Sevgi By: sumeyye Date: 21 Mayýs 2010, 15:23:52
Sevgi
Sevgi, sözlüklerde "Ýnsaný bir þeye ya da bir kimseye karþý yakýn ilgi ve baðlýlýk göstermeye yönelten duygu" olarak tanýmlanýrsa da, bu tanýmýn yetersiz ve yüzeysel olduðunu söyleyen birçok kiþi, sevginin tam anlamýyla tanýmlanamayacaðýný düþünmektedir.
Sevgi denildiðinde genellikle akla ilk önce, iki karþý cins arasýndaki duygusal çekim gelmekteyse de, aslýnda sevgi, yöneldiði hedefe (sevgiliye duyulan sevgi, Allah sevgisi, vatan sevgisi, ebeveyne duyulan sevgi, çocuða duyulan sevgi vs.) ve biçimlerine baðlý olarak büyük bir çeþitlilik göstermektedir. Þefkat, merhamet ve fedakârlýk sevginin farklý kýlýklardaki yansýmalarýdýr. Sevgi yalýn anlamýyla bir duygu ve heyecan türüdür. Sevgi, insanýn bir þeye ya da bir kimseye karþý yakýn ilgi ve baðlýlýk göstermesine denir. Bir baþka tanýma göre de “sevgi, öðrenilen duygusal bir tepkimedir.”
Ýslam literatürüne göre sevgiyi deðerlendirmek için; Ýslâm’ýn temel kaynaklarý olan Kur’an ve Sünnet baþta olmak üzere, Arapça’da sevgiyi ifade etmek için kullanýlan pek çok kelime, terim ve kavram vardýr. Konu ile ilgili kalem oynatmýþ olan bazý yazarlar bu kelimelerin sayýsýný altmýþa kadar çýkarýrlar. Bunlardan bir kýsmý hem Kur’ân hem de hadislerde kullanýlmýþtýr. Bir kýsmý ise bu iki kaynakta geçmese de, dilde kullanýldýðý, özellikle þiir baþta olmak üzere, edebî metinlerde yer aldýðý bilinen kelime ve terimlerdir. Bu kelime ve terimlerin bazýlarý çok eski zamandan beri kullanýlmýþ, Ýslâm döneminde anlam deðiþikliðine uðrayanlar olduðu gibi, bir kýsmý da kavramlaþma merhalesi geçirmiþtir. Böylece Müslüman toplumlar uzun asýrlar boyunca ýrk, renk ve coðrafyalarý farklý bile olsa, inanç ve amel noktasýnda birlik ve bütünlüklerini koruduklarý gibi, sevgi konusunda da az çok bir anlayýþ birlikteliði saðlayabilmiþlerdir. Allah ve peygamber, ana ve baba, eþ ve çocuklar, kardeþler, yakýn ve uzak akraba, Müslüman ve insan, tüm canlýlar ve tabiat sevgisi bütün Müslümanlar arasýnda müþterek ilgi ve sevgi alanlarýný oluþturmuþtur. Özellikle Müslüman Türk milletinin ve tarih boyunca kurduklarý devletlerin yerleþik olduðu coðrafyalarda meydana getirilmiþ olan mimarî sanat eserleri ve tesis etmiþ olduklarý müesseseler, Allah, Peygamber, Kur’ân, Ehl-i beyt ve sahâbe sevgisinin, bütün canlýlara karþý rahmet ve merhamet duygusuna sahip olmanýn yansýmalarýný günümüze taþýyan canlý þahitleridir. Muhabbet, meveddet, rahmet ve merhametten bahsederken bütün bunlarý bir arada düþünmek, bizi konunun medeniyetimize ne ölçüde ve hangi boyutlarda nüfuz ettiðini anlamaya ve kavramaya sevk eder.
MUHABBET Öncelikle sevgiyi ifade eden kelime ve terimler arasýnda ilk sýrada yer alan ve Arapça aslýyla dilimizde kullandýðýmýz “muhabbet” üzerinde durmak gerekir. Esasen sevgiyi ifade için kullanýlan bütün kelime ve terimler, muhabbetten türediði için birbirine çok yakýn anlamlara geldiði de ifade edilir. Muhabbete birçok anlamlar verilmiþtir. En önemlilerinden biri, kökeni itibariyle lüzum ve sebat manasýna gelmesidir ki, sevilenin adýný ve zikrini kalpten hiç ayýrmamayý ifade eder. Saflýk ve berraklýk anlamýný taþýmasý sebebiyle, sevgi ve dostluðun katkýsýz, saf olanýna muhabbet denilir.
Sevgi, kalbin sevilene meyli olduðu için, Allah için kullanýlýp kullanýlmayacaðý münakaþa edilmiþtir. Bazý âlimler, bunu kabul etmeyerek Allah sevgisinden maksadýn O’na ibadet etmek olduðunu söylemiþlerse de, Ýslâm ulemasýnýn ekserisi Allah sevgisinin varlýðýný Kur’ân ve Sünnet'ten getirdikleri açýk delillerle ortaya koymuþlardýr. Neticede, Allah ve Rasûlü'nü sevmenin farz olduðunda ittifak edmiþlerdir Allah Teâlâ Kur’ân’ýn bazý âyetlerinde þöyle buyurur: “Allah onlarý sever, onlar da Allah’ý severler.” (Mâide 5/54), “Ýman edenlerin Allah’a olan sevgileri her þeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir.” (Bakara 2/165), “Eðer Allah’ý seviyorsanýz gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” (Âl-i Ýmrân 3/31).
Hz. Peygamber de hadislerde yoruma ihtiyaç hissettirmeyecek netlik ve açýklýkta Allah sevgisinden söz etmiþtir: “Sizden biriniz, Allah ve Rasûlü kendisine bu ikisi dýþýndaki her þeyden daha sevimli olmadýkça gerçek anlamda iman etmiþ olmaz” (Buhârî, "Ýmân" 9, 14; Müslim, "Ýmân" 66-67; Tirmizî, "Ýmân" 10).
Sevgiyi, çok çeþitli yönlerden ele alýp incelemek mümkündür. Kur’ân, özenle Allah’ýn sevdiklerinden bahseder. Allah’ýn sevdiði kul olmak, en üstün, en þerefli mertebe, en kýymetli ve en deðerli makam ve mevkidir. Bunu bilmenin, fert olarak her bir müslümanýn kendisinin hangi niteliklere sahip olmasý ve kimleri sevmesi gerektiðine yol ve yön gösterici etkisi vardýr.
Allah’ýn güzel isimlerinden biri, Vedûd ismidir. Bu isim Allah cihetinden, kendisinin dostlarýnca çok sevildiðini, sevginin kaynaðý olduðunu, kullarý cihetinden ise Allah’ýn yarattýklarý için hayýr murat ettiðini, sâlih kullarýný sevdiðini ve onlardan razý olduðunu ifade eder.Ahmet Servet