suresi, 34) ayetiyle de görülmektedir. Ýnsanlarýn kenara yýðdýklarý bu paralarý kullanmamalarýnýn temelinde gelecek korkusu vardýr. Ama gözden kaçýrdýklarý önemli bir nokta vardýr ki Allah, ‘kullarýndan rýzký dilediðine geniþletip-yayar ve ona kýsar da. (Sebe Suresi, 39) Ýnsan, ölüm aný gelip çattýðý zaman, ne ev, ne araba, ne de sahip olduðu hiç bir þeyi yanýnda götüremez. ‘Tereddi edeceði (baþaþaðý düþüþe uðrayacaðý) zaman, malý ona hiç yarar saðlamaz.’ (Leyl Suresi, 11) Tarihte yaþamýþ hiçbir zengin insana, öldüðü zaman malý fayda saðlamamýþtýr. Ölümle beraber herkes hayatýný adadýðý mallarýný dünyada býrakýp sadece iyi ve kötü amelleriyle Allah’ýn huzuruna çýkar. Ve iþte o geri dönüþü olmayan anda Allah bizi, verdiði nimetlerden dolayý sorgulayacaktýr. ‘Allah’ýn, bol ihsanýndan kendilerine verdiði þeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayýrlý olduðunu sanmasýnlar. Hayýr; bu, onlar için þerdir; kýyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandýrýlacaklardýr. Göklerin ve yerin mirasý Allah’ýndýr. Allah yaptýklarýnýzdan haberi olandýr.’ (Al-i Ýmran Suresi, 180)
Hýrsýzlýk, dolandýrýcýlýk, fuhuþ, uyuþturucu kaçakçýlýðý ve her türlü ahlaksýzlýðýn yaþandýðý bu dünyada tek çözüm Kuran ahlakýyla yaþamaktýr. Bu güzel ahlakla bezenmiþ insanlar daha fazlasýna sahip olma hýrsýndan sýyrýlýp elindekileri paylaþma arzusunda olurlar. Bu da insanlar arasýndaki sýcaklýðý ve samimiyeti artýrýr.
Bencillikten ve kibirden arýnýp sevgi ve merhametin güzelliðini yaþarlar. Tüm bu güzellikler hiç þüphesiz huzur ve güven dolu bir dünyaya açýlan kapýlardýr. ‘iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine raðmen, onu yakýnlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmýþa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazý dosdoðru kýlan, zekatý veren ve ahidleþtiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalýkta ve savaþýn kýzýþtýðý zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranýþlarýdýr). Ýþte bunlar, doðru olanlardýr ve müttaki olanlar da bunlardýr.’ (Bakara Suresi, 177)
Alýntý
radyobeyan