Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Gaflet tehlikesi By: sumeyye Date: 19 Mayýs 2010, 16:30:50
Gaflet Tehlikesi



Allah’ýn açýkça bildirdiði emir ve yasaklara raðmen insanlarýn ilgisiz ve duyarsýz yaþamalarýna “gaflet” denir. “Onlar, dünya hayatýndan (yalnýzca) dýþta olaný bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardýr.” (Rum Suresi, 7) ayetinde bildirildiði gibi, insanlarýn çoðu dünya hayatýnýn dýþta görünen kýsmýna aldanýp ahiretten gafil bir þekilde hayat sürerler.

Allah’ýn varlýk delilleri tüm kainatý kaplamýþtýr. Gözünüzü çevirdiðiniz her noktada Allah’ýn yaratma sanatýna þahit olabilirsiniz. Ancak Rabbimizin, “Göklerde ve yerde nice ayetler vardýr ki, üzerinden geçerler de, ona sýrtlarýný dönüp giderler.” (Yusuf Suresi – 105)  ayetinde bildirdiði gibi insanlarýn çoðu dünya telaþý ile “yuvarlanýp giderken”, çevrelerindeki iman hakikatlerinin farkýna varamadan, üzerinden yürüyüp geçerler.

Bu delillere þahit olmak için insanýn çok uzaklara bakmasýna gerek yoktur. Kiþi kendi bedenini dahi düþünse Allah’ýn varlýðýný hatýrlayabilir. Tek bir hücrenin çoðalmasýndan meydana gelen, þu anda da yaklaþýk 100 trilyon hücreden oluþan, simetrik ve estetik bir görünüme sahip, siz hiç farkýnda deðilken içinde peþ peþe yüzlerce kusursuz ve karmaþýk iþlemin meydana geldiði bedeniniz, doðduðunuz günden beri görevlerini hiç aksatmadan yerine getirir. Ýnsan, bedenindeki bu harika sistemin nasýl çalýþtýðýný bir an düþünse, ne kadar aciz bir varlýk olduðunu ve bedenindeki bu sistemi yaratan ve görevlerini ilham edenin Allah olduðunu kavrayabilir. Düþünmek, insaný gaflet uykusundan uyandýrabilecek en önemli ibadetlerdendir. Ancak “…Ne az öðüt alýp-düþünüyorsunuz?” (Hakka Suresi – 42) ayetinden de anladýðýmýz gibi, insanlar az düþünür ve az öðüt alýrlar. Ýnsanýn az düþünmesine ve kendisini yarataný unutmasýna tek sebep de, þeytandýr. “…Onu hatýrlamamý Þeytan’dan baþkasý bana unutturmadý…” (Kehf Suresi – 63)

Ýnsanlar, yolunda giden konular üzerinde düþünmek için mesai harcamazlar. Örneðin saðlýklý bir kiþi, bedenindeki sistemin nasýl bu kadar uyumlu iþlediðini, kalbinin nasýl olup da hiç aksamadan yýllardýr attýðýný, uykusunda geçirdiði þuursuz anlarda nefes almaya nasýl devam edebildiðini asla düþünmez. Oysa insan, tüm organlarýn iþlevini kendisinin kontrol etmek zorunda olduðunu düþünürse, ne büyük bir lütufla karþý karþýya olduðunu anlar. Nefes alma eylemini kendinizin gerçekleþtirdiðini hayal edin. Böyle bir durumda olsanýz, baþka hiçbir iþle uðraþamazdýnýz. Çünkü yaþamak için sürekli nefes alýp vermeniz gerekirdi. Uyku ihtiyacýnýzý asla gideremezdiniz. Çünkü uykuda geçirdiðiniz þuursuz anlarda nefes alýp vermeyi hatýrlamanýz imkansýz olurdu. Ayný þekilde kaný temizleyen, temizlenen kaný tekrar vücuda gönderip geride kalan atýklarý ise vücuttan atan böbrekler, iþlevini yerine getiremeyip diyaliz makinelerine baðlandýðýmýz zaman aklýmýza gelen bir baþka organýmýzdýr. Bu örnekler saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Allah’ýn kullarýna merhametini ve lütfünü gösteren bu deliller, insanýn üzerinde düþünüp, þükrünü artýrmasý ve kul olmasý için birer vesiledir.

Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakýnýn ve (sizi) O’na (yaklaþtýracak) vesile arayýn; O’nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluþa erersiniz. (Maide Suresi – 35)

Çoðu insanýn yaþama amacý evlenmek, çocuk sahibi olmak, kariyer, para ve benzeri dünya nimetleri çevresinde þekillenir. Elbette bunlarý istemek veya sahip olmak yanlýþ deðildir. Yanlýþ olan, bütün bunlarý yaþama amacý olarak belirlemektir. Oysa Rabbimizin “Ben, cinleri ve insanlarý yalnýzca bana ibadet etsinler diye yarattým.” (Zariyat Suresi – 56) ayeti gereði, hayattaki tek amacýmýz Allah’a kul olmak olmalýdýr. Yukarýda saydýðýmýz konularý da Allah’a yakýnlaþmak için araç olarak görmemiz ve yaþamýmýzý bu yönde þekillendirmemiz gerekir. Aksi halde insan, çevresindeki toplumsal ve siyasi tüm geliþmelerden habersiz, hayatý yalnýzca oyun ve oyuncaklarýndan ibaret küçük bir çocuðun dünyasýndan farksýz bir hayat yaþar.

Bu dünya hayatý, yalnýzca bir oyun ve ‘(eðlence türünden) tutkulu bir oyalanmadýr’. Gerçekten ahiret yurdu ise, asýl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi – 64)

Pek çok insan, ilk bakýþta anlaþýlmasa da þuur olarak bir çocuktan farklý deðildir. Ýnsanýn bu þuursuz hali, Allah’ýn ve ahiretin varlýðýný, kendisinin yaratýlýþ amacýný, ölümün mutlaka gerçekleþecek kesin bir gerçek olduðunu, öldükten sonra her yaptýðýnýn hesabýný Allah’a muhakkak vereceði gerçeðini kavramasý ile giderilebilir.

Çevrenizde, ahiretlerine hiçbir fayda saðlamayan pek çok iþe fýrsat bulurken, vakti olmadýðý için namaz kýlamadýðýný, Kuran okuyamadýðýný söyleyen onlarca insana rastlamýþsýnýzdýr. Kuran okumaya vakitleri yoktur ancak magazin ve güncel haberleri okumaya her gün mutlaka fýrsat bulurlar. Ýbadet etmeye vakitleri yoktur ancak arkadaþ toplantýlarýnda saatlerce boþa vakit geçirebilirler. Bu samimiyetsiz durumun tek nedeni bu kiþilerin, Allah’ýn varlýðýný ve büyüklüðünü hakkýyla takdir edememeleri ve gaflet içinde oyalanýp durmalarýdýr.

Onlar, Allah’ýn kadrini hakkýyla takdir edemediler. Þüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. (Hac Suresi -74)

Ýnsanýn içinde olup da fark edemediði gaflet halini bir örnekle anlatalým: Ýbadete vakit bulamadýðýný söyleyen kiþilere, gün içinde yapmalarý gereken bütün iþlerine hiç aksatmadan devam etmelerini, ancak her gün, alacaklarý on trilyon karþýlýðýnda yarým saat ayýrmalarý gerektiðini söyleseniz, elbette hiç kimse zamaným yok diyerek bu teklifi geri çevirmeyecektir. Bu noktada doðal olarak insanýn aklýna þu soru gelir: On trilyon, Allah rýzasýndan ve cennetten daha mý kýymetli?

Allah, insanlarýn gafletten uyanmasý ve Kendisine yönelmesi için, pek çok ortam yaratýr. Sýkýntý, zorluk ve hastalýklar da bunlardandýr. Kuran’da bir ayette, “Görmüyorlar mý ki, gerçekten onlar her yýl, bir veya iki defa belaya çarptýrýlýyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öðüt alýp (ders çýkarýp) düþünmüyorlar” (Tevbe Suresi, 126) þeklinde buyrulmaktadýr. Bu tür sýkýntýlý anlar, insanlar için gaflette olduklarýný fark etmelerini saðlayacak büyük birer fýrsattýr.

Azab size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardým edilmez. (Zümer Suresi – 54)

Allah insanlara, ahirette sorumlu tutulacaklarý bir kitap göndermiþtir. Bu kitabýn içinde yazýlanlara uyup uymadýklarýndan sorgulanacaklarýný ve sonuca göre de cennet ya da cehenneme gireceklerini bildirmiþtir. Bu bilgiyi kendilerine hatýrlatan kiþilerin var olacaðýný ve Kuran ahlaký ile yaþamak için de ölene kadar süreleri olduðunu haber vermiþtir. Kendisine tanýnan sürenin dolacaðý günden habersiz, gaflet içinde yaþayan insanlar, buna raðmen yine de sorumlu olduðu kitabýn içinde neler yazdýðýný merak edip okumazlar. Ýyi insan olmanýn yeterli olduðunu, kimsenin hakkýna tecavüz etmediklerini, Allah’ýn hiçbir sýnýrýný gereði gibi gözetmedikleri halde, O’nun sevgili kulu olduklarýný iddia ederek hiçbir çaba göstermeden cennete gireceklerini zannederler. Ancak kendilerini yeterli gördükleri için okumadýklarý Kuran, onlara tam tersini haber verir:

Ýçinde onlar (þöyle) çýðlýk atarlar: “Rabbimiz, bizi çýkar, yaptýðýmýzdan baþka salih bir amelde bulunalým.” Size orda (dünyada), öðüt alabilecek olanýn öðüt alabileceði kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmiþti. Öyleyse (azabý) tadýn; artýk zalimler için bir yardýmcý yoktur. (Fatýr Suresi – 37)

Ve þüphesiz o (Kur’an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksýnýz. (Zuhruf Suresi – 44)

Allah insanlara, cennette verecekleri konusunda sýnýr koymaz. Peki insanlar neden salih amel konusunda sýnýr koyarlar? Neden yapabileceklerinin en fazlasýný deðilde, birkaç amelle yetinirler? Unutmamak gerekir ki salih amele Allah’ýn deðil biz kullarýn ihtiyacý vardýr ve insanlar ölümcül bir hastalýða yakanlanmýþ psikolojisi ile Allah’a her zaman yakýn olmalýdýrlar. Gaflet perdesi ancak bu þekilde kalkabilir. Ýþte o zaman insanýn ne yüzüne sürdüðü kremin önemi kalýr, ne kariyerinin ne de hangi takýmýn þampiyon olduðunun.

Ey insanlar, siz Allah’a (karþý fakir olan) muhtaçlarsýnýz; Allah ise, Ðaniy (hiç bir þeye ihtiyacý olmayan)dýr, Hamid (övülmeye layýk)týr. (Fatýr Suresi -15)


radyobeyan