Cuma Hutbesi
Pages: 1
Hicret By: neslinur Date: 16 Mayýs 2010, 01:10:31
HÝCRET

07.04.2000

Muhterem Müslümanlar!

06 Nisan 2000 Perþembe günü 1 Muharrem, insanlýk ve Ýslam tarihinin dönüm noktalarýndan biridir. Müslümanlarca takvim baþlangýcý olarak kabul edilen Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Mekke'den Medine'ye hicretinin 1421 nci yýlýdýr.

Bütün peygamberler, insanlarý hak dine, tevhid esasýna çaðýrmak ve kötülüklerden uzaklaþtýrmakla görevlendirilmiþlerdir. Ama her asýrda bu ulvi çaðrýya icabet ederek ona gönülden inanan insanlar olduðu gibi bunu kabul etmeyen kimseler de bulunmuþtur.

Bundan 15 asýr önce Ýslam’a gönül veren Müslümanlar en sýkýntýlý ve karanlýk günlerini yaþýyorlardý. Yüce ALLAH'ýn salât ve selâm'ýnýn muhatabý, kâinat kendisinin yüzüsuyu hürmetine yaratýlan eþsiz insan, Hz. Muhammed, Rabbi'nin emirlerini ilk defa Mekke'de teblið etmeye baþlamýþtý. Bu prensiplerin özünü, putlarýn terki ile bir olan, eþi ve benzeri bulunmayan, her þeyin sahibi ve yaratýcýsý olan yüce ALLAH'a ve O'nun emirlerine inanmak teþkil ediyordu.

Ancak Mekke'li müþrikler bu emirlere kulak bile asmadýlar. Cehalet ve delâletten kaynaklanan bir taassup içerisinde eþsiz peygamberle alay etmeye baþladýlar. O'nu, risaletini teblið etmekten alýkoyacaklarýný ve ALLAH'ýn din olarak seçtiði Ýslâm güneþini daha doðuþunda söndüreceklerini sanýyorlardý. ALLAH'ýn elçisi, müþriklerin dayanýlmaz istihzalarýna, akla, hayale gelmeyen eziyet!erine engellerine raðmen, görevini en zor þartlar içerisinde ve en iyi bir þekilde yerine getiriyordu.

Ýslâm'a gönül verenlerin sayýsý çoðaldýkça, Ýslâm düþmanlarýnýn müslümanlara karþý kini, zulmü ve þiddetleri de o nisbette artýyordu. Mekke inkarcýlarý sayýlarý oldukça az olan mü'minlere akýllara durgunluk verecek iþkenceler tatbik ediyorlardý. Mekke'de müslümanlar canýndan bezmiþ, yaþayamaz hale gelmiþlerdi. Buna raðmen karanlýk günlerin gidip, bir gün yerini nurlu ve aydýnlýk günlerin alacaðýna candan inanýyorlardý. Ýþte bu nedenle tüm iþkencelere tam iman, metanet ve sabýrla göðüs geriyorlardý. Onlarýn gözünde ne mal, ne evlat ve ne de vatan vardý. Tek düþünceleri Ýslâm'ý rahatça yaþayabilmek, yaymak ve onu tüm gönüllere yerleþtirmek için gidilecek huzurlu ve sakin bir yerdi.

Muhterem Mü'minler!

Bu durum karþýsýnda Peygamber (s.a.v.) müslümanlarýn bir kýsmýnýn Habeþistan'a ve diðer yerlere hicret etmelerine izin verdi.Ýþte bu hicretler nedeniyle Ýslam, Mekke sýnýrlarýný aþarak, diðer þehir ve ülkelere ulaþmýþ ve orada yayýlmaya baþlamýþtý. Bu durumu gören Kureyþ'in ileri gelen inkarcýlarý, ne yapacaklarýný þaþýrmýþlardý. Daha evvel Mekke'den dýþarý atmaya çalýþtýklarý müslümanlarý, bu defa Ýslâm'ýn yayýlmasýný önlemek için, Mekke'de hapsetmek ve baþka yerlere göndermemek palanlarý hazýrlamaya baþladýlar. ALLAH Rasûlü'nün vücudunu ortadan kaldýrmaya düþünüyorlardý. Lakin bu planlarýnda oldukça geç kalmýþlardý. Çünkü Mekke'de müslümanlar sayýlacak kadar azalmýþtý.

Peygamber efendimiz, Hz. Ebubekir, Hz. Ali ve ashabýn pek azýndan baþka kimse kalmamýþtý.

Bu olaylar devam ederken, nihayet Cenabý Hakk'ýn izni ile O'nun himayesinde ALLAH Rasülu Hz. Muhammed'e en sadýk arkadaþý Hz. Ebubekir ile birlikte Medine'ye hicret emri gelmiþ, böylece ALLAH en sevgili kulu ve elçisini korkunç bir suikastten kurtarmýþtý. Hz. Peygamber, yanýnda sadýk dostu Hz. Ebubekir ile birlikte müþrikleri þaþýrtmak, izlerini kaybettirmek için Medine yönünün aksi istikametinde hareket ederek “Sevr” daðýnda bir maðaraya sýðýnmýþlardý. Düþman bu iki yolcuyu bulmak için her tarafý iyice aramýþlar, maðaranýn önüne gelmiþlerdi. Ýçeridekiler dýþarýdakilerin sesini duyuyorlardý. Bu arada Hz. Ebubekir heyecanlanmýþ, vücudu titrer bir duruma gelmiþti. Bunu gören Hz. Peygamber "Üzülme, ALLAH bizimle beraberdir" demiþti.

Aziz Mü'minler!

Hutbemizin baþýnda okuduðum ayeti kerimede bu olay þöyle anlatýlmaktadýr. “Eðer siz O'na (Rasulüme) yardým etmezseniz þunu bilin ki; inkârcýlar O'nu (Mekke'den) çýkardýklarýnda maðarada bulunan iki kiþiden biri olarak ALLAH O'na yardým etmiþti. Arkadaþý Ebubekir'e "Üzülme, ALLAH'ýn yardýmý bizimledir." diyordu. ALLAH ona güven vermiþ, görmediðiniz askerlerle onu desteklemiþ inkar edenlerin, sözünü alçaltmýþtý. Ancak ALLAH'ýn sözü yücedir. ALLAH güçlüdür, hakimdir."[1]

Muhterem Müslümanlar

Hicret, müslümanlarýn geçmiþi hatýrlamalarýna ve geleceðe hazýrlanmalarýna sebep olan büyük bir hadisedir. Hicret, imanýn küfre; hakkýn ve adaletin zulme; ilim ve irfanýn cehâlete karþý üstün gelmesinin baþlangýç tarihidir. Hicret, bir reaksiyon deðil, “aksiyon” dur. Hicret, bir mananýn kabuðunun çatlamasý ve neþvü nema bulmasý, gün yüzüne çýkmasýdýr. Hicret baþlýbaþýna bir olay, bir tarihtir. Asýrlarýn biriktirmiþ olduðu küfrü söndürecek büyük bir gerçeðin hareket noktasýdýr. Mucizeler meydana getiren cihan inkýlâbý, tarihin seyrini deðiþtiren hareket, çaresizliðin çöküntüsünü sineye çeken insanlýðýn vahim dýramýnýn sonudur. Yeryüzündeki muzýr mikroplarý yakýp kurutan ilahi bir güneþ; Hak dinin yayýlmasýný, cihanþumül olmasýný saðlayan büyük olaydýr. Önce Arabistan'ý, sonra bütün dünyayý aydýnlatan, Kur'ân ve Ýslâm ilminin öðretilmeye baþlandýðý tarihtir. Hicret bir ri'cat deðil, ilâhi bir fetihtir. Ýslamiyetin cihana açýlmasý bu olayla baþlamýþ Ýslâm gerçeði, bu olayla varlýðýný dünyaya duyurmuþtur. Peygamberin mübarek dudaklarýndan duyulan bu teblið ile, son ve hak din, bu olaydan sonra ilâhi vahiylerle müesseseleþmiþtir.

Hutbemizi sevgili Peygamberimizin konu ile ilgili bir hadis-i þerifi ile bitirelim. "Ameller niyetlere göredir. Kiþi için yalnýz niyet ettiði þey vardýr. Kiþinin hicreti ALLAH'a ve Rasulüne müteveccih ise, hicreti ALLAH ve Rasulünedir. Kimin hicreti de elde edeceði bir dünyalýða ve evleneceði bir kadýn için ise, hicreti hicret ettiði þey içindir."[2]


--------------------------------------------------------------------------------

[1] Tevbe/40
[2] Buhari 1/20, Müslim III/1515
 
  


radyobeyan