Hak olana evet diyebilmek By: sumeyye Date: 11 Mayýs 2010, 12:44:21
Hak olana evet diyebilmek
Hak olaný kabul etmek, çok zordur. Çünkü nefse en aðýr gelen þey, baþkasýndan gelen hak söze evet demektir. El-hikem-ül Atâiyye’de; “Ýki iþten, nefsine aðýr geleni yap! Çünkü, hak olan iþ, nefse aðýr gelir” buyurulmaktadýr. Hadis-i þerifte buyuruldu ki:
(Amellerin en faziletlisi, nefse en zor gelenidir.)
Yusuf bin Esbat hazretleri; “Alçak gönüllü olmanýn alametlerinden birisi de, söyleyen kim olursa olsun, hak sözü kabul etmektir” buyurmuþtur.
Fudayl bin Ýyâd hazretleri; "Hakka boyun eð, hakký takip et, kim söylerse söylesin hakký kabul et" buyurmaktadýr.
Ýbn-i Atâ hazretleri ise; "Tevâzu, kim söylerse söylesin hakký kabul etmektir" buyurmuþtur.
Güç olan iþi yapmak, nefse aðýr gelir. Nefsi daha çok ezer, zayýflatýr. Ýbadetler, nefsi zayýflatmak, nefsi kýrmak için emrolundu. Çünkü nefs, insanýn da, Allahü teâlânýn da düþmanýdýr. Onu zayýflatmak, azmasýný önlemek lazýmdýr.
Bir iþte, nefse uymak ne kadar az olursa, faydasý o kadar daha çok olur. Yani, Allahü teâlânýn rýzâsýna daha çabuk kavuþturur. Ýslamiyet’in emir ve yasaklarý, nefsi kahretmek, yýpratmak içindir. Çünkü nefs, Allahü teâlânýn düþmanýdýr. Hadis-i kudside; (Nefsine düþmanlýk et! Çünkü, o benim düþmanýmdýr) buyuruldu.
Ýnsanlarda bulunan nefs-i emmâre, din bilgilerine inanmamakta, tabiatý, yaratýlýþý, Ýslamiyet’e uymamaktadýr. Bunun için, Ýslamiyet’e uymak, nefse acý gelmekte, ona uymak istememektedir. Nefse en zor gelen þey, en aðýr gelen yük, Ýslamiyet’in emir ve yasaklarýna uymaktýr. Nefsi ezmek için, Ýslamiyet’e uymaktan baþka yol yoktur.
Nefs, daima Allahü teâlâyý inkâr, Ona inat, isyan etmek ister. Bunun için nefsin arzularý, insaný Allah yolundan saptýrýcýdýr. Her iþte, nefsin arzularýna uymak, nefse tapýnmak olur. Nefsine uyan, küfre veya bid’at sahibi olmaya yahut fýska yani haram iþlemeye baþlar. Ebu Bekir Tamistâni hazretleri; “Nefse uymaktan kurtulmak, dünya nimetlerinin en büyüðüdür. Çünkü nefs, Allahü teâlâ ile kul arasýndaki perdelerin en büyüðüdür” buyurmuþtur.
Sehl bin Abdullah Tüsteri hazretleri de; “Ýbâdetlerin en kýymetlisi, nefse uymamaktýr” buyurmaktadýr.
Ýslam bin Yusuf Belhi hazretleri, Hâtem-ül-esam hazretlerine bir þey hediye etmiþti. Hâtem-ül-esam hazretleri bunu kabul edince, kendisine;
-Bunu kabul etmek nefsin arzusuna uymak olmaz mý dediklerinde;
-Kabul etmekle kendimi zelil, onu aziz eyledim. Reddetseydim, kendim aziz, o zelil olurdu. Nefsimin hoþuna giderdi cevabýný vermiþtir.
Resulullah efendimiz, uzun bir hadis-i þerifin sonunda buyurdu ki;
(Ýnsaný felakete sürükleyen þeyler üçtür: Hasislik, nefse uymak, kendini beðenmek.)
Nefse uyup, tevbe ve istiðfâr etmeden, af ve Cennet beklemek ahmaklýk olmaktadýr. Zira hadis-i þerifte; (Aklýn alameti, nefse galip ve hâkim olmak ve öldükten sonra lazým olanlarý hazýrlamaktýr. Ahmaklýk alameti, nefse uyup, Allah’tan af, merhamet beklemektir) buyuruldu.
Kötü þeyler nefse tatlý gelir. Ýnsanýn, kötü bir þey yapýnca, arkasýndan riyâzet çekmesi, nefse güç gelen þey yapmayý âdet edinmesi, faydalý bir ilaçtýr. Hadis-i þerifte buyuruldu ki:
(Nefse sükunet ve kalbe ferahlýk veren iþ, iyi iþtir. Nefsi azdýran, kalbe heyecan veren iþ günahtýr.)
Nefse uyan kimse, hep Ýslamiyet’in dýþýna çýkar. Hayvanlarda akýl ve nefs olmadýðý için, ihtiyaçlarýný bulunca kullanýrlar. Yalnýz bedenlerine zarar veren, kendilerini inciten þeylerden kaçarlar. Ýslam dini, rahat ve huzur içinde yaþamak için lazým olan þeylerden ve dünya lezzetlerinden faydalý olanlarý yasak etmiyor. Bunlarýn elde edilmesinde ve kullanýlmasýnda, akla ve dine uymayý emrediyor.
Ýslam dini insanlarýn dünyada da, ahirette de rahat ve huzur içinde yaþamasýný istiyor. Bunun için, akla uymayý emrediyor. Nefse uymayý yasak ediyor. Akýl yaratýlmasaydý, insan hep nefsine uyar, felaketlere sürüklenirdi. Nefs olmasaydý, insan, yaþamasý ve üremesi için ve medeni hayat için lazým olan þeyleri kazanmak için çalýþmasýnda kusur ederdi ve Nefs ile cihâd sevabýndan mahrum kalýrdý. Meleklerden daha üstün olmak yolu kapalý kalýrdý. Hadis-i þerifte buyuruldu ki:
(Ahirette olacaklardan, sizin bildiklerinizi hayvanlar bilselerdi, yemek için et bulamazdýnýz!)
Yani, hayvanlar ahiretteki azaplarýn korkusundan dolayý, yemekten, içmekten kesilirlerdi. Bir deri, bir kemik kalýrlardý. Ýnsanlarda nefs olmasaydý, hayvanlar gibi, korkudan, yiyemez, içemez, yaþayamazlardý.
Ýnsanlarýn yaþayabilmeleri, nefslerinin gafleti ve dünya lezzetlerine düþkün olmasý iledir. Nefs, iki tarafý keskin býçak gibidir. Hem de, zehirli ilaç gibidir. Doktorun tavsiyesine göre kullanan, bundan fayda kazanýr. Aþýrý kullanan helak olur.ALINTI