Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Merhamet By: sumeyye Date: 11 Mayýs 2010, 12:01:30
Merhamet


Merhamet varlýðýn ilk mayasýdýr. O’nsuz, herþey bir bulamaç ve kaostur. Herþey, merhametle var olmuþ, merhametle varlýðýný sürdürmekte ve merhametle nizam içindedir.

Gökler ötesinden gelen merhamet mesajlarýyla yer, düzene kavuþmuþ; sema tesviye görmüþtür. Makro-âlemden mikro âleme kadar herþey, hayranlýk uyaran bu ahenge ve çelik-çavak iþleyiþe onun sayesinde ermiþtir.

Bu iþleyiþte herþeyin, ebedi varoluþta kazanacaðý hal ve alacaðý durumun provasý yapýlmaktadýr. Ve bütün varlýklar bu istikamette bir çýrpýnýþ içindedir. Her çýrpýnýþta nizam ve intizam nümâyân (1) her sýçrayýþta merhamet þule-feþândýr (2).

Titreyen havanýn letafetinde, rakseden sularýn kývranýþýnda, burnumuzun dibine ve ayaðýmýzýn ucuna kadar gelen bu dasitani (3) rahmeti görmemek mümkün mü?.

Bulut, merhametten kanatlarýyla, baþýmýzýn üstünde dolaþýr durur. Yaðmur, kemer kuþanmýþ süvari gibi, onun dölyataðýndan kopup imdadýmýza gelir. Yýldýrýmlar, þimþekler binbir tarraka ile o gizli rahmetten muþtular getirir. Ve kalem herþeyiyle ‘‘Rahmet-i sonsuz’’ adýna bir gazelhan olur. Karalar ve denizler; aðaçlar ve otlar, yüzyüze ve dizdize, ayrý ayrý söz ve naðmeleriyle merhamet türküsü söyler durur.

Þu solucana bakýn! Ayaklar altýnda ve kendi hesabýna alabildiðine merhamete muhtaç; ama o,bu haliyle pek çok þeye merhamet etme yolunda, yorgunluk bilmeyen bir yolcudur. Þefkatli toprak ona baðrýný açar. O da bu sýcak kucaðýn her avuç topraðýna yüzlerce döl býrakýr. Ve, toprak - ana bununla havalanýr, bununla kabarýr ve her yanýyla piþer ve olgunlaþýr. Toprak solucana, solucan da topraða rahmet; ya gübre olsun diye otu, kökü yakan nadanlara ne demeli? Zavallý insan! Hem topraða hem de solucana merhametsizlik ettiðinin farkýnda bile deðildir.

Bir de binbir çiçeðe cilve çakan þu anya ve kozasýna gömülüp kendini hapseden ipekböceðine bakýn! Merhamet orkestrasýna uyma uðrunda, neleri göðüsler ve nelere katlanýrlar. Ýnsana bal yedirmek ve ipek giydirmek için, bu koç-yiðit fedailerin çektikleri sancýyý görmemek mümkün mü?
Ya, yavrusunu kurtarmak için baþýný köpeðe kaptýran tavuðun, nasýl bir þefkat kahramaný; açlýðým yutup, bulduðu þeyleri yavrusuna yediren aç-canavarýn, nasýl ayrý bir babayiðit olduðunu hiç düþündünüz mü?

Bu âlemde herþey, ama herþey, merhamet düþünür, merhamet konuþur ve merhamet va’dedet. Ve bu itibarla da, kâinata, bir merhamet senfonizmasý nazarýyla bakilabilir. Ayn ayrý ses ve soluklar; tek ve çift bütün naðmeler, öyle bir ritm içinde akýp akýp gider ki, bunu görmemek ve anlamamak kabil deðil. Ve sonra bütün þu parça parça acýma ve þefkat etmelerin arkasýnda,bu esrarlý koroya hükmeden, herþeyi çepeçevre sarmýþ geniþ rahmetin sezilip hissedilmesi..

Veyl olsun bunlardan birþey anlamayan talihsiz ruhlara!.

Bütün bu olup bitenler karþýsýnda insan, þuur ve iradesiyle; idrak ve düþüncesiyle “konsantre’ olarak bu engin rahmeti kavrama ve soluklarýyla ona kendi naðmesini katma sorumluluðu altýndadýr.

Ýçinde yaþadýðý topluma, insanlýða, hatta bütün canlýlara, bir insanlýk borcu olarak merhamet etme mükellefiyetindedir. 0, bu yolda merhamet ettiði nisbette yücelir; gadre, zulme, insafsýzlýða düþtüðü nisbette de, horlaþýr, hakirleþir ve insanlýðýn yüzkarasý olur.

Bir bâgiye, (4) susuzluktan kývranan zavallý bir köpeðe, merhamet edip su içirdiði için cennetlere yükseldiðini ve evindeki kediyi, aç býrakýp, ölümüne sebebiyet veren bir baþkasý ise, yýkýlýp Tamu’ya (5) gittiðini, en doðru sözlüden iþitiyoruz.

Merhamet edin ki, merhamete mazhar olasýnýz. Yerde merhamet eden bir ele, gökler - ötesi âlemlerden bin muþtu gelir.

Bu sýrrý kavrayan atalarýmýz, her yerde bin merhamet ocaðý tüttürdüler. Ýnsanlarý da aþarak, hayvanlarý koruma ve himaye etme vakýflarý te’sis ettiler. Bu, onlardaki derin merhamet anlayýþýnýn, bir ruh haline gelmesinden baþka birþey deðildi.

Ayaðý kýrýlmýþ bir kuþ, kanadý sakatlanmýþ bir leylek, kimbilir hangi merhamet-erini ta ciðerinden vurdu ki; menziline varamamýþ garip kuþlar için, huzur- evi yapar gibi ona, hayvani barýnaklar yapma fikrini ilham etti.

Ah! Keþke, onlarýn hayvanlara merhamet ettiði kadar, insanlarýmýza merhametli olabilseydik... Heyhat! Kendimize merhamet etmediðimiz gibi, neslimizi de, alabildiðine bir umursamazlýk ve merhametsizlik hissiyle mahvettik..

Þu binbir boðucu hadisenin ve artýk içinde durulmaz hale gelen içtimai atmosferin, gerçek müsebbibleri bizleriz..

Bir de, merhamet duygusunun, ölçüsüz kullanýlmasý ve su-i istimal edilmesi vardýr ki, o da, merhametsizlik kadar, belki daha fazla sevimsiz ve zararlýdýr.

Yerinde kullanýlan merhamet, bir ab-ý hayat, bir iksir ise, onun su-i istimal edilmesi de, bir zehir bir zakkumdur. Ve, asýl olan da, iþte bu terkibi kavramaktýr. Oksijen ve hidrojen, belli nisbetleriyle terkibe girince, en hayati bir unsuru meydana getirirler. Nisbet bozulduðu ve ayrý ayrý kaldýklarý anda ise, yanýcý ve yakýcý hüviyetlerine dönerler.

Bunun gibi, merhametin de, hem dozu, hem de kime karþý yapýlacaðý çok mühimdir. ‘Canavara karþý merhamet göstermek iþtahýný açar, sonra döner diþinin kirasýný ister’ Azgýna merhamet, onu iyice saldýrgan yapar ve baþkalarýna tecavüze teþvik eder. Yýlan gibi zehirlemekten lezzet alana merhamet edilmez. Ona merhamet, dünyanýn idaresini kobralara býrakmak demektir.

Eli kanlý, yüzü kanlý; gönlü kanlý, gözü kanlý; hasýlý, hem deli hem de kanlýya merhamet, bütün maðdurlara, bütün mazlumlara karþý en korkunç bir merhametsizliktir. Böyle bir tutum ise, kurda acýyýp da, kuzularýn hukukunu kâle almama gibi bir þeye benzer ki, kurtlarý güldürse bile, bütün âsumaný h u efgâna getirecektir.

Merhamet hissinden mahrumiyet, nasýl bir hoyratlýktýr. Öyle de, “zulmü alkýþlama, zalimi sevme,’’ en az o kadar, insani deðerlere karþý saygýsýzlýk ve i’tisafdýr. Ve günümüzde, daha çok, bu türlü havan taslaklarýna rastlanýldýðý için, milletin kader çizgisinde, adalet tevzii vazifesini yüklenenlerin bunlara karþý müteyakkýz olmalarý gerekmektedir.


 __________________

(1) Nümâyân: Görünen, âþikar olan, parlayan
(2) Þule-feþân: Iþýk saçan
(3) Dasitân: Destan.
(4) Bâgiye: Asi, günahkâr kadýn
(5) Tamu: Cehennem.


 ALINTI


radyobeyan